Kategori arşivi: Günlük Paylaşımlar

Büyük mükâfatı müjdeler, acı bir azap hazırladığımızı bildirir…

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Gerçekten bu Kur’ân insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir. Güzel ve makbul işler yapan müminlere nail olacakları büyük mükâfatı müjdeler. Âhirete inanmayanlara ise gayet acı bir azap hazırladığımızı bildirir.

[İsrâ Suresi 17,9,10]

……..

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Hz. Ebu Hüreyre Radiyallahu Anh’tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:

Bir kimse Allah’ın (cc.) indinde kendisinin durumunun ne olduğunu anlamak isterse, kendisi yanında Allah için neyin var olduğuna baksın.

(Ebu Nuaym/Hilye)

…….

Risale-i Nur’dan;

Eğer iman hayata hayat olsa;o vakit hem geçmiş,hem gelecek zamanlar imanın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur. (Sözler)

…….

Cevşen’den;

75.
Ey zikri zikredenler için şeref olan,
Ey şükrü şükredenler için kurtuluş ve saâdet vesilesi olan,
Ey hamdî kendisini hamdedenler için izzet vesilesi olan,
Ey itaati, itaat edenler için lurtuluş vesilesi olan,
Ey kapısı (kendisini) arayanlar için açık olan,
Ey yolu dönüş yapıp (tevbe edenler )için aşikâr olan,
Ey âyetleri (basiret gözüyle) bakanlar için delil olan,
Ey kitabı takva sahipleri için öğüt ve ibret vesilesi olan,
Ey rızkı itaatkar veya âsi olan olan her kesi kapsayan,
Ey rahmeti iyilik yapnalr için yakın olan!
Münezzehsin sen,
Ey kendisinden başka bir ilah olmayan…
Kurtar bizi ateşten ey Rabb’im!

Evet, inkâr etmemek başkadır, îman etmek bütün bütün başkadır.

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Sakın Allah ile beraber başka tanrı edinme, yoksa yerilmiş, bir kenara itilmiş vaziyette kalırsın.” [İsrâ Suresi 17,22]

……..

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Resûl-ü Ekrem Aleyhissalât-ü Vesselâm buyurdular ki:

Mizanın sevap kefesinde güzel ahlaktan daha ağır gelen hiçbir şey yoktur.

(Tirmizi, Birr)

…….

Risale-i Nur’dan;

Evet, inkâr etmemek başkadır, îman etmek bütün bütün başkadır.

Evet, kâinatta hiçbir zîşuur(şuur sahibi), kâinatın bütün eczâsı(cihazları, varlıkları) kadar şâhitleri bulunan Hâlık-ı Zülcelâli(Allah’ı) inkâr edemez. Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği(yalanlayacağı) için susar, lâkayd kalır.

Fakat, O’na îman etmek, Kur’ân-ı azîmüşşânın ders verdiği gibi, o Hâlıkı(Allah’ı) sıfatlan ile, isimleri ile umum kâinatın şehâdetine istinâden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak ve günah ve emre muhâlefet ettiği vakit kalben tevbe ve nedâmet etmek(pişmanlık) iledir.

Yoksa, büyük günahları serbest işleyip, istiğfar etmemek ve aldırmamak o îmandan hissesi olmadığına delildir.

(Hizmet Rehberi)

…….

Cevşen’den;

74.
Ey zıddı olmayan Ehad,
Ey benzeri bulunmayan Ferd,
Ey her hangi bir kusur ve ihtiyacı bulunmayan Samed,
Ey niteliği olmayan tek,
Ey zulmü olmayan Rabb,
Ey zilleti bulunmayan Aziz,
Ey fakirliği olmayhan Gâni,
Ey (kimsenin) azledemiyeceği sultan,
Ey benzeri olmadan vasfedilen!
Münezzehsin sen,
Ey kendisinden başka bir ilah olmayan…
Kurtar bizi ateşten ey Rabb’im!

Efendimizin (s.a.v) tesellisi

Kurre ibni İyâs radıyallahu anh şöyle diyor:

Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam bir yere oturunca, arkadaşları etrafını çepeçevre kuşatırlardı.

O sahabelerden biri, daima yanında olan küçük oğlunu önüne oturtarak Resul-i Ekrem’i dinlerdi.

Bir gün bu çocuk öldü.

