Etiket arşivi: korona

Her şeyi hikmetle yapan Allah’ın sonsuz kuvveti

Allah’ım bize hayırları ihsan eyle, Rahmetini bizlere fazlasıyla eyle,
Şerlilerin şerrini bizlerden def eyle, Dine düşmanlıkları bizlerden ref eyle.

Sensin Büyüklerin en Büyüğü Allah’ım: Meyhaneleri Çok küçük bir mikropla kapattırdın alkol üretenleri iflas ettirdin. Kahvehane adıyla bilinen boş laklak hanelere kilit vurdurdun.  Çok kıymetli olan Sağlık ile boş vakitlerini olumsuz yerlerde harcayanlara o küçücük mikropla durun dedirtin. Hatta ve hatta Kur’an okumaya vakit bulamıyorum diyenlerin sahte sözleri yalan olduğunu ispat etmek için, fakat sağlam imanlı kimseler evlerini İTİKÂF yaptılar. Hatta ve hatta İtikâf günlerini yalnız 10 gün ile sınırlandırmayıp, Fikir, zikir, Hizbül hakaiku-l Kur’an Ve Hizbül Haikun nuriler ile, kendilerine büyük hediye onlara Allah tarafından verilen zamanlarını değerlendirdiklerine hiç şüphe etmiyorum.

Maneviyatını terk edip bütün gününü para kazanmağa harcayanlara haydi git kazan görelim, o çok küçücük mikropla gafillere Allah kendi Adaletini göstererek Her yerde Hakim olduğunu gösterdiği gibi burada dahi gösteriyor. Her zaman Müslüman Türkleri tehdit etmeye çalışan ecnebi din düşmanlarını: Medarı iftiharımız olan Uzun Adam karşısında onları dize çöktüren Allah’tan başka kimse değildir. İçimizde bazı gafiller bunu kabul etmeyip dursunlar. O bizim için hiç mühim değil. Gelecek gün onlara da lazım plan cevabı milletimiz verecektir İnşaAllah.

İman dershanelerinde ders almaya gitmek için naz yapanların dershaneleri o mikropçuk ile kapattıran Allah’tan başka kim olabilir ki? Derslere devam etmeye gayret eden kardeşlerin ellerine elektronik vasıtalar vererek, onlara o küçücük mikropla emredip ders yapmaktan mahrum bırakmadı Büyük Allahımız. Çok merak edilecek bir husus: Bu küçücük virüs, Acaba kaç kişinin namaz kılmasına sebep oldu? Bu virüs: Kaç kız ve hanımın tesettüre bürünmesi için işe yaradı? İmanı olup günahlara boğulanlardan belki birkaç tanesini, yolunu küçük mikrop vasıtasıyla buldurdu Allah buldurdu ve buldular. Ama, zavallı Ateistlerden hiç biri kendini kurtaramadığına kesin inanıyoruz.

Ey Büyük Rabbim Senin bol Rahmetinle: Bunları hidayete getirecek sebepleri sen ihsan eyle. Onların yaptıkları günahlı işleri hayırlara tebdil eyle. Müsebbibül esbab sensin; yollarını bulmak için onlara Müspet sebepler Sen ver Rahim olan Allah’ım.

Futbol sahalarında, unvan kazanmak için, sahada durmadan koşup, dizlerini açan erkekler Allah’ın kanununa karşı olmaktan hiç rahatsız olmayanları oyunlarına çok küçük mikropla onlara Allah dur dedirerek evlerinizden çıkmayın emri ile o mikropla onları evlerine kapatarak oyunlarına fren vurdurdu. Bunu da nakledeyim. Biz ona buna kapılmadan; asla yan çizmeden Allah’ın bize verdiği değerin fiyatı asla biçilmez iyiliklerdir ki: Akıllı insan bunları asla unutamaz. Bunları saysak bitiremeyiz.

Bazı alışverişler yapmak için büyük bir mağazaya gittim. Alışveriş yapacağım o bölümdeki satıcı malını bana satmak için çok uğraşıyor. Elinden kaparak dur dedim. O da durdu ve bana ne oldu dedi. Ben ona sana bir şey soracağım? Buyurun dedi. Ona sen Müslüman’mısın? Evet dedi. Peki Namaz kılıyor musun? O bana: Daha önce kılıyordum fakat şimdi işimiz çok kılamıyorum dedi. Ben ona: Ayanda değil, Allah tarafından bir melek vasıtasıyla sana peşi peşine 3 gece rüyanda: Namaz kılacak mısın yoksa gözlerini alırım dese: Ondan sonra kılar mısın yoksa ne yaparsın? O bana lazım bir şeyler bilmek dedi. Yanında çok kısa boylu bir adam araya girdi; yok yok hiçbir şey bilmek lazım değil, hemen namaza başlar dedi öte tarafta Açık saçık genç bir hanım bu konuşmayı duyunca, ağlamaya başladı. Gördünüz mü akıl insanı nasıl uyarır. gözlerimizin değerini gördünüz mü. Dünya imtihan yeri olmasa, Nasılki bu mikrop herkesi şaşırttı, Her namaz kılmayanın başına sokakta bir taş düşseydi namaz kılmayan olurmuydu, size soruyorum? Muhakkak olmaz diyeceksiniz değil mi?

