Demek, yirmi beş bin seneye karib bir daire-i muhîtanın içinde, rivayete binaen * Şâm-ı Şerif kıtası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bast edilecektir. Küre-i arzın bütün mânevî mahsülâtı, şimdilik perde-i gayb altında olan o meydanın defterlerine ve elvahlarına gönderiliyor ve ileride meydan açıldığı vakit, sekenesini de yine o meydana dökecek, o mânevî mahsülâtları da gaipten şehadete geçecektir.
Hadislerde Şam bölgesi haşir meydanının merkezi ve ortası olarak tabir ediliyor. Hicaz bölgesini de kapsayan Orta doğu diyebiliriz. Ekser Enbiya ve evliyaların da bu bölgede zuhur edilmesi, ilmin, irfanın membaı ve medeniyetin de merkezi olmuştur. Yani Orta doğu, Asya kıtasının çekirdeği hükmündedir.
Semadaki gezegenler tamamen hareket halinde, dünya nasıl güneş etrafından dönüyorsa, güneş ve diğer gezegenlerde kendi aralarında aynı seyahati yapıyorlar. Elbette haşir meydanı bu gezegenlerin meydana getirdiği dairenin içinde zuhur edecektir. Nasıl Asya kıtasının merkezi Orta doğu ise, dünya da konumu itibariyle kâinatın bir çekirdeği hükmündedir.
Bediüzzamanın dediği üzere dünya, senevî seyahati ile haşir meydanının dairesini çiziyor. Dünya bu dairenin merkezi, dünyanın merkezi de Şam-ı şerif ve Orta Doğu’dur.
“Demek yirmi beş bin seneye karib bir daire-i muhitanın içinde, rivayete binaen Şam-ı Şerif kıt’ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bast edilecektir.”
Bilindiği üzere: güneşin dünyaya olan uzaklığı ortalama 150 milyon kilometredir. Dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğu ise yaklaşık 950 milyon kilometredir. Burada geçen 25 bin senelik mesafe ise insanın ortalama saatteki yürüyüş mesafesidir. Eğer insan hiç durmadan yürürse (saatte yaklaşık 5 km) dünyanın bir senede güneş etrafında aldığı mesafeyi 25 bin senede alacaktır.
Konuyu, Peygamberimiz (asv)’ın bir hadis-ı şerifi ile bağlamak istiyorum.Fahr-ı Kâinat (asv) sürgün edilen Nadir kabilesinden Yahudilere “Çıkın!” dediğinde, onlar da “Nereye çıkalım?” dediler. Peygamberimiz de “Mahşer yerine doğru (Şam’a gidiniz)” buyurdu.(İbni kesir)
Rüstem Garzanlı / Diyarbakır