Etiket arşivi: hamidiye

Filistinli Bakanın Bediüzzaman Sevgisi

Filistin Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Muhammed El-Medhun ile, İstanbul’da Aralık 2011 ayında, Ruba Vakfını temsilen katıldığımız Uluslararası bir Kongrede tanıştık. Yanına gidip selam verdikten sonra kendisine Arapça Risale-i Nuru uzattığımızda, içten bir gülümsemeyle bize sarıldı.  ”Sizleri ve hizmetlerinizi biliyorum,  sizleri ziyaret etmek istiyorum” dedi. Çok şaşırmıştık doğrusu! Yardımcısı ile gerekli koordineyi sağladık ve ertesi akşam buluşmak üzere ayrıldık.

Ertesi akşam Hamidiye Vakfı’nın Topkapı dershanesindeki Cumartesi dersine iştirak ettik. Dershanede toplanan yüzlerce genci karşısında gören bakan bayağı memnun oldu. Yaptığı konuşmada; Ortaokul yıllarında ödev olarak  bir İslam aliminin hayatını konu alan bir makale yazmalarının söylendiğini, kendisinin de Bediüzzaman Said Nursi’yi seçtiğini söyledi. Üstadın hayatının kendisini çok etkilediğini ekledi.

Filistin ve Türk halkının islam kardeşliğine vurgular yaparak, nur cemaatinin faaliyetlerinden son derece memnun olduğunu, bu kardeşliği daha da ilerilere taşımak için gayret göstereceğini belirtti.  Dersin bitiminde son derece samimi duygularla, tekrar görüşme dilekleriyle  birbirimizden ayrıldık.

Üstada ve nurlara gösterilen bu alaka hepimizi son derece memnun etti ve şevk verdi. Yapılacak çalışmalarla, ilerleyen zamanlarda İslam kardeşliğinin inkişafı hususunda hepimizde olumlu düşünceler hasıl oldu.

Ruba Vakfı Yurtdışı Hizmet Ekibi- Aralık 2011

www.NurNet.org

“Bediüzzaman’ı anlamak” Konferansına Davetlisiniz

Bediüzzaman Said Nursi’nin 51.vefat yıldönümü dolayısı ile 20 Mart 2011 Pazar günü İstanbul’da Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde “BEDİÜZZAMAN’I ANLAMAK” isimli bir konferans düzenlenecek.

Merkezi Süleymaniyede bulunan Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından organize edilecek olan konferans Beyazıd Camii İmam-Hatibi Hafız Suat GÖZTOK Hocaefendi’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile Saat 20:00’da başlayacaktır.

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet AKGÜNDÜZ Hoca’nın konuşmacı olacağı konferansta ayrıca Şiir ve Sinevizyon sunumları gerçekleştirilecektir.

 

Sessizler İman Derslerinde Buluşuyor!

Salona girdiğimizde, sessizliğin hakim olduğu bir  huzur ortamı ile karşılaştık.  Yaklaşık 100 kişi vardı ve  hepsi de dikkatlice ders yapanı izliyordu. Fakat burada farklı bir şey vardı. Çünkü ders yapandan hiç ses çıkmıyordu. El hareketleriyle bir şey anlatıyordu. Dinleyenlerin ara sıra vücut dilleriyle verdiği tepkiler ne kadar iyi anladıkları ile ilgili bizlere işaret veriyordu.

Burası İstanbul Süleymaniye’deki  Hamidiye Vakfına ait ders salonu. Her Cuma akşamı sağır ve dilsizler burada toplanıyor. Saat 19:30 ‘da başlayan derslere alaka muazzam. Gittikçe büyüyen ilgiyle buraya gelenlerin sayısı artıyor. Ayrıca pazar günleri yapılan ders ve programlarla da sessizlerin dünyasının nurlu  sesi olunmaya çalışılıyor.

“İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmeye gelmiştir” hakikatını yaşayan bu kardeşlerimizin dikkat ve ciddiyeti takdire şayan. Risale-i Nurların bu şekilde anlatıldığı ve izlenildiği bir atmosfere ilk defa girmiştik. Birinci söz anlatılıyordu.

Onları görünce bu hizmetin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anladık. Çünkü hepimizin olduğu gibi, onların da iman derslerine ve imanlarını muhafaza etmeye ihtiyacı var.

Böyle hizmetlerle iman hakikatleri, onlara da ulaştırılmış oluyor. Bu hizmette bulunan kardeşlerimizi de ayrıca tebrik ediyoruz. Allah gayretlerini ve şevklerini arttırsın.

 

www.NurNet.org


Avcılar’da Bir Cuma Dersi

İstanbul-Avcılar’da olup da Cuma günü derse gitmemek olmaz! Bu güzel ortam, bu güzel atmosfer, samimi ve candan muhabbetler insanları buraya celb etmeye devam ediyor.

Oldukça geniş olan Avcılar Nur Dersanesinde, ferah bir ortamda ders dinleme imkanı bulabiliyorsunuz. Her Cuma saat 20:30’da başlayan derselere sizler de davetlisiniz. Derse iştirak edenlerin ruh hallerini aşağıdaki mısralar özetliyor :

“Rabbimiz Allah deyip dosdoğru bir yol izleyenlerin üzerine melekler inerler. “Korkmayın,” derler onlara. “Mahzun da olmayın. Dünya hayatında da, âhirette de biz sizin dostunuzuz.”