O hale geldik ki: hanım beyine karşı pejmürde elbise ile çıkar. Fakat her hangi yabancı erkek geldi mi, boyanır sürünür ki onunla birleşmek için şehvetini uyandırsın, o duygularını tatmin edemezse, bari, erkeklerle göz zinası yapmaya koşuşsun. Az da olsa korona virüsle Allah onları durdurdu. Onun ile beraber; bu korona virüsün ana sebebi açık saçık hanımlardır ki: Açık saçıklık ta, Avrupalı hanımları geçtiler. Bu hanım kızlarımız, Tek Parti idaresinin dinsizliği, umuma teşmil olmuş belasındandır. Onların anne ve babaları onlara lazım olan din terbiyesini veremediler. Amma: Onlar madem ki aptal değil, İsterseniz deneyin, hiç kimse onlardan o hanım kızlardan 10 lira yerine 100 lira alamaz. Madem ki öyledir; Onlar o hesap gününde inceden inceye hayatlarının hesabını verecekleri hiç şüphe götürmez bir hakikattır. Kızlarımız hanımlarımız aşağıda: Makedonya’nın Üsküp kentinden Büyük Âlim ve Şairin şiirinden ders alsın, ve bu sebeple kendilerine biraz çeki düzen versinler!

EY HAZRETİ HAVVANIN NAMUS SEVEN KIZLARI

Küçük büyük, kadın, erkek şaşırdığı bir zaman,
Bir zaman ki dostlar zebun düşman isebi-eman.1*

Kadın çıkmış kadınlıktan ırzu namus payımal,2*
Ne şeref var, ne âile, sünmüş gitmiş hep âmal.3*

Öz çocuklar anne varken annesiz kaldı Eyvah!
Ne haya var, ne korku var ne Peygamber ne Allah.

İslamiyet kadınlığı kurtarmıştı zilletten, 4*
Kurtarmıştı rezaletten esaretten illetten.

Her hakkını verdi fakat kadınlık çevresinde,
Kadın, kadın oldu İslamın Nurlu devresinde.

Bunun için ey Havvanın Namus sever kızları,
Müslümanlık âtisinin 5* münevver yıldızları,

Siz bugünün genç kızları yarının anneleri,
Biliniz ki bu dindedir hakkın feyzi hüneri.6*

Her hakkını şeref bilin7* hayat bilin hak bilin,
Feyzi hayat bu dindedir bu dinde mutlak bilin.

İmanlıya dine kanmak zor değildir kolaydır,
Bir kadına kendi evi kafes değil saraydır.

O sarayın padişahı yine kadın olmuştur,
Kadın ancak rahatlığı bu sarayda bulmuştur.

Ey Allaha iman eden iffetli kız bu gün ben,
Fazla ögüt vermem sana şu süzüm var heman sen,

Âişe-i Sıddıka’yı Fatimetüz- zehrayı,
Numune al, bakma asla bu kudurmuş dünyayı.

Bir kadını çarşafında saklamıştı diyanet,8*
Ayıp mıdır bir inciyi sadefinde 9* siyanet.

Diyorlar ki kadın demek kedi değildir heman,
Hiç yerinden oynamasın evde kalsın her zaman.

Fakat kadın köpek dahi değildir ki dolaşsın,
Çarşı pazar dolaşarak her gübreye bulaşsın.

Unutmayın kadın hemen evladına annedir,
O evinde hakimedir10* silahı de iğnedir.

Bir milletin annesidir bir vatanın banisi,11*
Âilenin temel taşı zevcini de sanisi. 12*

Medeniyet ve asrilik dedikleri kederdir,13*
Kadınlığa bir cinayettir silhi de iğnedir

Ev boş kalmaz! Boş kalırsa14 bütün hayat boş olur,
Hakkın yüce kanuni ile amel etmek hoş olur.

