Etiket arşivi: ayasofya

Ayasofya Meydanında Sabah Namazı

ayasofya_meydaninda_sabah_namazi

İstanbul’dan ve çevre illerden otobüslerle gece yarısından itibaren Ayasofya meydanında toplanan grup, burada sabah namazı vaktinin girmesini bekledi. Toplanan kalabalığa meydana kurulan platformdan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Halil İbrahim Kutluay dua etti. Ardından hafız Bayram Genç Kur’an-ı Kerim tilaveti okudu.

Polis de Ayasofya’nın bahçesine girilmemesi için barikatlar oluşturarak, güvenlik önlemi aldı.

Namaz vaktinin girmesiyle Kabe imamlarından Şeyh Abdullah Basfar alana geldi. Basfar platforma çıkarak topluluğu selamladı. Meydanda toplanan erkeklerin arka tarafında kadınlar namaz için saf tuttu. Daha sonra cemaate sabah namazı kıldıran Basfar, namaz sonrası dua yaptı. Dua okurken ağlayan imam Basfar’ı görmek isteyen topluluk izdiham oluşturdu.

Daha sonra platforma çıkan AGD Genel Başkanı Salih Turhan, namaz kılmaya gelen cemaate teşekkür etti. Kabe imamlarından Basfar ile birlikte platforma çıkan Dünya Kur’an-ı Kerim okuma birincisi Güney Afrikalı hafız Abdurrahman Sadien, Kur’an-ı Kerim okudu.

Kutluay’ın duasının ardından grup, “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın” sloganları atarak dağıldı.

Haber7

Kabe İmamı Ayasofya Önünde Namaz Kıldıracak

31 Mayıs 2014 Cumartesi günü Ayasofya Camisinin önünde sabah namazını kıldırması için AGD mensupları tarafından Kabe İmamı Abdullah Basfar’da davet edildi.

Cumartesi günü sabah saat 04.00’da başlayacak programa Türkiye’nin dört bir tarafından yaklaşık 100 bin kişinin katılması bekleniyor. Dünya Kur’an okuma birincisi Abdurrahman Sadien’in Kur’an ziyafeti sunacağı programa sanat ve medya camiasından da destek var.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan AGD Genel Başkanı Salih Turhan, “Ayasofya bize Fatih’in emanetidir. Bu emanet Fatih’in kendi öz malıdır ve bu ümmete vakfiye ile bıraktığı bir emanettir. Fatih Sultan Mehmet Han vakfiyesinde Ayasofya’nın cami olduğunu ve öyle kalmasını istediğini açık ve net bir şekilde ifade etmiştir. Ve Ayasofya’nın tekrar cami olmasını bütün milletimiz istemektedir.” dedi.

Said Nursi hazretleri de Ayasofya ile ilgi şu sözleri sarfetmişti ;

Bediüzzaman, Ayasofya Camiinin müzeye çevrilmiş olduğu iddiasını da kabul etmez. Ona göre Ayasofya müzeye değil, açıkça bir puthaneye dönüştürülmüştür.

“Ayasofya Camii’ni puthaneye ve Meşihat Dairesini kızların lisesine çeviren bir adamı sevmemek bir suç olması imkanı var mı?”

Said Nursi’ye göre Ayasofya Camiinin yeniden ibadete açılması ezanın aslına döndürülmesi kadar önemlidir.

“Nasıl ezan-ı Muhammediyenin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de, Ayasofya’yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir.” diye ifade eder.

