Kategori arşivi: Programlar

Haşir Suresi’nin Son Beş Ayeti

Bismillâhirrahmânirrahîm

20. Cehennem ehli ile Cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli başarıya erenlerin ta kendisidir.

21. Eğer Biz bu Kuran’ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

22. O öyle bir Allah’tır ki, Ondan başka ilah yoktur. Görünmeyen ve görünen her şeyi bilir. O Rahman’dır, rahmeti her şeyi kuşatır, Rahim’dir sevdiklerine hususi şefkat ve merhamet sahibidir.

23. O öyle bir Allah’tır ki, Ondan başka ilah yoktur. O Meliktir mülk sahibidir. O Kuddüs’tür, paktır, bütün ayıplardan uzaktır, bütün temizliklerin esas sahibidir. O Selâmdır, her türlü acz, kusur ve noksanlıktan münezzehtir, selamet O’ndan gelir. O Mü’min’dir, emniyet ve emân verir, kalplere iman bahşeder. O Müheymin’dir, her şeyin dizgini elinde, bütün mevcudatı çepeçevre kudret pençesinde tutan, gözeten, koruyandır. O Aziz’dir, kudreti her şeye galiptir. O Cebbar’dır, kimse Ona karşı koyamaz. O Mütekebbir’dir, büyüklük ancak kendisine hastır. Allah müşriklerin Kendisine ortak koştukları şeylerden münezzehtir.

24. O öyle bir Allah’tır Hâlık’tır, her şeyin yaratıcısıdır. O Bârî’dir, bir şeyden çok şeyi örneksiz yaratandır. O Musavvir’dir, her şeye münasip suret giydirendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa Onu tesbih eder. O kudretiyle her şeye galip olan Aziz, hikmetiyle her şeyi kuşatan Hakîm’dir.

Mülk Suresi (Meali)

Bismillâhirrahmânirrahîm

1. Şanı ne yücedir Onun ki mülk elindedir. O her şeye Kâdir’dir.

2. O ki, hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı.

3. O ki, birbiri ile ahenkli yedi göğü yarattı. Her şeyi rahmetiyle kuşatan Rahman’ın yarattığında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?

4. Sonra tekrar tekrar güzünü çevir ve bak. Göz kusur bulamayarak hakîr ve bitkin olarak sana dönecektir.

5.And olsun ki dünya semâsını Biz kandillerle süsledik. Onları şeytanlara atılan mermiler yaptık. Hem onlara alevli ateş azabını hazırladık.

6. Rablerini inkâr edenlere Cehennem azabı vardır. Gidilecek ne kötü yerdir orası.

7. Oraya atıldıklarında, Cehennemin gürleyişini, kaynaya kaynaya çıkardığı uğultuyu işitirler.

8. Neredeyse öfkeden parçalanacak! Her bir bölük oraya atıldıkça, oranın bekçileri: “Sizi uyaran bir peygamber gelmedi mi?” diye sorarlar.

9. Onlar şöyle cevap verirler: “Evet, bizi uyaran oldu ama biz onu yalancı saydık ve “Allah hiç bir vahiy indirmedi, siz besbelli bir sapıklık içindesiniz” dedik.

10. Ve ilave edecekler: “Şayet biz onu dinleseydik ve aklını çalıştıran kimseler olsaydık, elbette bu alevli ateşe girenlerden olmazdık.!”

11. Böylece, günahlarını itiraf ederler. Uzak olsun ateş ehli Allah’ın rahmetinden.

12. Rablerini görmeden azabından korkanlara gelince: Muhakkak onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

13. Sizler, sözlerinizi ister gizleyin, ister açığa vurun; O, kalplerde olanı bilir.

14. Yaratan bilmez olur mu? O, ilmi her şeye nüfuz eden Latif ve her şeyden haberdar olan Habîr’dir.

15. Yeryüzünü, emrinize veren O’dur; üzerinde gezin, Allah’ın verdiği rızıktan yiyin; sonunda dönüş yine Onadır.

16. Yoksa siz gökte olanın, sizi yerin dibine batırmayacağından emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız ki, yer çalkalandıkça çalkalanıyor.

17. Yahut gökte olanın başınıza taş yağdıran (bir fırtına) göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Fakat tehdidimin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz.

18. Onlardan öncekiler de, peygamberleri yalanlamışlardı; ama benim şiddetli intikamımla onları red edişim nasıl olmuştu?!

19. Üzerlerinde kanat çırpan dizi dizi kuşları da mı görmüyorlar? Onları havada tutan Rahman’dan başkası değildir. O, elbette her şeyi hakkıyla görür.

20. Kimdir Rahman’dan başka size yardım edecek olan? Doğrusu kâfirler büyük bir aldanış içindedirler.

21. Allah size verdiği rızkı kesiverirse, size rızık verecek başka kim vardır? Hayır; onlar; azgınlık ve nefrette direnmektedirler.

22. Yüzükoyun sürünen mi, yoksa doğru yolda düpedüz (görerek) yürüyen mi daha doğru yoldadır?

23. De ki: “Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve gönüller veren O’dur. Fakat çok az şükrediyorsunuz!”

24. De ki: Sizi yaratıp, yeryüzüne yayan O’dur, ve O’nun huzurunda toplanacaksınız.

25. Derler ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaad (âhiret) ne zaman gerçekleşecek?”

26. De ki: “Bunu bilmek ancak Allah’a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

27. Azabı yakınlarında gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: “Sizin arayıp durduğunuz işte budur” denir.