Hoş değil de vazifedir aklı olan insana,
Reva değil tekme vurmak şu pek büyük ihsana.15*

Abdülfettah Rauf Efendi

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

ANLAŞILMAYAN KELİMELER:
-1*Çaresiz
-2* perişan
-3*Çeşit kuruntular
-4*Alçaklık
-5*Gelecek
-6*Allah’ın verdiği değer
-7*Allah’ın emirlerine değer verin
-8*Dinimizin emridir
-9*İnciyi kutusunda korumak
-10*Onun hükmü geçen biri
-11*Vatanın kurucusu ve koruyucusu
-12*Beyinin eşi
-13*Bizi rahatsız edendir
-14*Hanım yeri evdir, dışarda çalışmak değil
-15*Allah’ın bu büyük iyiliğini reddetme

Bu virüs labaratuar ortamında üretilmiş bir virüstür

Tıp dokturu ve Alim:

Prof. Dr. Yusri Cebr’in Hutbesi

Kardeşlerim;

Tabib olmam hasebiyle hutbemin bir kısmını son günlerde yaygın olan virüs üzerinde konuşmaya ayıracağım.

Önce bilmemiz gereken bu virüs labaratuar ortamında üretilmiş bir virüstür. Yeryüzündeki şer odaklarından birinin işidir.

Yalnız yaratan ise Allahu tealadır. Bu virüsü üreten fail bunu üretirken kendisini koruyacak ilacıda üretmiştir.

Dünya’ya korku salıp sonra ölümle insanları korkunun zirvesine çıkarıp çok yüksek fiyatlardan önce zenginlere satacaklar çok büyük paralar kazanacaklar.

Bazı garibanlar ölecek çünkü bunların kalplerinde rahmet yoktur. Kardeşlerim sakın kandırılmana müsaade etme. Kötüğü planlayanın kötülüğü döner dolaşır ancak o kötülüğü planlayanı, yapanı bulur.

Kardeşlerim bizim görevimiz nedir? Bu tehlikeyle bu gerçekle yüzleşmektir.
İlk yapılacak şey, dezenfektanları israf etmemektir. Aşırı kullanmamaktır.

Ben doktorum hâlâ evime detol ve alkollü temizleyiciler almadım!

Bunları vücudunuza ellerinize ve çevrenize aşırı bir şekilde sakın kullanmayın. Sizlerede tavsiyem bunları kullanmayın.

Virüs tek başına yaşayamaz! Ancak hücrelerin içerisine girerek yaşayabilir. Hücrelerin etrafındaki faydalı bakterileri öldürürsen virüsün hücreye ulaşma kapısını açarsın. Cahillik edip sakın temizlik malzemelerini kullanırken aşırıya kaçmayın.

Size temiz hava yeterlidir. Allahu teala insan vücudunu gözle görülmeyen mikrop ve virüslerden koruyucu faydalı bakteriler yaratmıştır.

Tüm derimizin üzeri faydalı bakterilerle doludur. Bu bakteriler ağzımızdan yemek borusuna, nefes borusuna, mide, bağırsaklar ve dışkımızın çıkış yerine kadar milyarlarca bakteri ile Rabbimiz bizi korumaktadır.

Hatta yemiş olduğumuz gıdalar, dışkı halinde çıkarken bu dışkının sadece %20 si yediğimiz gıda %10 ölü hücre %70 i bakterilerdir.

Bu bakteriler vücudumuza gelen virüs ve zararlı mikroplardan bizi korurlar. Biz günde 5 defa su ile abdest alırız, su faydalı bakterileri öldürmez.

Sadece yemekten önce ve sonra ellerimizi sabunla yıkamamız yeterlidir. Aşırı sabun ve dezenfektan kullanmak vücudumuzdaki faydalı bakterileri öldürür ve vücudumuz savunmasız kalır. Vucudumuz kurur ve virüs ve mikroplara karşı savunmasız kalır.

Yutkunduğumuzda tükrüğümüz, içerisindeki faydalı bakterilerle ağzımızı ve boğazımızı koruma görevi yaparlar sakın ağzınıza temizleyici maddeleri püskürtmeyin faydalı bakterileri öldürürseniz virüsler için kapıları askersiz bırakmış olursunuz.

Misvak kullanmanız yeterlidir. Ağzımıza giren zararlı mikrop veya bakteriler tükrük vasıtasıyla mideye taşınır midede her türlü virüs ve mikrop için hazırlanmış asidik bir mide suyu vardır.

Virüs ve Mikroplar mideden sağ çıkamazlar. Ağzımızı, burnumuzu mazmaza ve istinşak yapmak (su ile gargara ve genize kadar su vererek burnu temizlemek) yeterlidir.

Dişlerimizi aralarını temizlemek ve misvak yeterlidir.

Ey insanoğlu yüce Rabbimizin seni korumak için ne kadar büyük bir ordu hazırladığının farkında bile değilsin.

