Etiket arşivi: uyku

Ashab-ı Kehf’ten Mü’minlere Mesaj!

Ashâb-ı Kehf kıssasının anlatıldığı Kur’ân-ı Kerimin on sekizinci Suresinde, bu kıssanın önemi dolayısıyla “Kehf” adı verilmiştir. Surenin 8–28. ayetlerinde bildirildiği üzere, putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç putperestliğe karşı çıkmış,  öldürülmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlar.

Köpekleriyle birlikte mağarada uyuyan Ashab-ı Kehf 300 veya 309 yıl sonra uyanmışlar. Bu süre Kur’ân-ı Kerim’de, “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar, dokuz da ilâve ettiler” şeklinde geçmektedir. Mağarada “Bir gün yâda günün bir parçası kadar” uyuduklarını sanan gençler, içlerinden birine gümüş para vererek yiyecek almak üzere şehre gönderirler.  Durumdan haberdar olan halk, mağaraya giderler. Ölümden sonra dirilmenin imkânı ispatlayan bu vakıadan sonra, Kuvvet ve kudret sahibi olan Allah, bu gençlerin ruhlarını ebedi saadete yollar.

Kur’an’ı Kerim de kudret sahibi şöyle buyurur: “Allah’ın rahmetinin eserlerine bir bak! Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O’ ölüleri de mutlaka diriltecektir. O’  her şeye kadirdir.”  Rum süresi, 30/50

Bitkilerin tohumları kışın toprak altında çürüyüp bahar mevsiminde tekrar dirilmesi, kışın beyaz kefene sarılmış ağaçların dalları, bahar mevsiminde yemyeşil yapraklarıyla, çiçekleriyle ve meyveleriyle yeniden hayat bulmaları haşrin ve dirilmenin sayısız örnekleridirler. Bir bitkiyi dirilten Kudret sahibi, elbette kâinatın en kıymettar varlığı olan insanları da diriltecektir. Yukarıda mealen geçen Ayet-i kerime de,  ölümden sonra dirilmeyi nazara veriyor.

Zaten Cenab-i Allah’ın esmalarından biri de “Muhyi”dir. Yani hayat vericidir. Ayetin devamında “ Şüphesiz O’ ölüleri de mutlaka diriltecektir. O’ her şeye kadirdir.”buyruluyor. Haşirde herkes birden ceset ve ruhu ile bir anda dirilecektir.

Ashab-ı Kehf, üç yüz sene kadar uyuyup daha sonra uyanmaları, ehl-i iman için berzah âlemi ne kadar uzun da olsa bir an-i seyyale gibi geçeceğine işarettir. Berzah âlemiyle ilgili münasebet gelmişken, Molla Hamit abiden bir hatırayı aktarmak istiyorum. Ona da Molla Resul anlatmış:

Üstad Bediüzzaman Said Nursi bir gün talebesi Mola Resul ile mezarlıktan geçerken, Üstad, bir kabrin başında yarım saat kadar kalır, sonra yoluna devam eder. Bu defa Molla Resul “Allah’a kasem ederek, o kabrin başında niçin durduğunu” üstada sorar.

Üstattan birkaç yaş büyük olan Mola Resul, çok ısrar edince,  neden durduğunu kendisine şu şekilde anlatır:

“Saliha bir kadının mezarının yanında durduğunu, bu kadın hayatta iken ziynete, süse ve boncuğa biraz düşkünmüş. Dünyada iken gerdanlığı kırılmış, onu ipe dizerken vefat etmiş. Kabrinde de hâlâ boncuk dizmekle meşgul. İhtimal ki kıyamete kadar da onunla meşgul olacak. Kıyamet koptuğunda “ne kadar çabuk kıyamet koptu, daha boncuğumu dizip bitiremedim diyecek.”  ben bunun için durup Cenab-ı Hakkın azametini seyrediyordum.” demiş. Sanırım müminlere berzah âlemini çok güzel özetleyen bir vakıa…

Kur’ân-ı Kerimde, “Kehf” süresinde Ashâb-ı Kehf kıssası detaylı anlatılmıştır. Konunun asıl hikmeti gene de Cenabı Allah bilir. Kıssadan idrak edildiği kadarıyla: İman ve küfür mücadelesinin öteden beri var olduğu ve kıyamete kadar devam edeceğini, her şeyi yoktan var eden Allah’ın insanları yeniden diriltmeye muktedir olduğunu,  berzah âlemi ne kadar uzun da olsa; ehli iman için bir an ve bir lahza gibi geçeceğini, insan olsun- hayvan olsun her mahlûk Cenab-i Allah’ın adaletinin tecellisine mazhar olacağı mesajı verilmektedir.

Rüstem Garzanlı/Diyarbakır

23.10.2013

www.NurNet.org

Bediüzzaman’ın Sağlıklı Uyku Formülü

bediuzzaman.uykuUyku, insan sağlığının en önemli parçalarından biridir. Dinlendirici bir uyku sağlıklı bir yaşam için şarttır. Düzensiz bir uyku insanın maddi hayatını olduğu gibi manevi hayatını da etkilemektedir. Gün içindeki uyku alışkanlıklarımız sosyal hayatımızı, manevi hayatımızı hatta Hadis-i Şerif’in ifadesiyle rızkımızı bile etkilemektedir. Bunlar gibi uykunun insan hayatı üzerinde birçok etkisi vardır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, günümüze ışık tutacak birçok meseleye Risale-i Nur Külliyatı’nda açıklık getirmiştir. Bir talebesinin suali üzerine uyku meselesini de ele almış Efendimiz (s.a.v) ‘in bu konudaki hadislerini tam bir açıklıkla ifade etmiştir.
BEDİÜZZAMAN UYKU ÜÇ NEVİDİR DER;
Birincisi: Gayluledir ki, fecirden sonra ta vakt-i kerahet bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. Çünki rızık için sa’yetmenin mukaddematını ihzar etmenin en münasib zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.
Görüldüğü gibi sabah gün doğumundan keharet vakti bitinceye kadar olan zaman çalışma için en doğru en sağlıklı zaman olduğunu bildirmekte bu saatte yapılan uykunun rızkın bereketsizliğine sebebiyet verdiğini açıklamaktadır. Zira gelişmiş bütün ülkelerde çalışma zamanı çok erken saatlerde başlamaktadır. Hatta bir süre önce çalışma saatlerinin öne alınması bizim ülkemizde de konu olmuştu.
İkincisi: Feyluledir ki, ikindi namazından sonra mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü nevm-alud, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi; manevi cihetiyle de o gün hayatının maddi ve manevi neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.
İkindi vaktinden akşama kadar olan sürede günün maddi ve manevi neticeleri görüleceğinden, o saatlerde yapılacak uykunun insanı sersemleştirmesi neticesinde o neticelerinin görülemediği bildirilmektedir.
Üçüncüsü: Kayluledir ki, bu uyku sünnet-i seniyedir. Duha vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziret-ül Arab’da vakt-üz zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir ta’til-i eşgal, adet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku, hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünki yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek ömrüne hergün bir buçuk saat ilave ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilave ediyor.
Görüldüğü gibi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri hadislerin ışığı altında gün içinde yapılan uykunun insan hayatı üzerinde nasıl bir etki yaptığını aklen izah ediyor. Sünnet-i Seniye’nin kaylule uykusu olduğunu belirterek insan ömrüne hergün bir buçuk saat ilave ettiğini belirtiyor.
10.01.2013
Risale Ajans