Karaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Cennet gibi bir baharda yaşıyoruz. Mirasımız yeniden canlanıyor. Selçuklu, Osmanlının varisi benim, biziz diyoruz. Ey büyük mütefekkir Bediüzzaman. Seni duyduk diyoruz. Bir asır sonra Bediüzzaman’ın projesini keşfediyoruz. Akademisyenler eğitim modelini deşifre ediyor. Medresetüzzehra projesine cansuyu vermeye çalışıyoruz. Bir Kürt olan Said Nursi’yi Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Çerkeslerin herkesin ortak değeri yapan medeniyetimize sondaj yapıyoruz.
Said Nursi manevi Medresetüzzehra’yı zindanlarda, sürgünlerde kaleme aldığı Risale-i Nur ile kurdu, geliştirdi. Sıradan insanlardan hocalar, önderler yetiştirdi. O sıradan insanlara çok şey borçluyuz. Said Nursi’nin projelendirdiği Medresetüzzehra artık kurulmalı. Eğitim modeli tüm İslam dünyasında en üst seviyede tartışılmalı. Vasi belli, vasiyet belli, mirasçılar belli.
Konuşmasının ardından Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, Vali Münir Karaloğlu’na plaket verdi. Vali Karaloğlu da Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerine plaket verdi.
Konuşmaların ardından oturumlara geçildi.
risale haber
Değerli Bilim İnsanları,
MEDRESETÜZZEHRA SEMPOZYUMU: “Said Nursi Eğitim Felsefesi”, 12-14 Ekim 2012 tarihleri arasında, Van Valiliği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenecektir.
20. yüzyılın ülkemiz açısından bir arayışlar yüzyılı olduğu, bu arayışların eğitim alanında da devam ettiği malumunuzdur.
90 yıllık Cumhuriyet tarihinde de eğitim alanı tepeden modernleşme sürecinin en önemli mecralarından birini teşkil etti. Benimsenen pozitivist yaklaşımlar, yerli ve dini duyarlıkları zayflatırken, toplumla organik bağ içinde gelişen bir okumuş sınıfın ortaya çıkmasına da imkan vermedi. Eğitim sistemi, ne ekonomik ilerlemenin gerektirdiği kalifiye işgücünü besleyebildi, ne de daha sonra ortaya çıkan ideolojik kutuplaşmaların şiddete dönüşmesini engelleyebilecek sivil bir ahlak üretebildi. Cumhuriyet dönemi eğitim sistemi etnik, dini ve diğer tür bölünmeleri aşan, vatandaşlıkta birleştirici bir referans üretmekte başarısız oldu.
Yaşadığımız küresel çağda, “dijital kuşakların” ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir eğitim sistemine ihtiyaç var. 100 yıldan bu yana arayışında olduğumuz, hedefleriyle evrensel düşünceyi, amaçlarıyla yerelliği, bize özgü düşünceyi yansıtan eğitim modeli, tam burada yani Türkiye’de kendisine ulaşılmayı bekliyor. İşte bu model, bundan tam 100 yıl önce Van’da konuşulan ve İstanbul’da yankılanan yeni bir eğitim modeliydi.
Bu sade ve anlaşılır eğitim modelinin sahibi Bediüzzaman Said Nursi’ydi. Mektep merkezli modernleşme anlayışı karşısında, mektebi reddetmeden medreseyi ayağa kaldıran, ikisini de tekkenin irfanıyla buluşturan bu model, aslında yerli bir modernitenin nasıl üretilebileceğinin müşahhas bir beyanıydı. Şöyle diyordu Said Nursi: “Aklın nuru fünun-u medeniye (Medeniyeti meydana getiren fen bilimleri), kalbin ziyası ulum-u diniyedir (dini ilimlerdir). Bu ikisi birlikte okutulduğunda hakikat (bireysel ve toplumsal, evrensel yasalara ve psiko-sosyal gerçeklere uygunluk) tecelli eder. Ayrıştırıldığında birinden inkar diğerinden taassup çıkar.” Bediüzzaman Said Nursi bu modeli bir deneme okulu olarak “Medresetüzzehra” (Zehra Okulu) adını verdiği ve merkezi Van’da, iki şubesi de Bitlis ve Diyarbakır’da olmak üzere açmak istedi.
