Etiket arşivi: abdulkadir badıllı

Said Nursi’nin Talebesi Mehmet Fırıncı’nın Fotoğraf Açıklaması

Son günlerde tekrar ortaya çıkan ve kasıtlı saptırmalarla başka bir mana yüklenen bir fotoğrafımızla ilgili olarak şu açıklamayı yapmak lüzumu hasıl olmuştur:

Söz konusu fotoğraf, 2012 yılının Aralık ayına ait olup, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin bütün hayatı boyunca takip ettiği ve zamanın idarecileri nezdinde teşebbüslerde bulunduğu üç idealinin devlet ve yetkililerimize aksettirilmesi için gerçekleştirilen bir ziyaret sırasında çekilmiştir.

said-nursinin-talebesi-mehmet-firincinin-aciklamasi2

Bu üç gaye ise,

(1) Din ilimleri ile fen bilimlerinin birlikte okutulacağı üniversitelerin açılması,
(2) Ayasofya’nın tekrar cami olarak ibadete açılması,
(3) Risale-i Nur’ların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmesinden ibarettir.

Bediüzzaman Hazretleri bu idealleriyle ilgili olarak Osmanlı döneminde Sultan Abdülhamid ve Sultan Reşat’a müracaat ettiği gibi, Cumhuriyet döneminde de Birinci Meclis’te bizzat dile getirmiş, ayrıca CHP Genel Sekreteri Hilmi Uran’a ve DP döneminde de Başbakan Adnan Menderes’e mektuplar yazarak aynı istekleri devletin en yüksek kademelerine ısrarlı bir şekilde iletmeye devam etmiştir.

Talebeleri de, Bediüzzaman Hazretlerinin vefatından sonra bu ideali takip ederek Süleyman Demirel ve merhum Turgut Özal nezdinde teşebbüslerde bulunmuşlardır. Son olarak, 2012 yılı sonunda, aynı talepleri iletmek üzere Başbakanımızdan bir randevu alınmış ve Bediüzzaman Hazretlerinin ömrü boyunca takip ettiği bu üç ideal, kendilerine intikal ettirilerek gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Bu görüşme bizim tarafımızdan yapılan bir talep üzerine gerçekleşmiş olup, konuyla ilgisi dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanımız da görüşmeye dahil olmuştur.

Söz konusu resimde yer alan kişilere gelince, bunlar (soldan sağa) Mehmet Fırıncı, Başbakan Tayyip Erdoğan, Diyanet İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Barla Platformu Başkanı Said Yüce, Bediüzzaman’ın talebeleri Abdülkadir Badıllı, Said Özdemir, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve yine Bediüzzaman’ın talebesi olan Abdullah Yeğin’dir.
Saygılarımla..

Mehmet Fırıncı

Risale Ajans

Bediüzzaman’ın 5 Talebesinden Ortak Açıklama

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin talebeleri Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Salih Özcan, Mehmet Fırıncı, Abdülkadir Badıllı ağabeyler son günlerdeki tartışmalar üzerine kamuoyuna ortak açıklamada bulundular.

“İman hizmetinin töhmet altında” kaldığının belirtildiği açıklamada, Risale-i Nur talebelerinin siyasete bakışına dair metinler yer aldı.

Açıklamada şöyle denildi:

Risale-i Nur Külliyatının müellifi ve Risale-i Nur hizmetinin müessisi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hizmetinde bulunmuş ve bu Kur’ân ve iman hizmetinin esaslarını bizzat ondan ders almış talebeleri olarak, aşağıdaki hususları muhterem kamuoyuna duyurmak ihtiyacını hissetmiş bulunuyoruz:

1. Risale-i Nur’un hizmet esasları içinde Bediüzzaman Hazretlerinin en fazla üzerinde durduğu ve büyük bir hassasiyetle riayet etmeyi bize ve bütün Nur talebelerine ders verdiği husus, bu hizmetin sadece ve sadece iman hizmetinden ibaret olduğudur. Pek çok mektuplarda tekrar tekrar zikredilen bu husus, bir Emirdağ mektubunda da şu şekilde ifade edilmiştir:

“Risale-i Nur hiçbir şeye âlet olamadığını ve rızâ-yı İlâhiyeden başka hiçbir maksada vesile olamadığını ve doğrudan doğruya herşeyden evvel iman hakikatlerini ders vermek ve biçare zayıfların ve şüpheye düşenlerin imanlarını kurtarmak olduğunu elbette sizin gibi Nur’un has şakirtleri biliyorlar.”

