Etiket arşivi: Suat Koşman

ÇOCUKLARDA ÇALMA DAVRANIŞI

Çalma davranışı anne ve babaların çok korktukları ve çocuklarında gördüklerinde  paniğe neden olan ve önlenmediğinde  tehlikeli olan bir davranış bozukluğudur. Çalma, kişinin kendisine ait olmayan bir eşyayı izinsiz olarak alması ve ona sahip olmasıdır. Çoğu çocuk belirli yaş dönemlerinde başkalarının eşyalarını izinsiz alıp kullanabilirler. Çocukta yedi yaşından önce görülen izinsiz eşya alma davranışı ,davranış bozukluğu olan çalma davranışı olarak görülmez . Çocuğun yaşı küçük olduğundan dolayı bu davranış masum bir durum olarak görülebilir. Masum olarak görülebilir ancak bir önlem alınmadığı halde ileride istenmeyen durumlarla karşılaşmanız mümkündür.

Okul öncesi çocuklar ben merkezci  bir kişiliğe sahip oldukları için gittikleri yerlerde arkadaşlarında gördükleri oyuncakları almakta sakınca görmezler. Bu yaş grubundaki çocuklar kendilerini dünyanın merkezinde görürler herkes onlara hizmet için vardır. Bu duygudan dolayı başkalarının eşyaları onlar için vardır. Çocuklar bu duygu durumundan dolayı başkalarının eşyasını almayı çalma olarak değerlendirmezler.

ÇOCUĞU ÇALMAYA SEVK EDEN ETMENLER

– Anne ve babanın aşırı disiplinli ve katı kurallı olması, çocuğun sürekli birileriyle özellikle kardeşiyle kıyaslanması çocukta çalma davranışına yol açabilir.

– Anne ve babanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaması, onu cezalandırması, sürekli tehdit edici konuşmalar yapması bu davranışın oluşmasına neden olur. Özellikle duygusal tatminsizlik çocuğu çalmaya sevk edebilir.

– Çocukta henüz mülkiyet duygusunun gelişmemiş olması ( mülkiyet  sahip olma durumudur). Çocuk neye sahip olduğunu bildiği zaman ona göre davranış gösterir.

-Çocuğun olumsuz şekilde ilgi çekme ihtiyacı. “Beni  görün,  beni duyun” ihtiyacını çalarak göstermek istiyor olabilir.

-Ev içindeki huzursuzluk, sağlıklı iletişiminin olmaması.

-Eşyasını  aldığı kişiyi cezalandırma isteği.

-Çocuktaki yetersizlik  ve değersizlik duygusu onu farklı ortamlara itebilir, değer görmek için çalma davranışı gösterebilir.

-Çocuğun aileden harçlık alamaması,  anne babanın paraya düşkünlüğü ve cimriliği çocuğu çalmaya yöneltebilir.

-Kıskançlık ve rekabet duygusunun yaşandığı evlerde çocuk bu duyguları bastırabilmek için çalma davranışı gösterebilir.

-Çocuk sevgi ve ilgi ister var olmak, anlaşılmak ve değer görmek ister. Bu duygular karşılanmadığında çocuk farklı kaynaklardan bu duygularının tatminine bakar.

ÇOCUKLARDA ÇALMA DAVRANIŞI NASIL ÖNLENEBİLİR

-Çocuğa değer vermek, saygı duymak ve anlaşıldığını hissettirmek gerekir. Evde ilgi ve alaka gören çocuk dışarıda değer görmek için olumsuz davranışlara girmez. Yeterince saygı gören, duyguları ve ihtiyaçları fark edilen çocuk hırsızlık yapmaz.

– Ebeveyn çocuğu başkalarıyla özelikle kardeşleri ile kıyaslamamalı.

-Çocukta  küçük yaşlardan itibaren mülkiyet kavramının geliştirilmesi gerekir. Bu senin, bu benim gibi imkan varsa çocuğun kendisine ait odasının, dolabının olması mülkiyet duygusunun gelişmesine olumlu katkıda bulunur

– Olumlu davranış her zaman ödüllendirilmeli, ödüllendirilen davranış pekişerek kalıcı hale gelir.

