Etiket arşivi: hutbe-i şamiye

Amerikalı Profesörden Washington’da Hutbe-i Şamiye Dersi

hutbe-i-samiyeye-amerikalilarin-ihtiyaci-varAmerikalı Prof. Dr. Thomas Michel, Bediüzzaman Said Nursi’nin Müslümanların 6 temel hastalığından bahsettiği Hutbe-i Şamiye konusunda Washington’da bir seminer verdi. Michel, Said Nursi’nin 6 hastalık karşılığında ilaç olarak sunduğu değerlere sadece İslam dünyasının değil, birçok Amerikalının hatta tüm Hıristiyan toplumunun ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bediüzzaman Said Nursi, 1911’de Şam Emeviye Camii’nde Arapça olarak verdiği hutbede (Hutbe-i Şamiye) İslam dünyasının altı temel hastalığından bahsediyor.

Washington’daki Türk İslam Çalışmaları Enstitüsü’nde (IITS) düzenlenen seminerin konuşmacısı Prof. Dr. Michel, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen İslam dünyasına verilen bu mesajların hala geçerliliğini sürdürdüğüne dikkat çekti.

Başlangıçta Said Nursi’den ve neden Bediüzzaman hakkında çalışmalar yaptığından bahseden Michel, Said Nursi’yi ilk okumaya başladığından bu yana çok etkilendiğini ve içinden ‘bu insan gerçekten kendisinden iyi şeyler öğreneceğim biri’ dediğini ifade etti.

Michel, Said Nursi’de en çok dikkatini çeken özelliğin birlik anlayışı olduğunu kaydetti. Said Nursi’nin gerçek Müslüman ve gerçek Hristiyanların ortak değerlerde birlikte hareket edebileceklerine inandığını söyledi.

Said Nursi’nin Hutbe-i Şamiye’de Müslümanların 6 hastalığı olarak gördüğü ümitsizlik, hilekârlık, husumet, bölünmüşlük, despotluk ve ferdiyetçiliğe karşı ümitvar olmak, dürüstlük, sevgi, birliktelik, İslami değerlere sarılma, birlikte hareket etme gibi ilaçlar sunduğunu anlatan Michel, tüm bu hastalık ve karşılığında sunulan ilaçları detaylı olarak açıkladı.

Michel, Said Nursi’nin ilaç olarak sunduğu bu değerlerin sadece Müslümanların değil, birçok Amerikalının hatta tüm Hıristiyan toplumunun ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Cihan

Hutbe-i Şamiye Sempozyumu Canlı Yayında

12-14 Nisan 2013 tarihleri arasında Mardin’de yapılacak olan, Mardin Artuklu Üniversitesi, Risale Akademi, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ve Akademik Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği, Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumu: “İslam Dünyası ve Küresel Barış” yarın başlıyor.
Sempozyuma Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleri de katılacak. 13 oturum gerçekleştirilecek olan sempozyumda, Türkiye’den 26, İngiltere, Amerika, Mısır, Hindistan, Nijerya, Azerbaycan, Irak, Singapur, Cezayir, Suriye’den 17 bilim adamının yanı sıra farklı dinlerin temsilcilerinin de bulunması bekleniyor.
Üç gün sürecek sempozyumda dünya gündeminin en önemli konusu olan Suriye’deki olaylar da konuşulacak. Vatikan Temsilcisi Prof. Dr. Thomas Michel ile Mardin Kırklar Kilisesi Papazı Gabriel Akyüz birer tebliğ sunacak.
Uydu üzerinden ve internetten canlı olarak izlenebilecek olan sempozyumun canlı yayın bilgilerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

Canlı Yayın Linki: www.taksimbilisim.com/kanalurfaplayer

Risale Ajans

Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumunda Neler Konuşulacak

Üç gün sürecek olan ve 12 Nisan 2013 Cuma günü Mardin Artuklu Üniversitesi’nde başlayacak olan Uluslararası Hutbe-i Şamiye: “İslam Dünyası ve Küresel Barış” Sempozyumda İslam dünyasının problemleri, çözüm önerileri, dünya barışı gibi konular konuşulacak.