Bu hakikat muvacehesinde kamuoyuna şunu arz etmek isteriz ki, insanlara hiçbir tarafgirlik gözetmeksizin ve hiçbir menfaat gütmeksizin Risale-i Nur’la iman hizmeti vermek ve muhtaç olanların imanlarını her türlü tehlike, vehim, vesvese ve şüphelerden korumaya çalışmak ve bu hizmetin mukabilinde ne maddî, ne de manevî hiçbir karşılık beklememek, Risale-i Nur mesleğinin olmazsa olmaz esasıdır. Bu esas feda edildiğinde, ortada Risale-i Nur hizmeti de kalmaz.

2. Risale-i Nur hizmetinin gaye ve mahiyeti münhasıran iman hizmetinden ibaret olduğundan, onun dışındaki faaliyetler tarafgirlik mânâsına gelebilecek her türlü davranıştan şiddetle kaçınmak gerekeceği izahtan vareste olmakla beraber, Üstadımız bu hususu müteaddit mektup ve müdafaalarında tekrar tekrar hatırlatmıştır. Bu mektuplardan birinde, “İman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost, düşman derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır. Onun içindir ki, Nurcular emsalsiz işkencelere ve sıkıntılara tahammül edip Nur’u – Risale-i Nur’u – hiç bir şeye âlet etmediler, siyaset topuzuna el atmadılar” denmektedir.

İman hizmetinde bulunanların hariç cereyanlardan niçin uzak durmaları gerektiği, Bediüzzaman Hazretleri’nin şu ifadelerinde de çok net bir şekilde açıklanmıştır:

“Risale-i Nur şakirdlerinin, mümkün olduğu kadar, siyasete ve idare işine ve hükûmetin icraatına karışmamak bir düstur-u esasîleridir. Çünki hâlisane hizmet-i Kur’aniye, onlara her şeye bedel kâfi geliyor. Hem şimdi hükmeden öyle kuvvetli cereyanlar içinde siyasete girenlerden hiçbir kimse, istiklaliyetini ve ihlâsını muhafaza edemez. Herhalde bir cereyan onun hareketini kendi hesabına alacak, dünyevî maksadına âlet edecek, o hizmetin kudsiyetini bozacak… Hem dünya için dinini bırakan veya âlet edenlerin nazarlarında, Kur’anın hiçbir şeye âlet olmayan kudsî hakikatleri bir propaganda-i siyasette âlet olmuş tevehhüm edilecek. Hem milletin her tabakası, muvafıkı ve muhalifi, memuru ve âmisinin o hakikatlarda hisseleri var ve onlara muhtaçtırlar. Risale-i Nur şakirdleri, tam bîtarafane kalmak için siyaseti ve maddî mübarezeyi tam bırakmak ve hiç karışmamak lâzım gelmiş.”

Siyaset yoluyla vatana, millete, İslâmiyete hizmet de elbette ki ihmal edilecek bir mesele değildir. Ancak herkese eşit şekilde hizmet sunması gereken bir iman cereyanının mahiyeti, siyaset yoluyla hizmetten bütün bütün farklıdır. Onun içindir ki, cemaat adına siyasî faaliyette bulunmak, siyasî partilerle pazarlıklar içine girmek, devlet içinde kadrolaşmak, iktidara ortak olmaya çalışmak gibi faaliyetlerin tamamı Risale-i Nur’un iman ve Kur’ân hizmetiyle tam bir tezat teşkil etmektedir. Risale-i Nur talebeleri böyle faaliyetlerde bulunmayı Üstadlarından miras aldıkları kudsî hizmetin kudsiyetini bozmak olarak görürler ve bundan şiddetle kaçınırlar. Aynı şekilde, milletin reyiyle iş başına gelen meşrû iktidarı muhafaza etmek ve memlekette asayişi ihlâl etme istidadı taşıyan hareketlerden şiddetle kaçınmak da Risale-i Nur talebelerinin Üstadlarından ders aldığı en mühim esaslar ve düsturlardır; ancak onlar bunu hiçbir zaman bir menfaate âlet etmezler, bir tarafgirlik haline getirmezler.

Nitekim Umum Nur talebelerine Üstad Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son derste:

“Aziz kardeşlerim, bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler âsâyişi muhafazayı netice veren müsbet İmân hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz” denilerek, asıl yapmaları gereken şey ifade edilmiştir.

3. İman hizmetinin mahiyeti kadar metodları da menfi siyasetin icabı telâkki edilen âdet ve uygulamalardan uzaktır. İmanın esası olan doğruluk, iman hizmetinin de en mühim esasıdır; yalan, iftira, iki yüzlülük, hile gibi fiil ve metodlar hiçbir zaman iman hizmetine yanaşamaz. Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, yol, sıdk ve doğruluk üzere olmaktır, der:

Sual: Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir?

Cevap: Doğruluk.

Sual: Daha?

Cevap: Yalan söylememek.

Sual: Sonra?

