Etiket arşivi: dua

Cuma Duası (Cumanız Mübarek Olsun)

Hz.Ali (RA)’dan Dualar:

“Allah’ım! Benim üzerimde hüccetin var, benim sana karşı bir hüccetim yok. Ancak bana verdiğini almaya, beni koruduğunda korunmaya güç yetire bilmiyorum. Allah’ım! Senin zenginliğinin içinde fakir olmaktan, hidayetinden sapmaktan, egemenlik sana aitken mağdur olmaktan sana sığınırım. Allah’ım! Nefsimi, bahşettiğin nimetlerden alacaklarının ilki, bana verdiğin emanetlerden gelen hidayeti bırakıp nefsanî arzularımıza uyarak sapıtmaktan evveli karar kıl! Allah’ım! Sözden uzaklaşmaktan, dinden fitneye düşmekten, senin katından gelen hidayeti bırakıp heva ve heveslerimize uyarak sapıtmaktan sana sığınırız.”

“Allah’ım benden daha iyi bildiğin şeyler için beni bağışla. Ben yine ona dönersem, sen de bana mağfiretle yönel. Allah’ım! Söz verip vefa görmediğin ahitlerim için beni bağışla. Sana yaklaşmak için dilimle söylediğim halde, sonradan kalbimin muhalefet ettiği için de beni bağışla. Allah’ım gözlerimin işaretlerini, faydasız sözlerimi, kalbimin yersiz isteklerini ve dilimin sürçmelerini bağışlamanı diliyorum.”

“Ey Allah’ım! Yüzsuyumu ihtiyaçsızlıkla koru ve beni fakirlikle başkalarının yanında küçük düşürme! Bunları, senden rızık dileyenlerden istememek, mahlûkatının şerlerinden merhamet dilememek, bana vereni övmeye müptela olmamak ve benden esirgeyeni yermemekle imtihan edilmemek için istiyorum. Buna rağmen vermeye ve vermemeye muktedir olan sensin.”

“Allah’ım! Zahirimin insanların gözünde güzel, batınımın ise senden gizlemeye çalıştıklarımla çirkin olmasından sana sığınırım. Senin de bildiğin şeyleri koruyarak zahirimin güzel, sana getireceğim amellerimin ise çirkin olmasından, böylece halka yakın, senin hoşnutluğundan uzak düşmekten sana sığınırım.”

www.NurNet.Org

Bizleri İhlâs-ı Tamme Muvaffak Eyle

Elhamdü lillahi rabbil a’lemin ve’s-salatü ve’s-selamü a’la seyyidina Muhammed-in ve a’la alihi ve’sahbihi ecma’in

İsm-i A’zam hakkına ve Kur’an-ı Azim üş-şan hürmetine ve Resul-ü Ekrem Aleyhi’s-Salatü ve’s-selam şerefine

Ya Erham er-Rahimin. Bütün Esma-i Hüsna’nın hakkı ve şefaati için bizleri ihlâs-ı tamme muvaffak eyle.

Bütün cihazat ve istidalarımızı senin daire-i marziyatında Esma-i Hüsna’na yapışıp ebed yolunda sana müteveccih olup gitmemizi nasip eyle.

Ya Rab, dünyayı ahirete bilerek ve severek tercih etmek musibetinden ve her türlü maddi ve manevi hastalıkların şerrinde bizi ve risale-i nur talebelerini muhafaza eyle.

İman-ı billâh, marifetulla, muhabbetullah ve bundan alınan lezzeti ruhaniyede ve rıza-yı ilahiyi kazanmak gibi umur-u ebediyede hissemizi ziyade eyle.

Ya Rab bizleri âlem-i asgarımızdaki cihad-ı ekberimizde muvaffak eyle.

Ey Rabb-i Rahimim, son nefesimize kadar, razı olduğun amal ve hizmette muvaffak ve razı olmadığın her ahvalden bizleri muhafaza eyle.

Ya Erham-er Rahimin. Sünnet-i Seniyye’ye ittiba’da hissemizi ziyade eyle. Bizleri Resulü Ekram Aleyhi’s-Salatü ve’s-Selam’ın sünnetine ittiba’da muvaffak, şefaatine mazhar, Saadet-i Ebediyye’de Al ve Ashabına komşu eyle.

Resul-i Ekrem Aleyhi’s-Salatü ve’s-Selam’ın bereketi hürmetine bize İhsan ettiğn maddi ve manevi rızıklarımıza bereket ihsan et.

Senin nukuş-u Esma’nı mufassal göstermek için bize neşv ü nema ver.

Ya Erhamer-Rahimin, umum ağabeylerimizdeki nihayet tevazu ve mahviyette, tam izzet ve kahramanlık seciyesini umum kardeşlerimize teşmil eyle.