28. De ki: “Allah, beni ve benimle beraber bulunanları isterse helak eder isterse bize merhamet eder; söyleyin, esas kâfirleri, acı bir azaptan halâs eden kim olacak?”

29. De ki: O Rahman’dır; Ona inandık ve Ona tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.

30. De ki: Suyunuz yerin dibine çekilecek olsa, kim size tekrar tatlı akarsu getirecek?!.

Nebe’ Suresi (Meali)

Bismillâhirrahmânirrahîm

1. Onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar?

2.3. Hakkında ihtilâfa düştükleri o büyük haberi mi?

4. Hayır; yakında bilecekler!.

5. Yine hayır; elbette görüp bileceklerdir.

6-7. Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı?

8. Sizi de çift çift yarattık;

9. Uykunuzu dinlenme yaptık;

10. Geceyi bir örtü eyledik;

11. Gündüzü bir maişet vakti kıldık;

12. Üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik;

13. Gökyüzüne pırıl pırıl parlayan bir lamba koyduk;

14. Yağmur yüklü bulutlardan bol bol su indirdik;

15-16. Onunla yerden daneler ve bitkiler, gür ağaçlı sarmaş dolaş bahçeler çıkardık.

17. Elbette ki hüküm verme günü, belirlenmiş bir vakittir.

18. O gün sura üfürülür, siz de bölük bölük gelirsiniz.

19. Gökler açılır kapı kapı olur.

20. Dağlar yürütülüp serap olur.

21.Cehennem pusuda gözetler, durur.

22. Orası azgınların varacakları yerdir.

23. Devirler boyunca orada kalacaklardır.

24.Orada ne bir serinlik, ne bir içecek tadamazlar.

25. İçecek sadece kaynar su ile irin bulurlar.

26. İşte yaptıklarına lâyık bir ceza.

27. Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor ve hesaba çekileceklerini sanmıyorlardı.

28. Ayetlerimizi şiddetli bir şekilde yalanlıyorlardı.

29. Biz de her şeyi tek tek yazıp kaydettik.

30. Şimdi tadın azabı; azaptan başka artık bir şeyinizi artırmayacağız.

31. Muhakkak ki takva sahipleri için bir kurtuluş ve muratlarına eriş vardır.

32. Onlar için bahçeler ve bağlar vardır.

33. Göğüsleri tomurcuklanmış genç yaşıt dilberler vardır.

34. Dolu dolu kadehler vardır.

35. Orada boş ve yalan söz işitmezler.

36. Bunlar, Rabbinden bir ihsandır ve yeterli bir mükâfattır.

37. O, göklerin, yerlerin ve ikisi arasında olanların Rabbi Rahman’dır. Onun huzurunda söz söyleyecek hiç kimse yoktur.

38. O gün Cebrail ve melekler saf saf olup dizilirler. Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. Konuşan da ancak doğruyu söyler.

39. İşte hak olan gün budur. Dileyen kimse, Rabbine giden bir yol tutsun kendine.

40. Biz sizi, yakın gelecekteki bir azapla uyardık; O gün insan kendi eliyle işlediklerine bakar. Kâfir de, “Ne olurdu keşke toprak olaydım!” der.

Bakara Sûresinin son iki ayeti

Bismillâhirrahmânirrahîm

285. Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti. Mü’minler de onunla beraber iman ettiler. Onların hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve resullerine iman ettiler. Onlar, “O’nun resullerinden hiç birini diğerinden ayırt etmeyiz, işittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz mağfiretini dileriz!. Dönüş ancak sanadır” dediler.

286. Allah kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi hesaba çekme. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır vazifeler yükleme. Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma. Bizleri affet, günahlarımızı bağışla. Bize merhamet et. Sensin Mevlamız, yardımcımız. Kâfir kavimlere karşı bize yardım et.

Hatim Duası

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah’ım! Kur’ân hakkı için ve üzerine Kur’ân indirilen Zât’ın (a.s.m.) hakkı için kalplerimizi Kuran’ın nuruyla nurlandır. Kur’ân’ı bizim için her türlü hastalığa şifâ, hayatımızda ve ölümden sonra bize dost eyle. O’nu bize dünyada arkadaş, kabirde munis, kıyamette şefaatçi, sırat köprüsünde nur, Cehennem ateşine karşı koruyucu örtü ve perde, Cennet’e götüren yoldaş, bütün hayırlı işleri gösteren rehber ve önder kıl. Sen bizim bu duamızı fazıl, cömertlik, kerem, ihsan ve rahmetinle kabul buyur. Senin kerem ve rahmetinden öte kerem ve rahmet yoktur, herkesten daha Kerîm daha Rahîm sensin

Ey âlemlerin Rabbi! Kendisine Kur’an-ı indirdiğin, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Zât’a, Âl ve Ashabına hem seni hem onu razı edecek ve onunla bizden razı olacağın bir salât ve selâm eyle. Âmin

Hamd olsun Âlemlerin Rabb’i olan Allah’a.