Kategori arşivi: Risale Çalışmaları

Her Yüzyılda Bir Gelen Müceddid Yenileyici Vasfına Sahiptir

Risale-i Nur, tarîkat değil hakikattır. Âyât- Kur’aniyeden tereşşuh eden bir nurdur. Ne şarkın ulûmundan ve ne de garbın fünunundan alınmış değil. Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bu zamana mahsus bir i’caz-ı manevîsidir. Menfaat-ı şahsiye yoktur (Kastamonu Lahikası)

Risale-i Nur tecdid vazifesini ifa ederek müceddidiyetin sancaktarıdır. Nitekim müceddid lugatta: “Yenileyen. Yenileyici. Hadis-i sahihle bildirilen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim ve Peygamberin (A.S.M.) vârisi olan zât.(Ashab-ı Kütüb-ü Sitte’den İmam-ı Hâkim Müstedrek’inde ve Ebu Dâvud Kitab-ı Sünen’inde, Beyhakî Şuab-ı İman’da tahriç buyurdukları: Yâni: “Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor.” S.T.)(Her asır başında hadisçe geleceği tebşir edilen dinin yüksek hâdimleri; emr-i dinde mübtedi’ değil, müttebi’dirler. Yâni, kendilerinden ve yeniden bir şey ihdas etmezler, yeni ahkâm getirmezler. Esasat ve ahkâm-ı diniyeye ve sünen-i Muhammediyeye (A.S.M.) harfiyen ittiba’ yoliyle dini takvim ve tahkim ve dinin hakikat ve asliyetini izhar ve ona karıştırılmak istenilen ebatılı ref’ u ibtal ve dine vâki tecavüzleri red ve imha ve evamir-i Rabbaniyeyi ikame ve ahkâm-ı İlâhiyenin şerafet ve ulviyetini izhar ve ilân ederler.

Ancak tavr-ı esasîyi bozmadan ve ruh-u aslîyi rencide etmeden yeni izah tarzlariyle, zamanın fehmine uygun yeni iknâ usulleriyle ve yeni tevcihat ve tafsilât ile ifa-i vazife ederler. ş.)” olarak geçmektedir. Eğer önceki müceddidlerden herhangi birisinin izini takip etse o müceddid değildir. Çünkü yenileyen, yenileyici vasfına haiz değildir. Risale-i Nur ise kendisinden önce gelen müceddidlerin takip ettiği ve o müceddidlerin yolları olan 12 tarikatın çizgisinden farklıdır.

Bu sebeble Müstakil bir İslami fakültedir ki ne alimler ne ehl-i tarikler Risale-i Nurun sistematiğini anlamış değiller. Anladıkları zaman ise derakab Risale-i Nurun hizmetine intisab etmektedirler.

Her Hicri Yüz Yılda Müceddid Olanları Şöyle Sıralayabiliriz:
1- Ömer b. Abdülaziz  (H. 17-102/M. 638-720)
2- İmam-ı Şafii  (H. 150–204 / M. 767–819)
3- Ebu’l-Hasan Ali El- Eş’ari (H.260–324 / M.873–936)
4- Ebu Hamidi’l- Isfarayani (H. 344-955 / M. 406-1016)
5- İmam-ı Gazali (H. 450–505/M. 1058–1111)
6- Fahreddin-i Razi (H. 544–606 / M.1149–1209)
7- Mevlana Celalettin-i Rumî (H. 604–672/ M.1207–1273)
8- Zeynüddin-i Irakî (H. 725-806 / M. 1325-1403)
9- Celaleddin-i Suyutî (H.849–911/ M.1445–1505)
10- İmam-ı Rabbani Müceddid-i Elf-i Sani  (H. 971- 1033 / M. 1563-1624)
11- Şah Veliyullah Dehlevi (H.1114–1176 / M. 1702–1762)
12- Mevlana Halid-i Bağdadi  (H.1193–1242 / M. 1776–1826)
13- Bediüzzaman Said Nursi. (H.1293 – 1379 / M. 1878–1960)

Bu zevata nazar ettiğimizde kendisinden önce gelen asrın müceddidinin tarzından farklı yol izleyerek kendisini müceddidiyete götüren yolda ihsan-ı ilahi tarafından bu vazife omuzlarına konularak ilerlemişler ve asırlarının Kur’an ve Rasulüekrem (asm)’ı yansıtan güneşi olmuştur.

