Kategori arşivi: Güncel Haber

1.Türkiye Akademisyenler Konferansı (İstanbul)

2-3 Temmuz 2011 1. TÜRKİYE AKADEMİSYENLER KONFERANSI “BEDİÜZZAMAN NE YAPMAK İSTEMİŞTİR

KONFERANS PROGRAMI

2 Temmuz Cumartesi  / Şehzadebaşı İİKV Vakıf Merkezi

08:30 – 09:30 Kahvaltı

09:30 – 10:00 Açılış Konuşması, Prof. Dr. Faris Kaya

I. Oturum : Başkan, Prof. Dr. Servet Armağan

10:00 – 10:30 –  Doç. Dr. Ahmet Kayacık, “Bediüzzaman’ın İlimleri Anlama ve Yorumlaması Bağlamında Mantık İlmi”

10:30 – 11:00 –  Doç. Dr. Halim Ulaş, “Güvenilir Ve Geçerli Bir Hizmet Yöntemi Olarak, Müspet Hareket Ve Proaktif Nur Talebesi Modeli”

11:00 – 11:30 Çay Arası

II. Oturum : Başkan, Prof. Dr. Yunus Çengel

11:30 – 12:00 – Dr. Furkan Aydıner, “Molla Sadra ve Molla Said’in Hakikat Yolculuğu”

12:00 – 12:30 – Dusmamat Karimov, “Risale-i Nur’a Göre, Kur’anda Adalet Kavramı”

12:30 – 13:00 – Prof. Dr. Yunus Çengel, “Nuraniyet ve Kuantum Alemi”

13:00 – 14:30  Yemek

III. Oturum : Başkan, Prof. Dr. Refik Korkusuz

14:30 – 15:00 İbrahim Demirkıran, “Risale-İ Nurda Görsellik Ve Sinema”

15:00 – 15:30 Rasim Soylu, “Risale-İ Nur’da Estetik Ve Bediüzzaman’ın Sanat Felsefesi”

15:30 – 16:00 Prof. Dr. Servet Armağan, “Ders Okuma Âdabı”

16:00 – 17:30 Çay ve Katre Dergisi Toplantısı

3 Temmuz Pazar  / Şehzadebaşı İİKV Vakıf Merkezi

08:30 – 09:30 Kahvaltı

IV. Oturum : Başkan, Prof. Dr. Murat Sarıcık

09:30 – 10:00 –  Doç. Dr. İshak Özgel, “Değerler Bağlamında Risale-i Nur’da İmanın Sosyal ve Ferdî Hayattaki Belirleyici Rolü Üzerine”

10:00 – 10:30 – Prof. Dr. Himmet Uç, “Bediüzzaman’ın Eserlerinde Zaman”

10:30 – 11:00 –  Hüseyin Kurt, “Said Nursi’nin Yazılarında Hz. İsa Tasavvuru”

11:00 – 11:30 –  Çay Arası

V.Oturum : Başkan, Doç. Dr.Furkan Aydıner

11:30 – 12:00 – Kenan Demirtaş, “Risale-i Nur’da Metod ve Usul”

12:00 – 12:30 – Nevzat Uyaroğlu, “Beyin Göçü Ve İttihadı İslam’la İlgili Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra Yaklaşımı”

12:30 – 13:00 – Salih Sayılgan, “Scapegoat Teorisi ve Bediuzzaman`in “yeni düşman” Algısı”

13:00 – 14:30 – Yemek

VI. Oturum : Başkan, Prof. Dr. Himmet Uç

14:30 – 15:00 –  Prof. Dr. Murat Sarıcık, “İmam Gazali Ve Bediüzzaman Said Nursi’ye Göre Yezide Lanet Konusu”

15:00 – 15:30 – Hamza Koçak, “Bediüzzaman Said Nursi’nin Görüşleri Işığında İsrafa Karşı Mücadele Ve İktisadın İkamesi”

15:30 – 16:00 –  Mehmet Abidin Kartal, “İsrafa karşı mücadele ve iktisadın ikamesi”

16:00 – 17:30 Çay ve Toplantının Değerlendirilmesi

• ÖNEMLİ NOT : Programa izleyici olarak katılmak isteyenlerin iikv@iikv.org adresine kendilerini tanıtan bir email ile başvurmaları gerekmektedir.

Çorum’da Risale-i Nur’un Yurtdışı Serüveni Konuşulacak

Çorum Adaleti ve Medeniyetler İttifakını Destekleme ve Yardımlaşma Derneği bu akşam Uluslararası Bediüzzaman Konferansı düzenliyor.

