Etiket arşivi: bayram

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun!

Aziz, sıddık, sadık, muhlis ve hâlis kardeşlerimiz ve hemşirelerimiz,

Bütün ruh u canımızla bayramlarınızı, hem hacca gidenlerin bayramlarını ve bu milletin bu mânevî bayramını ve âlem-i İslâmın ittifakkârâne intibahlarının mânevî bayramlarını ve Risale-i Nur’un hakikat-i Kur’âniyeye dair verdikleri haberlerini zamanın tasdik etmelerini ve en geniş bir dairede o mânevî envar-ı Kur’âniyeye, beşer ihtiyacını hissetmesini tebrik ediyoruz.

NurNet.org Ekibi

Hakiki Bayramı Hak Eden Bu Kardeşleri Tebrik Ederiz

Pek Aziz ve Muhterem Kardeşlerim! Duhuli ile müşerref olduğumuz Ramazan Bayramınızı cânu günülden tebrik eder, bütün âlem’i İslam’a hakiki bayram olmasını ve külli hayırlara vesile olmasını Cenabı Haktan temenni ve niyaz ederiz.

Evet! Allahın ve Peygamberimizin a.s.m.emirlerine harfiyyen itaat etmeye âmâde olanlar  ümit vardırlar. Onların bayramları bayram ola!

Fitne fesat devrinde yaşadığını bilip, attığı her adımında, yaptığı her işinde, hal ve harekatlarına dikkatli olanlar sevinmeyi hak ederler. Onlarında bayramları bayram ola!

Anne baba olup, onlara Allah ihsan ettiği en büyük hediye olan evlatlarına Allahın dinini öğretmek için titizlik gösterenler  sevinmeye  hakları var. Onlarında. bayramları bayram ola!

Kendini bencillikten kurtarıp bütün yaratıklara şefkatla  yaklaşıp, bilhassa şerefli mahluk olan insanlara, onlardan kendisine en yakın ve kendilerine en borçlu olan anne babalarının maddi ve ma’nevi yardımlarına koşanlara,  ve onların dışında olan akraba ve yakınlarından eş dostlarına  manen de bir şeyler verebilmeye gayret eden kimseler sevinmeye hakkettiler. onlarında bayramları bayram ola.

Yüce Mevlâm, şehit torunları olan yaradan  vatandaşımı, önce  hiçlikten kurtarıp, dağda bir taş yapmamış, yılan yapmamış, İnek yapmamış, sinek yapmamış, Rusya’da bir gâvurun oğlu, İsrail de bir Yahudi’nin oğlu veya kızı yapmamış, Şehit kanıyla yoğrulan toprakta, Müslüman anne ve babadan doğup, bu kadar merhalelerden geçiren Allah’ına isyan etmemeye gayret gösterip,Ona boyun eğebilenler, sevinmeye hak ederler. Onlarında bayramları bayram ola.

Kader onun kötü insanlar arasında yaşamasını takdir edip, oda onların kötü ahlaklarından kapmadan yaşayabildi ise? Onlardan bazılarına insan nedir? Nereden geldi? Ne için geldi? Burada onun görevi nedir? En son nereye gidecektir? soruların cevapları öğrenilen yer olan Kur’an tefsirleri okunan yerlere götüre bildi ise, sevinmeye hakkıdır. Onlarında bayramları bayram ola.

İnsan yaşı ilerlediği halde, geçmiş hayatına bakıp, oraları araştırdıktan sonra, ne pahasına olursa olsun günahlardan çekinip, Allahın emirlerine uyma gayreti ile tükettiği hayatında müspet bir netice görebilirse, herkesi korkutan ölüm, onun yaptığı işler onun için zindandan kurtulmaya bir sebep olup,  Âlemlere rahmet olarak gönderildiği Peygamberimize (a.s.m.) a ve tüm sevdiklerine kavuşmağa vesiledir bilen bu kişi, geriye kalan günlerini, ötekiler gibi günahlardan uzak geçirme gayretinde olduğu  için, sevinmeye hak etmiş olarak kendini kabul etmeli. Bunun ve buna benzerlerin bayramları  bayram ola.