Bizleri son nefesimizde ve daha sonra kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde Hakaik-ı imaniye ve esrar-ı Kur’aniye ile kemal-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. Kabrin bizim hakkımızda saadet-i ebediyeye açılan bir kapı olmasını nasip eyle.

Ya Rab, kardeşlerimizin kalplerini birbirlerine karşı tam sadakat, uhuvvet ve muhabbetle doldur. Fıtratımıza tevdi ettiğin hissiyatların mecazilerini dünya umuruna hakikilerini umuru uhreviyeye sarf etmeyi nasip eyle.

Dünyanın Esma-i ilahiye’ye ve ahrete bakan iki yüzünü sevip ve o yüzleri mamur etmeyi nasip eyle. Nefsimizi beğenmemeyi, nefsimize itimat etmemeyi, ayıplarımızı görmeyi bize nasip eyle. İbadetlerimizi, şükrümüzü zikrimizi, fikrimizi, mahviyet ve minnettarlık, muhabbet ve havfimizi sana hasr edebilmeyi nasip eyle.

Kardeşlerimiz adedince diller ile ibadet ve istiğfar etmemizi ve Nur Talebelerinin şahs-ı manevisinden hâsıl olan umum feyiz ve nurdan bitamamiha hissedar olmamızı nasip eyle.

Bu hasta ve gaddar ve bedbaht asrın bela ve vebasından ve zulüm ve zulmetinden ve ahir zamanın cazibedar fitnesinden bizleri muhafaza eyle.

Kevser-i Kur’aniden süzülen tatlı ve büyük bir havuzu kazanmak için bir buz parçası nevindeki şahsiyetimizi ve enaniyetimizi o havuz içine atıp eritmeyi nasip eyle.

Ya Rab, Risale-i Nur hizmetini hiçbir maddi ve manevi ve şahsi menfaate alet etmemeye ve fıtri ubudiyetle yalnız ve yalnız insanların imanlarını Risale-i Nurla kurtarmak fikriyle hizmeti imaniyeye bizi ve kardeşlerimizi muvaffak eyle.

Ya Rab, dünyayı bir misafirhane-i askeri telakki etmeyi ve öylede izan edip ve ona göre hareket etmeyi, dünya için ahreti unutmamayı, ahretini dünyaya feda etmemeyi, hayat-ı ebediyeyi hayat-ı dünyeviye için bozmamayı, malayani şeylerle ömrünü telef etmemeyi, kendini misafir telakki ederek misafir hane sahibinin emirlerine göre hareket etmeyi, selametle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girmeyi nasip eyle.

Bizi ve kardeşlerimizi Kur’an ve iman hizmetinde fedai eyle. Hayatımızı, Risale-i Nurları okuma, tefekkür ve mütalaayla geçirmeyi ve hizmette sebat etmeyi nasip eyle.

Ya Rab, bizleri helal rızkla merzuk eyle.

Üzerimizde bütün güzel ahlakı cem et ve ahlakımızı güzelleştir.

Bizleri acz, fakr, şükür ve tefekkür tarikinde tevakkuf ettirmeyerek daima terakki ettir.

Ey Kadir-i Zülcelal imanımızı hakkal’yakine ulaştır. Esma-i ilahiye’ne mazhariyet-i münkeşife ver. Bizleri huzuri bir tevhid melekesi maliki yap.

Ya Kadiyel Hacat, bütün latifelerimizi kendine mahsusu ibadet ile meşgul eyle. Bizleri ubudiyet-i külliyeye mazhar eyle ve kendine muhatap ve Halil dost yap.

Ya akrabu min külli karib, bizleri akrebiyet-ilahiyede inkişaf ettir. Bismillah’ı bitmez bir kuvvet, bitmez bir bereket yap. Bizi cemalinin daimi hayretkarı yap.

Kainatın umum zerratının umum zamanlardaki umum dakikalarının bütün aşirelerine darbedilip, hasıl-ı darb adedince o Zat-ı Ahmediyeye salat ü selam, nihayetsiz hazine-i Rahmetinden inmesini,Zat- ı Ferd-i Ehad-i Samed’den niyaz ediyoruz!..

Ya Erhamer-Rahimin, okuduklarımızı ve ihsan eylediğin hasenatımızı kabul eyle. Hasıl olan sevabı Seyyidimiz Hazret-i Muhammed Aleyhi’s-Salatü ve’s-Selam’m ruh-u paklerine hediye eyledik vasıl eyle. İhvanı olan cümle enbiyanın ruhlarına, hususan Kur’an’da isimleri geçen enbiyanın ruhlarına, ashab-ı kiram, tabiin, tebe-i tabiin, hususan aşere-i mübeşşere, ezvacı tahirat, Al-i beyt, mücahidin ve ensarın ruhlarına, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerininruhlarına ve bil’umum nur talebesi ağabeylerin ruhlarına, cümle ulema hususan eimme-i Erbaa, on iki imam ve umum müçtehidin, cümle evliya, hususan tarikat şahıslarının ruhlarına, cümle asfiya ve sulehanın ruhlarına, ana, baba, âbâ ve ecdadımızın ruhlarına hususan ………larında ruhlarına hediye eyledik, vasıl eyle. Âmin.

