Etiket arşivi: seçimler

Üstadımızdan, Ne için Demokrat Parti’yi Muhafazaya Çalıştığını Sorduk

Evvelen: Kıymettar şuhur-u selasenizi ve içindeki leyali-i mübarekelerinizi tebrik eder, umum Nurcular hakkında seksen sene bir ömr-ü makbul hükmüne geçmesini Cenab-ı Feyyaz-ı Mutlak’tan dua ve niyaz ederiz.

Sâniyen: Muazzez Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin Meyve Risalesinin Dördüncü Mes’elesi’nde ders verdiği üzere en ehemmiyetli hizmet-i imaniye ve Kur’aniyemizde ihlas ve ciddiyetle devam ederken geniş daireyle de alâkalı bir vazife ile zaman zaman karşı karşıya kalıyoruz.

Çeşitli taviz ve tahrifler ile Risale-i Nur’u, din ve diyaneti tahrip ve bozmak için çalışan iç ve dış cereyanların ittifakına karşı; din, vatan ve millet hesabına bugünkü mevcut iktidarı muhafazaya çalışmak gerektiğini, Üstadımızın çok partili hayata geçildikten sonra yazmış olduğu ve Emirdağ Lahikası-2’de neşredilen aşağıdaki mektuplarından ve sair derslerinden anlıyoruz. Bunlardan bir ikisini nümune olarak kaydediyoruz:

“Üstadımızdan, ne için Demokrat Parti’yi muhafazaya çalıştığını sorduk, cevaben:

“Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek. Halbuki Halk Partisi, İttihadcıların bozuk kısmının cinayetleri ve hem cumhuriyetin birinci reisinin Sevr Muahedesiyle ve çok siyasî desiselerin icbarıyla, onbeş senede yaptığı icraatının kısm-ı a’zamı tamamıyla eski partiye yüklendiği için, bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat’iyyen iktidara getirmeyecek. Çünki Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır. Halbuki bir Müslüman kat’iyyen komünist olamaz, anarşist olur. Bir Müslüman hiçbir zaman ecnebilerle mukayese edilemez. İşte bunun için hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Parti’yi, Kur’an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya çalışıyorum.” dedi. (Emirdağ Lahikası-2 (206)

Yine Üstadımız buyurmuşlardır ki:

“Ey dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar! Siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve cazibedar nokta-i istinadlarına mukabil, daha ziyade maddî ve manevî cazibedar nokta-i istinad olan hakaik-i İslâmiyeyi nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz. Yoksa sizin yapmadığınız eskiden beri cinayetleri, nasıl eski partiye yüklüyorlarsa, size de yükleyip; Halkçılar ırkçılığı elde edip, tam sizi mağlub etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim ve İslâmiyet namına telaş ediyorum.” (Emirdağ Lahikası-2 ( 164)

Bütün bunlarla beraber mesele-i siyaset Risale-i Nur’un mesleği itibariyle bir mesele-i fer’iyye iken efkâr-ı umumiyeyi alâkadar ettiği cihetiyle, siz muhterem kardeşlerimizin Kur’an ve vatan ve İslamiyet adına seçimlerde yapacağınız tercihte bir ölçü olması bakımından Üstadımızın bu mektuplarını nazar-ı mütalaalarınıza bir defa daha arz ettik.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin hizmetkâr ve talebelerinden

Abdullah YEĞİN, Hüsnü BAYRAMOĞLU, Ahmet AYTİMUR

Testi Kırılmadan Dostlara Hatırlatmak İstediklerimiz

  1. Haziran 2015 seçimleri, Türkiye’deki istikrara zarar vermemeli; tam tersine istikrarı pekiştirmeli; aksi takdirde maddi ve manevi zararlar arka arkaya gelir.
  1. Amerika’daki karanlık güçler, avrupa’daki bazı devletler ve maalesef bunalara alet olan bazı ahmaklar, islamofobiyi, türkofobiye ve hatta erdoğanfobiye çevirme niyetindeler. Her türlü provakasyona hazır olmalıyız.
  1. İktidar partisi, çok ihtiyatlı olmalı; herkesi kucaklamalı; özellikle adayları tesbit ederken dürüst, ehliyetli ve dindar olanları esas almalı. Şöhretini milletvekilliğine çevirmek isteyenlere iltifat etmemeli.
  1. Doğu ve güneydoğuda, müslüman halkımızı temsil eden ve ırkçı olmayan insanlara meyledilmeli.
  1. Saf müslümanlar, bazı şahısların hatalarıyla kandırılmak ve chp gibi dindarların ezeli düşmanı olan partiye kaydırılmak istenmektedir. Hatta hdp’ye bile destek veren saf müslümanlar bulunmaktadır.
  1. İttihadçıların sultan Abdülhamid’e yaptığı hataya, biz Türkiye müslümanları düşmemeliyiz. Sonradan ağlamaları fayda vermemiştir. Cumhurbaşkanımızın, asrımızın en az sultan Abdülhamid’i olduğuna inanıyorum. O da Abdülhamdi’in, cüz’i de olsa, hatalarına düşmemelidir. Hem sıhhatine ve hem de siyasetine dikkat etmelidir.
  1. Cumhurbaşkanı yalnız kaldı diyenlere sözümüz şudur: cumhurbaşkanımızı, sisiler, esedler, merkeller, hefterler, coniler ve bunların oyunlarına gelenler sevmiyor. Bununla iftihar ediyoruz. Ancan müslüman milletimizin % 52’si, islam aleminde ve avrupa ile amerika’da yaşayan ümmet-i muhammed’in kahir ekseriyeti seviyor ve dua ediyor.

Son cümlem şu hadis-i şeriftir: “birşeyi sevdiğinde bir dereceye kadar sev; zira bir gün gelir ona öfke duyabilirsin. Bir şeye öfke duyduğunda ise, bir dereceye kadar öfke duy; zira bir gün onu sevmek mecburiyetinde kalırsın.”

“Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede bulunsa; bir küçük taş, müvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa, اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!.”

Mektubat ( 270 )

YARAB MEMLEKETİMİZİ VE MİLLETİMİZİ MADDİ VE MANEVİ MUSİBETLERDE KORU!

Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

www.NurNet.org