Babası, “Oğlumu hatırlayarak üzülüp etrafı rahatsız ederim” diye Hz. Peygamberin meclisine gelmez oldu.

Resul-i Ekrem onun yokluğunu görünce, “Falanı aranızda niçin göremiyorum?” diye sordu.

“Ey Allah’ın Elçisi! Her zaman onun yanında gördüğünüz oğlu öldü” dediler.

Hz. Peygamber, o sahabeyi bulup çocuğunu sordu.

Dertli baba yavrusunun öldüğünü söyleyince, Resul-i Ekrem ona başsağlığı diledi, sonra da kendisini şöyle teselli etti:

“Söyle bakalım! Vefat eden çocuğunun, yaşadığın sürece hep senin yanında bulunmasını mı; yoksa yarın Cennetin hangi kapısına gidersen, onun senden önce koşup kapıyı açarak “Buyur babacığım!1demesini mi isterdin?”

O sahabe:

“Ey Allah’ın Elçisi! Elbette onun benden önce koşup Cennetin kapısını açmasını isterdim” deyince, Resul-i Ekrem:

“Öyleyse istediğin olacak” buyurdu.

1. Nesâî, Cenâiz 120.

Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar…

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Kim şu peşin dünya zevkini isterse, Biz de dilediğimiz kimse hakkında ve dilediğimiz miktarda olmak kaydıyla, o dünya zevkini ona veririz. Ama sonra ona cehennemi mekân kılarız, O da yerilmiş ve kovulmuş olarak oraya atılır.

Kim de âhireti ister ve ona lâyık bir biçimde mümin olarak gayret gösterirse, işte bunların çalışmaları makbul olur.

Hepsine, dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.” [İsrâ Suresi 17,18,19,20]

……..

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Hz. Enes Radiyallahu Anh’tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:

Bir adam bir günah yapsa ve bil se ki:

‘Bir Rabbim var ki dilerse beni mağfiret eder, dilerse azab eder.’

Onu mağfiret etmesi, Allah üzerine hak olur.

(Ebu Nuaym/Hilye)

…….

Risale-i Nur’dan;

İslamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

…….

Cevşen’den;

71.
Ey unutulmayan, unutturulmayan zikrin sâhibi,
Ey söndürülemez nurun sâhibi,
Ey sayılamaz nimetlerin sâhibi,
Ey zeval bulmayan mülkün, saltanatın sâhibi,
Ey hadde hesaba gelmez medh-ü senânın sâhibi,
Ey belli bir keyfiyete sığdırılmaz celâlin sâhibi,
Ey idrâk edilemez kemâlin sahibi,
Ey reddedilemez haz ve hükmün sâhibi,
Ey yerini başka şeylerin alamayan sıfatların sâhibi,
Ey değiştirilemez vâsıfların sâhibi!
Münezzehsin sen,
Ey kendisinden başka bir ilah olmayan…
Kurtar bizi ateşten ey Rabb’im!


www.nurnet.org

Ey biçare insan! Aklını başına al, ehl-i dalâletin vekilini dinleme.

EHL-İ DALÂLETİN vekili, tutunacak ve dalâletini ona bina edecek hiçbir şey bulamadığı ve mülzem kaldığı zaman şöyle diyor ki: “Ben, saadet-i dünyayı ve lezzet-i hayatı ve terakkiyât-ı medeniyeti ve kemâl-i san’atı, kendimce, âhireti düşünmemekte ve Allah’ı tanımamakta ve hubb-u dünyada ve hürriyette ve kendine güvenmekte gördüğüm için, insanın ekserisini bu yola şeytanın himmetiyle sevk ettim ve ediyorum.”

Elcevap: Biz dahi Kur’ân namına diyoruz ki: Ey biçare insan! Aklını başına al, ehl-i dalâletin vekilini dinleme. Eğer onu dinlersen hasâretin o kadar büyük olur ki, tasavvurundan ruh, akıl ve kalb ürperir.

Senin önünde iki yol var: Birisi, ehl-i dalâletin vekilinin gösterdiği şekavetli yoldur. Diğeri, Kur’ân-ı Hakîmin tarif ettiği saadetli yoldur.

İşte, o iki yolun pek çok muvazenelerini, çok Sözlerde, hususan Küçük Sözlerde gördün ve anladın. Şimdi, makam münasebetiyle, binde bir muvazenelerini yine gör, anla. Şöyle ki: devamını okumak için tıklayınız