Cevap: Sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd.

Sual: Yalnız…

Cevap: Evet…

Sual: Neden?

Cevap: Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu burhan kâfi değil midir ki, hayatımızın bekası, imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır?

Bir müdafaasında da “Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz” demek suretiyle, Risale-i Nur hizmeti ile diğer faaliyetler arasındaki bu temel metod farkını ayrıca teyid ve tasrih etmiştir.

4. Siyasî tarafgirliğin en dehşetli neticesini, Bediüzzaman Hazretleri bir hatırasında şöyle anlatır:

“İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyeye dair bir kanun-u esasîsi dahi, bu hadis-i şerifin, “(Mü’minin mü’mine bağlılığı, parçaları birbirini sımsıkı tutan bir bina gibidir)” hakikatidir. Yani, hariçteki düşmanların tecavüzlerine karşı, dahildeki adâveti unutmak ve tam tesanüd etmektir. Hattâ en bedevî tâifeler dahi bu kanun-u esasînin menfaatini anlamışlar ki, hariçte bir düşman çıktığı vakit, o taife birbirinin babasını, kardeşini öldürdükleri halde, o dahildeki düşmanlığı unutup, hariçteki düşman def oluncaya kadar tesanüd ettikleri halde; binler teessüflerle deriz ki, benlikten, hodfuruşluktan, gururdan ve gaddar siyasetten gelen dahildeki tarafgirane fikriyle, kendi tarafına şeytan yardım etse rahmet okutacak, muhalifine melek yardım etse lânet edecek gibi hâdisâtlar görünüyor. Hattâ, bir sâlih âlim, fikr-i siyasîsine muhalif bir büyük sâlih âlimi tekfir derecesinde gıybet ettiği; ve İslâmiyet aleyhinde bir zındığı, onun fikrine uygun ve taraftar olduğu için hararetle senâ ettiğini gördüm. Ve şeytandan kaçar gibi, otuz beş seneden beri siyaseti terk ettim.”

İşte bu sebepten, tıpkı Bediüzzaman Said Nursî gibi, onun talebeleri de siyasî tarafgirliklerden uzak durmakta ve bu iman ve Kur’ân hizmetine hiçbir siyasî tarafgirlik gölgesi düşmemesi için azamî itina göstermektedirler.

5. Biz Risale-i Nur talebeleri, hizmetimizin prensiplerini kaynağı Kur’an ve Hadisten ibaret olan Risale-i Nur’dan ve onun müellifi olan Bediüzzaman Said Nursî’den alırız. Mevkii, maddî veya manevî makamı, şöhreti, ünvanı ne olursa olsun, hiç kimsenin indî tevilleri Risale-i Nur talebeleri için bir ölçü teşkil etmez. Risale-i Nur memleketimizin ve dünyanın en buhranlı dönemlerinden geçerek bugünkü muzaffer konumuna ulaşmışsa, Bediüzzaman Hazretlerinin büyük bir hassasiyetle muhafazasına çalıştığı “hizmet düsturları” sayesinde bu mümkün olabilmiştir. Yoksa, zamanın ve zeminin şartlarına göre hizmet tarzında birtakım değişiklik ve ayarlamalar yapılsaydı, şimdi Risale-i Nur hizmeti diye bir şey kalmazdı.

6. Son zamanlarda cereyan eden ve hepimizi üzen bazı gelişmeler, siyasî mahiyet taşıyan ve Nur’un safî hizmet telâkkisinden çok uzak düşen bazı hareketlerin Risale-i Nur ile karıştırılmasını ve bu menfî hareketler sebebiyle bu iman hizmetinin töhmet altında kalmasını netice verdiğinden, biz Risale-i Nur talebelerinin böyle hareket ve faaliyetlerle hiçbir surette alâkamızın bulunmadığını ve bu tür sakat anlayışların asla Risale-i Nur’dan kaynaklanmadığını açıklamak zorunda kalmış bulunuyoruz.

Aziz milletimize saygı ile duyurulur.

ABDULLAH YEĞİN, HÜSNÜ BAYRAMOĞLU, SALİH ÖZCAN, MEHMET FIRINCI, ABDÜLKADİR BADILLI

Haber7

Sakarya’da Bediüzzaman Haftası Etkinlikleri

Sakarya Kültür ve Eğitim Vakfı (SAKEV) olarak, Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatını ve Risale-i Nur’u mercek altına alan bir dizi etkinlik düzenliyoruz.

Bu etkinlikler kapsamında ;

KONFERANS : 20 Mart Çarşamba günü saat 18.30’da Sakarya Üniversitesi Kongre Ve Kültür Merkezinde Doç. Dr. Niyazi Beki ‘’Bediüzzaman’ın Penceresinden Gençlik Manzaraları’’ konulu bir konferans verecek.