Yarab! Affeyle mağfiret eyle merhamet eyle âmin. Senden ve rızandan ayırma. Yarab! Hakikatı ihlâsa erişmeyi ve ihlâsı tammeye ulaşmayı nasip eyle.

Yarab! Gözümü haramdan dilimi gıybetten nazarımı tenkitten muhafaza eyle.

Yarab! Bizi bize bırakma. Bizi bizim tedbirimize de bırakma. Her an inayet altında tuttuğun nur talebelerinden eyle.

Yarab! Bizi ahir ömrümüze kadar risale-i nur kisvesinde her hissini maksadına feda eden nur talebelerinden eyle

Yarab! Seni tam bilmeyi ve tanımayı nasip eyle marifetinde derinlik muhabbetinde genişlik nasip eyle.

Yarab! Senden başkasına minnet ettirme. Huzurunda başkalarına baktırma ve utandırıp mahçup ettirme.

Yarab! Hz.Yunusu balığın karnından Hz.İsayı insanlardan Hz.Yusufu zindandan Hz.Musayı firaundan Hz.Nuhu tufandan kurtardığın gibi bizleride zamanın cazibedar fitnesinin şerrinden nefis ve şeytanın şerrinden kötü arkadaşların şerrinden kadınların şerrinden ve risale-i nuru okuyamamaktan sen koru ve muhafaza eyle.

Yarab! Risale-i nur hizmetinde istikamette yürümeyi ilmi iman cihetiyle büyümeyi nefsi emmare cihetiyle çürümeyi nasip eyle.

Yarab! Bizleri hiçbir şeyden hesaba çekmemek üzere her şeyimizi bağışla.

Yarab! bizleri risale-i nur ile imanlarını kurtaran inkişaf ettiren ve kabre imanlı aldığın kullarından eyle amin.

Yarab! Bizleri ihtiyacını hissederek ciddi ihlâs ile risale-i nura muhatap eyle. Yarab! Bizleri risale-i nur hizmetin de rızana uygun istihdam eyle.

Yarab! Risale-i nur hizmetinde azami ihlâs azami sebat azami fedakârlık azami sadakat azami takva ihsan eyle.

Yarab! Risale-i nur hizmetinde ihlâs ve sebat ile sadakat ve kanaat ile daim ve kaim eyle. Muhafaza ve muvaffak eyle. İstihdam eyle istikamet nasip eyle âmin.

Yarab! Risale-i nuru sebebi saadetim sebebi hilkatim vazife-i fıtratım şuuru içerisinde okumak nasip eyle.

Yarab! Risale-i nura üstadımıza medreselere ve hizmet arkadaşlarımıza olan uhuvvet muhabbet ve irtibatımızı arttır.

Yarab! Bu kullarının kalbini aklını fikrini ruhunu hissini hevesini nefsini cesedini hayatını ve hayalini risale-i nur ve nur hizmetine musahhar eyle âmin.

Amin Amin

www.NurNet.org

 

Hz. Ali’nin (R.A.) Kumeyl Duasından

Ya Nur, ya Kuddüs, Ey Öncelerin Öncesi, Ey Sonraların Sonrası!

Allah’ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah’ım! Benim mutsuzluklara sebep olan günahlarımı affet. Allah’ım! Benim nimetleri değiştiren günahlarımı affet.

Allah’ım! Benim duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.Allah’ım! Benim belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.

Allah’ım! İşlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.

Allah’ım! Sana zikrinle yaklaşmak istiyor ve Seninle Sen’den şefaat diliyorum. Cömertliğin hakkı için beni Kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni niyaz ediyorum.

Allah’ım! Huzu, huşu ve zelil bir dille, Sen’den hatalarıma göz yummanı, bana merhametli davranmanı, beni verdiğine razı, kanaatkar ve her halde mütevazı kılmanı diliyorum.

Allah’ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getiren, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarıyorum.

Allah’ım! Senin Saltanatın büyük ve mekanın yücedir, tedbirin gizli; emrin açıktır; kahrın galip, kudretin her yerde caridir ve Senin Hükmünden kaçmak muhaldir.

Allah’ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi örtecek; kötü amelimi iyiye çevirecek biri yok. Senden başka ilah yok; Sen Sübhan’sın, Münezzehsin; Sana hamdederim.