Mikroskopla yastığının üzerine baksan gözlerine uyku girmez yastık üzerindeki haşeratı gördüğünde kafanı yastığa koyup bir daha uyuyamazsın.

Peki neden hastalanmıyorsun? Çünki yüce Allah seni bu bakterilerle koruyor. Allah koruyor.

Sakın Allahın vücudunu korumak için hazırladığı sistemi aşırı temizlik malzemeleri kullanarak bozma. Bu dezenfektanları üretenlerede gidip birçok paranı harcama.

İnsanların gidip market raflarındaki temizlik malzemelerini topladıklarına kanma. Malesef bu büyük bir cahillik ve ilimsizliktir.

Dezenfektan üreten firmalar insanların bu cehalette kalmalarını ve üretip üretip satmak istemektedirler. Çünkü bu maddelerin insanlara ve çevreye zararlarını hiç umursamazlar.

İlaçlarda aynı şekilde, ilk çıktığında herkes alabilsin diye çok ucuz üretilirdi daha sonra silah gibi uluslararası ilaç mafyasının eline düştü ve çok pahalı fiyatlara satmaya başladılar.

İnsanlar buna basıl güç yetirsin. Bu ilaçları zenginler için üretmektedirler. Malesef günümüzde şer odakları hayra galip durumdadırlar. Bu kıyametin alametlerindendir.

Bizim üzerimize düşen kalabalıklara karışmamaktır.

Hastalar, yüksek ateşi olanlar ishali olanlar, kendilerini iyileşene kadar evde kalıp dinlensinler ve eşyalarını havlularını ayırsınlar.

Buna normal günlerimizdede dikkat etmemiz gereklidir. Evdeki insanlarlada temas etmesinler.

Kaynağı belli olmayan yayınları paylaşarak insanlar arasında endişe ve korkuyu yaymayınız, bunlarada inanmayınız. Bu yalan haberlerle insanlar birbirlerini korkutup endişeye düşürmektedirler.

Bilmemiz gereken bilgi;

Virüs canlı hücre içerisinde yaşar. Grip aramızda çok uzun yıllardan beri yaşamaktadır ve başka hastalıktan muzdarip olanları etkilemektedir. “Virüs tabiatı itibariyle öldürücü değildir.“

Virüsü vücuda bıraktığında vücut o virüsü 5 günde öldürür yok eder! Virüs ağız, burun, yoluyla vücudumuza girer boğaz yoluyla akciğere yerleşir ve insanı rahatsız etmeye başlar.

Vücudumuz o virüs için anti virüs üretir ve 5 gün içerisinde onu yok eder. Ancak kendinde yorgunluk, ateş ve kırgınlık hissediyorsan evinde kendini karantinaya al bir odaya ayrıl tabaklarını, bardağını, havlunu ayır ve virüsün yayılmasını engelle.

Yaz gelip havalar ısınınca sıcak hava tek başına bu virüsü yok edecektir Allah’ın izni ile. Yaşı ileri olup önceden hasta olanların eski hastalıkları sebebiyle ölümler artmaktadır.

Müslüman Allaha iman eden kişidir. Kirli haberlere itibar etmez ve ölümdende korkmaz. Çünkü ölüm Allaha kavuşmadır. Ölüm Allah’ın mümine bir Rahmetidir.

En güzel ölüm Müslüman olarak ölmektir. Ama kafir ve müşrikler ölümden çok korkar ve ölmek istemezler.

Müslüman Allahın kaderine razı ve mutmaindir. Ancak hasta isen başkasına zarar vermemek için insanlardan uzak dur.

Sıvı şeyler alın ki boğazınız kuru kalmasın. Rutubet virüsü öldürür kuruluk virüsü kuvvetlendirir.

Özellikle Atalarımızdan öğrendiğimiz sıcak çay içeceklerin kullanımını artıralım. Ihlamur, ada çayı, çörek otu, zencefil, zerdeçal, bal vs gibi içeceklerle vücüt direncimizi artıralım.

Spor yaparak kan akışımızı hızlandıralım ve vücudumuzu canlandırlalın. Çok uyku ve tembellikten sakının.

Güçlü müslüman, zayıf müslümandan hayırlıdır. Allah’tan günlerimizi güven, hayır ve bereketle geçirmemizi dilerim. Allah Anne ve babalarımızı bizlere bağışlasın.

Amin.

Koronavirüs, müminleri ibadete yönlendirdi

İnsan, Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz ihsan, ikram ve nimetleriyle beslendiğini düşünerek O’na karşı hamd ve şükür görevini yerine getirmekle vazifelidir. Bu vazife, ancak ibadetle yerine getirilebilir.

