Kategori arşivi: Şiirler

Sonsuz Azaptan Korunalım!

Bütün hava boşluğu, buğdayla dolu olsa?

Bir tavuk senede, tek bir tane ondan alsa.

 

Katrilyon sene geçse de, onlar bitecektir,

Cennet mutluluklar  hiç bir zaman bitmezler.

 

Rabbim bize, sonsuz mutluluk vaad etmişken,

Doğruyu bulmak için,  bize Kur’an göndermişken.

 

Bizler sakın cehenneme gitmeyelim, aman,

Yoksa, nazik vücudumuz olur, ateşte yanan.

 

Aman kardeşler, ölüm için hazır olalım,

Sonra acısından, saçımızı, yolmayalım.

 

Uyanmazsak, sonumuz müthiş felaket olur,

Muhakkak ki, her insan hak ettiğini bulur.

 

Çok kötü olan, ahir zamanda yaşıyoruz,

Bilerek, boğucu günahlara batıyoruz.

 

Aman Allah’ım! Rahmetinle uyandır bizi,

Bizi uyandır ki, yapalım Sizin emrinizi.

 

Bu zamanda, ölü insan dirilir mi diyen çok, 

Hiçten insan nasıl oldu düşünen pek yok.

 

Bu mucize insan, nasıl pis hücreden oldu?

Bunu düşünmeyenler çok, hem her taraf doldu.

 

Bu zamanda, çok azı dinini öğrendi,

O sebeptir ki, çok olumsuzlara girildi.

 

Şehit torunu kız açıldı, namazsız kaldı,

Kötü arkadaşlara uyarak, yolundan saptı.

 

Dünyada kalacakmış gibi, ona tapıyor,

Hesap günü geliyor ama hiç düşünmüyor.

 

Anne babadan, din terbiyesi almadı bunlar,

Kendi yolunu, bulmamalı mı bizim kızlar?

 

Madem ki buluğ çağına ermiş bu hanımlar,

Hayatın hesabını, melekler onlardan sorar.

 

Maddi yönde onları, hiç kimse aldatamaz,

On yerine yüz lirasını, kimse alamaz.

 

O zaman, hazırlıksız ölüme nasıl giderler?

Kendini aldatıp belki hesap yok mu derler?

 

Din hanıma, bol elbise giymeyi emretmiş,

Ona, bir erkekle evlenebilirsin demiş.

 

Ama, Hanım beyine pejmürde elbiseyle çıkar,

O zavallı, yabancıyı sever elinden tutar.

 

Kızım! Burada beş günlük hayata taparsın,

Sende dini bilgi olmadığından, saparsın.

 

Hanım kız! Seni yaradan Allahla savaşma!

Baş ve vücudunu açıp, günahlara dalma.

 

Sen ki, vücudunu haram erkeklere açarsın,

Ahirette o müthiş cehennemde yanarsın. 

 

Kafirler gibi, yırtık dar kot pantolon giyersin,

Avrupa modasına uyup, onlara benzersin.

 

İnsan burada kime benzerse, orada onla olur,

Burada gavura benzerse, orada onları bulur .

 

Bacım uyan kurtul, bu hoş olmayan halden,

Vücudunu ört, koru yabancı erkeklerden.

 

Yoksa hesap günü sana pahalıya patlar,

Günahın karşılığı cehennemde yanmak var.

 

Orada, kimi feryadu figanla ağlayacak,

Kimiler, çokça mutluluklara kavuşacak.

 

Ölümle melekler bizi, hesaba çekerler,

Sevaplıyı cennet günahkarı ateş bekler.

 

Burada, günahlarımıza pişman olalım,

Ondan sonra, günahlı yolları bırakalım.

 

Böylece can vermemiz bizlere kolay olur,

O sonsuz mutluluk ve sevinçler bizi bulur.

 

Cennet varken kendini ateşte yakma kardeş,

Orada kurtulmak sana yeter helal bir eş.

 

Rabbim uyar, cehenneme koşan bu gençleri,

Hesap günümüzü, asla düşünmeyenleri.

 

Abdülkadir Haktanır

(Yazımı beğenip beğenmediğinizi bu numarayla  0536956021 bildirebilirsiniz  nurnet.org sitesinde  910 adet yazımdan,  faydalanabilirsiniz)

 

İmanlı sevap yaparsa içi nurlanır

Seçime gidiyoruz! Açın gözünüzü,

İmanlıya verin, evet oyu ve sözü,

Ondan sonra bulabilirsiniz gündüzü,

Yoksa sizi bekler çok siyah felaketler!