Nabi

www.NurNet.Org

Kumeyl Duası (Cumanız Mübarek Olsun..)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla

Allah’ım! Sen’den isterim;.. Her şeyi kaplayan rahmetinden: O’nunla her şeyi kahrettiğin kuvvetinden; önünde her şeyin boyun eğdiği ve önünde her şeyin zelîl olduğu ve kendisiyle her şeyi alt üst ettiğin kurtulunmaz ceberûtundan; ve karşısında hiçbir şeyin duramadığı izzetinden; ve her şeyi çevreleyen azâmetinden; ve her şeyin üzerinde (hakim olan) saltanatından; ve her şey yok olduktan sonra da bâkî kalan vechinden; her şeyi ihâtâ eden ilminden; ve.. her şeyi aydınlatan vechinin nurundan;.. (isterim!..).

Ya Nur! Ya Kudüs! Ya Evvel’el-evvelîn! Ve Ya Ahire’l-ahirin! (olan) Allah’ım! İsmet perdesini yırtan günahlarımı affet!.. Allah’ım! Bedbahtlıkların işine sebep olan günahlarımı mağfiret et!.. Allah’ım ni’metleri değiştiren günahlarımı mağfiret et!.. Allah’ım! Duaların kabülünü engelleyen günahlarımı affet!.. Allah’ım! Belalar getiren günahlarımı affet!.. Allah’ım! İşlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet! (Hepsini bağışla!)!..

Allah’ım! Senin zikrinle sana yaklaşırım ve senin zâtınla senden şefaat diliyorum; ve cömertliğinden beni kendine yaklaştırmanı diliyorum; ve bana şükrünü öğretmeni ve zikrini ilham etmeni… (diliyorum…)!..

Allah’ım! Ben Sen’den ‘huzu’, ‘hâl-i tezellül’, ‘hûşu’ ve bana müsâmaha etmeni ve merhamette bulunmanı, bana verdiğine (beni) razı kılmanı ve kanaatkâr etmeni ve her durumda mütevâzi kılmanı ‘istek(ler) olarak’ istiyorum!..

Allah’ım! Senden, ihtiyacı şiddetli olan ve hâcetini zorluklar anında kapına getiren ve senin katında istediğinde rağbeti olan kimsenin istedikleri(ni ve onun gibi) istiyorum!..
Allah’ım Senden, ‘sultanlığın’ Azim’dir (uludur) ve mekânın Yüce’dir ve tedbirin de hâfi’dir. Ve emrin zahir’dir; kahrın ğaibdir; kudretin ise yaptırıcıdır. Ve Senin hükümranlığından kaçmak imkansızdır!..

Allah’ım!.. Senden başka günahlarımı bağışlayıcı, suçlarımı setr edici ve kötü amel(ler)imi iyiye çevirici (hiçbir güç, asla) bulamam! Sen’den başka asla ilâh yoktur, ancak sen varsın! Tesbih de sana, hamd de Sana’dır! Kendime zulm ettim ve câhilliğimden dolayı itâât etmedim! Beni eskiden beri unutmadığından ve bana olan lütfundan dolayı kalbim rahat etti!..

Allah’ım! Sen benim Mevlâmsın, her kötülüğümü örtersin; başıma gelen her ağır belayı hafifletir, azaltırsın! Ne (çok) günah belalarından beni korur ve ne (kadar) çirkin işleri benden giderirsin! Lâyık olmadığım halde, ne güzel övgüler yağdırdın üzerime!..

Allah’ım! Belâm büyük, kötü halim haddi aşmış ve amelim de elimi kısaltmıştır. Zincirlerim beni çökertti, emelimin uzunluğu beni her faydadan alıkoydu; dünya gururuyla, nefsim de cinayetleriyle ve kayıtsızlığıyla beni (büsbütün) aldattı!..

Ya Seyidim! Senin İzzetinden; kötü amelimin ve işlerimin, dualarımın sana ulaşmasına engel olmamasını dilerim! Sakladığım, ama senin bildiğin gizliliklerimle beni rezil etme! Ve gizlice işlediğim kötü amellerimden, günahlarımdan, devam eden aşırılılarımdan, cahilliğimden, şehvetlerimin çokluğundan ve gafletimden dolayı beni cezalandırmada acele etme!..

Allah’ım! İzzetin (hakkı) için bana karşı her durumda acıyıp, bağışlayıcı; ve her işimde yardımcı ve kolaylaştırıcı ol!.. Ya İlahi! Ya Rabbi! Kötü halimi düzeltmesini ve işlerimi isteyeceğim senden başka benim kimim var?.. Ya İlahi! Ve Ya Mevlâ! Benim için hüküm koydun, ama ben nefsime uydum; düşmanımın süslü vesveselerinden (ihtiraslarından) ona sarılmadım; hevâm beni bu işte aldattı ve buna kaza da yardım etti! İşte, bu gibi sebeplerle koyduğun bazı (İlâhî) sınırları aştım ve birtakım emirlerine karşı geldim!..