Uzaklardan Risale-i Nur a Bakış” başlıklı konferansta Nijeryadan Prof. Dr. Vaffi Şerif ile Filipinler Risale-i Nur Enstitüsünden Muhammed Riza Derindağ birer tebliğ sunacak. Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği Başkanı Mehmet Südlü ile Çoruma gelen tebliğciler, Çorum Valisi, Hitit Üniversitesi Rektörü, Çorum Ticaret Borsası Başkanı, Milli Eğitim İl Müdürünü ziyaret ettiler. Ziyaretlerde Prof. Dr. Vaffi Şerif, Afrika kıtasında Türkiyenin ve Risale-i Nur’un ehemmiyetinden bahsetti. Rıza Derindağ ise Medeniyetler İttifakı Projesi ve Bediüzzaman’ın küresel barış için öneminden ve 2015 Bediüzzaman Yılı çalışmalarını anlattı.

Uzaklardan Risale-i Nur’a Bakış Konferansı

22 Haziran 2011, saat 20.30’da, Çorum Devlet Tiyatro salonunda düzenlenecek olan sempozyumda Prof. Vaffi, “Afrika’da Risale-i Nur’un Önemi” konulu tebliğini, Rıza Derindağ ise “Asya Pasifikte Risale-i Nur ve İslam” konulu tebliğini sunacak.

Kaynak: Risale Haber

3. Genç Akademisyenler Konferansı Sonuç

Dünyanın 25’i aşkın ülkesinden Said Nursi ve Risale-i Nur eserleri üzerine master ve doktora yapmakta olan 80’den fazla akademisyen İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın (İİKV) öncülüğünde üçüncü defa bir araya geldi. Birbirleriyle görüş alış-verişinde bulunan ilim adamları plaketle ödüllendirildi.

Risale-i Nur ve müellifi Bediüzzaman Said Nursi üzerine ilmi, akademik, kültürel ve sanatsal faaliyetler düzenleyen İİKV tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Genç Akademisyenler Konferansı Merter Greenpark Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya 20 farklı ülkeden 60′ı aşkın genç akademisyenin yanı sıra Said Nursi ve Risale-i Nur konusunda çok sayıda makalesi ve kitabı bulunan 20 profesör katıldı. Ayrıca seminere Bediüzzaman Hazretleri’nin yakın talebelerinden Mehmet Fırıncı, Mustafa Sungur, Abdülkadir Badıllı ve Said Özdemir de geldi.

Dünya coğrafyasının farklı ülkelerinden gelen genç akademisyenler bir yandan tanışırken, bir yandan da Risale-i Nur konusunda uzman ilim adamlarıyla tezleri hakkında görüş alışverişinde bulundu.

Risale-i Nur ile ilgili yapılan konuşmalardan sonra kendini coşkun hissettiğini belirten Bediüzzaman’ın yakın talebelerinden Mehmet Fırıncı, “Bu herhangi bir âlimin yazdığı bir kitap değil. Bu insanlığı kurtarmak için hazırlanmış bir rehberdir. Çok güzel konuşmalar yapıldı. Dolayısıyla yurt dışından bu kadar Risale-i Nur’u anlayabilen insan görebilmek 50 yıl sonra bizim için büyük bir bayram. Bize 60 sene evvel Risale-i Nur’u 3-5 kişiyle konuşuyorduk. Bize ‘Bu şekilde nasıl olacak?’ diye soruyorlardı. Biz de ‘50-60 yıl sonrası için çalışma yapıyoruz.’ diyorduk. Bu çalışmalar çok önemli.” dedi.

Dünyanın 25’i aşkın ülkesinden 80’den fazla akademisyen ve 20 civarında profesörün seminere katıldığını belirten İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faris Kaya, “Profesörler, genç akademisyenlere ders vermek için buradalar. Bugün güzel bir gün yaşıyoruz.” diye konuştu.

Risale-i Nur’un 20. yüzyılın en önemli eseri olduğunu dile getiren ABD’li Hıristiyan din görevlisi İan Markham, “Risale-i Nur, modern imanlı insanın karşılaştığı birçok probleme yanıt veriyor. Bu kitapta Allah’ın varlığı ve öldükten sonra dirilme ile ilgili nasıl çözümler sunulmuş onu görmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Risale-i Nur, bugüne kadar karşılaştığım en mükemmel kitaptı.” diyen Hindistanlı Suhail Vilayil, “Risale-i Nur’da dikkatimi çeken İslamiyet’i modern bilimlerle açıklayan ilk eserdi. Kur’an-ı Kerim’in ilk tercümesiydi. Risale-i Nur bize pozitif bilimlerle din arasında bir çatışmanın bulunmadığını gösterdi. “ şeklinde konuştu.