İlk defa 1907 yılında Sultan II.Abdulhamid’e aktarmak istediği teklifi, Sultan Reşad döneminde yansıma buldu. Araya giren savaşlar sebebiyle akim kalan mücadelesini 1922’de TBMM’de verdirdiği teklifle yeniledi. Büyük Millet Meclisine 163 mebusun imzası ile “Medresetüzzehra” kurulmasını içeren bir teklif verildi fakat kadük bırakılarak akamete uğratıldı. Cismen kurulması için verdiği mücadelenin bir nimeti olarak, Medresetüz-zehra projesi şekli bir okul olarak değil, 1925’te Burdur’dan başlayarak 1960 yılına değin devam eden sürgün ve hapishane hayatında, bu defa mana ve felsefe olarak Risale-i Nur eserleri olarak somutlaştı.
Ömrünü insanlığa ve özellikle bu vatandaki insanların mutluluğuna ve gelişmişliğine adayan Bediüzzaman Said Nursi’nin söz konusu Medresetüz-zehra okulu bağlamında eğitim felsefesini müzakere etmek için; Van Valiliği, 100.Yıl Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı işbirliği ile Van’da bir sempozyum düzenlemiş bulunmaktayız.
Bu sempozyumda sunulması muhtemel tebliğlere, panellere, konuşmalara, posterlere konu olabilecek başlıklar Sempozyum konuları linkinde arz edilmiştir. Sizin bu sempozyuma, eğitim alanınızdaki birikiminiz ve tecrübenizle katılmanızdan onur duyacağımızı belirtmek isteriz. Seçtiğiniz konuya ilişkin olarak Risale-i Nur’dan seçilen konular/bölümlerle tarafınıza destek verilecektir. Bu Sempozyuma yapacağınız değerli katkılar için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Prof. Dr. Gürbüz AKSOY (Akademik Araştırmalar Vakfı) Sempozyum Başkanı |
Prof. Dr. Peyami BATTAL (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü) Sempozyum Onursal Başkan Yrd. |
Münir KARALOĞLU (Van Valisi) Sempozyum Onursal Başkanı |
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, Haliliye Kültür ve İlim Vakfı Şanlıurfa’da “Risale-i Nur ve Tecdid Ulusal Sempozyumu” düzenliyor.
3-5 Mayıs 2013 tarihinde düzenlenecek olan sempozyumla ilgili tebliğ çağrısında bulunuldu.
Sempozyumda Risale-i Nur ve Said Nursi’nin düşüncesindeki tecdidi yönler başta beşeri bilimler olmak üzere birçok bilim dalı açısından ele alınacak.
Sempozyumla ilgili ayrıntılar şöyle:
TEBLİĞ ÇAĞRISI
Yaşadığımız yakın dönemin en önemli kavramlarından biri olan “Tecdit” dinin bu asırda değer, düşünce ve davranış olarak yeniden ihyası anlamında kullanılmaktadır. İslam Dünyası’nın, Batı’nın teknolojik ilerlemesi karşısında sözde geri kalmışlık anlayışından kurtulma çabaları ile daha da önem kazanan tecdit, ihya kavramı ve hareketleri yakın dönemimize damgasını vurmuştur. Bilhassa Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Hint alt kıtasında bu iddia ile ortaya çıkan hareketler görülmüştür.
Anadolu topraklarında ise Said Nursî ve Risale-i Nurlar bugün birçok alanda somut olarak gözlemlenen tecdidi gerçekleştirmiştir. Birçok dile tercüme edilmiş olan Risale-i Nurlar dünya çapında dini algı ve yaşantıda yeni yaklaşımlara ışık tutar olmuştur. Bu yönüyle İslami alanda çalışan ilim ehlinin ve akademik camianin dikkatini çekmiş, birçok ulusal ve uluslararası sempozyumlara, konferanslara ve akademik çalışmalara konu olmuştur.
Sosyolojik bir gerçek olan bu durum Risale-i Nurların tecdit yönünün bilimsel olarak ele alınmasını zaruri kılmaktadır. Bu amaçla düzenlenecek olan bu sempozyumda Risale-i Nur ve Said Nursi’nin düşüncesindeki tecdidi yönler başta beşeri bilimler olmak üzere birçok bilim dalı açısından ele alınacaktır.