Bununla beraber, bütün durumlarda sana hamdetmek üzerime borçtur. Senin kazan’la bana her ne ki gelirse, onlara karşı (itiraz edecek) benim için hiçbir hüccet yoktur. (Çünkü) vereceğin hükmü ve belayı ben hak ettim! (İşte) bu kadar günahımdan ve aşırılıklarımdan sonra, sana geldim Ya İlâhî!.. (Allah’ım!) Özür dilerim, pişmanım, perişanım, müstakilim (kopuk durumdayım); beni yarlığanmış kıl! Sana dönüyorum, kendi günahımı ikrar ve i’tiraf ediyorum!.. Ve yaptığım günahlarda (Rahmetinden başka) sığınacak bir yer bulamıyorum. Zorluklarda (her zaman) sana sığınmak istiyorum ve özrümün kabulü için af diliyorum ve benin sonsuz rahmetine dahîl et! (diyorum!)!..

Allah’ım! Zorluklarımda bana Rahmet et ve özrümü kabul et! Ve beni zorluklardan kurtar!.. Ya Rabbi! Bedenim zayıf ve derisi ince olduğundan dolayı; ve kemiklerimde ince (zayıf-güçsüz) olduğu için bana rahmet et! Ey Beni ilk başta yaratan ve rızk, iyilik, terbiyet ve zikrini edâ eden! (Allah’ım!) Şimdi beni, ilk baştaki kerâmetin (ikramın) ve geçmiş iyiliğin (bağışın) (hürmeti) için affet!.. (Senin Afv-ü Mağfiretin sonsuzdur!)!!…
Ya İlahi! Ya Seyidim! Ve Ya Rabbim! Senin “Tevhidine” kâi olduktan (ve vahdaniyetine inandıktan) sonra, beni “nâr” ile azab edici olarak seni görür müyüm? (Haşa); daha sonra, senin (ilâhî) ma’rifetinden kalbim üzerine “intâvâ” geliyor! (Yüreğim kat kat, büklüm büklüm olup burkuluyor!) Ve senin zikrinden dolayı da lisanım açılıyor! Ve zamirim (içim derinden derine) senin muhabbetine (sevgine) inanıyor! Ve yaptığım i’tiraf(lar)ım ve dua(ları)m doğrulandıktan sonra, senin “Rububiyyetin” için “Huzu” ediyorum!…

(Ya İlahî!) Sen, kendi gözettiğini mahvetmezsin! Böyle bir muamele, senden çok uzaktır! Sen, her şeyden büyüksün; ve yaklaştırdığını uzaklaştırmaz ve koruduğunu da asla kovmazsın!.. Sen, kifayet ettiğin ve rahmet ettiğin kimseyi asla belaya düşürmezsin!..

Eyvah! Ya Seyidim! Ve Ya İlahî! Keşke bilseydim ki acaba senin azametinin kapısında sana “secde” edene ateşi musallat eder misin? Ve senin tevhidini konuşan sadık dillerin dediklerini ve sana “şükür”(ler)le (edilen) medihleri (hiç) kabul etmez misin? (Sen ki; Rahman ve Rahim’sin, nasıl kabul etmezsin?)…

(Allah’ım!) Kalpler; kesin, tahkik etmiş olarak senin (tek) ilah olduğunu i’tiraf ediyorlar! Ve zamirlerinde (kalplerin derinliklerinde) senin ilmin ile sana (olan sonsuz muhabbetten dolayı) “huşu” çığlıkları yükseliyor!.. (Ve Ya İlahi!) Sana ibadet için azalar senin emrinde çalışır; ve (kişi kendi günahına) işaret ederek, ancak senden af bekliyor!.. (İlâhî) Senin bu kadar afv-ü mağfiret edici olduğunu (maalesef) zannetmemiştik. Ve bu kadar (geniş ve sonsuz) fazlından habersizdik! (ki, bu hususlarda cahil kalmıştık!)…

Ya Kerim! Ya Rabbi! Sen, benim dünya belalarından ve onun ukubatından gelecek olan (bela)lara karşı zayıflığımı ve direncimin azlığını biliyorsun! Görünmez belalar, ehli (ve layık) olana oradan gelir! Gerçi bu (dünyevî) belâ kötü’dür (Ama, yine de) etrafı az’dır; (Onun için de, ne de olsa) O’na tahammül etmek kolaydır; (Çünkü) süresi gayet kısadır!… Fakat, ahiretteki belalara ve orada vuku bulacak fenalıklara (ve kötü akibete) nasıl tahammül edebilirim?… Zira; o öyle bir beladır ki, müddeti çok uzundur ve etrafı da daimî’dir. (O belalar) ehil olanlardan asla hafifletilmez; onlara ancak senin ğazabın, intikamın ve hışmın vardır. Ve bu (azabları)na gökler ve yer (dahi) dayanamaz.

