O dönemde sırtında cübbesi sarığı başında
Kastamonu Nasrullah Camii şadırvanına
İhtiyar bir şahıs vakar ve heybet içinde
Su doldurmaya geldi elindeki testisine
Çaycı Emim ağabey birden kesilir pür dikkat
“Kurban sen nerelisin der hemen yaklaşarak”
Üstad “beni takip ediyorlar sakın yaklaşma bana”
Açıkça söyler, “sonra çok zararım dokunur sana”
Üstadla Emin Ağabey ancak bu kadar konuşur
Gayri durur mu ağabey her yerden soruşturur
Çarşı polis karakolunda kaldığını öğrendi
Bir gün görevli polis üstadtan haber getirdi
Polisle beraber Bediüzzaman’ın yanına gider
Yalnız kalmak için üstad, polisten müsaade ister
Anlatır üstad tüm başından geçenleri
Söyler kendisine yapılan elim halleri
Defalarca zehirlendiğini etti beyan
Kasten rahatsız edildiğini bildirir her an
Zaruri ihtiyaçlarını getirmesini ister
Hemen bedelini orada peşin öder
Yarın komisere söyleyip yatağını satacak
Emin ağabeyden günlük tekrar kiralayacak
Ertesi gün komiser huzurunda pazarlık yapıldı
Karakolda yatak önce satılıp, sonra kiralandı
Emin ağabey her gün almaya gider kirayı
Karşılanmaya başlanır üstadın ihtiyacı
Bu vesileyle nurun irtibatı acilen sağlanır
Nur postası durur mu mektuplar hemen dağılır
Aradan çok sıkıntılı üç ay geçti
Hükümetten artık emir geldi
Ahşap bir ev tutuldu karakolun hemen karşısı
Yerleştirildi yatakla tek sepette bulunan eşyası
Bekir Özcan
www.NurNet.org