Dr. Ender Saraç, son kitabı “Artık Ruhunu da Besle”de Allah’ın isimlerinin insan üzerindeki yansımalarını bir doktor olarak ele alıyor. Kitabında insanın maddi ve manevi hastalıklarından Allah’ın hangi ismini zikrederek kurtulabileceklerine dair bilgiler veren Saraç, manevi tekamül için 40 günlük bir diyet öneriyor.
Yaptığı televizyon programlarıyla daha fazla tanınan, yazdığı kitaplarla geniş kitlelere sesini duyuran Dr. Ender Saraç, bu kez farklı bir sesle karşımıza çıkıyor. Zayıflamanın, sağlıklı yaşamanın sırlarını hekimlik boyutuyla hastalarına ve takipçilerine anlatan Saraç, yaşadığı manevî deneyimlerini uzman kişilerden aldığı destekle samimi bir ifadeyle okuyucularla paylaşıyor. Her halimizin Allah’ın güzel isimlerinin yansımaları olduğunu söyleyen Saraç, 99 ismin anlamlarının peşinde duanın gücüne dikkat çekiyor. Hastalıklarımızın pek çoğunun yaşadığımız stres, sıkıntı, manevî bunalımlar olduğunu gözlemleyen Saraç, her bir esmanın izinden nasıl gitmemiz gerektiğini, manevî gıda almadan sağlıklı olamayacağımızı söylüyor.
Yıllardır yaptığı doktorluğunda yüz binlerce hastayla karşılaşan Dr. Ender Saraç, hastalıkların büyük çoğunluğunun psikolojik nedenlere bağlı olduğunu, yaşanan manevî boşlukların bir süre sonra bedene yansıdığını söylüyor. Maddî açıdan ilaçlar, diyetler tavsiye edilse de ruhsal sorunlar çözülmediğinde tesirlerin geçici olduğuna dikkat çekiyor. Herkesin manevî bir beslenmeye ihtiyaç duyduğu gerçeğini fark eden Saraç, yaptığı tüm araştırmalar, okumalar, aldığı eğitimler sonucunda geldiği noktada en noksansız ve eksiksiz kaynağın Kur’an-ı Kerim olduğunu, en büyük huzur ve şifa kaynağının da İslamiyet olduğunu söylüyor.
Saraç, ruhun vitaminlerini doğru kullanmak, içimizi bunaltan, tarif edemediğimiz sıkıntılarımızı giderecek olan manevî detoks olarak adlandırabileceğimiz tüm ipuçlarını Allah’ın güzel isimlerinde bulabileceğimizi ifade ediyor.
Hayy Kitap tarafından yayınlanan “Artık Ruhunu da Besle” kitabında Dr. Ender Saraç bilinen kimliğinden ziyade farklı bir bakış açısıyla yaralı ruhları tedavi etmeyi hedefliyor. Yıllarca sağlıklı beslenme konusunda önerileri takip edilen Saraç, doğumdan ölüme kadar yaşamın her anında Allah ile kurulması gereken yakınlığı, O’nun isimleriyle yakalanabilecek manevî iklimi işaret ediyor.
“Yüce Allah’ın sıfatları gibi isimleri de sonsuzdur. Ama kullarına bildirdiği ve her kulunda yansımaları olan isimleri 99’dur. Dua en büyük kuvvettir. Dua ederken Esmaü’l-Hüsna’nın bizdeki tecellisini ve enerjik açılımını bulmaya ihtiyacımız var” diyen Saraç, esmaların ruhun vitamini olduğunu, nasıl vücutta B12 vitamini eksik, çinko düşük, demir fazla, kansızlık var gibi eksiklikler saptanıp gerekli takviye yapılıyorsa duada da manevî eksikliklerimizi anlamaya çalışmak ve Allah’ın isimlerine sığınarak yardımı yine ondan istememiz gerektiğini belirtiyor.
Kitabında Esmaü’l-Hüsna’ya detaylı ve samimi bir ifadeyle değinen Dr. Saraç, hayatımızın her döneminde her bir esmanın cilvesinin bize kendini gösterdiğini, çoğu zaman farkında bile olmadan yükselip alçaldığımızı, daralıp ferahladığımızı ve tüm bunlara hakiki manada kafa yorulup düşünülmediği için de manevî rahatlığın olmadığını söylüyor. Oysaki deneyimleyerek yaşadığımız her hal Allah’ın kuluna sunmuş olduğu bir yansıma.
Saraç, kitabında insanoğlunun kendinde hangi ismin daha fazla tecelli ettiğine dikkat etmesi gerektiğini, bununla beraber yaşadıklarına daha farklı anlamlar yükleyeceğini belirtiyor. “Kim niye daha geç yaşlanıyor? Kimin işi bir türlü rast gitmiyor? Kim çabuk hasta oluyorken, kim hemen sinirleniyor?” gibi soruların cevabı Allah’ın isimleri hakiki manada bilinirse çok da zor değil. Geç yaşlanan birinde Hayy ismi çok iyi çalışıyorken, hayatta bir anda her şeyi yıkılan insanda Darr ismi baskın görülüyor. Her işi kolaylıkla hallolan birinde Rauf, Nafi, Veliyy gibi isimler katalizör görevi yaparken, uğraşmasına rağmen başarı elde edemeyen birinde ise Müzill ismi yansıyor.