Ahirzamanın şehd-i Şehadeti (Kastamonu L.168) olan Risale-i Nur ise; hem ulemanın hem avamın imanını tahkiki yapmak ve Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bu zamana mahsus bir i’caz-ı manevîsi (Kastamonu L.202) olarak ahirzamanın ümmetine ahirzamanın müceddidi eliyle ihsan edilen ihsan-ı ilahi (Mektubat 68) olarak bizlere verilmiş ve omuzlarımıza konulmuştur. (Lem’alar 159,399)

Bizler, bu hizmeti bozarak veya hizmetin düsturları olan lahikalara zıd hareket ederek, hizmete ve hizmetin hürmetine taarruz etmiş oluruz. (Lem’alar 160) o halde bizler ahirzamanın ahını işiten Allam-ül Ğuyubun bize etmiş olduğu ihsan-ı şahanenin şehd’i, balı hükmünde (Kastamonu L.168)  ve Hakikat-ı Kur’an’iye etrafında İttihad-ı islamı (Em. L. 24) kurup ona isnad ve muhkem bir sur’u olarak hizmet eden Bediüzzaman yed’i ile bize ihsan edilen Risale-i Nur Külliyatına Harfiyyen ittiba ve iktida etmeye eski sermayelerimizle onu – Risale-i Nuru- izah değil onun – Risale-i Nurun – verdikleri ile kendimizi ve malumatımızı ıslah/tebdil/tadil/nesh etmeye mükellefiz.

Fakat Vaziye makuse olursa kaziye de netice de makuse (Mesnevi-i Nuriye 188) olacağı nazara alıp öyle hareket edilerek Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bu zamana mahsus bir i’caz-ı manevîsi (Kastamonu L.202) olan Risale-i Nurun esasatına zıd hareketten kendimizi muhafaza etmekle etrafımızda önde görünen kimselerin Hareketleri Risale-i Nurun Mizanları ile mizana çekilmeli muvafıksa kabul değilse reddedilmeli (Sözler 663,700) ona göre basiretimizi açık tutarak ağbinin bir bildiği vardır deyip yanlış hareketleri ikaz etmemek o yanlışa ortak olmaktır.  (Mektubat 361) zulme rıza zulüm küfre rıza kürüdür kaziyesine dahil olur.

Risale-i nurun ikna ve izah tarzı bu asrın fehmine tam muvafıktır o halde bizler Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bu zamana mahsus bir i’caz-ı manevîsi (Kastamonu L.202) olan Risale-i Nurun esasatıyla amel etmeye nur talebesi olarak mecburuz. Esasatı kabul etmiyorsak nurun haricinde olduğumuzu bilmiyoruz demektir. O halde mezkur vaziyetler ve buraya yazmadığımız mesail nazar edilerek bu zamana mahsus olan Hizmet anlayışına muvafık hareket etmeliyiz. Taki bizlerde bu asrın insanı olarak hareket edelim hidemat-ı nuriyede muvaffak olalım. Yoksa bedenen bu asrın kafa ve kalp olarak mazinin ademi olursak manen ve madden buhranlar içerisinde oluruz. Ervah-ı Habise ve Mevadd-ı Şerireye mübtela oluruz. Ve onlarla mübtela neticesinde hizmette akim kalır manen ve madden evhama kalboluruz. Hafazanallah.

Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın bu zamana mahsus bir i’caz-ı manevîsi (Kastamonu L.202) olan Risale-i Nurun esasatında ittiba ve iktidada Cenab-ı Hak bizleri muvaffak kılsın.