Kaynak: iikv

Konuyla ilgili sitemizde yer alan diğer haberleri okumak için tıklayınız…

Ayrıca Dost Tv – İyi Haberler’de Çıkan Haber:

25 Ülkeden 80 Risale-i Nur Akademisyeni Bir Araya Geldi

Dünyanın 25’i aşkın ülkesinden Said Nursi ve Risale-i Nur eserleri üzerine master ve doktora yapmakta olan 80’den fazla akademisyen İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın (İİKV) öncülüğünde üçüncü defa bir araya geldi. Birbirleriyle görüş alış-verişinde bulunan ilim adamları plaketle ödüllendirildi.

Risale-i Nur ve müellifi Bediüzzaman Said Nursi üzerine ilmi, akademik, kültürel ve sanatsal faaliyetler düzenleyen İİKV tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Genç Akademisyenler Konferansı Merter Greenpark Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya 20 farklı ülkeden 60’ı aşkın genç akademisyenin yanı sıra Said Nursi ve Risale-i Nur konusunda çok sayıda makalesi ve kitabı bulunan 20 profesör katıldı. Ayrıca seminere Bediüzzaman Hazretleri’nin yakın talebelerinden Mehmet Fırıncı, Mustafa Sungur, Abdülkadir Badıllı ve Said Özdemir de geldi.

Dünya coğrafyasının farklı ülkelerinden gelen genç akademisyenler bir yandan tanışırken, bir yandan da Risale-i Nur konusunda uzman ilim adamlarıyla tezleri hakkında görüş alışverişinde bulundu.

Risale-i Nur ile ilgili yapılan konuşmalardan sonra kendini coşkun hissettiğini belirten Bediüzzaman’ın yakın talebelerinden Mehmet Fırıncı, “Bu herhangi bir âlimin yazdığı bir kitap değil. Bu insanlığı kurtarmak için hazırlanmış bir rehberdir. Çok güzel konuşmalar yapıldı. Dolayısıyla yurt dışından bu kadar Risale-i Nur’u anlayabilen insan görebilmek 50 yıl sonra bizim için büyük bir bayram. Bize 60 sene evvel Risale-i Nur’u 3-5 kişiyle konuşuyorduk. Bize ‘Bu şekilde nasıl olacak?’ diye soruyorlardı. Biz de ’50-60 yıl sonrası için çalışma yapıyoruz.’ diyorduk. Bu çalışmalar çok önemli.” dedi.

Dünyanın 25’i aşkın ülkesinden 80’den fazla akademisyen ve 20 civarında profesörün seminere katıldığını belirten İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faris Kaya, “Profesörler, genç akademisyenlere ders vermek için buradalar. Bugün güzel bir gün yaşıyoruz.” diye konuştu.

Risale-i Nur’un 20. yüzyılın en önemli eseri olduğunu dile getiren ABD’li Hıristiyan din görevlisi İan Markham, “Risale-i Nur, modern imanlı insanın karşılaştığı birçok probleme yanıt veriyor. Bu kitapta Allah’ın varlığı ve öldükten sonra dirilme ile ilgili nasıl çözümler sunulmuş onu görmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Risale-i Nur, bugüne kadar karşılaştığım en mükemmel kitaptı.” diyen Hindistanlı Suhail Vilayil, “Risale-i Nur’da dikkatimi çeken İslamiyet’i modern bilimlerle açıklayan ilk eserdi. Kur’an-ı Kerim’in ilk tercümesiydi. Risale-i Nur bize pozitif bilimlerle din arasında bir çatışmanın bulunmadığını gösterdi. ” şeklinde konuştu.

Kaynak: CİHAN

Babalar Gününüz Kutlu Olsun!