Ya Seyidim! Bu nasıl olur benim için? Ben ki; senin kudretsiz, zelil, küçümsenecek ve ni’metine muhtaç bir kulunum! (ve biçare kölenim!)

Ya İlahî! Ve Ya Rabbi! Ve Ya Seyidim! Ve Ey Yüce Mevlam! (bilemiyorum, acaba) hangi işimden dolayı (nefsimi) sana şikâyet edeyim? Ve O’nun hangisinden dolayı (daha fazla) korkayım? Ve hangisinin elîm ve şiddetli azabından dolayı ağlayıp sızlayayım?… Acaba belanın uzunluğuna ve müddetinin çokluğuna mı? (daha çok ağlayım sızlayayım?)… (Ya Rabbi!) Eğer, beni düşmanlarınla beraber ukubatın’ (mahalli olan Nâr)a döndürsen (o zaman) benimle ‘bela ehli’nin arasını cem’etmiş olursun! Ve (böylece) kendi sevdiklerinle ve dostlarınla (dolayısıyla rahmetinle) benim aramı ayırmış olursun! (Ki, belanın ve musibetin en büyüğü de işte budur!)…

Beni bağışla, Ya Seyidim! Ve Ya Mevlam! Ve Ya Rabbim! (Diyeyim ki) senin azabına sabrettim… Ama, senin (ve dostlarının) ayrılığına (asla) sabredemem… Bağışla beni (Ya İlahî!) Farzedeyim ki, senin ateşinin sıcaklığına dayandım… Peki, senin nazarından ve kerametinden ayrı kalmağa sabredebilir miyim?… Senin affını reca ettiğim (ve umduğum) halde, ateşi mesken olarak seçebilir miyim?..

Ya Seyidim! Ve Ya Mevlâm! İzzet ve hürmetin için gerçekten yemin ediyorum ki; eğer konuşmama izin verirsen, senin kapına doğru her an (büyük ümidlerle) coşarım!… Aynen; Cehennem ehli olanlardan, ümid-var olanların coştuğu gibi… Ve sana ‘feryad’ edenlerin ‘feryadı’ gibi kapında feryad ederim!.. (Tüm varlığını) kaybedenlerin ağlaması gibi kapında (feryad-ü figan ederek) ağlarım!…

Ey Mü’minlerin velisi! Sen neredesin? Diye, seni çağırıyorum!… Ey ariflerin emellerinin gayesi! Ey feryad edenlerin feryadına yetişen!.. Ey sadık olan kalblerinin sevgilisi. Ve Ey Alemin İlahı! (olan Allah’ım)… Sen, kendini görüyor musun? (Ki) sen sübhan’sın! (her türlü eksikliklerden münezzehsin!)…

Ya İlahî! Hamdolsun sana ki, ondaki muhalefetten dolayı (Cehennemde) hapis olan, bir müslümanın sesini duyuyorsun! (Ki, o müslüman) günahı karşılığında azabın tadını tadıyor! Ve cürmü ile cinayetinden dolayı (Cehennem hapishanesinin) tabakaları arasında hapistir. Affolunacağı emelini taşıyarak senin kapına, rahmet için koşmaktadır!… Ve o, seni ehl-i tevhidin dili ile çağırıyor; ve sana, senin ‘Rububiyyetin’ ile tevessül ediyor!… Ya Mevlam! (Bu asî, ama nâdim olan) o (müslüman) nasıl azabda bâkî kalabilir? O, senin affedeceğinden emin’dir, ümitli’dir. Hem senin rahmetini ve faziletini arzuladığı halde, ateş onu nasıl yakabilir? (Sen, ona izin verir misin?…)

(Ya İlahî ve Ya Rabbî!) Ateşin harareti onu nasıl da yakıyor! Ve sen yananın sesini duyuyorsun ve yerini de görüyorsun! O ateşin zefiri (nefesi ve ısısı) nasıl da onu bürüyerek kaplıyor! Ve sen, o’nun zayıflığını biliyorsun; (o aciz ve zaif kulun) ateş katları (ve tabakaları) arasında nasıl durabilir? Ve sen o’nun sıdkını (nâdim ve tâib olduğunu) biliyorsun; o halde, ateşin sıcaklığı ona nasıl zarar verebilir? Ve o, sana “Ey o’nun Rabbi!” (benim Rabbim!) diye nida etmektedir! Serbest olduğu zaman, onda senin fazlının (nice) izleri olduğu halde, O’nu nasıl olur da ateşe terk edebilirsin?…

