Etiket arşivi: şiir

Benim Kardeşim (Şiir)

Allahın varlığına inanırsan?

Günde beş vakit namaz, kılıyorsan?

Ramazanda  orucunu, tutuyorsan?

Kalp ve gönülden, tebrikler sana…

 

Her şeyi var edeni, biliyorsan?

İşini besmeleyle, başlıyorsan?

Allaha bol bol şükür, ediyorsan?

Çok bahtiyarsın sen, ne mutlu sana…

 

Çıplak olan kızlara, bakmıyorsan?

Ağzına haram lokma, sokmuyorsan?

Yolsuzlarla arkadaş, olmuyorsan?

Çok Bahtiyarsın , ne mutlu sana…

 

Büyüklere hürmetkâr, oluyorsan?

Masumin zümresine, şefkat kârsan?

Öleceğini hiç unutmuyorsan?

Çok ça bahtiyarsın, ne mutlu sana…

 

Yaşadığın pis devri, tanıyorsan?

Ona göre uyanık yaşıyorsan?

Günahkârları, içten acıyorsan?

Senin gibi çok az, ne mutlu sana.

 

Halka işinle nasihat, edersen?

Eğer haklıya hakkını, versen?

Makbul bir hayat, ortaya sersen?

Çok kimseden tebrik, yağacak sana…

 

Ben iyiyim demekte, hiç fayda yok,

Çünkü öyle diyenlerin sayısı çok,

Halkın  övgüsüne, gözün ise tok,

O zaman tebrikler, yağacak sana.

 

Sen Nurdan hisse, alabiliyorsan?

Dershaneye sık,gidebiliyorsan?

Her gün biraz fazla, öğreniyorsan?

Alkışlar bu halle, ne mutlu sana…

 

Böylece, Rabbin rızasına erersin,

Ahrette Üstadı, görebilirsin,

Cennette tayeran, edebilirsin,

 Böylece bizlerden, tebrikler sana.

 

Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.Org

Ansızın Boğaza Canın Gelince (Şiir)

Nereye bakarsın, neye bakarsın.?
Ölüm durumunu aklın bilince
Nereye bakarsın, neye bakarsın.?

Eşin, yavrun, dostun çoğu başında.
Dua yarışında, su telaşında.
Bir hareket yok gözünde, kaşında.
Nereye bakarsın, neye bakarsın.?

Gözlerin tekbir yere odaklanmış,
Aradığın neyse sanki saklanmış
“İyileş“ diye çok şey adaklanmış
Nereye bakarsın, neye bakarsın.?

Geçtimi aklından hayat filimin
Faydası yok, gördün gücün, ilimin.
Orhan zamanıdır gönül dilimin.
Nereye bakarsın, neye bakarsın.?


ORHAN AFACAN
İZMİR-VAKİA SUR. AYET-83

www.NurNet.Org

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 yılında dünyaya teşrif etti ve gene Aralık ayı içerisinde 27 Aralık 1936 yılında vefat etmiştir.

İstiklal Marşımızın şairi hakkında bir çok bilgiye internetten ulaşabilirsiniz (http://www.mehmetakifersoy.com).

Biz sizlere Mehmet Akif Ersoy’un Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur’larla ilgili birkaç sözünü nakledelim.

Victor Hugolar, Shakspeare’ler, Descartes’lar edebiyatta ve felsefede Bediüzzaman’in bir talebesi olabilirler.” (Sözler, s. 717) Akif’in bu sözünü Zübeyir Gündüzalp konferansında aktarmıştır.

Üstadla tanışmamız kırk seneyi geçti. O zamanlar her gün idarehaneye gelir; Akifler, Naimler, Feridler, Izmirlilerle birlikte tatlı tatlı müsahabelerde bulunurduk. Üstad, kendine mahsus şivesiyle yüksek ilmi meselelerden konuşur; onun konuşmasındaki celadet ve sehamet bizi de heyecanlandırırdı. (Tarihçe-i Hayat, s. 540) Eşref Edip’in bizzat kendi yazdığı yazısında birlikteliklerini anlatır.

O nuru gönder ilahi, asırlar oldu yeter! / Bunaldı milletin afak’ı, bir sabah ister. “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı, / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı Safahatta geçen bu cümlelere zaman içerisinde Risale-i Nur’larla hayat bulduğunu ifade edebiliriz.