Kur’ân-ı Âzimü’ş-Şan’da şöyle buyurur Mevlâ’mız: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” 1

Kâinatın yaratılmasındaki, en büyük gaye ve maksat Allah’a iman etmek, imanın neticesinde O’nu isim ve sıfatları ile tanımak ve O’na ibadet etmektir. Bir kısım âlimler ibadeti muhabbet olarak tefsir ettikleri gibi, İbn-i Abbas (ra) bu âyette ki, ibadet tabirini “marifet” (Allah’ı tanıma) olarak tefsir etmiştir.

Mademki, muhabbet ve marifet insanın en esaslı vazifesidir. O zaman saadet-i ebediyeye mazhar olmak isteyen evvelâ marifete sarılması lâzımdır. Allah’ı sıfatları ile tanımanın yolu tahkikî iman ile olur. Tahkikî iman ise ilim ve meleke haline getiren ibadetle elde edilebilir. İlmin membaı ise Kur’ân-ı Kerîm ve onun tefsirleridir.

Risale-i Nur eserleri de tahkikî iman dersi veren, Kur’ân’ın hakikî bir tefsiri ve bütün ilimleri kapsayan bir bahr-ı ummandır. İnsan ilimde ve ibadette terakki ettikçe gizli ve açılmayı bekleyen hazineleri de  açılmaya başlar.

“Bir sene bu risâleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.” 2 Risale-i Nur’lar Medreselerin malıdır. Müftüler, vaizler ve hocaların sahip çıkmaları lâzım olduğu kadar, âlem-ı İslâm’ın da sahip çıkması lâzımdır.

Bugün dünya gündeminde düşmeyen ve insanlığı aciz bırakan Koronavirüs’ün etkisinden insanlar evlerinden dışarıya çıkamaz olmuş. İslâm’ın şiarı olan ezan-ı Muhammed’dinin akabinde cami hoparlöründe cemaatle namaz kılınmayacağı ve 65 yaş ve üstü olanların evlerinden dışarıya çıkmaması gerektiği duyuruluyor.

Bu hadise karşısında Risale-i Nur talebelerine de bir okuma programı fırsatı çıkmıştır. “Nurlar makbul sadaka gibi belâların def’ine vesiledir.” 3 Her zeminde ve her halûkârda Risale-i Nurlar okunmalı ve okutulmalıdır.

Koronavirüs, savaşları yumuşatmış, silah sesleri nispeten susturmuş, baskıcı devlet idarecileri korku ve panik içinde uyuşuk bırakılmış, cami ve ibadethaneleri kapatırmış ise de, bilâkis mü’minleri daha fazla ibadete yönlendirmiş.

Her bir nebat, her bir ağaç, her bir hayvan, canlı; cansız ne varsa lisan-ı hali ile Allah’a ibadet ediyor. “Mevcudat, zerrelerden güneşlere kadar, vazifelerle muvazzaftır ve evamir-i İlâhîyeye musahharlardır.”4 O’nun emri tahtında hareket ediyorlar.

Hulâsa: Kâinatta ne varsa kudret sahibi olan Allah’ı tanıyor ve her biri kendi lisanı ile O’na, ibadet ediyor. Koronavirüs de O’nu tanıyor ve verilen emri yapıyor. O’nu tanımayan ve ibadet etmeyen gafildir, zarardadır.

29.03.2020

Rüstem Garzanlı

Dipnotlar:

1- Zariyat, Âyet/56.

2- Lem’âlar 21. Lem’a s.167.

3-Şualar, 14.Şu’a s.388

4- Sözler, say. 623.

 

Koronavirüs ile imtihanımız

Bu dünyanın ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil olmadığı, insanların imtihan için bu dünyaya muvakkaten gönderildiği, bu dünya hayatında onların karşılaştığı her halin onlar için bir *”imtihan sorusu”* ve o haller karşısındaki düşünüş, yorumlayış ve davranışlarının da o “imtihan sorusuna cevapları olduğu, her insanın bu dünya imtihanının neticesinin, “dünyevî ölüm”leri sonunda gidecekleri “ebedî âhiret hayatlarında” görüleceği; Kur’an âyetleri, Peygamberimiz’in (asm) hadisleri ve bunları kaynak alan yazılı ve sözlü tebliğlerde açıkça bildirilmektedir.
Meselâ: Kur’an- ı Kerîm’de, Mülk Sûresi’nin ilk âyetleri (mealen) şöyledir:
“1. Mutlak hükümranlık yalnız kendisinde olan Allah ne yücedir! O, her şeye kâdirdir!
2. O (Allah), hanginizin daha iyi amelde bulunacağını imtihan etmek için, ölümü ve hayatı yarattı. O güçlüdür, bağışlayandır.”
İnsanların dünyada birbirlerine yaptıkları imtihanlarda imtihan olanların defter-kitap açıp, imtihanı yapana veya ayni imtihanı olan diğerlerine imtihan sorusunun cevabını sorup, kopya çekip imtihan sorularını cevaplandırmaya çalışması “kesinlikle yasak” olmasına rağmen; onların Allah tarafından yapılan “dünya imtihanlarında” bunların tümü “kesinlikle serbest” ve hattâ “ısrarla tavsiye de edilen”dir.
Hem de bu imtihanı kazanmanın faydası, insanların birbirleri arasındaki imtihanları kazanmanın faydasıyla da asla kıyas edilemeyecek kadar büyüktür: EBEDÎ CENNET VE ONUN NİMETLERİ…
 