Dostlar, olup biteni kaçırmazlar. Her söz, her görüntü, her düşünce, her hayal tek tek kayda geçer. Ve bütün bunlar, Yer ve Gökler Rabbine sunulur. Nasıl bir ihtişam içinde, orası ancak o âlemlerden görülür. Ama söz Ona yükselir; bu görülmüş gibi bilinir. Çünkü öyle buyurmuştur Kur’ân’ı gönderen.

Görünen âlemin önemli haberleri, görünmeyen âlemlerde nasıl sıraya giremezse, o âlemlerin haberleri de bizim dünyamızda pek rağbet görmez. Ancak kâinatın hakikatinden haberdar olan, duyuları keskinleşmiş olanlar, dünya kalabalıklarının değil, Allah’ın katında değer taşıyan şeyin peşindedirler.

Dünya hayatının meşgaleleri bu duyuları ve düşünceleri köreltmek üzere her taraftan saldırı halinde olduğu için de, sürekli derslerini tekrarlayarak his ve heyecanlarını diri tutmaya, doymak bilmeyen meraklarını ve kendilerine manevî Cennet hazlarını yaşatan şevklerini arttırmaya çalışırlar.

Onların iman derslerine olan ihtiyaçları, işte bu yüzden içilen su veya alınan nefes gibidir: Tekrarlandıkça tekrarlanır; fakat ne usanç verir, ne de ona doyulur.

 

 

Bağcılar Salı Dersi

İstanbul-Bağcılar Nur Dersanesinde Salı akşamları dersler devam ediyor. Derse katılanlara baktığımızda 7’den 70’e her yaşta insan görmek mümkün. Risale-i Nur, adeta Kuran güneşinden aldığı parıltıları dinleyenlerin kalp ve gönüllerine nakş ediyor. Saat 20:00’de başlayan sıralı kitap okumalı (dönerli) derste herkese aynı kitap dağıtılıyor ve güzel okuyanlar bir parça sırayla okuyor. Ardından çay veriliyor ve neşeli muhabbetlerden sonra açıklamalı ders başlıyor. Yaklaşık 40 dakika süren dersten sonra ise tekrar bir ara veriliyor ve meyve dağıtılıyor. Ardında kısa bir lahika mektubu okunarak ders tamamlanıyor.

Mütefekkirâne o çeşit sohbet-i imaniye, zemin yüzünün bir manevî ziyneti ve medar-ı şerefi olduğuna işareten biri demiş: Semâvât zemine gıpta eder ki, zeminde hâlisen lillâh sohbet ve zikir ve tefekkür için, bir-iki adam, bir-iki nefes, yani bir-iki dakika beraber otururlar, kendi Sâni-i Zülcelâlinin çok güzel âsâr-ı rahmetini ve çok hikmetli ve süslü âsâr-ı san’atını birbirine göstererek Sânilerini sevip sevdirirler, düşünüp düşündürürler.

Görünen âlemlerle görünmeyen âlemlerin gündemleri birbirinden çok farklıdır. Birinde manşetlere çıkan haber, diğerinde hiç işitilmeyebilir. İman ilimlerinin açtığı kapıdan âlemlerin her ikisine birden bakanlar ise, kâinatın asıl gündemini yakalamakta gecikmezler.

Baharın yaklaştığı günlerden birinde karları tebessümüyle eriten bir kardelen, kozasından çıkmış bir kelebek, bu âlemdeki pek çok insanın dönüp de bakmayacağı, baksa da görmeyeceği, görse de o akşamki bir televizyon programının tek bir sahnesi kadar bir değer vermeyeceği işlerdendir.

Fakat nakış nakış İlâhî isimlerin dokunduğu hiçbir hadise, gözden kaçırılacak kadar önemsiz olamaz bu kâinatta. Ve bir Risale-i Nur talebesi bunu bilir. Onun keskinleşmiş duyuları, manevî âlemlerde haber teşkil edeni, manşetlere çıkanı, izleyici toplayanı kaçırmaz. Bir ibretli bakış, bir tefekkür, bir zikir, dünyanın kalabalığı arasında kaybolup gidecek bir küçük hadise değildir; bunu bilir Risale-i Nur talebesi. Her an, nice “sıradan” insanların zikir ve fikirleri rengârenk çiçekler halinde açar ve bu gezegenin manevî simasını bir bahar sahnesine çevirir. Açan çiçeklere onların müştakları doluşur. Görünen âlemlerin yasaları, bir başka biçimde, görünmeyen âlemlerde işler. Biri kelebekleri çağırır çiçeklerin, diğeri melekleri. İman ilimlerinin talebesi, dünya ve içindekilerden daha hayırlısını bulmuş, onlardan daha kalabalık bir dost topluluğu edinmiştir.

http://www.feyyaz.org/icerik/bulundugunuz-bolgedeki-risale-i-nur-derslerine-katilmak-ister-misiniz