-Çocuğunuzla karşılıklı saygıya dayalı olumlu bir ilişki geliştirin, kişiler arası ilişkilerde korkuyu bir iletişim aracı olarak kullanmayın.

-Bir şey istediğinde buna sahip olmak için izin istemesi ya da ebeveyne iletmesi gerektiğini hatırlatın.

-En önemli konu çocuğa doğru model olmak ve çocuğun gerekli ihtiyaçlarını karşılamaktır.

-Çocuğa kendisinin ve başkasının ayırımını yapmasına yardımcı olunmalı.

-Çocuğun yaptığı bu davranışın altındaki sebebi bularak, ona göre tedbirler alın. Böylelikle bu davranışın başka sorunlara yol açmasını engellemiş olursunuz.

-Çalma davranışının neden yanlış olduğunu anlaşılır bir dille  çocuğa anlatın.

-Çocuğa 7-8 yaşından sonra düzenli harçlık verilmeli, verilen harçlıklar ailenin ekonomik durumuna uygun olmalı.

-Anne baba başkalarının hakkına saygı göstererek çocuğa model olmalı.

-Anne baba konuşurken ‘falan kişi çalarak zengin oldu, dünya ona güzel’ gibi olumsuz durumları tatlı tatlı anlatmamalı. Unutmayalım çocuk evdeki kamera gibidir her şeyi kayıt altına alır.

Sonuç olarak çocuk bir şey çaldığında ebeveynler sakinliğini koruyarak, öfkeye kapılmadan çocuğa karşı aşağılayıcı küçük düşürücü davranışlar sergilememelidir. Çocuğu hırsızlıkla suçlamamalı, hırsızlık etiketini yapıştırmamalı, cezalandırma ve şiddet uygulamamalıdır.  Fakat çocuğun çalma davranışını onaylamamalı yukarıda yazılan tavsiye niteliğindeki durumları uygulamaya çalışmalı vesselam…

Çocukta Özgüven Geliştirmek

Özgüven insanın kendisi ile barışık olması kendisini olduğu gibi kabul etmesi kısaca  olumlu bir benlik algısıdır. Kişinin iyi olduğu yönleri kadar eksik olduğu yönlerinin de farkında olup ona göre hareket etmesidir. Özgüven çocuğun hakkını araması, toplum önünde kendisini ifade etmesi, pısırık ve içine kapanık olmaması, arkadaş ilişkilerinde daha aktif olması için  gereklidir.

Çocukta özgüvenin oluşmasında ailenin fonksiyonu çok önemlidir. Özellikle aşırı koruyucu aileler çocuklarının her isteklerini kendileri yerine getirirler. “O daha küçük” diyerek yaşına uygun sorumluluk vermezler. Yemeklerini kendileri yedirir, elbiselerini kendisi giyebilecek iken annesi giydirmeye çalışır, anne farkında olmadan çocuğunu kendine bağımlı hale getirmiş olur artık çocuk annesi olmadan bir şey yapamaz, okula gitmekten korkar, toplum içinde konuşmaya başlayınca terlemeye yutkunmaya başlar.

Bir diğer özgüven yıkıcı aile modeli ise aşırı mükemmeliyetçi aile tipidir. Bunlar hayatta  yanlışı kabul etmek istemeyip yapılacak her işin mükemmel olmasını isterler. Çocuk bir hata yaptığında hatayı kabullenmezler. Bir süre sonra çocuk ailenin istediği şekilde davranır ve kendisini olduğu gibi kabullenmekte zorluk çeker.

Çocukta özgüven eksikliğini meydana getiren nedenler arasında ailenin yaptığı eğitim hataları da mevcuttur. Bunlardan bazıları:

*Çocuk bir hata yaptığında çocuğun davranışını değil de kişiliğini eleştirmek, çocukta eksiklik meydana getirir. Örneğin, sen aptalsın, bir şey yapamazsın gibi sözler çocuğu yaralar.

*Çocuğu başkaları ile kıyaslamak. Kıyaslanan çocuk kendisini güvensiz ve yetersiz hisseder.

