Etiket arşivi: abdülhamit Oruç

Maneviyatımızın Kreması Alındı

Çocukluğumda 1940 larda, köyümüzde , Salamon Adato adında , musevi bir iş adamı vardı. Merkezi bölgede bir nahiye -bucak olan köyümüze , dışarıdan gelmiş, köylüden aldığı sütten , peynir imal ediyordu , bir makine getirmişti , o zamana göre , modern bir alet idi, kol gücü ile döndürülüyor, üst tarafındaki hazneye konulan sütü işliyordu, iki tane çıkış musluğu vardı, birinden krema, diğerinden, kreması alınmış süt akıyordu, krema , ayrı ambalajlanıp , büyük şehirlere otellere lokantalara gönderiliyor, tamamen yağı alınmış sütten de peynir yapılıyordu.

Biz de, küçük çocuklar yapılanları merak ve hayranlıkla seyrediyorduk. O şekilde imal edilen peynir , tabii kalitesiz light oluyordu, yenildiğinde insanın boğazından adeta geçmiyordu.  Halk arasında ona , (İmansız peynir) deniyordu.

Kurtuluş savaşından sonra yapılan icraata bakınca , aklıma manevi kremamızın Salamon tarafından nasıl alındığını , değerlerimizin , nasıl light hale getirilmiş olduğunu düşünmeden edemiyorum. Münevverimiz , içinde nur derinliği olan okumuşumuz gitti , aydınlarımız geldi.

İlim manasını kuşanmış muallimimiz gitti , yerine olumsuzu ima eden , Öğret MEN ! geldi.
Kıraet vardı ,Oku MA ,Yaz MA, çıkar MA, çarp MA, toplaMA ile yer değiştirdi.

Arapçadan kurtulalım deye, seyrüsefer gitti , batı’dan trafik geldi .
Aşçı gitti lokanta geldi.
Hususi gitti spesial geldi.
Paşa gitti general geldi.
Vekil vezir gitti , bakan geldi.
Gusül gitti banyo, duş geldi.
Tecrid gitti , izolasyon geldi vs.vs.

Ordan burdan birer tutam aldığımız bu örneklere bakarak nasıl manevi özelliklerimizden arındırılarak kreması alımmış bir topluma dönüştüğümüz , karşılaştığımız sıkıntılardan belli (az daha problem diyecektim) bunun en büyük delillerinden biri de , dilimizde yaşanandır.

Koskoca imparatorluk dilimiz, koca bir coğrafyayı anlamamızı ve anlaşılmamızı sağlayan , Osmanlıca dilimizin kreması alınınca fakirleştirilerek adeta kabile diline döndü.
En büyük örnek milli irade kavramında meydana getirilen kremasızlaştırmadır.

Buyurun
Hakimiyet bilal kaydü şart milletindir. Hakimiyet milletindir.
Egemenlik milletindir.
Egemenlik ulusundur.

Ne dersiniz ? Peyniri tekrar imanlı yapma tarzına (az daha Mod una diyecektim) geçmek zamanı geldi mi ?

Abdülhamit Oruç

www.NurNet.org

Kadınlar-Anneler Günü

Mukaddes dinimiz islama göre anneler, Peygamber’lerin, sahabilerin, evliyanın, ulemanın, sülehanın, bütün müminlerin ve insanlığa hizmeti dokunan herkesin, vesilei vücududur.

Kadınlar, anneler için, Kuranı Kerimde, hususi nisa suresi var ve rical, erkek suresi yoktur, cennet annelerin ayakları altındadır, annelerin ayağı öpülür, nikahta erkek için mehir hakkı yoktur , hanımlar için vardır. İslami nikahta önce hanımların rıza’sı sorulur.

Peygamber’imiz “Sizin hayırlınız, hanımlarına hayırlı olanınızdır” buyuruyor. Efendimiz yine”Kız babası, berekete mazhar olur” buyuruyor. “Kadınlarınız size Allah’ın emanetidir.” buyuruyor.

İslam , erkeğin , hanımının her türlü meşru ihtiyaçlarına bakmasını emrediyor ve annelere, hanımlara sadece senede bir gün haklarından bahsedip, tamamında unutturmak derecesinde ihmal etmiyor.