Allah’ın şefkat ve merhamet dolu, müşfik esmalarının, yıkıcı ve öğretici esmalarından daha çok olduğuna dikkat çeken Saraç, Allah’ın her kulunu nurundan, sevgisinden yaratmış olduğu gerçeğine değinerek tekamül etmemiz için yaşamamız gereken ruhsal deneyimler olduğu hakikatine de parmak basıyor. Saraç, Allah-u Teala’nın güzel isimlerini zikretmenin insanın içindeki enerji akışını artıracağına, böylelikle de güç kazanacağına değiniyor.
40 günlük tefekkür diyeti
“Bir hastanın kansızlık belirtileri bellidir ama yine de mutlaka bir tahlil yapılarak sonuca bakılır. Nasıl ki maddî bir rahatsızlıkta sonuca varmak için bir araştırma inceleme süreci varsa manevî şifa aramalarımızda da bu süreci kendimiz yapmalıyız” diyen Dr. Saraç, manevî zaaflarımızı herkesten çok kişinin kendisinin bildiğini ve eksikliklerimiz ve iyi yönlerimizle yüzleştikçe Allah’ın bizde yansıttığı esmaların izlerini bulacağımızı söylüyor. “Mesela bir çocuğun başını okşayıp sevdiğinizde yaşadığınız duygu Vedud isminin coşmuş bir tezahürü olabilir. Ya da tersini düşündüğümüzde sevdiğiniz kişilerden gereken ilgiyi alakayı görmediğiniz de Vedud isminin eksikliğiyle karşı karşıya olabilirsiniz. Bu duygulara erişmek için manevî vitaminlerin peşinde olmak nasıl rahatsızlandığımızda taze meyve suyu içerek ayaklanmak istediğimiz gibi zikirlerin enerjisini bedenlerimize içirmeliyiz” diyor kitabında Saraç.
“Artık Ruhunu da Besle” diyerek yola çıkan Ender Saraç kitabında duanın, ibadetin ve zikrin insan yaşamındaki olumlu yansımalarını samimi bir paylaşımla aktarıyor. Kitabında ayrıca özel bir bölüm ekleyen Saraç, okuyucularına 40 günlük bir tefekkür diyeti de öneriyor. Çalışma hayatının içerisindeki tempodan sıyrılmaya çalışarak bir ruhsal arınma isteyenlere günlük olarak sunduğu diyet tavsiyesinde yine negatif düşüncelerden uzaklaşmak ve huzurlu olmaya çalışmak temel amaç olarak görülüyor. Saraç, 40 günlük tefekkür diyetinde, aşırı duygulardan uzak durmayı, muhakeme yapılacak zaman dilimleri ayırmayı, zikirlerden uzak kalmamayı ve beslenmeye dikkat etmeyi öneriyor.
“Allah’ın kemalî sıfatları, merhamet ve sevgi dolu sıfatları, celal ve yakıcı sıfatlarına göre daha fazla” diyen Saraç ”Dua mü’minin silahıdır” hadis-i şerifi ışığında 99 ismi ayrıntılarıyla anlatıyor. Yıllar boyu hastalarına yeşil çayı, sağlıklı yemekleri öneren bir doktorun tüm bunların yanında manevî boşluklara Allah’ın isimleriyle şifa bulunması gerektiğine işaret etmesi belki de yıllardır bilim ile dinin ayrı yollar olduğunu savunan zihniyetin uzaklaştığının kanıtı olabilir. Çünkü her bilgi zaten Allah’ın takdirinde ve izindedir diyebiliriz. Yaşanan manevî boşlukların ya da uzaklaşılan kalbî hasletlerin bir süre sonra vücuda yansıması kaçınılmaz bir son olabiliyor. Bizler hem bedenimize hem de ruhumuza iyi bakmakla mükellefiz. Dr. Ender Saraç, Allah’ı her an zikretmek gerektiğini vurgularken, “Her halimiz Allah’ın bir esmasının karşılığı. Bu nedenle bize verdiği her olayda, durumda O’nu anarak ve O’ndan yardım isteyerek verdiği enerjilerden yararlanmalıyız” diyor.
Kim hangi ismi daha fazla zikretmeli?
Allah’ın isimlerinin insan ruhundaki şifasını kaleme aldığı kitabında tek tek isimlere dair notlarını aktaran Saraç, isimlerin tek başına çekilebileceği gibi peşpeşe aynı yöndeki isimlerin de zikredilebileceğini söylüyor. Allah’ın her türlü eksikten uzak ve temizliği ifade eden Kuddus ismi, hakkında çok gıybet edilen ve iftiraya uğrayan insanların yardımına yetişiyor, aynı zamanda kendisi de gıybet hatasına düşmüş kişilerin temizlenmesi için Kuddus ismini çokça zikretmesi gerekiyor. Ayrıca Kuddus ve Halık isimlerinin birlikte çekilmesi vesveseden kurtulmaya vesile oluyor.