Hayır, asla sen bunları yapmazsın! (Çünkü) senin fazlın ma’ruftur! Muvahhidine ihsanın ve iyiliğin ne güzel bir tutumdur!… Kesinlikle inanıyorum ki, sen böyle (afv-ü mağfiret sahibi)sin! Seni inkar edenlere ise elbette azab edersin!… Sana karşı inad edenleri, her zaman soğuk ateşe atmak için öncelikle sakladın!… Hiç kimseye orada, sığınacak veya duracak hiçbir yer yoktur!.. (İşte, Cehennem bu derece kötü ve dehşetli bir yerdir…)

(İlâhî! Ya Rabbi…) senin isimlerin mukaddestir, lâkin! Sen ki; cin’den ve ins’den kâfir olanların hepsini Cehennem’e doldurmaya kasem etmişsin! Ve o muânnid (kafir)leriorada tutmaktasın! Ve sen onlara, sonsuz ve sürekli ni’metlerinin ve ikramlarının vesilesiyle ‘senâ’ edilmenin yüceliğini (anlatıp) söyledin! (Ki, nankörlük edip ‘küfre’ sapmayalar, diye!…) Hiç (sana iman ve itaat üzere bulunup da) iman eden kimse, (senin emirlerine karşı isyan içerisinde bulunarak) fasık kimse gibi olur mu? Bunlar, elbette musâvî olamazlar!…

İlahi! Ve (ya) seyidim! Senin takdir ettiğin (iyilikler)i, senin yüce kudretin ise (senden) taleb ediyorum! Ve (bu), senin mutlak-kesin kazân ve hükmün iledir! (ki ben ona muhtâcım)… Yarattığını ğalibiyete ulaştıran (ve her nevi murâdına erdiren) sensin! (Lütf-u Kereminle) beni bu gece ve bu sââdete affet! Her türlü ‘cürüm’ ki, ben, o cürümleri işlemişim ve her türlü günâh ve hata ki, ben, onlara bulaşmışım!… Gizlice yaptığım her çirkin iş, işlediğim ve gizlediğim câhillik! (ki, onları) ya apaçık yapmışım veya gizlemiş açığa vurmuşum!… Bütün bu günâhların (yazılıp) isbâtlanmasını da ‘kirâmen kâtibin’ (denen melekler)e emretmişsin! (bu iş için) sorumluluk verip vekil kıldıkların, yaptıklarımı (kütüklere) yazıp saklamaktadır. Ve onları, uzuvlarımın amelleriyle beraber benim üzerime şâhid olarak tuttun! Onlardan başka, ayrıca sen de, üzerime mürâkib (denetleyici ve gözetleyici) olarak, yaptıklarımın tümüne mutlak bir şahid’sin! Ve onlara gizli olan günâhlarımı sonsuz rahmetinle gizledin; ve fazlınla onları setr ettin! (kapattın)! (İlahi!) (Günahlarımı afv-ü setr ettiğin gibi) gönderdiğin bütün hayırlarla da yolumu daha fazla iyiliğe yönelt!..

(Allah’ım!) sen, ya ihsânını faziletli kıldın; veya iyiliği yaydıkça yaydın; yahut da, rızkı genişlettikçe genişlettin! (Sen bunların tümünü de yaptın!)… (Ya Rabbi!) sen, hem her günâhı bağışlayansın; hem de her hatayı (örtüp) setr edensin!… (Onun için; günâhlarımızı affet; hatalarımızı da dâima setr et! Bizi, dünya ve ahrette perişân edip rezil etme!…)

Ya Rabbim! Ya Rabbim! Ya Rabbim!.. (ya) Seyidim! ve (ya) Mevlâm!… Ve ey benim mâlikim!… Ey nâsiyemi (perçemimi) elinde tutan (Allah’ım!)! Ey zorluklar-zararlar içerisinde olduğumu ve miskinliğimi bilen, ‘Alim’ olan (Allah’ım!)!.. Ey fâkirliğimden ve içerisinde bulunduğum bütün güçlüklerimden haberdâr (habir) olan! (Allah’ım!)!… Ya Rabbi!… Ya Rabbi!… Ya Rabbi!… Senin hakkın ve kudsîyetinin hürmetine senden (bütün hâcâtımı) diliyorum! Sıf’atının ve isimlerinin büyüklüğü hürmetine, gece ve gündüzün bütün vakitlerinde seni (lâyıkı veçhiyle) zikretmeme yardım et! Senin ilahî hizmetinde olayım ki, bütün amellerim huzurunda kabul olunsun! Amellerimin ve (zikr) virdlerimin tümü, yalnız senin için’dir! Ve bu (kulluk) hâlim, senin ilâhî hizmetinde dâimi olacaktır!… (Böyle olabilmem için, dâima senin İlâhî yardımına ve Rahmetine muhtâcım!..).