Her gün ve zamanın, anneler ve kadınlar günü olması talimatını veriyor. Sözün burasında, bir takım, şom ağızlı İslam muhaliflerinin, pekiyi amma İslam dünyasında hanımlara bu baskı, bu şiddet, bu hanımların can’ına kastetmek hadislerine, ne diyeceksiniz diyorlar. Hanımlara bu baskı ve kötü muamelenin sebebi, zinhar İslam değildir, yüzelli senedenberi, islamın zümrüt bağ ve bahçelerinin mai zülalini, berrak suyunun vanalarını, ilim yollarını kapatırsanız, buna mukabil, sefih toplumların, küfür dünyasının, foseptik suları ile o bağistanı ısrarla sularsanız koli basili hükmünde bulunan küfrün, içkisini, kumarını, fuhşu ve sefahetini, uyuşturucu ve her türlü İslam dışılığını, toplumun üzerine boca ederek, Müslüman insan yapısını dejenere ederek bozarsanız , merhametsiz, Allah korkusu olmayan nesiller yetiştirirseniz, onlar da maalesef  şefkat ve merhametin kaynağı olan masum ve mazlum hanımları kıtır, kıtır keserlerse, onun sorumluluğunu islama yükleyemezsiniz.

Vahşet ve cahiliye içinde olan Arap yarımadasında , İslamiyet gelişip yerleştikten sonra, Medine’den tek başına, devesine binen bir kadın, Yemen diyarına kadar seyahat edebildiyse, bu gün de , herkesin olduğu gibi, mazlum hanımların da sığınağı, gerçek İslam toplumudur, bunun başka çıkar yolu yoktur.

Medeni diye bilinen ABD de dakika başı tecavüzlerin yaşandığını istatistiklerin gösterdiğini basın ve medyadan öğreniyoruz.

Ne vicdandır veren ahlaka yükseklik ne irfandandır, fazilet hissi insanda, Allah korkusundandır, çare budur. Yoksa, bizler senede fiyakalı Nutuk’larla kadınlar gününü kutlarken, üçyüzaltmışdört gün hanımlarımız çile çekmeye devam ederler. Bu duygular içinde 364 güne ilaveten 8 mart kadınlar gününü de tebrik ederiz.

Abdülhamit Oruç

www.NurNet.org

Salevat Hakkında

Cenab-ı Hak ; “Muhakkak ki Allah ve onun melekleri, nebiyyi zişana salevat getirirler,ey iman edenler,!Sizde ona, salatu selam getirin ve ona , samimiyetle selam verin!” buyuruyor.

Efendimiz; “Size kimin nekes ve cimri olduğunu haber vereyim mi? Cevabında adım anıldığı halde bana salatu selam getirmeyendir!” buyuruyor.

Son zamanlarda bir kısım modernist ve mezhepsiz kişiler, lüzumsuz yere kelimeleri eğip bükerek, hatta salevat getirmenin “lüzumsuz bir yalakalık ” olduğunu ileri sürerek, İslamın her güzelliğini basitleştirmek, değersiz kılmak için, Efendimize salevat getirmenin bile aleyhinde bulunuyorlar. Bunların bir kısmı, Haşa, “o bir postacı hükmündedir” “namaz spordur, oruç diyettir, hac turizmdir, zekat sosyal yardımlaşmadır, kurban fakire et yedirmektir. Bayram şeker Bayram’ı, et bayramıdır!” deyip işin manevi ve uhrevi yönünü inkar ediyorlar, vs, vs, ile itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Efendimizden herhangi biri gibi bahsediyorlar. Muhammed, Kuran diyorlar. Hazreti Allah, Hazreti Muhammed, Hz Ebubekir denmesine itiraz ediyorlar.

Dinden en uzak insanlar, en önemsiz kişilere bile, beyefendi, hanımefendi, sayın, mistir, mösyö, madam, matmazel demeyi modernlik sayıyor da, Alemlerin Rabbine ve Allah’ın Habib’ine mücerred isim ile hitab ederek, saygı ifade eden söylemlere yalakalık izafe ediyorlar. Maalesef bu kişilerin birçoğu da kendilerini, İslamı en iyi bilen, doğru anlayan kimseler olarak ortaya koyuyor. Pırıl pırıl müslümanlara, akıldanelik taslıyorlar. Allah’ın, Melek’lerin, salatü selam getirdikleri, ayeti kerimedeki , “Ey iman edenler! Sizde salatu selam getirin” emrine rağmen, bin dereden su getirerek, güya bu ayetin manasının, tarih boyu gelmiş geçmiş, Selefi salih-in in anladığı gibi değil, kendi anladıkları gibi olduğunu öne sürerler. Allah ıslah eylesin.

Abdülhamit Oruç

Peygamber Efendimiz ve Salevat Hakkında

Cenab ı Hak ; muhakkak ki Allah ve onun melekleri, nebiyyi zişana salevat getirirler, ey iman edenler,! Sizde ona, salatu selam getirin ve ona , samimiyetle selam verin ! buyuruyor.

Efendimiz ; Size kimin nekes ve cimri olduğunu haber vereyimmi mi? Buyuruyor. Cevabında adım anıldığı halde bana salatu selam getirmeyendir !