Risale Ajans

Türkiye Ayasofya’yı Camiye Çevirmeyi Tartışıyor

İngiliz The Times gazetesi, Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülme tartışmalarını gündemine taşıdı. “Türkiye müzeyi camiye çevirmeyi tartışıyor” başlıklı haberde , Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın Ayasofya ile ilgili yaptığı açıklamaya atıfta bulunarak, “İstanbul’daki tarihi Ayasofya Müzesi’nin tekrar cami yapılmasına yönelik siyasi baskılar artıyor. Bu kampanya, hükümetin ülkeyi İslamlaştırmaya çalıştığı yönündeki tartışmaları alevlendirdi” denildi.
Haberde şu ifadelere yer verildi: “Yaklaşan seçimlerde Ak Parti ile birlikte muhafazakar oylar için yarışan aşırı sağcı MHP, Ayasofya’nın camileştirilmesi yönünde bir yasa tasarısını Meclise göndermeyi planladığını söylüyor. Yaklaşık 1500 yıl önce kilise olarak inşa edilen Ayasofya bugün 3 Milyonun üzerinde turistin ziyaret ettiği bir müze ve Türkiye’nin Laik sisteminin reklamını yapıyor. Bazı Türkler yürütülen kampanyayı Türkiye’nin Atatürk’ten miras laik ilkelerinden kopuşun yeni bir işareti olarak görüyor. MHP milletvekili ve Tarihçi Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya’nın Cami yapılması için 8 Kasım 2013’de TBMM’ye kanun teklifi vermişti.
Risale Ajans

Ayasofya’nın Açılması Bir Çok Belayı Önler

Abdullah Yeğin Ağabey, Risale-i Nur’da da değişik vesilelerle ifade edilen bazı önemli noktalara temas etti. Yeğin Ağabey, Türkiye’de fecr-i sadık’ın tamamen gelmesi için üç büyük engelin ve kilidin olduğunu, bunlardan birincisi olan Ezan-ı Muhammedi’nin (ASV) merhum Menderes tarafından aslı gibi okutulması ile açıldığını belirtti.

Abdullah Yeğin Ağabey, diğer iki kilidin de, Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülerek asıl vazifesine dönmesi ve Risale-i Nurların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmen neşredilmesi olduğunu ve bunların da gerçekleşmesi halinde çok büyük fütuhatlar olacağını, belaların önleneceğini ifade etti.

Risale Haber

Fatih Sultan Mehmed’in LÂNETİNDEN Kurtulunuz!

Anaların gözyaşlarının dindirilmesi için yapılan gayretler için bu asil ve necip millet, gerçekten minnettardır. Her şeyi göze alarak gayretlerini esirgemeyen tüm yöneticilerden ve katkısı olanlardan, Allah c.c. ebeden Râzı olsun. Âmîin…

Ancak, Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed SAV’in, yüzyıllar öncesinde “O NE GÜZEL KUMANDAN” diye müjdelediği Fatih Sultan Mehmed han tarafından, onarıldıktan sonra, adı bile değiştirilmeden CAMİ olarak vakfedilen Ayasofya, acaba niçin hâlâ ibadete kapalıdır? Bir gerekçe olarak, sadece Yunan’a yalakalık, asla kabul edilemez. Bu yüce mâbed, niçin hâlâ kan ağlamaktadır?

Ceberut tek parti zihniyeti tarafından kapatılarak, depo, müze, gazino, lokal, parti merkezi, ahır v.s. haline getirilen bir çok camimiz ve mâbedimiz, ASLİ HÜVİYETİNE kavuşturulmuşken, Ayasofya niçin hâla mahzundur acaba?

Oysa Ayasofya da 483 sene Cami olarak kullanılmış, Mimar Sinan tarafından da gerekli değişiklikler yapılarak tamir edilmişti. Üstelik Ayasofya, tapu, imar ve eski eser kayıtlarında da hâlâ cami olarak kayıtlı bulunuyor…

1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra, harap bir halde olan bu eser, Fatih Sultan Mehmet han tarafından restore ettirilerek camiye dönüştürülmüştü.  Ancak, özel mülküm dediği ve ferasetiyle de camiden başka maksatla kullanılması endişesi taşıdığı için, bu maksat dışında kullanılmasına sebep olanları, bir vasiyet belgesiyle çok sert biçimde lânetlemişti.

Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed SAV’in, yüzyıllar öncesinde “O NE GÜZEL KUMANDAN” diye müjdelediği Fatih Sultan Mehmed han, şöyle vasiyet etmiştir:

“Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu; Allah’a, Âhirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahlûk, sultan olsun, hâkim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Vakıf şartlarını kim değiştirirse, Allah’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.”

