Ramazan Ayındaki Oruç Umumi Bir Şükrün Anahtarıdır!

Ramazan.AyindakiiOruc.Umumi.Bir.sükrün.AnahtaridirPeygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmaktadır:“Recep Allah’ın ayıdır. Şaban benim ayımdır. Ramazan ümmetimin ayıdır.”

Recep ayı istiğfar ve tövbe ayıdır: Bu ayda mü’minler istiğfar ve tövbe ile kalp ve ruh temizliği yapar, şaban ayında Peygamber (asm) ve al-i beytine çokça salât getirilir. Ramazan ayı ise artık üç ayların sonu rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olduğu için mümkün mertebede nefsin şerrinden uzak kalmak, elden geldiği kadar Kur’an’la ve istiğfarla ve salâvatla meşgul olmak, bu kıymettar zamanı ibadetle geçirmek en büyük kardır.

Ramazan-i şerif Kur’an ve oruç ayı olup, içerisinde Kadir gecesinin de olmasıyla izzet ve şerefi bir kat daha artan, Peygamberimiz (s.a.v.)’in “Ümmetimin ayıdır” diye buyurduğu iyilik, tövbe ve sabır ayıdır.

Bediüzzaman bu mübarek ay için şöyle buyurur: “Ramazan-ı Şerifte her bir harfin on değil, bin; ve Âyetü’l-Kürsî gibi ayetlerin her bir harfi binler; ve Ramazan-ı şerifin cumalarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır.

Evet, herbir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır.”1

Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.2

Peygamber Efendimizin (s.a.m.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur:  Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır. Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.” buyurmuştur.3

Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulüllah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte şöyle buyurur: “Özürsüz, ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz”4

Hastalık, yolculuk vs. gibi meşru bir mazeret varsa fıkıh kitaplarımızdan yararlanmak en doğrusudur.

Cenab-ı Allah (c.c.) Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurur: “O ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidayet delillerini taşıyan ve hak ile batılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir.” 5

Ayet-i Kerimenin mealinde anlaşıldığı üzere Kur’an’ı Kerim ramazan ayı içerisinde indirilmiştir. İşte bu ve daha birçok hikmetlere binaen Cenab-ı Allah bu mübarek ramazan ayını rahmet ayı olarak hediye etmiştir.

Ramazan ayındaki oruç İslamiyet’in beş şartından birincisi hem de en büyüğüdür. “Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubudiyetini bildirmek”tir.

Cenab-ı Allah’ın rububiyet cihetiyle yani bütün varlıkları eksik bir hâlden mükemmel bir hâle doğru götürmesi, bu esnada her nevi ihtiyaçlarını vermesi ve onları emrine itaat ettirmesidir. Örneğin, oruçlunun gündüzün yemekten kendini menedilmesi, o nimet benim değildir. Bir emir altında olduğunu anlaması, Diğer cihette ise verilen nimetlerin şükrünü kulun ubudiyetle yani ibadetle mukabele etmesidir.

Cenab-ı Hak, hadsiz nimet çeşitlerini insanlar için yaratmış, o nimetlerin fiyatı olarak bizden de şükür istiyor, ona teşekkür etmek, nimetlerin doğrudan doğruya rahmetinden geldiğini bilmek ve o nimetlere kendi ihtiyacımızın olduğunu bilmektir. İşte oruç birçok cihetle şükrün anahtarı hükmünde olduğu bize gösterilmektedir.

Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle dua ederlerdi; “Ya Rabbi! Recep ve şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur.” Ramazanın başı Rahmet, ortası Mağfiret, sonu ise, cehennem’den kurtuluştur.6  Saygılarımla,

Rüstem Garzanlı/Diyarbakır

www.NurNet.org

1–29.mek, 7.nükte,  2- İ.Mansur,3- Taberani, 4- Tirmizi, 5-Bakara,2.185, 6-İ.Ebiddünya