MEVLİD : 23 Mart Cumartesi günü öğlen namazına müteakip Sakarya merkez Orhan Camisinde Bediüzzaman Mevlidi okunacak. 11:30’da İlçe Müftümüz Said Emin ARVAS vaaz verecek.. Mevlidden sonraki Hatim Duasını ise İl Müftümüz İlyas SERENLİ yapacaktır..

PANEL : 24 Mart günü saat 11.00 ile 13.00 arası Sakarya Afa Kültür Merkezi Konferans Salonunda Prof.Dr. Faris Kaya’nın yöneteceği ‘’Bediüzzaman’ın Barla Yılları” konulu panele Mehmet Fırıncı ve Abdulkadir Badıllı ağabey katılacaklar.

SERGİ : 24 Mart pazar günü Sakarya Afa Kültür Merkezinde 1876-1960 yılları arasını kapsayan Ve Bediüzzaman Hazretlerinin hayatı ile Risale-i Nur’un telif ve neşrine ait önemli belge ve hatıraları gün ışığına çıkaran ‘’Tarih Ve Kültürümüzde Bir Devrin Şahitleri’’ başlığı altında Bediüzzaman Sergisi açılacak. Mehmet Fırıncı ve Abdulkadir Badıllı ağabeylerin iştirak edeceği serginin açılışı saat 13.00’de yapılacak.

TÜM SAKARYA HALKI DAVETLİDİR..

SAKARYA KÜLTÜR ve EĞİTİM VAKFI

Cumhuriyet Mahallesi Kiraz Sokak No:16/1 Adapazarı / SAKARYA

TEL&FAX: 0 264 279 74 74 GSM : 0 553 353 03 03

www.sakev.org.tr e-mail : bilgi@sakev.org.tr

Bediüzzaman’ın Müsbet Hareket Yaklaşımı Mardin’de Alkışlandı

Sosyal Gelişim Enstitüsü Derneği (SOSGED), Midyat Belediyesi, çeşitli üniversite ve sivil toplum kuruluşları tarafından ortaklaşa düzenlenen SOFRA MEZOPOTAMYA BARIŞ ETKİNLİKLERİ 31 Ağustos 2012 Cuma günü yoğun bir katılımla Mardin Matiat otelde gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikler çerçevesinde yaşadığımız coğrafyanın muhtelif yerlerinde toplumların birlikteliği için ilim, sevgi, hoşgörü, fikir ve sabır olgularının sembolü şahsiyetlere ödül verildi. Hazreti Ali’nin “ilmi”, Hazreti Mevlana’nın “sevgisi”, Şeyh Edebali’nin “sabrı”, Hanna Dolabani’nin “fikir birliği”, Yunus Emre’nin “hoşgörüsü” ve Said Nursi’nin “müsbet hareket” yaklaşımı projede alkışlandı. Bediüzzaman Said Nursi de bu yıl ödül verilecek şahsiyetler arasında yer aldı. Bu anlamda Said Nursi’ye vefatının ardından ilk ödülü verilmiş oldu. Bediüzzaman’ın ödülünü İİKV adına Urfa’dan programa katılan Bediüzzaman’ın talebeleribden Abdulkadir Badıllı aldı. Ayrıca Mehmed Emin Değer İİKV adına etkinlikleri organize eden SOSGED’e bir plaket takdim etti.

Özellikle Güneydoğu illerimiz, diğer illerimiz ve Kuzey Irak’tan yoğun katılımın olduğu etkinlikler kapsamında bir de sempozyum düzenlendi. Açılışı dua ve semazen gösterisi ile yapılan sempozyumda özellikle Bediüzzaman Said Nursi’nin fikirleri üzerinde duruldu. Önce Bediüzzaman ve Risale-i Nurları tanıtıcı 15 dakikalık bir sinevizyon izlendi. Sinevizyonun çeşitli yerlerinde Bediüzzaman’ın fikirleri izleyiciler tarafından büyük alkış aldı. Ardından Mehmed Emin Değer Nursi üzerine bir konuşma yaptı.

Etkinliklerin önemli bir aktivitesini ise İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın açtığı stant oluşturdu. Etkinliklerin gerçekleştiği mekânda açılan stantlarda Said Nursi Hazretleri’nin eserleri, fikir ve görüşleri hakkında bilgilendirme çalışmaları yapıldı. Yöredeki Bediüzzaman hayranlarının İİKV’nin tanıtıcı stantlarına büyük ilgi göstermesinin yanı sıra Nursi’yi yeni duyan ve fikirleri hakkında bilgi isteyen birçok kişiye Risale-i Nur ve tanıcı kitaplar hediye edilerek bilgilendirmelerde bulunuldu.

iikv