(Bu cümleler, vasiyetin özeti ve kısaltılmış hâlidir. Tamamını okumak isteyen aşağıdaki linki açarak okuyabilir: Bu kısım, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde Bulunan Ayasofya İle İlgili Arapça Vakfiyenin Tercümesinden alınmıştır.)

http://www.moralhaber.net/haber-yorum/ayasofya-vakif-senedi-ve-fatihin-laneti/

Bu kadar detay ve belge vermemin sebebi; nereden bakılırsa bakılsın GASP olan bu icraatı aklamaya çalışmak amacıyla, bu lânet ve beddua vakfiyesini inkâr etmeye çalışan bazı top sakallı safdillerin hortlama gayretleridir. Akılları sıra, bu senet olmasa sanki “koskoca caminin ibadete kapatılma cür’eti”, MASUM (!!!) gösterilmeye çalışılıyor. Fakat maalesef, mızrak çuvala sığmıyor! Boşuna uğraşmalarla, komik duruma düşmesinler…

  • 1930’lu yılların arşivi incelendiğinde, Hasan Ali Yücel döneminde alavere-dalavere hile ve entrikalarla birçok itirazlara rağmen bir KARARNAME çıkartılarak, “şapka kanunu” gibi oldu-bittiye getirildiği görülmektedir. İşte bu iddianın da belgesinin linki:

http://www.ayasofya.org/tarihi-belge-ve-dokumanlar/171–ayasofya-camiinin-muzeye-cevrilisi.html

  • Evet, tablo maalesef böyle!

Bütün bu tedbirlere rağmen, Ayasofya’nın müze haline getirilmesi için atfedilmeye çalışılan hiçbir gerekçenin ve mazeretin sinek kanadı kadar bile değeri yoktur. Bu lânet ve beddua üzerimizdeyken, önü alınamayan musibetlere başka mazeretler aramak, biraz saflık olmuyor mu?

  • Bu saflıktan ve gafletten kurtularak, Ayasofya’yı en kısa zamanda ibadete açmak suretiyle, torunlarına küskün olan Fatih Sultan Mehmed Han’ın Rûhaniyeti memnun edilebilir.
  • Fatih’in torunlarına da ancak işte bu yakışır.

Devlet büyüklerimizden, bu yanlışın da en kısa zamanda düzeltilmesini cân-u gönülden istirham ediyoruz.

  • Bir Avrupalı siyasetçinin bile; “..Bence Ayasofya’nın ana mekânı cami olarak ibadete açılmalı; galeriler ise Hıristiyan âlemi ve bütün dünyaya açık halde kalmalı. Böylece her iki din mensupları Ayasofya’yı sever” ..demesi ne kadar da anlamlıdır ve yerli hokkabazlara da bir tokattır.

Eyyy Devlet ricâli! Yüzlerce kat daha büyük gayretlerle elde ettiğiniz başarılarınız unutulur, İstanbul’u susuzluk probleminden kurtarmanız unutulur, Davos başarılarınız unutulur, bu halkı kahreden Enflasyandan kurtarmanız unutulur, altı sıfır atarak paramızın namusunu kurtarmanız unutulur. IMF’E olan kambur borçları ödemeniz unutulur. Faizlerin sıfıra doğru inişi unutulur. TSK’Nİ, Adaleti, Üniversiteleri ve nice önemli kurumları ETÖ işgalinden kurtarmanız unutulur.

Ezber bozarak; iktidarda yıpranmak yerine, her seçimde güven tazeleyerek oy arttırmalarınız unutulur. İMKB değerini 17 500’lerden 65 000’lere yükselten başarılar unutulur. Diğer dev ülkeleri bile kasıp kavuran ekonomik krizlerden teğet geçirerek ülkemizi kurtarmanız unutulur. Çılgın projeler unutulur. Anaların gözyaşlarını dindirmeniz bile normal hayata döndükten sonra unutulur.

  • Fakat Ayasofya’nın, Fatih’in Rûhâniyetinin, bu konuda hassas olan şu necip milletin yıllarca içine akıttığı gözyaşlarını dindirmeniz, ASLA UNUTULMAYACAKTIR…
  • Bunu sizlerden cân-u gönülden istiyoruz…

A. Raif Öztürk