Etiket arşivi: Avnî

Fatih’ten Şiirler-4 (Elden Gider )

Fatih Şiirleri-4Sakiya mey sun ki bir gün lalezar elden gider 
Erişir fasl-ı hazan bağ-u bahar elden gider. Her nice Zühd-ü salaha mail olur hatırım 
Gördüğümce ol nigarı ihtiyar elden gider. Şöyle hak oldum ki, ah etmeye havf eyler gönül 
Lacerem bad-ı saba ile gubar elden gider. Gırre olma dilbera hüsnü cemale kıl vefa 
Baki kalmaz kimseye nakşünigar elden gider. 

Yar içün ağyar ile merdane ceng etsem gerek 
İt gibi murdar rakib ölmezse yar elden gider.

Avnî (Fatih Sultan Mehmet Han)

Fatih’ten Şiirler-3 (Gazel)

Bâde-i nâb ile buldu rûh-ı cânân revnak 
Gûyiyâ güller ile buldu gülistân revnak Zülf-i miskîn ki rûh-ı yâr ile tâbende durur 
Şem’-i pürnûr ile san buldu şebistân revnak Göricek yaşımı naz ile salınır ol yâr 
Cûyibar ile bulur serv-i hırâmân revnak 

İşidip nâlemi handân olur ol yâr bulur 
Na’ra-i bülbül ile gonca-i handân revnak 

Eşk-i çeşmimle olur lâ’l-i leb-i yâr ferah 
Tâb-ı kevkeble bulur lâ’l-i Bedahşân revnak 

Hatt u hâl ile bulur Avnî rûh-ı yâr şeref 
Bâblarla nitekim buldu Gülistân revnak

Avnî (Fatih Sultan Mehmet Han)

Fatih’ten Şiirler-1 (Cananını Kasteder)

Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder 
Serviden söz açanlar endamını kasdederDilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad 
Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder

Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya 

Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde
Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder 

Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip
Şiir o ki sadece cananını kasdeder  Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya 
Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder 

Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır 
Lebun yadına lal-u mercan mıdır 

Gönülde ne var ise faş etti göz 
Seni sevdiğim yar pinhan mıdır 

Gözüm ile derya nice bahseder 
Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır 

Gönül ızdırap ile oldu helak 
Gelin görün ol afeti can mıdır 

Demiş Avni’ye ben cefa etmezem 
Ona cevreden yoksa devran mıdır 

Avnî 

Kasd: Niyet. Tasavvur. İsteyerek. Niyet ederek.

Dil-ber: (Farsça) Gönül alan, kalbi çeken. Güzel, dilber.

Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan.

Dâr: Yer, mekân, konak.

Murad: İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey. Gâye. Maksad. Emel.

Ziyan: (Farsça) Zarar, ziyan, kayıp, hasar.

Eşik: Çukur yer(“Gözyaşı eşiğinde”)

Ağyar: Başkaları, yabancılar, eller

Lebun: Sütlü hayvan. Sütü bol olan hayvan.

Yâd: Gönül, hatır. Anma. Hatırda tutma. Zikretme. Hatır, gönül.

Lal: Kırmızı. Al renk. Dudak. Kırmızı ve kıymetli bir süs taşı.

Mercan: Denizde geniş resif meydana getiren ve mercanlar takımının örneği olan hayvan ve bunun kalkerli yatağından çıkarılan çoğu kırmızı renkte ve ince dal şeklinde bir madde(Canlı) .

Faş: Meydana çıkmış. Yayılmış. Anlaşılmış olan.

Pinhan: Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir.

Gevher: Elmas, cevher, mücevher. İnci. Bir şeyin künhü ve esası. Hakikat. Özü.

Efşan: Dağıtan, saçan, serpen.

Afet: Belâ. Musibet. Büyük felâket. Dâhiye. Mc: Son derece güzel.

Cefa: Eziyet. Sıkıntı. Zulüm.

Cevir(cevr) : 1.Cefa, eziyet, sıkıntı, üzüntü. Zulüm. 2.Tas: Tarikat adamının ruhen ilerlemesine mâni olan şey.

Devran: Devir, felek, zaman, deveran, dünya.

Avnî (Fatih Sultan Mehmet Han)