Son zaman’larda bir kısım modernist ve mezhepsiz kişiler lüzumsuz yere , kelimeleri eğip bükerek , hatta salevat getirmenin (lüzumsuz bir yalakalık ) olduğunu ileri sürerek , İslamın her güzelliğini basitleştırmek , değersiz kılmak için , efendimize salevat getirmenin bile aleyhinde bulunuyorlar.

Bunların bir kısmı, Haşa , o bir postacı hükmündedir ! namaz spordur, oruç diyettir, hac turizmdir, zekat sosyal yardımlaşmadır, kurban fakire et yedirmektir. Bayram şeker Bayram’ı, et bayramıdır! Deyip işin manevi ve uhrevi yönünü inkar ediyorlar. vs,vs, ile itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Efendimizden herhangi biri gibi bahsediyorlar . Muhammed. Kuran diyorlar. Hazreti Allah, Hazreti Muhammed Hz Ebubekir denmesine itiraz ediyorlar.

Dinden en uzak insanlar , en önemsiz kişilere bile , beyefendi, hanımefendi, sayın, mistir, mösyö , madam , matmazel demeyi modernlik sayıyor da , Alemlerin Rabbine ve Allah’ın Habib’ine mücerred isim ile hitab ederek ,saygı ifade eden söylemlere yalakalık izafe ediyorlar.

Maalesef bu kişilerin birçoğu da kendilerini, İslamı en iyi bilen, doğru anlayan kimseler olarak ortaya koyuyor , pırıl pırıl müslümanlara , akıldanelik taslıyorlar.

Allah’ın , Melek’lerin , salatü selam getirdikleri, ayeti kerimedeki , Ey iman edenler sizde salatu selam getirin emrine rağmen , bin dereden su getirerek , güya , bu ayetin manasının , tarih boyu gelmiş geçmiş , Selefi salihınin anladığı gibi değil, kendi anladıkları gibi olduğunu öne sürerler Allah ıslah eylesin.

Abdülhamit Oruç

www.NurNet.org

İbadet Nedir?

İbadet Allah’ın Emir’lerini yerine getirmek , yasaklarından sakınmaktır. İBADET:İmanın altı şartının , Ruhda ve kalbinde olan bilkuvve mevcudiyetinin , zuhura çıkması , hayata aksetmelidir.

İBADET: İtaat, inkıyad ve teslimiyettir. İBADET: inandığı gibi YAŞAMAKTIR. İBADET:Her türlü kusurdan münezzeh, her türlü Kemal ile muttasıf olana, aciz, fakr, noksan olanın , sınırsız mutlak itaatidir.

İBADET:Hac suresinde, GÖKLERDE,VE YERYÜZÜNDE OLANLAR, GÜNEŞ,KAMER, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, YERDE DEBELENEN BÜTÜN CANLILAR ALLAH A SECDE ETTİKLERİNİ GÖRMEDİN Mİ ..? VE İNSANLARIN BİRÇOĞUNUN DA, SECDE ETTİKLERİNİ. İNSANLARIN BİRÇOĞUNU DA (secde ve itaat etmedikleri için ) AZABA MÜSTEHAK OLDUKLARINI .

Mealindeki ayeti kerimede ifade edilen , Şeriatı kevniyeye göre , fıtraten , umum mevcudatın yaptıkları külli ibadete, kelam sıfatından gelen şeriatı İSLAMİYEYE , kendi iradesiyle katılmaktır. Topyekün , kainata , onun külli ibadetine , inanarak bilerek, iradesi ile tabi OLMAKTIR.

İBADET:Kainatın efendisinin davetine icabetle , sünneti seniyyesine uymaktır.

İBADET:Kişinin HİÇ olduğunun farkına vararak , HEP olanda , sonsuz planda sıfırlanmaktır.

İBADET: Nefisten, Cinni ve insi şeytanlardan gelen , aykırı davranış ve kusurlardan , Allah’a sığınmaktır. Sadece ona kul olmak sadece ondan yardım beklemektir.

İBADET: Sadakattır, fikirdir, zikirdir, şükürdür.

İBADET:Sadece ona kul, köle, HİZMETKAR olarak ondan başka her şeye karşı , hür OLMAKTIR. O’nun Aziz dediklerinin izzetini kabul , onun zelil bildirdiklerini zelil bilmektir.

İBADET:Onun sevdiklerini sevmek, onun buğzettiklerine buğzetmektir.

İBADET: Bütün iş ve davranışları için , Allah cc dan vize almaktır.

İBADET:insanı Kamil olmanın tek yoludur.

İBADET:Fena FİLLAH yolu ile BEKA BİLLAH ULAŞMAKDIR

BEKA BİLLAH OLABİLSEK ne Mutlu

Abdülhamit Oruç

www.NurNet.org