Ayrıca Bediüzzaman Hz.leri Risale-i Nur’da Hem merhum Fetva Emini Ali Rıza ve merhum Ahmed Sirani ve merhum Şevket Efendi ve merhum Mehmed Akif gibi insaflı, Risale-i Nur’u fevkalade takdir ve tahsin eden o muhterem ve merhum zatların hatırı için, biz İstanbul hocalarına dostuz, onlardan gücenmeyiz… (Emirdag Lahikasi, s. 144 ) geçen bu ifadeleride kısaca Mehmet Akif Ersoy’a bakış açısını göstermektedir.

Son olarak Mehmet Akif Ersoy’un 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi 10. sayısında ilk kez yayımlanan 1453 şiirini de naklederek yazımızı bitirelim.

Feyz-i rebiiye bak
Zümrüde dönmüş türab

Bulmuş o tesir ile
Köhne cihan ab ü tab

Bizde neden var fakat
Yok yere bir ıztırab?

Zulmet-i ati ise
Ruha veren piç ü tab

Ah ne müdhiş hata
Ah ne yanlış hesab!

Mübhem olan an içün
Doğru mu çekmek azab

Sen demiyor muydun ey
Yâr-ı beliğu’l-hitab!

Hiz ü ganimet şumar
Fursat-ı ahd-i şebab

Tekye ber-eyyam nist
Ta diger ayed behar

Bediüzzaman.. (Şiir)

1876 yılının baharında

Nurs ki Bitlis diyarında

Vakt-i seher civarında

Cihana buyur dediler

Bir çocuk ki çocuklara benzemez

Hiç ağlamaz, pek ihtimam istemez

O’nu gören hayretini gizlemez

Bu çocuk serâpa uğur dediler

Sabaveti garip mizacı çetin

Harika bir zeka, şeci’ ve fatîn

Teessür bilmiyor her zaman metin

On beşinde “Molla Meşhur” dediler.

İlim meclisleri dar geldi ona

Bir sadık rüyada daldı ummana

“İ’câz-ı Kur’an’ı “ bütün cihana

En gür sadâ ile duyur dediler.

Şarkı gezmiş, Garba gitmiş nush için

Medreseyle mektebi hem sulh için

Hizmet-i imana nefh-i ruh için

Beklenen Müceddid budur dediler.

İstanbul mislini görmemiş asla

Eflatun mübtedi O’na kıyasla

Her müşkili halle iğlakı fasla

Her suale cevap bulur dediler.

Davası maarif, talebi irfan

Gözünde ne mevki ne nam u nişan

Yıldız’dan da gelse alınmaz ihsan

Böylesi cür’ete kusur dediler.

Hürriyete aşık rehberi Kur’an

Sulhta hoca savaşlarda kumandan

Kaç kez idamına çıkmışken ferman

Gelmemiş gönlüne fütur dediler.

İstiklâl harbini tebcil eylemiş

Aksi fetvalara muallel demiş

Hakkı tutmuş daim hakkı söylemiş

Zamanın bedisi O’dur dediler.

Yaşı varmaktadır kırkbeş çağına

Dönmer Van’a çıkar Erek Dağına

Marifet bahrine umman bağına

Müştak olanlara buyur dediler.

Bir vehmile nefyettiler yurdundan

Tilmizleri mahzun firak derdinden

Yollara döküldü beyler ardından

Vermeyelim seni destur dediler.

Huzuru isteyen fitneye düşman

Sine-i millette olmakta revan

Trabzon, İstanbul ve Antalya’dan

İlk mekanı şehr-i Burdur dediler.

Nurun ilk kapısı Burdur mahsulü

Aziz İsparta’nın misafir gülü

Barla dağlarının Şeyda bülbülü

Sekiz sene burada dur dediler.

Aylarca yanına varan olmadı

Garip hatırını soran olmadı

Bize de bir ziyan olur dediler.

 

Aradan haylice geçti bir zaman

Huzuruna vardı bir genç kahraman

Şefkat abidesi, Sıddık Süleyman

Emrinize geldim, buyur dediler.

Açıldı Kur’an’ın hazineleri

Saçıldı aleme defineleri

Lem’aları, Şuaları, Sözleri

Haza Risale-i Nur, Nur dediler.

Tashihler tebyizler………..

Matbaayı geçmiş Sav’da bin kalem

Tehditler, tazyikler vermiyor elem

Barla baştan başa huzur dediler.