1400 küsur seneden beri Peygamberimizin a.s.m. emri ile bütün iyi insanlar, Yaşadığımız devrin şerrinden Allaha sığındıkları için bizde o devrin  şuuru  içerisinde yaşayıp, iç ve dış düşmanlarımız, hanımlarımızı soyup yarım çıplak halde ortaya serdikleri bir hal ki: Görünüşte çok cazip, fakat o cazibeli  haller erkekleri öldürmeye yarayan silahlarlar  olduğunu fark edip, sokakta yürürken ona göre tedbirini alan kardeşlerimin sevinme  hakkıdır sevinebilirler. Onlarında bayramları bayram ola.

Zerre kadar insafı olmayan iç ve dış düşmanlarımız, abla ve kız kardeşlerimizi reklam ve ticaret aracı yapma yolunda hiç çekinmeden, ellerinden geleni yaparak, onları acımadan soyup soğana çevirmeye çalıştıkları bir devirde, onları ana düşman bilip,  oyunlarına gelmemeye gayret eden kız kardeşlerime bin barekâllah diyerek herkesten ziyada onlar bayram yapmaya hakketmişlerdir. Hatta bazı kız kardeşlerim, düşmanların oyunlarına geldiklerini fark ederek en yakın zamanda kurtulmaya gayret ettiklerinden ötürü, onları da  tebrik ediyoruz. onlara da, bayramınız bayram ola, diyoruz.

Bayramların en büyüğünü hak edenler, kâmil imanla ruhlarını teslim edebilme ümidi ile yakini imanı elde etme gayreti ile yaşayanlardır.  Yani bir Müslüman bu fitneli devirde yaşadığı halde, Allah’a karşı ibadetlerini yaparak, buradan sağlam iman ve az günahla kurtulabilme gayreti ile yaşarsa, en büyük kârı o elde etmiştir.  Bu mübarek zatlar âhirette iki büyük kârı kazanma ümidi ile yaşadıkları için candan tebrikler hak ederler.

Kârlardan biri: O nazik vücudunu cehennem gibi o müthiş ateşten kurtarmak gibi büyük bir kârı elde etmiştir.

Diğeri ise, gençliği bitmeyen, derdi sıkıntısı olmayan, sıcağı soğuğu olmayan , rahatsız edecek en ufak bir şey bulunmayan cennet gibi  bir mutluluğu kazanmasıdır. Evet cennette hareket, ruh hiffetinde ve kuvvetinde ve hayal suratında olup, hiçbir zaman sonu olmayan güzelim cennet gibi bir mutluluğu kazanmasıdır.

İşte bayramların en büyüğünü bu ümitleri kavi olanlar kazanmış olacaklar. Oh bee! Ne mutlu size! Hapisten, azaptan kurtulmakla kalmayıp, kârların en büyüğünü elde edeceksiniz İnşaallah. Allah cümlemizi değeri tarif edilmeyecek kadar bu büyük  bayramdan   mahrum etmesin.  ONLARIN BAYRAMLARI BAYRAM OLA VE OLACAKTIR İNŞAALLAH.