“Bu en mühim dünya imtihanımızda” karşılaştığımız her hâlin “bize sorulmuş bir imtihan sorusu” olduğunu düşünüp; o hâl karşısındaki düşünüş, yorumlayış ve davranışımızla “doğru cevap” verebiliyor muyuz?
—————————————————————————————————————————————————
NOT: Halen bütün dünya halkının gündeminde olan “korona virüs salgını” da, Allah’ın bu“dünya imtihanımızda” bize mühim bir sorusudur. Allah muvaffak etsin. Âmin.
Prof. Dr. Mustafa Nutku

Günümüzdeki koronavirüs sebebiyle hatırıma gelen bazı bilgiler

Muhterem Kardeşlerim, Görün: Allah’ın Ayeti Kerimesini: Nasıl isabet ediyor Koronavirüse:

Sebe Suresi: Sebe 34/ “…Dabbetül’erdu Te’kû min s-e-teh…” “دابة الارض” Dabbetü’l-arz ebcedi olarak 1441 ederek koronavirüs çıkış tarihine tam işaret ediyor. 

(اللە اعلم بالصواب) Doğrusunu ancak Allah bilir.

د : 4 ا : 1 ب : 2 ب : 2 ة : 400 ا : 1 ل : 30 ا : 1 ر : 200 ض : 800

Yekûn: 1441.

Evet Kur’an harflerinin her birinin bir değeri var: Elif 1 DAD 800 ve saire…Onlar Latin harflerine benzemezler… 

Değerli okuyucular: Koronavirüs hadisesi bütün dünyayı sarstı. Enteresandır, hiç kimse virüsün gelişinden bahsetmiyor. Bu virüs nereden geldi nasıl meydana geldi demiyorlar. Ama onunla beraber; İnsanların çok büyük bir kısmı Materyalist, Maddiyyun, Maddeci oldukları için yaptığımız günahlardan ötürü yaptıklarımız günahlarımızdan ötürü Allah bizi cezalandırdı hiç kimse demiyor, rast gele gendi kendine oldu diyorlar.

Zavallılar bir kısmı Dünyevi ilmin zirvesine çıkmış; fakat zavallılar Allah’ın varlığından hiç bahsetmeden, Maneviyatsız, problemi çözmeyi çalışıyorlar. Medyada bilgi beyan ederken: Koz kabuğuna sığmaz. Bu tesadüfen olmuşa havale ederken. Bu dertten nasıl kurtuluruz düşüncesi ile, vakit geçiriyorlar. Halbuki: Ağaçların tek bir yaprağı Allah’ın izni olmadan sallanamaz. Bunun bir delili de yukarıda ortaya koyduğum Allah’ın Ayetinin Virüs hadisesini teyid eden bir delil.

Hatta Ayeti Kerime: Olacak derken; Cifir-Ebcet hesabi ile tam 2020 senesine ile isabet ediyor. Hatta ve hatta çok daha enteresandır: Ateizm Komünizm adı altında yayılırken: Başta Çin, sonra Rusya’da ki, Stalin ve Lenin’in idaresi altında olan devletler, Halka Zoraki Ateizmi kabul etmiştiler. Fakat Rusya ve çevresindeki devletler işte 60-70 senedir Komünizmi terk ettiler;  Çin terk etmedi. Fakat, Koronavirüs ilk olarak onlarda zuhur etti. Bu hadisede, Akıllı olanlara imansızlığın kötülüğünü gösteriyor. Bunu da anlatayım: Medyada seyrettim: İlk olarak Çin de virüs isabet ettiği zaman: Yalnız Ateistlere isabet etmiş oradaki Müslümanlara asla isabet etmemiş. Akıllı Çinlilerde 10 milyon Nüfus Müslüman olmaya karar vermiş ve Hocadan Müslüman olma hallerini seyrettim.    

