Zerre

Atom, bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Atom Yunancada “bölünemez” anlamına gelen “atomos”tan türemiştir. Maddenin yapıtaşı olan bölünmez atom kavramını 2400 yıl önce filozof Demokritos geliştirdi ama yanılıyordu; çünkü bugün atomu parçalayarak nükleer enerji üretebiliyoruz.

Maddeciler ve tabiyatçılar atomun hareketlerini sebeplere bağlamaya çalışsalar da gerçek öyle değil. “Tahavvülat-ı zerrat; Nakkaş-ı Ezelî’nin kalem-i kudreti, kitab-ı kâinatta yazdığı âyât-ı tekviniyenin hengâmındaki ihtizazatı ve cevelanıdır. Yoksa maddiyyun ve tabiiyyunların tevehhüm ettikleri gibi tesadüf oyuncağı ve karışık, manasız bir hareket değildir…”

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi atom, Ezeli Kudretin emrine göre hareket etmektedir. Atom, temel olarak bir çekirdek ve onun etrafında bulunan elektron bulutundan oluşur. Bu elektron bulutu” ihtizazatı ile” yani titremesi ile enerji meydana getirir, her bir titreyiş aralığı yani saniyedeki hareketi frekansı oluşturur. Evlerde, sanayide kullanılan elektrik enerjisi de tribün ile tahrik olan genaratörün sargılarına yapılan uyarma akımı ile orada bulunan atomların elektronlarının hareketi 50 Hz olacak şekilde ayarlanır ve sisteme verilir.

Elektronlar saniyede 2200 km hızla döner, dünyayı 18 saniyede dönecek hıza nasıl sahip oluyor?

Atomların içerisinde nötronu olmayan tek atom hidrojen atomudur, bu sayede en hafif atom olma özelliğini taşıyor, bu da dünyayı yaşanır hale sokuyor, nasıl mı? Katı, sıvı, gaz ve enerji halinde olan maddelerin katı halleri sıvı halinden daima daha ağırdır, bu kural suyu oluşturan hidrojen atomu için geçerli değil, iyi ki değil, demir parçasını demir eriğine attığımızda parça dibe gider, buzu ise suyun içine attığımızda buz üstte kalır, kalmasa idi buzullar okyanusları taşırır ve bu sular karaları istila ederdi, ama ezeli kudret buna müsaade etmiyor.

Maddecileri ve tabiyatçıları al aşağı eden başka bir kanıt. İnsan vücudundaki en küçük hücre sperm hücresidir. İnsan vücudundaki en büyük hücre ise bir kadının yumurtasıdır. Newton’un evrensel çekim yasası gereği küçük kütleli cisimler büyük kütlelilere doğru gitme eğilimdedir.
Aksi halde memelilerde üreme olmayacaktı. 37 trilyon hücreye sahip insan vücudundaki bu durum bir tesadüf mü?

“Nakkaş-ı Ezelî’nin kalem-i kudreti”

Nakkaş kelimesi burada ne kadar manidar çünkü hiçbir şey gelişi güzel yaratılmış değil hikmetle, nizam ve mizan içerisinde oluşu bizi Kudretli bir Yaratıcı’ya götürüyor. Atomların birbirinden farkı sadece ağırlığı, genel olarak durum küçük farklılıklar olsada tam da böyle. Bahçeye ektiğiniz domates, biber, patlıcan, fasulya, kavun, karpuz hepsini aynı su da aynı toprak ta yetiştiriyorsunuz.

Örnekle daha anlaşılır hale getirelim ;
Mutfakta elinizde farklı gramajlarda sadece şeker var, bununla nohut, yemeği, pırasa, fasulye, pilav, çorba yoğurt, salata ve tatlı yapmanızı istiyorlar mümkün mü? Tabi ki hayır, ama Kudretli Nakkaş’ı Ezeli, atomdan güneş, ay, yıldız, toprak,su, insan, her türlü bitki, ağaç, çiçek, böcek, hayvan ve herbir organı yapabiliyor, dahası gözünün görebildiği her şey.

Ve tüm bunlar gözümüzün önünde cereyan ediyor. Çiftçi tarlasından 500 ton karpuz kaldırıyor toprakta hiç bir eksilme yok, bir santim bile aşağı inmiyor. Terzi sadece elbise dikebiliyor, ayakkabı yapamıyor oysa Allah (cc) tüm kainatı an ve an yaratıyor her saniye başka başka, mevsimler, gece, gündüz sahne hiç yerinde durmuyor, israf yok, karışıklık yok, gürültü yok, kirlilik yok.

“Tahavvülat-ı zerrat; Nakkaş-ı Ezelî’nin kalem-i kudreti, kitab-ı kâinatta yazdığı âyât-ı tekviniyenin hengâmındaki ihtizazatı ve cevelanıdır. Yoksa maddiyyun ve tabiiyyunların tevehhüm ettikleri gibi tesadüf oyuncağı ve karışık, manasız bir hareket değildir…”
Zerrenin bu tarifine kalbinde zerre kadar imanı olan herkes, hatta her bir ilim adamı şapka çıkartıyor. Bizler de bütün bunları halk eden Rabbimize secde ediyoruz.

Çetin KILIÇ