Sizden dua bekleyen, size dua eden kardeşiniz

Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.org

Elveda Ramazan, Hoşgeldin Bayram

Ne çabuk geçti bir ay…
Ruhumuzun en ücra köşesini dahi kuraklıktan kurtaran rahmet yağmuru; sabah gibi karanlıksız, bahar gibi hazansız, riyasız, yalansız olan ümit mevsimi; bütün günahlarımızdan arındığımız mağfiret çeşmesi, dünya kazuratını silip süpüren gusül abdesti… Gidiyorsun öyle mi?..
Hekim-i Lokman’ın şifalı ilacı, Hz. Hızır’ın âb-ı hayat çeşmesi; Hz. İsa’nın nefesi,  Hz. Meryem’in cennetten inen sofrası… Üzerinde yolculuk âlâmetleri mi var? Gelirken marifet, muhabbet, zikir, fikir, şükür, hikmet, huzur hediyeleriyle gelen; giderken rıza, fazilet, kemâlat, mağfiret armağanlarını bırakan oruç yüzlü sevgili, hasretine nasıl dayanacağız?..
Her anında sokaklarımızda yankılanan Kur’an, yürek denizlerini cezbeye getirdi… Melekût boyutlu dalgalar günah dağlarını yıktı; israf ateşini, şehvet yangınını söndürdü; azgın olan nefse oruç zincirini takıp, ıslah etti; kibir, gurur hastalıklarını cehennemin dibine attı; kabir kuyusunu, cennetin bekleme salonuna, ölüm korkusunu vuslat aşkına çevirdi; evham, vesvese gibi aklı, kalbi kemiren ne kadar kurt varsa hepsini imha etti; şapşallaşan sıfatlara ciddiyet, aşırıya kaçan duygulara istikamet, kalbe derûnî muhabbet, akla tefekkür ve marifet, dile zikir ve tesbih verdi… Ey bize Kur’an’ı getiren, her gelişinde Kur’an bayramı yaptıran aziz misafir, keşke bir ömür içimizde kalsaydın, gitmeseydin olmaz mıydı?..
İftar sofralarına konan çeşit çeşit nimetti, nimetin etrafında halka olan tefekkürdü, itaattı, ubudiyetti; sahur sofralarına yağan yağmurun adı huzurdu, bereketti. Çocuklar gibi koşuşmuştuk teravih namazı kılmaya, tadı damağımızda kaldı, ne çabuk bitti.. tıpkı dondurma gibi.. şimdi çocuk gibi ağlayalım mı?.. Ezanlar ruhumuza işledi, müezzinlerin içli sadaları yüreğimizi yürek yaptı, cana can kattı.. Tam kanatlanıp uçacağımızı sanırken, ayrılık zamanı geldi çattı, sahiden ayrılacak mıyız?
Öksüzleri öksüzlükten, yetimleri yetimlikten kurtardın; kimsesizlerin yanına, dertleriyle dertlenen kimseler gönderdin… Çıplağa elbise, aça aş, fakire zenginlik, acize güç, hastaya şifa oldun… Toplumun asayişine bahar getirdin; kavgalar dindi, cinayetler intihar etti, hırsızlar elini yıkadı. Sanki cennette nefes alır gibiydik, ne güzeldi hayat seninle. Hiç bitmesini istemediğimiz rüya,  ne olur dur, uyanmak istemiyoruz.
Ey şerefli Ramazan, bize şeref veren mübarek ay… Şimdi gitsen de, seni içimizde yaşatacağız, sensiz kalmayacağız hiç… Tekrar geldiğinde bizi çok aramayacaksın, bıraktığın yerde olacağız.
Madem gitmek istiyorsun, haydi öyleyse git… Uğurlar olsun, güle güle Ramazan-ı Şerif.
sorularla islamiyet

Bayram Ziyaretimiz ve Şükür..

Sonsuz acz, sonsuz fakr, sonsuz şevk, sonsuz şükür.

Allah’a karşı acizlik ve ihtiyacını hissetme esasına dayanan bu yolda lazım olan dört şey.

Bayram ziyareti için gittiğimiz bir evde bayram tebriği ve hal hatırdan sonra evin beyi ve hanımının suratlarından düşen bin parça olduğunu fark etmem pek uzun sürmedi, belli ki evde yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Ali İhsan Tola ağabeynin formülü imdadıma yetişti..

Bir evde huzursuzluk varsa şükür azalmıştır deyip hemen şükür risalesini okurlarmış.

