Etiket arşivi: şiir
Fatih’ten Şiirler-2 (Olup)
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana (Sevgili!) İçimdeki dertler ile, yaş dolu gözlerim senin için ağlayacak olsa, (gönlümdeki) gizli sırlarım (gözyaşlarıma) gâlip gelir ve (sırlar) sana aşikâr olurdu.Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl Mûr hâlin nice arz ede Süleyman’ım sana Sen güzellik tahtında (oturuyorsun): bense yolunun toprağında pâymâl (ayaklar altında) kalmışım. Hâl bu iken a Süleyman’ım, sana bir karınca (denli âciz olan) durumumu nasıl arz edeyim? ‘ Divân edebiyatında Süleyman ihtişâmı; karınca da acziyet ve zayıflığı temsil ettiği için şair de kendini karınca; sevgilisini Süleyman olarak nitelendirmiştir.’ Şem’i gör kim meclisinde ağlayıp başdan çıkar Muma da bak! Senin (bulunduğun) meclisinde ağlayıp baştan çıkmakta. Ey odamı aydınlatan! O mum senin için ne de hoş yanıp yıkılıyor. ‘Mum yanarken, baştaki fitilin kenarlarından ağlıyormuş gibi akar. Şair buna gıpta ediyor ve onu sevgilinin aşkı ile baştan çıkmış veya o uğurda başını vermiş olarak gösteriyor.’ Subh gibi sâdık olduğum gam-ı aşkında ben Ey ay gibi parlayan sevgilim! Benin sana karşı, aşkının yolunda sabah kadar sâdık olduğum, (doğrusu) gün gibi âşikârdır. Dün rakîbin cevrini men’ eyledin ben hastadan Dün rakiplerimin, aşkının hastası olan bana yaptıkları eziyetleri meneyledin. Galiba âh ve feryatlarım sana tesir etmiş! Zahm-ı hicrân şerhi çün mümkün değildir dostum Dostum! Anlaşılan o ki (bağrımdaki) ayrılık yarasının şerh etmek mümkün görünmüyor. (Bari) açık duran şu yakam, (aşkından dolayı) göğsümdeki (şerha şerha olmuş) yarıkları sana göstersin (de insafa gel!) Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî’nin harâb (Sevgilim!) Eziyetlerinle Avnî’nin gözlerini ve gönlünü harap etme! Zira bu deniz (gibi coşkun gözlerim) , sana inciler; bu maden ocağı (gibi gönlüm) de mücevherler sunar. |
Avnî (Fatih Sultan Mehmet Han) |
Münacaat (Şiir)
Ya İlahi! Rahmetinle, bize imdada yetiş,
Senin rahmetin ermezse, bizi bekliyor bitiş,
İnkârcı yapmak için, her taraf düşman dolu,
Gafillerin çoğu, sağ yerine tutuyor solu.
Allah’ım! Bu gençleri, namertlere terk etme,
tuzaklara düşmesinler, kâfirlere benzetme.
Yoksa şeyatin gũruhu, onları saptırırlar,
Sonra narı cehiminde, alev alev yanarlar.
Rabbim! bizleri sonsuz, nimetlere gark ettin,
Sen rahmetinle, bizleri İslama dahil ettin.
Senin en büyük lütfün bize, akıl nimetin,
Onu verirken, dedin onla hakkı fark edin.
Aman Ya Rabberrahim! Şaşırtma, yoksa felaket,
Eğer yolumuzu kaybedersek, bulur helaket,
Ya Rab! Koru gençleri , tagutlara olmasınlar yem ,
Onlar hazır seyyiat önünde, düşmeye her dem.
Allah’ım, günah girdabından koru bu milleti,
Sapmasın yolundan, boğmasın o inkâr zilleti.
Şanın Yüce! Eşrefi mahluk yaratmışken bizi,
Aman Ya Rab! Bizi koru unutmayalım Sizi.
Bizler Sana sığındık, kurtulalım zarardan,
Zararların en büyükleri olan günahlardan.
Ya ilahi! Sana dayandık, zanadık sardı bizi,
Onların ana hedefleri, unutalım biz Sizi.
Kalbimizle, ruhumuzla, inanıyoruz Sana,
Gafletten koru bizi, gitmeyelim yabana .
Şefiîn Hz Muhammed Mustafa hürmetine,
Lütfünla, Kereminle, bizi dahil et rahmetine.
Onsuz hayat zindan olur, biz âcizlere elbet,
Yüce Rabbim! Kêrim isminle bize şefkat et.
Allah’ım! Rahmet et, akyüzle gelelim Size,
Bitmez İhsanınla, Nurları unutturma bize,
Ya Rab! Nuru Kur’anı okumak nasip ettin bana,
Onu okursam, umarım ki Nurlu gelirim Sana.
Ya ilahi! Hak dininden bihakkin hisse ver bize,
Bu gaddar dünyadan, ak yüzle gelebilelim Size.
Kalan ömrümle, Nurlara hizmet ettir bu fakiri,
Rahmetinle rızana dahil eyle, bu alilu hakiri.
Abdülkadir HAKTANIR
Ben Bir Badem Ağacıyım! (Şiir)
Ben bir badem ağacıyım
yol kenarlarında, dağlarda
susuz kıraç topraklarda
ilk baharı, ilk ben müjdelerim
bir sıcaklık görse, açar hemen çiçeklerim
Köklerimden ta çiçeklerime kadar
nice büyük küçük nice dallarım, yapraklarım
beyaz-pembe renkli ve püsküllü çiçeklerim var
hiç saydınız mı kaç tanedir,
dallarım, küçük dallarım
yapraklarım, püsküllerimle çiçeklerim?
ben söyleyeyim:
en az 40 dalım, her dalda 40 küçük dalım
her küçük dalda 40 çiçeğim, her çiçekte 40 püskülüm var
dallarım sizin başınıza benzer
küçük dallarım diliniz gibi
dallarım, küçük dallarım
çiçeklerim ve püsküllerimle
İlahi sanatı, sergileyen eserleriz biz
bizim dilsiz dilimize karşılık
her eserin başında bir melek
40 başlı, 40 dilli ve kanatlarıyla secdede
seslice ediyor hep birlikte , Sanatkârını teşbih…
Dr. Selçuk Eskiçubuk
www.NurNet.Org
Köy Evi (Şiir)
KÖY EVİ
Bir küçük köy evinde doğurmuş, anam beni
tuvaleti dışarıda, suyu çeşmeden taşımalı
sonra bir apartmanda oturmuşuz, kiracı
sedirde oturup, divanlarda yatarak
yemeğimizi yerdik hep beraber
yer sofrasında, bağdaş kurarak…
Lütfettin bana, nice güzel nimetler
kiracıydık, şimdi kiracılarım var
bilinmez ecele, daha ne kadar var?
hayattaki hedefim: ”sade yaşa sade kal”
ecel, kapımı çalana kadar
dünyaya geldik, gideceğiz …kader
gezdim, gördüm nice köşkler, saraylar
demedim bir kez :keşke oralarda yaşasaydım
Ben alışığım, Rabbim!
bir küçük kulübecikte de ,yaşarım
istemem senden ne köşk ne ırmak
Cemalin yeter… Cennetin istersen
olsun benden çok ırak…..
Dr.Selçuk Eskiçubuk
www.NurNet.Org