İşte konu başlıkları:

-Ümitsizlik ve İslam dünyasının içinde bulunduğu psikolojik durum.
-Siyasal ve toplumsal alanda doğruluğun kaybolması ve İslam dünyasının geri kalmışlığına etkileri.
-Farklı kılıklarda hüküm süren istibdat ve etkileri.
-Said Nursi’nin “ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam” ifadesini nasıl anlamalıyız?
-Said Nursi’nin üç düşman kavramlaştırması (cehalet, zaruret ve ihtilaf) ve İslam Dünyasının geri kalmışlığına etkileri.
-Irkçılık ve beraberinde getirdiği problemler.
-Ahlaki çöküntünün geri kalmışlığa etkileri.
-İslam’ın  çağdaş medeniyetle bağdaşabilirliği.
-“Medenilere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir” sözü bugün ne ifade etmektedir?
-İman-terakki ilişkisi.
-Said Nursi’ye göre İslam’da muhabbetin yeri.
-Said Nursi’ye göre yeni dünya düzeninde “fiziki cihad unsurlarının Kur’ani hakikatlerle ikamesi”
-Batı dünyasının hakikatlere yönelme meyli.
-Müslüman dünyası siyasi despotizmi nasıl aşabilir?
-Müslüman dünyasındaki siyasi iktidar yapılarının adem-i merkeziyetçi bir yapıya kavuşturulması neler vadetmektedir?
-Dekolonizasyon ve Arap baharı arasında ne tür süreklilik ve farklılıklar ayırt edilebilir?
-Arap Baharı, İslami otokrasiye mi demokratik İslam’a mı dönüşmektedir? Neden ve Nasıl?
-Müslüman dünyanın bilimsel alandaki geriliğiyle otoriter yönetim yapıları arasında ne tür ilişkiler kurulabilir?
-Müslüman dünyanın ekonomik az gelişmişliğinin zihniyet dünyasıyla ilişkisi.
-Müslümanların kendilik algısı, hürriyet-i şer’iyye ekseninde nasıl tashih edilebilir?
-Müslüman dünyasının terakki modeli seküler olmak zorunda mı? Ya da neden seküler olmamalı?
-Bencillik, tembellik, teşebbüs gücünün yokluğu ve asalaklık kültürünün aşılmasında Hutbe-i Şamiye nasıl bir yol öneriyor?
-Günümüzde Türk-Arap-Kürt birlikteliğinin güncel biçimi üzerinde mülahazalar ve Hutbe-i Şamiye perspektifi.
-Hutbe-i Şamiye’de sunulan İnsana yatırım-terakki ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz?
-Hutbe-i Şamiye’de nasıl bir ferdiyet tasavvuru ortaya konmaktadır?
-Sağlıklı bir toplumsal yapının temelleri olarak ümit, diğergamlık, toplumsal farkındalık, hürriyet ve meşveret. -“Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır” sözünü nasıl değerlendirirsiniz?
-Manevi cihad kavramından hareketle Müslüman Dünya ile Hırıstiyan-seküler Batı dünyası arasındaki münasebetlerin geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?

Risale Ajans

Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumu Başlıyor

Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumu Mardin Artuklu üniversitesi, Risale Akademi, İstanbul İlim Kültür Vakfı ve Akademik Araştırmalar Vakfı’nın katkılarıyla 12-14 Nisan 2013 tarihlerinde Mardin Artuklu Üniversitesinde düzenlenecek.