Selam ve duayla

Muhammed Numan Yozgâtî

Nurları Okumaktan Teselli ve Ferah Bulmağa Çalışınız

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Risale-i Nur benim bedelime sizlerle görüşür, derse müştak yeni kardeşlerimize güzelce ders verir. Nurlarla ya okumak veya okutmak veya yazmak suretindeki meşguliyet; tecrübelerle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor. Şualar ( 486 )

Nurları yazmak ve okumaktan teselli ve ferah bulmağa çalışınız. Şualar ( 515 )

..müştakların okumak heveslerini tahrik ettiğinden.. Şualar ( 517 )

..okumağa inayet-i İlahiye ile muvaffak olması.. Şualar ( 538 )

Risale-i Nur’un organize edilmemiş serbest bir üniversiteye benzeyen tahsiline eserleri okumak suretiyle devam edenler ise, Kur’an ve imana hizmet etmekten başka herhangi dünyevî bir maksad taşımıyorlar. Şualar ( 548 )

Risale-i Nur, o kadar büyük bir şevk ve aşkla ve o kadar sonsuz bir hazla okunuyor ki; sadık okuyucularını defalarca okumak gibi kuvvetli bir arzuya sahib ediyor. Şualar ( 549 )

Risale-i Nur’un hârikulâdeliğini ve te’lif san’atındaki üstünlüğünü tasdik edip hayretler içerisinde bütün külliyatı okumak iştiyakına sahib oluyorlar. Şualar ( 550 )

Risale-i Nur’u okumak ve onun ebedî saadetler bahşeden yazılarını istinsah etmek veya bir mü’minin istifadesi için iman cihetinde ona hizmet etmek bir suç mudur? Şualar ( 554 )

Nur-u Kur’anın birkaç risalesini okumakla bütün o zehirli fikirlerini atıp imanı elde ederek duyduğu sonsuz sevinç ve bahtiyarlığı te’lif ettiği mübarek Nur risaleleriyle ona kazandıran müşfik ve vefakâr ve hakikî kahraman Üstad Bedîüzzaman hazretlerine arzetmesi, eski gaflet ve dalalet hayatından kurtulup, iman ve nura kavuştuğunu ve hakikî imanı kazandıran Risale-i Nur’un bu asrın bütün insanları için bir şems-i hidayet ve vesile-i saadet ve onun müellifliğiyle tavzif edilen üstad-ı muhteremin bu pek büyük ve yüce imanî hizmetiyle onun bu beşeriyete, hususan ehl-i imana bir lütf-u İlahî olduğunu hayranlıkla arzetmesi.. Şualar ( 557 – 558 )

Risale-i Nur’u okumak ve yazmak, medh ü senasına kadir olamak.. Şualar ( 559 )

..okumak ve yazmak ve dindaşlarının imdadına koşmak.. Şualar ( 563 )

Dinî ve imanî ve ahlâkî eserlerini okumakla, o uğurda hayatımı tereddüdsüz feda eder derecesinde istifade.. Şualar ( 566 )

Nur nüshaları ve onları okumakla imanlarını kurtaran yüzbinler hâlis Nur şakirdleri.. Şualar ( 567 )

Nur Risalelerini tedarik ederek okumağa başladım. Şualar ( 568 )

her müslim okuyucusunu kurtardığı gibi beni de kurtaran Risale-i Nur Külliyatını okumak ve benim bu eserleri okuduğumu bilen ve işiten vatandaşlarımın tehzib-i ahlâk etmek için benden musırrane istemeleri.. Şualar ( 568 569 )

..mükâleme-i mi’raciyeyi geniş manasıyla okumak, teşehhüdde umum İslâmın farz bir vazifesi olmuş. Şualar ( 642 )

..okumakla tezahür eden meziyetini düşünüp hayran kaldı. Tarihçe-i Hayat ( 30 )

..okumakla hıfzetti ve okudu. Tarihçe-i Hayat ( 36 )

..her gün okumak şartıyla.. Tarihçe-i Hayat ( 45 )

..imanlarını kuvvetlendirmişler ve bu hakikat-ı kübrayı bütün dünyaya ilân etmek ve ölünceye kadar onu okumak ve ona hizmet etmek gayesini azmetmişlerdir. Tarihçe-i Hayat ( 155 )

İmanlarını kurtarmak niyetiyle Risale-i Nur’u okumak ve rıza-yı İlahî için iman ve İslâmiyete Risale-i Nur’la hizmet etmek.” Bu gayelerinde muvaffak olmak için, her şeylerini bu hizmete hizmetkâr yapmışlardır. Tarihçe-i Hayat ( 163 )

o envâr-ı imaniyeyi derdine tam derman bulan bir kısım zâtlar onları okumak istediler ve okudular; hayat-ı ebediyelerine tam bir tiryak olduğunu hakkalyakîn gördüler, kendilerine istinsah ettiler. Tarihçe-i Hayat ( 222 )

..kendi kendime günahlarımdan istiğfar ve âyetler okumak gibi şeylerle meşguliyetim var. Tarihçe-i Hayat ( 224 )

Bir kısım şakirdlerin ibadet niyetiyle risaleleri ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim. Bârekâllah dedim, hak verdim.