Babalar günü de anneler günü gibi batı kaynaklıdır. Böyle bir güne mahsus bir baba veya anne sevgisini yılda bir kez hatırlamak, dinimize göre tavsiye edilen bir şey değildir. Bilakis, İslam dini, Anne – baba hakkında, sürekli tavsiyede bulunan kitabını/Kur’an’ı onların eline vermiş ve ona göre hareket etmelerini emir vermiştir:

“Rabbin sadece kendisine ibâdet etmenizi ve anne-babaya iyilik etmeyi kesin olarak emretti. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara “öf!” deme. Kendilerini azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. Onlara karşı daima alçak gönüllü olup, şefkat ve merhamet kanatlarını ger. Ve: ‘Rabbim! Ben küçük iken onlar beni nasıl merhametle yetiştirdilerse, sen de onlara öylece merhamet et’ de” (İsra, 17/23-24). “

Biz insana, ana-babasına karşı iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (Onun için biz insana): “Bana ve ana-babana şükret” (diye tavsiyede bulunmuşuzdur). Dönüş, ancak Bana’dır. Eğer anne ve baban, bilmediğin (var olmadığı için bilinmesi söz konusu olmayan) bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itâat etme. Fakat onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yolunu tut. Sonunda dönüşünüz yalnız Bana’dır. O zaman ben size, yaptıklarınızı haber vereceğim” (Lokman, 31/14-15).

Konumuzla ilgili son ayetin cümlelerine çok dikkat etmek gerekir. Özetle tekrarlamak gerekirse:

“Ey insan! Eğer onlar/anne-baban, seni bana (yani: Allah’a) karşı isyan etmeye teşvik etseler bile, bu konuda onların dediğini yapma, ama yine de dünyada olduğunuz sürece, onlara karşı saygıda, güzel davranmada kusur etme!”

Allah’ım! Bu ne müthiş merhamet, bu ne harika şefkat, bu –Seni inkâr eden bir kâfir bile olsa-anne ve babaya karşı ne inanılmaz hoşgörü, o saygısızlara karşı, bu ne incelik, şu saygı ve sevgi tavsiyelerinde! İslam dini, her konuda olduğu gibi, bu konuda da ortaya koyduğu evrensel ahlâkî prensipleriyle, başka doktrinlerle kıyas kabul etmez meziyetlere sahip olduğunu tarihe tescil ettirmiştir.

Yazılanlara göre, Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910’da Washington’un Spokane şehrinde kutlanmış. Daha sonra diğer eyaletlere yayılmış. Ancak Babalar Günü resmi olarak 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge’in desteğiyle kutlandı. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımladı.

Kur’an-ı Hakîm, yalnız yılda bir defa değil, her gün kendi muhataplarına bu telkinleri tekrarlamaktadır. Burada “tereciye tere satmak” sözünü hatırlamamak mümkün mü? Batılılar hep bunu yapıyorlar. Bize, kendi malımız olan güzellikleri bozarak, -tabir yerindeyse- tereyi biraz da küflendirerek bize satıyorlar. Biz de mal bulmuş Mağribi gibi, kaliteyi, fiyatı sormadan sırf Batı patentli olduğu için, fikir ve düşünce planında hiç bir pazarlık yapmadan alıyoruz. Bu işin bir tarafı…

Bununla beraber, bu gibi günlerin kutlanması, bir dinî ritüel değildir. Dolayısıyla, bu açıdan başka bir dinin merasimini taklit etmek söz konusu değildir. Evrensel bir kutlama olarak ortaya çıkan bu gibi günlerde, İslam’a aykırı haram bir fiil işlenmediği takdirde, kutlanmasında bir sakınca yoktur. Hatta, eğer anne-babaya karşı gerçekten bir saygı ve sevginin geliştirilmesine ve onlara yardım ellerinin uzanmasına bir katkı sağlıyorsa, bu İslam açısından da hoş görülür.

“Karşılıklı hediyeleşin, bu vesile ile sevgiyi paylaşın” mealindeki hadis-i şerifin ışığında konuya baktığımızda, bu tür kutlamalar, meşru dairede cereyan eder ve karşılıklı hediyeleşmelerle aile fertleri arasında sevgi ve saygının paylaşımına katkı sağlayacaksa, bu güzel davranışa, dinlerin en güzeli İslam dini elbette karşı çıkmaz, aksine teşvik eder.

Prensibimiz şu olmalı: Allah’a isyanı taşımayan, insanlara yararlı olmayı ön gören her davranışa, İslam’ın vize vereceğinden şüphe etmemek gerekir. İslam’da: Vacibe vesile olan şeyler vacip, harama vesile olan şeyler haram olarak kabul edilir. Dolayısıyla, Allah’ın emri olan anne-babaya karşı saygı ve sevgiyi öngören bir davranış insanlık adına alkış alır. Yeter ki, bu tür kutlamalar, içki, kumar vs. gibi haram işlere bir bahane teşkil etmesin!

Selam ve dua ile…

Sorularla İslamiyet