Dünyanın eğiminin bir derece sapmasıyla bile her şeyin yerle bir olacağı bir sistemde acizliğimizin büyüklüğü karşısında sığınacağımız isimlerden biri de her türlü tehlikeden kullarını sigortalayan, güvenliğe çıkaran manasındaki Selam ismidir. Günlük hayatımızda bizim ya da sevdiklerimizin başına her an gelebilecek olan tehlikelere karşı esenliğin kaynağı bu isimde saklı.
Yazarın kendi yorumuyla Allah’ın en çok sevdiği sıfatlardan biri olduğuna inandığını söylediği Mü’min ismi ise gönüllerdeki iman ışığını yakan bir isim. Mü’min ismi, imanî konuda yaşadığımız tedirginlikleri aşmak ve eksiklik hissettiğimiz noktalarda imanı kuvvetlendirmek adına sığınmamız gereken bir isim olarak belirtiliyor.
Mahlukatın ayıpsız yaratıcısı muhtevasını taşıyan Bari ismi Allah’ın her şeyi farklı güzellikle yarattığına işaret ediyor. Bu nedenle özellikle hamilelik döneminde Halık ismi ile birlikte Bari isminin sıkça anılması tavsiye ediliyor. Nasıl ki kimi tedavi yönteminde bazı ilaçlar kombine alınabiliyorsa ve tesiri daha etkili oluyorsa esmalardan da böyle bir yöntemle şifa aranabildiği de kitapta ifade ediliyor.
Bir günaha girdiğimizde bunun duyulmasını istemiyorsak, yaşadığımız pişmanlıkla birlikte bu ayıbın üzerinin örtülmesini istiyorsak imdadımıza yine yüceler yücesi yetişiyor ve El Gaffar ismiyle kullarının günahlarını örtüyor.
Mazlumların uğradıkları sıkıntılara destek olan El Kahhar ismi ise Allah’ın kahır esmalarından biri olarak ifade ediliyor.
Maddi manevî rızıkların artması için bolca Rezzak ismiyle dua edilmesi gerekirken bu isimle birlikte Fettah ismini çekmek zorlukları kolaylaştırarak kapıların açılmasına vesile olur.
Her şeyin en ince taraflarını dahi çok iyi bilen ezeli ilim sahibi Allah’ın Alîm ismi zikredildiğinde ilim ve irfan yolundaki zorluklar rahatça aşılacaktır. Sıkan, daraltan anlamına gelen Kabıd esması ise insanın ruhsal gelişimine hizmet ediyor. Bazen bir şeyin yenilenmesi için yıkılıp daralması sonra yeniden toparlanması gerekebilir. İşte bu aşamada imtihan ve tekamül süreci yaşanır. Olayların akış şeklini değiştiren manasındaki bu ismi özellikle gelir adaletsizliği durumlarında sıkça anmak gerekir.
Tecellisinden uzak durmak istenen bir esma da Muzill ismi. Bunda Allah’ın dilediği kulunu zelil kıldığı bilinmektedir. Allah’ın rahmetinden uzak kalmamak için bu isme de sıkı sarılmak gerekir.
Lütuf ve ihsan edici manasındaki Latif ismi toplumda yaptığı işlerin yer bulmasını isteyenler için ve agresifliği de azaltmak için çekilebilir. Çok koruyan demek olan Hafız ismi tedirginlikleri ve evhamları azaltırken, hikmet sahibi olan Hakîm ismi özellikle bir işe başladığımızda neticesi üzerine bilgi sahibi olmadığımızda dayanmamız gereken bir esma.
Hamilelikte Ya Latif…
Kitapta etkilerine göre isimlerin listelendiği bölümde farklı isimlerin hangi durumlarda birlikte zikredilebileceği örneklerle anlatılıyor. Aşk, sevgi ve hayırlı eş isteyenlerin; Ya Fettah, Ya Vedud, Ya Vekil, Ya Veliyy, Ya Vacid, Ya Rauf, Ya Cami isimleri ile dua etmesi tavsiye edilirken, hamilelik döneminde ise Ya Halık, Ya Bari, Ya Muizz, Ya Basıt, Ya Latif isimleri öneriliyor.
İşleri iyi bir şekilde yönetmek için Ya Vali, Ya Kayyum çekilirken, unutkanlıktan kurtulmak için Ya Rahman, Ya Müheymin, Ya Rauf, Ya Reşid isimleri, asabiyetten uzak kalmak için de Ya Halim, Ya Hadi isimleri çekilebilir.
Yeni bir projeye başlarken Ya Alîm ve Ya Latif isimleri zikredilebileceği gibi iftiradan korunmak arzusuyla da Ya Kuddus, Ya Muksit gibi esmalara sığınılabilir.
Nurşen Şentürk’ün / Moral Dünyası Dergisi