 

İmanlı sevap yaparsa içi nurlanır,

Çünkü ölürken sevapları yanına alır,

Bütün maddi menfaatler dünyada kalır,

Tek maddeye inananı bulur felaketler.

 

Bundandır, bizim oyumuz imanlınındır,

İmansız bizim reyimizden, mahrum kalır,

Çünkü oylarımızı, ancak imalı alır,

Seçimi imansız kazansa, gelir felaketler.

 

İslam dan nasibini almayandan, çok kork,

Çünkü sevap yapmakta, onun gözüdür tok,

Halka iyilik yapmak, onun fikrinde hiç yok,

Onlara oy verenleri, bekler felaketler.

 

Onları acıyoruz, onların gözü sevaba tok,

Öldükten sonra diriliriz fikri, onlarda yok,

Yalınız maddi menfaati için, o atar ok,

İstemeselerde, onları bekler felaketler.

 

O öz kardeşini, menfaati için sever,

Menfaati bittiği yerde, kardeşlik biter,

Maddi faydası yok ise, hemen geri çeker,

Onları her iki hayatta, bekler felaketler.

 

Bu sebepten yap ne yap, oyunu imanlıya ver,

Bilinçli İmansıza karşı, sert perdeyi ger,

Müslüman birin önüne, ipek halıyı ser,

Yoksa seni yakında, bekler felaketler.

 

Bu yüzden, ümitle gidiyoruz oylamaya,

Bize düşen hisseyi, o sandığa koymaya,

Maddeten ve manen, kalbimizi doyurmaya,

Rabbim! Koru bizi, imansız idareciden!

 

Abdülkadir Haktanır

Kendini Beğenmekten Kurtul

Kasten, kimsenin kalbini kırdıysan eğer?

Sen, mazlumun sırtına basmışsın meğer,

O, senin hainliğini ortaya  döker,

O zaman, Kȃbeyi çok tavaf etsen ne yarar?

 

Eğer ona buna, kötülük besliyorsan,

Yediğinin helalına, dikkat etmiyorsan?

Kendini, dedikodudan çekemiyorsan?

Bütün seneyi oruç tutsan da, ne yarar?

 

İmanının sağlamlığına, dikkat etmezsen?

Müslümanların çoğu ağlarken, sen gülersen?

Eğer Kur’anın ahkȃmına, bağlı değilsen?

Son nefesinde, zemzem bile içsen ne yarar?

 

Eğer sen, verdiğin sözlerinde durmuyorsan?

Hal ve tavrınla, kȋbrini izhar ediyorsan?

Verdiğin zekatını, herkese duyurursan?

Dilenciyi boş çevirmesen de, ne yarar?

 

Sen o küçük evini, idare edemezsen?

Hanende, kavga ve gürültülü biri isen?,

Hanım ve çocuklara, rahatsızlığı sersen?

Dargınları barıştırsan, o hal neye yarar?

 

Beş kişilik hanende, her gün kavga yaparsan?

O halden, kurtulma çaresini bulamazsan?

Kurtulmaya yardım, ondan bundan ararsan?

Başbakan olsam böyle yaparım lafı, neye yarar?

 

Boş laflarla, ona buna nasihat edersen?

Çok kimsenin yaptığı işi, beğenmesen?

Onun bunun, yanlışından ötürü kükrersen?

Seni tasdik eden, işin yoksa neye yarar?

 

Hacda iken, kefene benzer ihramı giysen?

Hac esnasında, mübarek zemzemden çok içsen?

Yaptığın tavaf ve umreleri, baş tacı bilsen?

Sahabelerden ahlak, almadıysan ne yarar?

 

Sakın unutma ki, iş ağızdan çok konuşur?

Yalnız ağızla konuşan, yanlış duruşludur,

Attığı kurşunlar, isabetsiz vuruşludur,

Ağzını işle tasdik eden, o her şeye yarar.

 

Abdülkadir Haktanır

Sakın Uydum Kalabalığa Deme

Araştır, incele, imanına kuvvet kat,

Kafanda ki şüphelerin, tamamını at,

Gireceğin o mezara, bol bol sevap at,

Sen, uydum kalabalığa fikrinden kurtul.