Sempozyumun açılış bildirimi şu şekilde ;
ULUSLARARASI HUTBE-İ ŞAMİYE SEMPOZYUMU: “İSLAM DÜNYASI VE KÜRESEL BARIŞ İÇİN HUTBE-İ ŞAMİYE’Yİ YENİDEN OKUMA”, 12-14 Nisan 2013 tarihleri arasında, Mardin Artuklu üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenecektir.
Said Nursi (1876-1960), 1911 Baharında Şam Emeviye Camiinde Arapça olarak verdiği uzun hitabede (Hutbe-i Şamiye), İslam Dünyası’nın altı temel hastalığından bahseder ve kendi tabiriyle “Kur’an eczahanesinden bir reçete” olarak Hutbe-i Şamiye’yi sunar. Bu hutbede Müslüman dünyasının ittihadına esas teşkil edecek maddi ve manevi terakkinin önündeki engelleri sıralar ve bunların nasıl aşılabileceğini anlatır. Dikkatle incelendiğinde, Müslüman dünyasının neredeyse tamamının sömürgeleştirildiği, Osmanlı devletinin de parçalanma sürecine girdiği “zor” ve “karanlık” bir zamanda dile getirilen ümit verici hususlara ilişkin tespit ve tasvirlerin günümüzde de son derece geçerli olduğunu söylemek mümkündür.
Bu tasvir, daha iyi bir geleceğe olan inancın yıkıldığı, Müslümanların iman kardeşliğinin beraberinde getirdiği kardeşlik hukukuna aykırı olarak ferdi ya da nevi ben-merkezlilikten kaynaklanan dünyevi çatışmaların içinde yitip gittiği, siyasi, toplumsal ve bilimsel istibdadın imanın bir hassası olan hürriyeti boğduğu, hem dinden hem de yaratılıştan  gelen kardeşlik bağlarının unutulmaya terk edildiği ve gelecek ufkunun ben merkezli hamiyetle sınırlandığı bir vasatta, Osmanlıyı oluşturan unsurları  insaniyet-i kübraya isal edecek bir birlikteliğin nasıl inşa edileceğini ele alır.
Tarih ve toplumun sadece sebebi/mülki değil ayna zamanda kaderi/melekuti okunuşuna dayalı bu tasvir, Müslüman ferdi, terakkinin zenbereği olarak kabul eder. İttihadı, insaniyet-i kübra ideali üzerine kurar. Müslümanları kardeşlik hukuku üzerinden birleştirirken, mezhebi, cemaati ve etnik bağlanmaların bölücü tesirlerini, hamiyyet ölçeğini insanlık üzerinden tanımlayarak nötralize eder. Hıristiyan-seküler Batı dünyasının sömürgeci yüzüne karşı mukavemeti desteklerken, Onun medeni yüzü ile diyalog zeminini manevi cihad kavramı üzerinden yeniden tesis eder.
İnsaniyet-i Kübra anlayışına dayalı yeni bir sosyo-politik ve küresel diriliş manifestosu olarak Hutbe-i Şamiye, 11 Eylül sonrasında çatışma eksenine demirleyen Müslüman dünya ve Batı arasındaki ilişkilerin, Arap Baharının Demokratik İslam Baharına dönüşümü sürecinde, yeniden diyalog ve barış eksenine oturtulması için küresel bir istikametin ipuçlarını da barındırmaktadır.
Özelde İslam Dünyası’nın genelde Küresel Barışın inşasına katkı sağlayacağına inandığımız Hutbe-i Şamiye Sempozyumunda sunulacak tebliğlerin Hutbe-i Şamiye ve Nursi’nin diğer eserleri perspektifinde aşağıdaki başlıklar etrafında ele alınması beklenmektedir.
Bu sempozyumda sunulması muhtemel tebliğlere, panellere, konuşmalara, posterlere konu olabilecek başlıklar Sempozyum konuları linkinde arz edilmiştir. Sizin bu sempozyuma, alanınızdaki birikiminiz ve tecrübenizle katılmanızdan onur duyacağımızı belirtmek isteriz. Seçtiğiniz konuya ilişkin olarak Risale-i Nur’dan seçilen konular/bölümlerle tarafınıza destek verilecektir. Bu Sempozyuma yapacağınız değerli katkılar için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Prof.Dr.Serdar Bedii OMAY          
Artuklu Üniv. Rektörü
Sempozyum Onursal Başkanı
Prof.Dr.Gürbüz AKSOY
Akademik Araştırmalar Vakfı
Sempozyum Başkanı
Prof.Dr.Faris KAYA
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı
Sempozyum Başkan Yrd.
Dr.İsmail BENEK
Risale Akademi
Sempozyum Bşk.Yrd.
Risale Ajans