Medresede okumaktaki maksad; evvelâ kendini kurtarıp, sâniyen ümmet-i Muhammed’i (A.S.M.) kurtarmağa çalışmak Barla Lahikası ( 142 )

Risale-i Nur’da öyle manevî bir zevk ve cazibedar bir nur var ki; mekteblerdeki çocukları okumağa şevkle sevketmek için icad ettikleri her nevi eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir şevk Risale-i Nur veriyor ki çocuklar böyle hareket ediyorlar. Tarihçe-i Hayat ( 318 )

Teenni ve dikkatle okumak.. Tarihçe-i Hayat ( 319 )

Umumunu okumak için vakit bulamadığından, yalnız birtek sahife olan zîhayatın bahar faslında icad ve idaresine bakar, müşahede eder.. Tarihçe-i Hayat ( 338 )

Hapis müddetinde Nur talebeleri bu Meyve Risalesi’ni müteaddid defalar yazmak ve okumak suretiyle meşgul olmuşlar. Tarihçe-i Hayat ( 435 )

Zemin yüzünde yazılan, bahar sahifesinde teşhir edilen rahmet ve hikmetin mu’cizeli eserlerini, eşcar ve nebatat ve hayvanattaki san’at-ı İlahiyenin hârikalarını, sîmalarında parıldayan tevhid sikkelerini okumağa ziyadesiyle meftun idi. Tarihçe-i Hayat ( 460 )

Risale-i Nur’u devamlı okumakla, ben, dehşetli mânevî hastalıklardan nasıl kurtulmuşsam.. Tarihçe-i Hayat ( 497 )

Risale-i Nur’u okumağa ve neşretmeğe, kahraman üstadları misillü feragatla çalışırlar.

Muhammed Numan

Risale-i Nur’da Okumanın Önemi

okuyan.cocukUmumunu okumak için vakit bulamadığından, yalnız birtek sahife olan zîhayatın bahar faslında icad ve idaresine bakar, müşahede eder. Asa-yı Musa ( 104 )

Risale-i Nur’un nuranî ve parlak eczalarını elde edip dikkat ve tefekkürle okumaktan başka bir kurtuluş çaresi yoktur. Risale-i Nur’u okuyan herkes, bu hakikatı idrak etmiş ve etmektedir. Asa-yı Musa ( 252 )

Hem herkes her vakit bütün Kur’anı okumağa muktedir olamaz. Sözler ( 242 )

.. okumak yazmak bilmez.. Sözler ( 384 )

..okumakla tahattur edip, nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak. Sözler ( 459 )

Bedîüzzaman hakkında malûmat almak isteyen kardeşlerimize, bunun ancak ve ancak Risale-i Nur Külliyatını dikkat ve devamla okumak suretiyle mümkün olduğunu arzederiz. Sözler ( 755 )

Bedîüzzaman’ın nasıl bir zât olduğunu anlayabilmek için, Risale-i Nur Külliyatını dikkatle, sebatla okumak kâfidir. Sözler ( 758 )

Bu risaleyi, şimdiye kadar belki yüz defa okumuşum. Fakat, şimdi yeni görüyorum gibi tekrar okumağa ihtiyaç ve iştiyakım var.” Sözler ( 760 )

..bazı lügatların manalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir. Sözler ( 772 )

..sekiz senedir birtek gazete okumak arzum olmadı ve okumadım. Mektubat ( 47 )

Kur’anı yeni nâzil oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitabat-ı İlahiyeyi güya geldiği ân-ı nüzulünde dinlemek ve o hitabı Resul-i Ekrem (A.S.M.)dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrail’den, belki Mütekellim-i Ezelî’den dinliyor gibi bir kudsî halete mazhar olur. Ve kendisi tercümanlık edip başkasına dinlettirmek ve Kur’anın hikmet-i nüzulünü bir derece göstermektir. Mektubat ( 401 )

