Etiket: "Himmet Uç"

Kastamonu Neşir ve Yayın Hizmetinin Oluşumu

Üstad, 1936’da Kastamonu’ya sürgün edilir. “Kastamonu nurların ikinci bir intişar merkezi olarak” tarihe geçer. Cumhuriyetin zulüm şehridir Kastamonu, şapka devriminde yapılanlar otuz bir martta asılanlar gibidir. Maziye dair bütün şeyleri tahrip etmeye kararlıdır, kafasız yeni kafalar. Ayetlerin yazıldığı mezar taşlarını kanalizasyon yapımında kullanırlar, ameleler tarafından lağımlara döşendiğini görünce Bediüzzaman öyle bir hiddetle kükrer ki ermeni ustalar neye uğradığını şaşırır kaçarlar. Oradaki memurlar da kaçarlar. Kaldığı yer, Araba pazarındaki polis karakoluna teslimedilir. Karakolun merdiven altındaki dar ve izbe bir yere yerleştirilir. (Prof. dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Memurlar, Hizmetçiler ve Yolcu

İnsan yolcusu ile ona hizmet edenler vardır, büyük hizmetçiler. Bediüzzaman onlara “Büyük memurlar”der. İşte büyük memurların anlatımı. “Hem madem bu misafirhane-i dünyanın sobalı lambası birdir ve ruznameli kandili birdir ve rahmetli süngeri birdir ve ateşli aşçısı birdir, hayatlı şurubu birdir ve himayetli tarlası birdir.. bir bir bin birler kadar” (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Bayram Penceresinden..

Kelimeler dinin de edebiyatın da önemli silahlarından biri. ”Ahir zamanda harpler harflerle olacaktır’ diyen Nebiyy Alişan, nur Efşan, hülasa-i kainat ve habib-i Rabbül alemin bu asırda savaşın karakterini ortaya koyar. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Birbiri İçinde Sanatkarane Fiiller

Tezat yaratılışın devamı sağlayan bir kavramdır, insanlar tezatlar karşısında şaşırırlar, ama Allah Tezatlar ile hayatı devam ettirir, sıcak ile soğuk, ölüm ile hayat birbirine düşmandır. Ama insan sıcak ile soğuğun arasında ilahi bir sağlama ile yaşar.. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Gözlemler ve İktidar

Ruh yaratılırken ona uygun bir bedenin yaratılması, ruhun ve bedenin yaşayabileceği bir dünya yaratılması birbiri ile alakadar fiiller. Ruh ve beden ilişkileri, ruh ve beden, dünya ve kainat ilişkileri, hep birlikte düşünülmüşler, ruh yaratılırken dünya olmasa da onun yaşayabileceği bir mekan onun yaratılmasında hesap edilmiştir. Yaratılış zamanları farklı olsa da başlangıçta birbirleri ile uyum içinde olmaları hesap edilmeden yaratılamazlardı. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›