Özgüveni eksik olan kişiler duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanırlar. Sorumluluk almaktan kaçar, huzursuz ve ürkek bir yapıları olur. Karar vermekte ve yeni bir ortama girmekte zorluk ve sıkıntı çekerler.

Çocuğunuzun özgüvenini artırmak için yapabilecekleriniz:

-Çocuğunuzun varlığına değer verin, bunu hissettirin. ‘Sen başarılı da olsan başarısız da olsan benim için değerlisin’ algısını oluşturun.  Çocuk bir iş yapınca sonuç olumsuz çıkarsa da ailem beni sevmezlik  etmez düşüncesine sahip olsun.

-Çocuğunuza ev içindeki konuşmalarda söz hakkı verin. Evin bir parçası olduğunu çocuğa hissettirin. Ayrıca toplum içinde söz almaktan çekinmemesini belirtin,  onu bu konuda teşvik edin.

-Çocuğunuzun yaşına uygun görevler vererek çocuğun  sorumluluk almasına yardımcı olun. Yapacağı işlere müdahale etmeyin ki çocukta başarma duygusu oluşsun.  Verilen görevlerden sonra başarısını takdir edin.

– Çocuğunuzun okul hayatına ve eğitimine önem verin, etkinliklerini yakından takip edin.

-Konuşurken çocuğun yüzüne bakın ve ciddiye alın, çocuğun fikirlerine değer verdiğinizi hissettirin. Kendisine değer verilen çocuk kendisini iyi hisseder, toplum içinde daha canlı olur, mutluluğu yüzüne yansır.

-Çocuğun olumlu davranışlarını görmeye çalışın, bu davranışları takdir edin. Olumsuz davranışları ise görmezden gelin demiyoruz ama en azından olumsuz söz ve ifadelerden kaçının. ‘Sende akıl yok, geri zekalı’ gibi  ifadeleri kullanıp çocuğun özgüvenini yok etmeyin.

-Çocuğun duygularını ”ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun” gibi sözlerle anlamaya çalışın. Günün nasıl geçti bana anlatmak ister misin?  gibi sorularla çocuğun kendisini ifade etmesine yardımcı olalım.

-Çocuğun korku ve endişelerine saygı duyun. Aman bunda korkulacak ne var, gibi sözler söylemeyin. Çocuk korkuyorum diyorsa korkuyordur, yanına gidin sarılın sevginizi hissettirin.

-Çocuğu kesinlikle kardeşi ve bir başkası ile kıyaslamayın. Bu çocukta yetersizlik ve değersizlik hissi oluşturur. Ayrıca çocuk içten içe karşılaştırılan çocuktan da nefret eder.

-Her çocuk aynı özellikler göstermez, bunlar tek yumurta ikizi de olsalar farklı özelliklere sahiptirler. Çocuğu ilgi ve alaka duyduğu işlere yönlendirelim. Çocuk sevdiği işi yapmakta zevk alır, bıkkınlık oluşmaz buna dikkat etmek gerekir.

-Çocuğu sosyal etkinliklere yönlendirin, sosyal ortamlar çocuğun beceri geliştirmesine katkı sağlar.

-Çocuğa evde sesli okumalar yaptırın, bazen okumayı durdurup çocuktan kısa kısa yorumlar alın. Okumalar çocuğun ilgilendiği alanlardan olsun.

-Aile toplantılarında çocuğun fikrini alın çocuk bir işe yaradığını, değerli olduğunu hissetsin.

-Çocuğun tercihlerine saygı duyun. Hemen ‘yok, hayır, kesinlikle olmaz’ demeyin. Çocuğu anlamaya çalışın, duygularını ifade etmesine yardımcı olun.

Sonuç olarak çocuğun dışarıdaki özgüvenini belirleyen en önemli etken anne baba tutumlarıdır. Ebeveynler söylem ve eylemlerine dikkat etmelidir. Söylem ve eylemlerinin çocuk üzerindeki tesirini unutmayın.  Vesselam…

Suat Koşman

www.NurNet.org