 

Yaptığın günahlara, pişman ol uzak dur,

Geçmiş kötü hayatını, terk et tekme vur,

Sen, kendine müspet bir hayat sistemi kur,

Mevcut, menfi kalabalığa uymaktan kurtul,

 

Hayatın hesabı verilecek unutma,

İmansız olan kimsenin, sözünü tutma,

Sakın herkesin, verdiğini alıp yutma,

Kalabalığın kötü laflarından, kurtul.

 

Aile içinde, huzurlu olmaya çalış,

Hanımın boş sözlerini, tahammüle alış,

Hayattan tecrübesi olanlarla, danış,

Uydum kalabalığa, diyenlerden kurtul,

 

Anne babanı sev, ve onlara itaat et,

Onları huzur evine götür, fikrini reddet,

Onlara saygı ve hürmetini, noksansız et,

Böylece, kalabalığın boş laflarından kurtul.

 

Onlara isyan eden, asi bir kul olur,

kim anne babaya, ne yaptı ise onu bulur,

Ebeveyne isyan eden, sonunda kurur,

Uydum kalabalığa, boş lafından kurtul.

 

Evlatlarını, maneviyatsız bırakma!

Gayretli ol, onları cehennemde yakma,

Onlara dini öğretmekten, geri kalma,

Uydum kalabalığa, safsatasından kurtul.

 

Komşu ve eş dosta karşı, iyi davran,

Onlara karşı güler yüzlü ol, bakma yan,

Onları barıştırmak ta, sen olma uryan,

Bende herkes gibiyim, demekten kurtul.

 

Sağlam düşünceye sahip, gaye adamı ol,

Kafandaki şüpheleri, cımbızla yol,

Sen imanını sağlam koru, ol karakol,

Boş dedikoduların şerlerinden, kurtul.

 

Abdülkadir Haktanır

İnsanlığın Yardımına Koş!

Abdülkadir, adın güzel ama işin nasıl?

Acaba harekatın, nice oluyor hasıl?

Sen sevap cihetinde, alıyor musun mahsul?

Yoksa o yönde kalıyor musun, eli boş kul?

 

Bari, küçük bir hakikati  anlat kimseye,

Gir çok faydalı olan, o mürşidan kisveye,

Mutludur o ki, uğraşır onlara benzeye,

Rabbim beni it, onlara benzetir demeye.

 

Sen sakın asla, bana ne diyenlerde olma,

Neme lazımcı olanlardan, olarak solma,

Bende keyfime bakarımı, kafana koyma,

Yaptığın sevaplı işlere, kat’iyyen doyma.

 

Çünkü bu fırsat, bir daha asla geri gelmez,

Ne yazık ki, bu vaziyeti herkes bilemez,

Amelinden başka, senle o mezara girmez,

Ölünce tek sevaplı, işlerin seni üzmez.

 

Günahkar için, öbür hayatta cehennem var,

Üzücüdür, herkes ateşe yanmaya koşar,

Hele imansızın karşısına, çıkmış sakar!

Ölümsüz bir hayatta, yanmak büyük zarar.

 

Rabbimiz bizlere, onu önceden bildirmiş,

Dini emirleri, sakın bırakmayın demiş,

Vazifeyi yapmayanları, çok tehdit etmiş,

Gafilin kötü halini, O önceden bilmiş.

 

Kardeş yap ne yap, kötü halden kendini kurtar,

Sonra gelir, evlat ve çok yakın akrabalar,

Onlara durma ver, güzel dini nasihatlar ,

Hiç durma, elinden geleni günahtan kurtar.

 

Tek birinin, imanını kurtarsan büyük kȃr,

Sahralar dolusu, kırmızı koyunlar kadar,

Cehennem ateşinde yanmak, ne büyük zarar,

Orada ki feryatları, hiç bilmeyenler var.

 

Yaşadığımız bu devre, denir ahir zaman,

Onun şiddetine karşı, çoğu demiş aman,

Çünkü bu zamanda, çoğunluk ateşe koşan,

Aman Rabbim, yaşıyorlar ona bakmadan yan.

 

Ey insan! Az uyu, çalış, düşün  kitap oku,

Kimsenin imanını kurtarmak için, sık doku,

İnsanları uyandır, çünkü onları tutmuş uyku,

Ah! O sekeratta çoğunu saracak korku.

 

Allah’ım,  Rahmetinle bu milleti sen kurtar,

Yoksa, bu milleti büyük felaket karşılar,

Çünkü, çoğu yaşar kendini yapmadan ayar,

Rabbim, kurtarmazsan bizi müthiş ateş yakar.

Abdülkadir Haktanır