Etiket: "Prof. Dr. Himmet Uç"

Dostoyevski ve Bediüzzaman

Bediüzzaman büyük sanat eserlerini anlatır. “Bahirler, nehirler, çeşmeler ve ırmaklar, senin vücub-ı vücuduna ve vahdetine bedahet derecesinde şehadet ederler. Evet bu dünyamızın menba-i acaib buhar kazanları hükmünde olan denizlerde hiçbir mevcut , hatta hiçbir katre su yoktur ki vücudiyle intizamıyla, menfaatiyle ve vaziyetiyle Halıkını bildirmesin.. “ O da Bediüzzaman gibi bakmayı öğretir. “Allah’ın bize bağışladığı şeylere bakın bir. Gözyüzü pırıl pırıl, hava mis gibi , otlar körpecik, kuşlar cıvıldaşıyor. Doğa huzur içinde mutlu. “ (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Sancak ve Bayrak

İslam tarihinde Mute Savaşı sancağın önemi konusunda önemli bir bahistir. Peygamberimiz bu savaşın safahatını Medine‘de sahabelerine görür gibi anlatmış ve sıra ile kumandanların şehadetlerini anlattıktan sonra ”en sonunda sancağı Allah’ı kılıçlarından bir kılınç aldı” buyurarak Halid Bin Velid’i tarif etmiştir. Bu olaydan sonra Halid bin Velid’in adı Seyfullah kalmıştır. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı)

Devamını oku ›

Tarih Okuma Zorunluğu

Başımıza gelen bu kadar felaketin arkasında şımarmak ve rahat ve idealsizlik, vurdumduymazlık var. ”La yühibbil ferihin “ diyor Allah-ı Zülcelal. “Allah şımaranları sevmez”. Siyaset malzemesi olarak değil bir belediye başkanı Kazım Kara Bekir’i inkar etmeye neden gerek duyuyor? Türkleri de Kürtleri de istedikleri noktaya getirmek isteyen güçler onlara dinlerini ve tarih ve edebiyatlarını unutturdular. Tarih bilinmeyince insanı dalalete ve gaflete sürükler. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

Ene Risalesi, İlim, Felsefe ve Dinler Tarihi..

Hani bir hükümdar çok özel bir ata sahipmiş, çevresindekilere demiş ki “bu atın ölümünü kim haber verirse onu onun akıbetine duçar ederim” Gel zaman git zaman at ölmüş, vezir bakmış ki öldü desem ben de öleceğim, o zaman hükümdarı çağırmış. Hükümdar demiş “ bu at yatmış mı “ , “Evet efendim” demiş. Peki yemiyor mu “ hayır efendim” demiş, “ peki nefes almıyor mu “ , “ hayır efendim” demiş. “Desene ki vezir bu at ölmüş” , “ vezir de ölümden kurtulmuş gibi nefes almış ve demiş.. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›

İstanbul’un Fethi

Gece yarısından sonra saat birde Sultan Mehmet her türlü silah, merdiven, ip ve kargılarla donatılmış yüz bin asker dalgalanan görkemli sancaklar eşliğinde Allah Allah sesleri ile surlara saldırırlar. Bir süre sonra Sultan Mehmet yedekte tuttuğu seçme birlikleri ile on iki bin genç ve seçkin asker başlarında hükümdarları yorgun düşmanın üzerine atlıyorlar. Bu sırada dış surlarda açılan ve asıl saldırı yerinin hemen yanında bulunan bir gedikten içeriye birkaç Türk askeri sokuluyor.. (Prof. Dr. Himmet Uç’un yazısı..)

Devamını oku ›