Bakın Üstadımız ne diyor: ” İman insanı insan eder belki de insanı Sultan eder. Küfür ise insanı Canavar bir Hayvan eder.” Bundan anlıyoruz ki  “Koronavirüs imansızları ve imanı zayıf olanları çok sarstı.” İmanlıyı virüs değil, hiçbir dert ve sıkıntı kolay kolay sarsmaz. Hastalık derdi şöyle dursun, Ölüm bile imanlı mümini sarsmaz. Çünkü: Ölüm onu çok sevdiği Allah’ına kavuşturmaya bir sebeptir. O bilir ki: Bu dünya bir misafirhanedir. Fırtına, sel, zelzele ve bu gibi virüs gibi taunlar müslüman için: Başta günahlara karşı istiğfar edip, sonra daha fazla dua, Kur’anı Kerim ve cevşen okumakla Allah’ına yalvarmasına bir sebeptir. Halbuki: siz söyleyin? Bu virüs hadisesi kaç tane imansızın imana gelmesine sebep oldu? Hayır. Peygamberimiz a.s.m. Buyuruyor: “Bir Müslüman başka dinden olana kıyafeti ile benzese, o onlardan olur.” Halbuki: toprağı şehid kanıyla yoğrulan Türkiye’mizde en az yüzde altmışı Avrupa gavurlarına benziyor. Aman Ya Rabbi onlara hidayet ver.   

Evet: Bu virüs hadisesinde imansızlar ve imanı zayıf olanlar ne kadar çok sarsıldı, onların o halinden Müminler iyi ders alırlar. Ölüm mümin için cennete gitmeye bir sebeptir. Kafir için de sonsuz cehennem ateşinde yanmaya götüren bir vasıtadır.

Yanlış anlaşılmasın! Devletin talimatına uyacağız. Koronavirüse karşı hem maddi tedbirlerimizi alacağız. Hem de: Ölüme hazır mıyız günahlarımız varsa bağışlanmamız için el açıp Allah’ımıza yalvaracağız. Mademki evde kalmak mecburiyetimiz var hiç boş durmayacağız, nafile namaz, Kur’an, cevşen ve bildiğimiz duaları okuyup Allah’ımıza yalvarmakta bulunacağız, bu vaziyetlerde devam edeceğiz. Mümin bu iki servetin kıymetini bilip onları katiyyen boşa harcamayacak. Sıhhat ve vakit.      

İmansızlar kanuna uymaktan çok, ölüm korkusu ile yaşıyorlar. Aman bu virüs canımızı alıp bizi yok edecek. Onların çoğu öldükten sonra dirilmeye inanmazlar. O zavallılar ölümden herkesten fazla korktukları için, sokağa çıkmıyorlar. Onlara da Allah hidayet versin…

İşte bu sebeplerden Allah’a inanmayanlar, bu hadiseler tesadüfen oldu derler; Allah’ın varlığını kabul etmeyenlerin vay haline!

Aşağıda göstereceğim: Tıp uzmanlarının serdikleri deliller ile: Her şey Allah’ın kudreti ile olduğunu göreceksiniz? Siz ister inanın, isterseniz inanmayın. Fakat bu delilleri ehli insaf katiyyen inkâr etmez ve edemez. 

İşe; Tıp uzmanlarının ifadelerini size sergileyeceğim:

Peygamberimiz a.s.m buyurmuş: “Kendini tanıyan Allahını tanır”

Akıllı insanı hayrette bırakır insanın yaradılışı. Dünyayı versen sana hiç kimse gözlerini vermez ama ibadetten kurtulmak için, yapılışını tesadüfe havale ediyorlar. Allah yalnız insana değil hiçbir mahluka: Tek göz vermemiş çift vermiş, kazara birini kaybetsen öteki ile idare edersin. Kulakları da çift vermiş, ne dersiniz o kulak içinde ne var ki çoğunun sesini fark ediyor. Bu ses annemin sesi bu babamın sesi bu oğlumun sesi ve onun sesi, bunun sesi ve saire. İnsanın beyni en kıymetli bir organ olduğu için, Allah onu sert bir kemikle sarmış ve çok zararlı şeyler ona tesir edemiyor.

Ellerimize parmaklar koymuş.  Her hangi şeyi tutabilmek için her parmağa üçer adat menteşe koymuş ve ilim adamları diyorlar ki baş parmağımız olmasa idi: bu günkü bütün ilerlemelerin ancak %10 una erebilirdik. Çünkü baş parmaksız neyi tutabilirsin? Kollara menteşe, bacaklara menteşe, boynumuza menteşe, hatta başımızı çevirmede görebilmek için: Gözlerimize de menteşe koymuş. Bütün bunlar annenin karnındaki hücrede yöneten kim? Ya diyeceğiz, bunu Allah’tan başka hiçbir varlık yapamaz. Ya diyeceğiz aptal, sağır ve kör olan tabiat yaptı?  Halbuki tabiat dedikleri şey, rast gele kendi  kendine oldu, demektir.   Tesadüfen oldu demektir.