Her gün genişleyen tedris halkası

Büyük Hafız Ali Nur fabrikası

Bekir Ağa külliyatın postası

Sabri santrala memur dediler.

Savlı Hacı Hafız, Re’fet ve Rüşdi

Gönüllere Nur’un sevgisi düştü

Ağlayan milletin bahtı gülmüştü

Herkes maksudunu bulur dediler.

Nur’un semasında yıldız herbiri

Hulusi Bey, üç Feyzîler, Tâhirî

Gönüller Nakşîdir, diller Kâdirî

Kalemlerden damlayan nur dediler.

Sadakat burcunda bir necm-i neyyir

Fenafinnur olup gitmiş Zübeyir

İhlâs deryasında Bayram’ı seyir

Şefkat kahramanı Sungur dediler.

 

Tashih ile te’lif en mühim işi

Gönüllü müstensih yüzlerce kişi

Ferağatta görülmemiş bir eşi

Dakika fevt etmez gayyur dediler.

Medrese haline gelmiş zindanlar

Nura feda olmuş nice civanlar

Rütbe-i tahkike ermiş imanlar

Okuyan mest yazan mesrur dediler.

Eskişehir, Kastamonu, Denizli

Fâş olmuş esrarı kalmamış gizli

Siyadet nakşiyle süzgün benizli

Emirdağ’a etti mürur dediler.

Çalışkanlar hizmetine girmişler

Erlik sınavını güzel vermişler

Ne çilelr çekmiş neler görmüşler

Zahmetlidir hayr u umur dediler.

Afyon mahkemesi son zulüm bendi

Kinler kudurtuldu hınçlar bilendi

Bu mesele burada bitecek dendi

Saîd bunda berdâr olur dediler.

Afyon davasından aldı beraat

Isparta’da eylediler ikamet

Demokratla devr-i zulüm nihayet

Yıkılır da mazi olur dediler.

Onlarda kadrini bilemediler

Gereken dersleri alamadılar

O gittikten sonra kalamadılar

Bu dünyada eden bulur dediler.

 

Sene altmış ay mübarek Ramazan

Isparta’dan mahfice olmuştu revan

Urfa’da bir görülmemiş heyecan

Ey şanlı misafir, buyur dediler.

Reddetmedi ziyarete geleni

Yandı hararetten nahif bedeni

Herkes ile helallaştı aleni

Hal diliyle “Sefer olur” dediler.

Ramazan yirmi beş bitmekte gece

Dudaklarda düğüm düğüm bir hece

Bayram başucunda durur sessizce

Üstad dalgın belki uyur dediler.

Urfa’nın üstüne çöktü bir figan

İrtihal eylemiş Bediüzzaman

Ufûlüne ağlamakta asuman

İstikbale gelmiş tuyur dediler.

Dergâh’ta misafir oldu bir zaman

Bir semt-i meçhule gitti oradan

Kader mezarını eyledi pinhan

Vasiyyeti etti zuhur dediler.

                   

Hilmi DOĞAN (Allah Rahmet eylesin)

www.NurNet.Org

Nurlu Nesili Bekliyoruz (Şiir)

Haklı davaya inanmış,

Göz ile kalbi uyanmış,

Da’vanın aşkıyla yanmış,

Nurlanmış nesil geliyor,

 

Tüm engelleri aşacak,

Şerirlerden kurtaracak,

Allah adıyla coşacak,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Vatanına verecek şan,

Din le dünyaya çalışan,

Fezaları geçip aşan,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Vatandaşa hor bakmayan,

Da’vasından hiç sapmayan,

Namert onu kapamayan,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

İslama hizmet gayesi,

Hak dinden çoktur payesi,

Nurcuların sermayesi,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Pak ecdadına yar olur,

Kalbi nurla parlak olur,

Allah’ı anar var olur,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Her an Allahı yalvaran,

Çok cesur hem de kahraman,

Pâk anlı secdeye varan,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Gücünü nurlardan alan,

Yalınız Allaha  kul olan,

Bu zamanda namdar olan,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Din ile fenleri alacak,

Sembol biri yaşayacak,

Milletini kurtaracak,

Nurlanmış nesil geliyor.

 

Günlünde nur Kur’an dili,

Hem salih hem de bilgili,

Nuru imanla ilgili,

Nurlanmış nesil geliyor.

Abdulkadir Haktanır

www.NurNet.Org