Aziz Kardeşimiz Ahmet Feyzi, Mehmet Emin,
Necdet bey’in tekrar ifade vermesini bildiren mektubunuzu aldık. Üstadımıza okuduk. Üstadımız sizlere selâm ediyor ve muvafakkiyetler niyaz ediyor ve diyor ki:
“Aziz kardeşlerimiz, şu dünyanın gidişatı ve hâdisatın sevkiyatı ve her daim bitamamiha âhiret hesabına olmasından ehl-i hakikat, âhiret ve beka itibariyle dünyaya bakıyorlar. Bu dünyadamuvaffakiyet ve parlak saadet maksud-u bizzat değil, belki rıza-yı İlâhî saadet-i ebediye gibi ulvi emirlerdir.
Esma-i Hüsnanın mütenevvi tecelliyatına mazhariyet kesbetmektir. Mahiyet-i insaniyede münderic acz, fakr, za’f gibi madenleri tazyiklerle işlettirip dergâh-ı Uluhiyete iltica ettirmektir. Eğer bunlar olmasaydı, yalnız kürsülere çıkıp konferanslar ve vaazlar vermek, fikrî münâkaşalar yapmak gibi meşru hususlar dahi olsaydı sönük kalırdı, tam kemâl olmazdı, hakiki ubudiyet yapılmayacaktı. Yalnız bir cihette ayinedarlık olurdu, mes’ele ruhun derinliğine inmeyecekti. İşte bu ve bunun gibi daha pek çok sebebler var ki; Risale-i Nur şakirdleri cüz’î, küllî, dünyevî müzayakalara, kederlere düçar oluyorlar. Tâ ihlâslarını muhafaza edebilsinler.
Hadisatın şa’şaa-yı suriyesine kapılıp aldanmasınlar.” Hatta bu sene içinde Üstadımızın Ankara ve İstanbul’a son seyahatları ve neticesinde, muhalif ve muvafık muhitlerin birden Nur’a iltihakları mânâ teşkil edip meydana gelen Risale-i Nur talebelerinin azim mânevî kuvveti icabı iken Risale-i Nur’un nuranî ve bedi’ ve ulvi dairesine naehiller girmemek,dünyevî ve siyasî cereyanlar bulaşmamak için kader-i İlâhî dest-i inâyetle muhafaza ediyor.Sırr-ı imtihanı muhafaza ediyor gibi bazı sebebler olsa gerektir.
Zübeyir, M.Acet