..çok manidar olduğu için, muhtelif âyâtı hıfzetmek veya okumak arzusu.. Mektubat ( 406 )

..okumağa pek çok muhtaçtırlar. Mektubat ( 498 )

Kitab-ı Mübin’in mühim ince mes’elelerini okumak.. Lem’alar ( 126)

..hasiyetli evradı okumak için zaîf insanlar bir müşevvik ve müreccihe muhtaçtırlar. Lem’alar ( 132 )

..okumağa çok muhtaç.. Lem’alar ( 264 )

..risaleleri kemal-i merak ve dikkatle okumağa başlayıp.. Lem’alar ( 264 )

..hususan vahdet-ül vücuda dair mes’elelerini okumak, zararlıdır. Lem’alar ( 274 )

Cevher Nur’u okumağa devam ettim. Lem’alar ( 278 )

Elmas Cevher Nur’dur!” diye bunlara okumağa başladım. Lem’alar ( 278 )

Evet Nur, bunu okumaktır. Lem’alar ( 278 )

..terbiye için açılan dershanede okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor. Şualar ( 193 )

..okumak ne kadar kıymetdar ve sevablı.. Şualar ( 236 )

İşte bu ebedî hazinenin anahtarı imandır ve teslimdir ve onu dinleyip kabul etmek ve okumaktır. Lem’alar ( 226 )

..yirmibeş senedir değil gazeteleri okumak, belki sormasını ve merak etmesini ve düşünmesini bana terkettirmiş. Şualar ( 358 )

Muhammed Numan

www.NurNet.org

Kim, Neden, Risale-i Nur İle Meşgul Olur?

“…her yerde küçücük bir dershâne-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi herkes kendi kendine bir derece istifâde eder; fakat herkes herbir mes’elesini tam anlamaz.

Hem iman hakikatlarının izahı olduğu için; hem ilim, (Şâyet biri biliyor, taallüm etmeğe muhtaç değilse ibâdete muhtaç veyâ mârifete müştak veyâ huzur ister. Onun için herkese lüzumlu bir derstir.) hem mârifet, hem ibâdettir.

Eski medreselerde 5-10 seneye mukâbil, inşâallah Nur medreseleri beş-on haftada aynı neticeyi temin edecek ve 20 senedir ediyor. Emirdağ Lahikası-1 ( 249 ) ”

Risâle-i Nur ; İnsanın âlemini nurlandıran ve asrın imamının vesilesiyle tebyiz edilmiş olan, ins u cân için vesile-i saadet, hod-gam ve hod-endiş kimseler için ferah, hâdisât-ı âlemin en mühüm meselesi olan ve kaybedildiğinde yerine bu dünyâdaki mâmelâkin yekünü o şahsa verilse kaybettiği şeylerin yerini tutamayacak kadar hakir olan İmanını kaybetmek/kazanmak dâvâsında nev-i beşerin eline 14 asır boyunca verilen İlhami/vehbî olan âsâr-ı bergüzide-i nûriyenin en tekemmül etmiş olanı, kendinden önce ilhâmen nev-i beşerin istifadesine sunulan âsârın en tekemmül etmişi ve tebyizinde dalâlet-i beşeriyenin en azâmisine mukabil topyekün taaruz edilen iman kalasının etrafında nurâni bir hatt-ı müstakim ve sur teşkil ederek dalâlete mukabil tahrib ve kaba kuvvet yerine Delil, bürhan, hüccetlerle ehl-i dalâlete bunları isbat ederek onların bel kemiğini kıran bir ibrişimdir.

Risâle-i Nur’dan kaçanlar, göz yumanlar, nekredenler; ancak huffâşe karakterli olanlardır. Hayvandan insan olmamıştır; ama insandan hayvan olmuştur. “Paris’e git ve en büyük localarına gir, göreceksin ki, akrepler insan libası giymişler ve ifritler adam suretini almışlar.. Mesnevi-i Nuriye ( 263 )” ve Şu medenîlerden çoğunun, eğer içini dışına çevirirsen, görürsün:

Başta maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır. Sîreti olur suret. Sözler ( 712 )”

Risâle-i Nur’a dâir bu kısa takrizden sonra sadete dönecek olursak:

Her Nur’â Müştak olan Nur Talebesinin âsâr-ı Nuriye ile iştigaline göre neden ve niçin okuduğunu bu metinde Emirdağ Lâhikası bize ders vermektedir. Eğer okumaktan ruhu artık kabza girmiş ise o kimse: Huzur İster.