Askerin Siyasete Müdahalesi, Müthiş Zarar Vermiştir

Asâkire Hitap
(Dinî Ceride, numara 110, 30 Nisan 1909)

Ey asâkir-i muvahhidîn! Fahr-i Âlemin (aleyhissalâtü vesselâm) fermanını size tebliğ ediyorum ki, şeriat dairesinde ulülemre itaat farzdır. Ulülemriniz ve üstadlarınız, zabitlerinizdir. Askerlik ocağı cesîm ve muntazam bir fabrikaya benzer. Çarkların biri intizam ve itaatte serkeşlik etmekle, bütün fabrika hercümerc olur.

Sizin o muntazam ve kuvvetli fabrika-i askeriyeniz, otuz milyon Osmanlı ve üç yüz milyon nüfus-u İslâmiyenin nokta-i istinadı ve mâden-i istimdadıdır.

Sizin iki müthiş istibdadı kansız ve def’aten öldürmeniz harikulâde olduğundan ve şeriat-ı garrânın iki mu′cize-i garrâsını izhar ettiğinizden, zaifü’l-akide olanlara hamiyet-i İslâmiyenin kuvvetini ve şeriatın kudsiyetini iki bürhan ile izhar eylediniz. Bu iki inkılâbın pahasına binler şehit verseydik, ucuz sayacaktık. Lâkin itaatinizden binde bir cüz’ü feda olunsa, bize pek çok pahalı düşer. Zira itaatinizin tenakusu, ukde-i hayatiye veya hararet-i gariziyenin tenakusu gibi, mevti intâc eder.

Tarih-i âlem serâpâ şehadet ediyor ki, asker neferatının siyasete müdahaleleri devletçe ve milletçe müthiş zararları intaç etmiştir. Elbette hamiyet-i İslâmiyeniz böyle sizi uhdenizde olan hayat-ı İslâmiyeye zarar verecek noktalardan men edecektir. Siyaset düşünenler, sizin kuvve-i müfekkireniz hükmünde olan zabitleriniz ve ulülemirlerinizdir.

Bazen zarar zannettiğiniz şey, siyaseten büyük zararı def ettiği için ayn-ı maslahat olduğundan, zabitleriniz tecrübeleri hasebiyle görüyor ve size emir veriyor. Sizde de tereddüt câiz değildir. Ef’âl-i hususiye-i nâmeşrua, san’attaki meharet ve hazakate münafi değildir ve san’atı menfur etmez. Nasıl ki bir tabib-i hâzık ve bir mühendis-i mâhirin nâmeşrû harekâtı için, onların tıp ve hendeselerinden mani-i istifade olamaz. Kezalik, fenn-i harpte tecrübeli ve o san’atta mahir ve hamiyet-i İslâmiye ile münevverü’l-fikir zabitlerinizin bazılarının cüz’î nâmeşrû harekâtı için itaatinize halel vermeyiniz. Zira fenn-i harp mühim bir san’attır. Hem de sizin kıyamınız, şeriat-ı garrâ, yed-i beyzâ-i Mûsâ gibi, sâir sebeb-i tefrika ve teşettüt-ü efkâr olan cemiyetleri bel’ etti. Sahirleri de secdeye mecbur eyledi. Harekâtınız bu inkılâbda ilâç gibiydi ki, fazla olsa zehre münkalib olur. Ve hayat-ı İslâmiyeyi fena bir hastalığa hedef eder. Hem de himmetinizle bizdeki istibdat şimdilik mahvoldu. Lâkin, terakkiler için Avrupa’nın istibdâd-ı mânevisi altındayız. Nihayet derecede ihtiyat ve itidal lâzımdır.

Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın askerler!
Hutbe-i Şamiye, s. 114

Bediüzzaman Said Nursi