Bende kısa bir güncel konuşmadan sonra Halikımızın bizden istediği en önemli şeyin şükür olduğunu Allah(cc) Kur-an’da bizi defa atla şükre davet ettiğini şükürsüzlüğün neredeyse inkara kadar götürebileceğini anlattım.

Kâinatta her şeyin insana hizmet ettiğini, diğer canlılara bakmamız hatta diğer insanlara bakmamız gerektiğini,şimdi bizim yeme içme ihtiyacımız olduğu gibi aynı zamanda diyalize, kemoterapiye muhtaç nice insanlar olduğunu bu sıcacık yuvayı bulamayan sokaklarda yatan bir dama muhtaç insanların olduğunu elini öpecek anne ve babaları olmayan çocuklar olduğunu anlattım.

Yediklerimiz içtiklerimizin kokusuna tadına bakıp farkında olmamız gerektiğini tam midemize ağzımıza layık tadlarının olması burnumuza layık kokularının olması bize bir şeyler düşündürmesi gerektiğinden bahsettim, bunları gönderenin adeta üzerine adımızı yazdığını gönderen Allah(cc) alıcı Ayşe, Ali yazısını okumanın okuyabilmenin lezzetleri nasıl arttıracağından konuştum, bunları yemeden önce Bismillah yedikten sonrada Elhamdülillah demekle cennette layık bir şekilde cennette tekrar yaratılacağını söyledim,

Kanaat etmez, şükretmez, iktisat etmezsek, hırs gösterip hürmetsizlik edersek Allah korusun haram helal gözetmesek kâinatın Halikına hürmetsizlik etmiş olacağımızı anlattım.

Karıncanın yılda birkaç buğday tanesiyle doyabilecek iken yıl boyu hiç doymayacakmış gibi hırs gösterdiği için ayaklar altında yaşadığını, oysa arının ikram etmek için çalıştığından dolayı başımızın üzerinde gezdiğini söyledim.

Şükrümüzün en güzel edasını da namaz kılarak yapabileceğimizi hatırlattım.

Allah(cc) insana esmasının hepsini tanıyabilecek cihazat vermiştir, adeta kendine bir ayna yapmıştır, kainatta yaratılmışları, nimetleri en iyi şekilde tanıyacak tanıyabilecek yalnız insandır bunun için insanı çok şeye muhtaç etmiştir. İnsan güneşe muhtaçtır, yağmura muhtaçtır, toprağa muhtaçtır, göze, kulağa mideye, muhtaçtır. Onlarsız hayatını idame ettiremeyeceğini çok iyi bilen insan dolayısıyla bunları yaratana muhtaç verenede şükür borçludur, şükrederse iyi bir kul olup alayı illiğine şükür etmezse kötü bir kul olup esfeli safiline düşeceğini söyledim.

Sonsuz aciz sonsuz fakir olan biz kulların da sonsuz şevke sonsuz şükre ihtiyacı vardır elbet.

Bunları anlatınca ev sahibimiz, meğer ne kadar da küçük şeyler için kendimizi sıkıntılara sokup bir birimizi üzmüşüz diyerek teşekkür ettiler ve bizi güler yüzlü bir şekilde uğurladılar.

Çetin KILIÇ/LÜLEBURGAZ

Bayram – İnsan (Şiir)

Benden selam olsun size
Bayramıız kutlu ola
Lütfen kalkın gelin bize
Gönlünüz sevgiyle dola

Dost ahbaba selam olsun
Onlarsız hayat yürümez
Kem gözlerin nuru solsun
Sevgi muhabbeti görmez

Benim sevgim insanlara
İlgilenmek vazifemdir
Sokaktaki berduşlara
İlgi göstermek elzemdir

Anne baba ve kardeşler
Eş evlat diğer akraba
Ak sakallar kara kaşlar
Yoksalar evler haraba

Şu mübarek bayram günü
Dargınlar kalmasın bizde
Yaşam sevginin ürünü
Kurtuluş vardır bu izde

Eyüphan KAYA
Diyarbakır

www.NurNet.Org