Her Nur’â Müştak olan Nur Talebesi Eğer İbadette aksaklık hissediyor ve yaşıyorsa İbadete  Muhtaçtır.

Her Nur’â Müştak olan Nur Talebesi Eğer âsâr-ı Nuriyeyle yeni müşerref olup insan mertebesine çıkmış ve su-i hal’den uzaklaşmakta ise ve bazı âsâr-ı Nuriyeyi massetmeye mukaddeme vermiş ise o kimse de başta marifet olmak üzere hepsine muhtaçtır.

“…her yerde küçücük bir dershâne-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi herkes kendi kendine bir derece istifâde eder; fakat herkes herbir mes’elesini tam anlamaz.” Kaidesince Âsâr-ı Nuriyenin verdiği nurani gözlükle bakmanın neticesi “Allah’ın hesabına kâinata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehl olur. Mesnevi-i Nuriye ( 199 )”

Eğer her şeye perde olan ülfete mübtela olmuş ise; “ İnsanların arza ait malûmat ve müsellemat-ı bedihiyatları ülfete mebnîdir. Ülfet ise; cehl-i mürekkeb üstüne serilmiş bir perdedir. Hakikate bakılırsa zannettikleri ilim, cehildir. Mesnevi-i Nuriye ( 197 )”

İşte hepimizin Âsâr-ı Nuriyeyle işgilainin ve iştigaldeki ğayemiz bunlardır.

Bize imanı nasib eden Allahımız daire-i nuriyedeki iştirak-i amel-i uhreviden hissemizi azim eylesin.

Muhammed Numan Yozgâ

www.NurNet.org

Okumak Nimetine Nail Olmak En Büyük Hediyedir!

Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle okumak nimet-i uzmasına nail olan biz bir kısım üniversite gençliği, bir hüsn-ü zan veya bir tahmin ile değil, tahkikî ve tedkikî bir surette, sarsılmaz ve sarsılmayacak olan ilmelyakîn bir kuvvet-i imaniye ile inanıyoruz ki; zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhadı, Bedîüzzaman ortadan kaldırmağa inayet-i Hak ile muvaffak olacaktır. (Asa-yı Musa)

..kalbi intibaha gelen zâtlar okumaktan usanmaz. (Barla Lahikası )

..okumak ve yazmak en büyük ibadet ve zevk kaynağıdır. (Tarihçe-i Hayat )

..risalenin ruhuma ilka eylediği nuranî feyizleri karşısında, okudukça okumak ihtiyacım artıyordu. (Barla Lahikası  )

Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle devamlı olarak okumak ve o muazzam eser külliyatındaki Kur’an ve iman hakikatleriyle kendimizi teçhiz etmek ve bu esas ve şartlarla, o hârika eser külliyatını bir an evvel ikmal etmektir. İşte bu nimet-i uzmaya nail olan her genç ve herkes; bire yüz bin kuvvetinde, kendine, vatan ve milletine faideli olur. (Asa-yı Musa )

Risale-i Nur’u okumak zaruret ve ihtiyacındadır. Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan enaniyetine boyun eğip, Risale-i Nur Külliyatını okumazsa, büyük bir mahrumiyete düçar olur. (Asa-yı Musa)

 “..bir kısım mes’elelerinin kısacık hülâsalarını, bu terbiye için açılan dershanede okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor. (Asa-yı Musa)”

..okumak ve manalarını bildiren arkadaşlardan öğrenmek ve kazaya kalmış farz namazlarımızı kaza etmek ve birbirinin güzel huylarından istifade (Asa-yı Musa)

..hem Kur’an’ın, hem imanın, hem namazın hülâsaları ve çekirdekleri olan o üç kelime-i mübarekeyi namazdan sonra otuzüçer defa okumak ne kadar kıymetdar ve sevablı olduğunu elbette anladınız. (Asa-yı Musa)

 ..okumakla tahattur edip, nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak. ( Asa-yı Musa )

Muhammed Numan

www.NurNet.org