Elmaslar
Latifeler… yani cihazat-ı maneviye…
Belkide mahiyeti anlaşılamadan, değerinden çok aşağı satılan, kıymetsizce köreltilen cihazlar…
Bir yığın elmas… Ne yapmalı bu elmasları? Adi bir bakkala götürüp sakız satın alır gibi hevasatı mı eğlendirmeli? Bu kadar basit mi olmalı bu elmasların neticesi? Sadece sakız için mi?
Niye verilmişti ki bunlar; şiddetli merak, hararetli aşk, dehşetli hırs, inadlı talep….
Kimileri ’merak etme’,’sevme’,’hırs gösterme’ ve ‘inad etme’ desede nafile… Kullanmayacaksam ne işi var bunların bende, ne almalı bu elmaslarla?
İşte insanda binlerce hissiyat var. Herbirisinin iki mertebesi var. Biri mecazi, biri hakiki.
Yani aslında hakiki kısmı için öyle bir pazar var ki neticesi; “ne göz görmüş, ne kulak işitmiş ve ne de kalbi beşere hutur etmiş tarifi” yapılıyor. Mecazi ve taklidi kısmının önüne ise dünya pazarını açmışlar ve satın al alabildiğini demişler.
Şimdi şu meyanda o hissiyatları, şiddetli bir surette fani umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fani kırılacak şişelere, baki elmas fiyatını vermek demektir. Mesela; inad dediğimiz elmasın az bir kısmını dünya umuruna sarfetmek kafi. Çünki zaten almak istediğim şeyin değeri az. Fakat inadın şiddetlisi ise devamlı ve değerli, fiatına değecek bir şeye sarfedilse yani iman hakikatlerine, islamın esaslarına ve ahiret hizmetlerinde kullanılsa adi ve o zaman mecazi inad, hakiki inada, yani hakta şiddetli sebat makamına inkılab eder.
Başka bir misal; “Aşk,şiddetli bir muhabbettir. Fani bir mahbuba(sevgiliye) müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini elemde bırakır; veyahut o mecazi mahbub, o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazi, aşk-ı hakikiye inkılab eder.”
Olaya bu mesabeden bakarsak insandaki binler duygular, hissiyat, her biri bir elmas kıymetinde. Değerinin altında giden, harcanan herbir elmas, kıymetini kaybedip, adi bir şişeyle aynı terazide tartıldığı gibi sahibini de hamakat derekesine alçaltır. Malumdur ki bu makul ticaret mantığına aykırıdır.
Cenab-ı Hak bu elmasların mecazilerini dünya umuruna(işlerine) hakikilerini ise ahiret işlerine sarfetmeyi nasip etsin. (amin)