Görün  bir saniyede vücudumuzda neler oluyor? İnsanın beyni, dışarıdan ve vücudun içinden gelen 750 milyon uyarıyla ilgilenirmiş. Retina, beyne saniyede 10 milyon “bit”lik bilgi gönderir. Her hücre bölünmesi sırasında 3 milyar harften oluşan 1 milyon sahifelik bir kütüphane oluşan DNA kopyalanır. Evet bir hücrede ne var? Hücrede 1 milyon Protein, 8 bin Amino asit, 5 element, 40 bin Atom, 25 bin DNA ve 25  RNA Molekülleri. Tıp dalında tahsil gören ilim adamları diyorlar ki: RNA ve DNA moleküllerin vücudumuzda yaptıklarını, eğer yazabilsek, 1 milyon sahife yazı oluşacaktır.

Kalp 100 mililitre kan pompalar ve vücumuzdaki kan 200  metre yol kateder. Vücudumuzda saniyede 50 milyon hücre ölür ve hemen 50 milyon hücre dirilip oluşur.

Ey insan! Sen kendi kendine malikmisin? Saniyede vücudunda olup bitenlerden haberin varmı? Senin kudretin ilmin, iradeden, gücün buna yetmez! Sen kendine malik değilsin, bu işlere malik olan “tesadüfler” olduğunu mu sanıyorsun?

Şimdi, bakın vücudumuzun Allah tarafından antika ve çok hassas yaradılan aza ve duygularımıza: Ortalama 10 cm büyüklükte olan bir böbrekte: 1.200.000 süzgeç ve süzgeçleri birleştiren 34 km uzunlukta süzgeç kanalı bulunmaktadır. Küçük olmasına rağmen, günde 4 arabanın harcadığı benzin kadar, yani günde 200 litre kanı süzüyor. Kanda bulduğu 3000 farklı kimyasal maddeyi  test ediyor ve faydalılarını bırakıp, zararlı olanları da süzerek idrar yoluyla vücuttan atıyor… Tüm bu özellikleriyle İnsan Böbreği, asla taklit edilmesi mümkün olmayan Yaratılış harikası bir  makinedir. Halbuki böbrekleri çalışmayanlar: İnsan yapısı olan, Diyaliz makinesine gidiyorlar. O makine 90 kilo ağırlığında olduğu halde, 300 gram ağırlıkta olan böbreğin yaptığının, Diyaliz makinesi ancak %30 unu yapabiliyor.                    

1.200.000 filitreye sahip olan böbreklerimiz. 2.5 milyon GB kuvvetindedir hafızamız. 576 megapixel gücündedir gözümüz.

Ömrü boyunca 250 milyon kere atar kalbimiz. Vücudumuz 100.000 km damar ağıyla donanmış. İnsanları eşrefi mahluk olarak Allah yaratmış. Evet paha biçilmeyecek kadar değerli olan organlarla Allah bizi donatmış. Bütün bunları topraktan yaratan Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Bütün bunları: Sağır, kör, aptal olan tabiat mı yarattı? Zerre kadar insafı olan biri kesinlikle bunu tabiat yaptı diyemeyecektir.               

Bunu da ilave edeyim:  Üzerinde yaşadığımız Dünya: saatte 1670 km hızla kendi ekseni etrafında döner ve 108.000 km hızla da güneşin etrafında döner. Güneş sisteminin,  galaksi merkezi etrafındaki dönüş sürati saatte 720.000 km. iken, samanyolu galaksisinin uzaydaki hızı saatte 950.000 km.dir. Durmaksızın devam eden hareket öylesine yoğundur ki, dünya ve güneş sistemi her sene bir önceki sene bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzakta bulunur.

Acaba böyle intizamlı bir hareketin tesadüfen olması hiç mümkün müdür?

Düz yolda giden bir arabanın intizamlı hareketine hayretimiz olursa? Basit bir intizamı dahi, şoförün maharetine bağlamak zorunda olan insan: Nasıl olur da kâinattaki şu intizamı tesadüfe ve sebeplere havale ediyor.

Bu yazı insaflı tabiatçıları Tabiatçılık fikrinden kurtardığı gibi imanlı kimselerin de imanlarına kuvvet verir ümidindeyim.

Paylaşan Abdülkadir Haktanır