1-Sempozyum Alt Başlıkları
İslami Literatürde Tecdit ve Müceddid Anlayışına Said Nursî’nin Yaklaşımı
Risale-i Nur’un telif döneminde İslam Coğrafyasında Tecdid Hareketleri
Risale-i Nur’un İslam Medeniyetinin Yeniden İnşasına Katkısı
Risale-i Nur ve Modernite
Risale-i Nur’da Günümüz İnsanının Anlam Arayışı
Risale-i Nur’da Allah-İnsan-Kâinat İlişkisi
Risale-i Nurun Ehl-i Kitaba Bakışı
Risale-i Nurun Ahir zaman Fitnesine Bakışı
Tefekküri tecdit ve Kâinat Kitabını kavrami
Esmau’l-Hüsna’nın Mana Boyutu
Müspet Hareket Ekseninde Dini Hizmet Usulleri ve Cihat Anlayışı
Risale-i Nur’da İman Rükünleri
Cennet ve Cehennem Algısı
Kuran’ın İ’cazı, Kuran’a Bakış ve Tefsir
İçtihad
Sahabeye Duyulan Saygı
Sünnet Algısı ve Hadislere Verilen Ehemmiyet
Fıkıh ve Muamelat
Fert – Devlet iliskisi
Siyasal Düşünceler
İktisat
İhlâs
İslam Kardeşliği
Kadınin yeri
Dua ve Münacat
Said Nursî’nin Düşüncesinde Tecdidin Gerekçeleri ve Yöntemi
Epistemolojik Açıdan Tecdid ve Risale-i Nur
Metodolojik Açıdan Tecdid ve Risale-i Nur
İslami Metinleri Yorumlamada Getirdiği Yenilikler
Risale-i Nur Perspektifiyle İslami İlimlerde Tecdid (Konular İtibariyle, Yöntem İtibariyle)
-İlminde Tecdid
-Tefsir İlmine Getirdiği Yenilikler
-Hadis Usulü ve Yorumunda Tecdid
-İslam Tarihi Yorumlarında Getirdiği Yenilik
-Tasavvuf Tarihi ve Tasavvuf İlmine Getirdiği yenilikler
-İtikadi ve Ameli Mezhepleri Değerlendirmesi
-Felsefeye Bakışı ve Getirdiği Yenilikler
-Farklı Açıdan Sosyolojik Tahliller
-Psikoloji İlmine Getirdiği Yenilikler
Sempozyum Sekreteryası:
Doç. Dr. Celil ABUZER (celilabuzer@hotmail.com)
Doç. Dr. Kasım YENİGÜN (kyenigun@harran.edu.tr.)
Hakan Gülerce (iikv@iikv.org)
Önemli Notlar:
Sempozyum 03-05 Mayıs 2013 tarihlerinde Şanlıurfa’da yapılacak olup, tebliğlerin Sempozyum Sekretaryasına ulaştırılmasıyla ilgili takvim şöyledir:
a) Tebliğ özetleri, 250 kelimeyi aşmayacak şekilde, en geç 30 Kasım 2012 tarihine kadar tecditsempozyumu.com (http://www.nursistudies.com/ocs/index.php/tecdid/tecdid ) web adresinden online olarak sempozyum sekretaryasına ulaşmalıdır.
b) Özetleri kabul gören yazarlara 15 Aralık 2012 tarihine kadar bilgi verilecektir. Kabul alan yazarlar 15 sayfayı aşmayacak uzunluktaki tebliğlerini, hakemler tarafından değerlendirilmek üzere tam metin olarak en geç 28 Şubat 2013 tarihine kadar Sempozyum sekretaryasına göndereceklerdir.
c) Sempozyumda sunulmak üzere kabul edilen tebliğ yazarlarına en geç 31 Mart 2013 tarihine kadar bilgi verilecektir.
d) Tebliğler, genelde Risale-i Nur Külliyatı ışığında, yukarıdaki başlıklar çerçevesinde hazırlanmalıdır. Bu kapsama uymayan tebliğler kesinlikle dikkate alınmayacaktır. Risâle-i Nur Külliyatı ve Nursi üzerine yapılmış akademik çalışmalar, www.www.nursistudies.com www.nuronline.org ve www.iikv.org sitelerinde bulunmaktadır. İlave bilgi ve kaynak Sempozyum sekretaryasından temin edilebilir.
f) Sempozyumda sunulacak tebliğler Türkçe olmalıdır.
g) Tebliğleri sunum için kabul edilen katılımcıların masrafları organizasyon tarafından karşılanacaktır.
Risale Haber-Haber Merkezi
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ndeki sempozyum 12-14 Ekim 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecek.
İlgililer tarafından imzalanan protokolun kamuoyuna açıklanması dikkatleri programa çekmişti. Bediüzzaman Said Nursi’nin Van’da temelini attığı ancak çeşitli nedenlerden dolayı tamamlanamayan Medresetüzzehra üniversitesinin sempozyuma konu olması, özellikle de Van’da konuşulacak olması büyük bir heyecana vesile oldu.
Sempozyumun onursal başkanlığını Van Valisi Münir Karaloğlu, Başkan Yardımcılığını Rektör Prof. Dr. Peyami Battal, sempozyum başkanlığını ise Prof. Dr. Gürbüz Aksoy yapacak.
Sempozyum programı ise daha sonra açıklanacak.
Risale Haber