Ya Seyidim!… Ey güven (ve yardım) kaynağı olan! Ey ahvâlimi şikâyet ettiğim (yegâne merci’) olan! (Allah’ım!… Her sıkışık durumumda ancak sana koşarım!…)…

Ya Rabbi! Ya Rabbi! Ya Rabbi!… Uzuzvlarımın sana hizmeti için kuvvet ver! Elimle ve ayaklarımla, kapına geldiğimde onlara (güç ve) şiddet ver! Bana ciddiyet ver ki, (huzur-u ilâhiyetten de) dâimâ senin haşyetinde bulunayım; ve hizmetinde, devamlı olarak fasılasız bulunayım!.. Tâ ki; senin İlâhi haşmetinin huzurunda önde sâf bağlayanlardan ve bütün isteyenlerle birlikte, koşarak geleyim ve senin yakınlığına ‘iştiyâk’ duyan ‘müştaklarınla’ beraber olayım!.. Ve; muhlisîlerin etrâfına sana ‘yakın’ olayım! ve ‘iykân’ ehlinin, (imanlarına yakîn sahibi olanların) korktuğu gibi sen’den korkayım ve mü’minlerle beraber, senin civârında toplanayım!!!…

Ey Allah’ım! Bana kötülük edene kötülük ver! Ve bana tuzak kurana da sen tuzak kur! (Onun tuzağını başına geçirip boşa çıkar!)! Ve beni, huzurunda nâsibi güzel olan kullarından kıl! Ve yine beni, kapına en yakınlardan ve huzuruna en yakın olanlardan kıl!! Senin fazlın olmadan hiç kimse bu sââdete erişemez! (İlâhî!) Bu sââdeti sen bana lutfeyle! Mecdinle-Kereminle, sen bu fazileti bana nasib eyle! Ve; rahmetinle beni muhafaza et!… ve lisânımı senin zikrine hâzır kıl!…

(İlâhî! Ya Rabbî!) Benim (aciz) kalbim, senin muhabbetinin ağırlığını kaldıramaz! Bana, icâbet etmenle (İlâhi’ Bu âcizi) minnettâ et! (nankör etme!) ve hatalarımı da affet! Ve zelle(leri)mi de mağfiret et!.. (Allah’ım!) şüphesiz sen, kullarına ibâdet etmelerini kazâ ettin! (hükmettin!) ve sana duâda bulunmalarını emir buyurdun! Ve yapılacak duâlara icâbet edeceğini de garanti ettin!.. (duâ edin ki, kabul edeyim!; dedin!…)

Ya Rabbî!… (senin bu va’dinden cesâret alarak; büyük bir ümidle) yüzümü senin yönüne doğru çevirdim; ve bana yardım etmen için elimi senin tarafına uzattım! İzzetin hakkı için, benim duâmı kabul etmen ve isteklerime kavuşturman hususunda (lütfunla) ve fazlınla beni ‘recasız’ (ve ümitsiz) bırakma! Ve cin’den ve ins’den olan bütün düşmanlarımdan beni koru!… (Ve) ey rızâ’sı çabuk olan (Allah’ım!.)! Benim duâ’dan başka hiçbir yardımcım yoktur! (Onun için beni) affet! Sen dilediğin her şeyi yapabilirsin!…

Ey ismi her derde derman olan; ey ismi her hastaya şifâ olan! (Yüce Allah’ım!)! Yalnız sana kul olmak (bizim için) yeterlidir! Silâhı ağlamak ve sermâyesi ‘ümid’ olanlara rahmet et! Ey ni’metleri tamamlayan! Ey zahmetleri def’eden! Ey korkanların ışığı, ey öğretmensiz alim! (olan Allah’ım!)!… (Habibin) Muhammed’e ve o’nun (temiz) evlâdına salât (-ü selâm) et; ve bana da, sana yakışan-yaraşan (Rahmet, afv-ü mağfiret, lütuf ve fazlın)la muâmele yap!…

Allah-u Teala’nın (sonsuz rahmeti ve) sâlâvâtı (şânı yüce) Resulüne ve O’nun pâk evlâdından olan imamlara olsun!. ve onlara (yine) selâm olsun; çok (çok) selâm olsun!!!… (Amin…)!

www.NurNet.Org

Cuma Duası – Celcelutiye Duasının Meali

Bismillahirrahmanirrahim

1- “Bismillah ile başladım; ruhum, O’nun sayesinde o besmele içinde saklı olan çok sırları keşfetti.”

2- “İkincisinde O’nun yarattıklarının en hayırlısı olan Hz. Muhammed’e salavat getirdim. O Muhammed ki (dünyadan) bütün dalalet ve yanlışlıkları gidermiştir.”

3- “Ey İlâhım, Senin ismine dayanarak dua ettim. Hep açık olan ve gittikçe parlayan Ehad ve Bedi’ isimlerinle Sana yalvarıyorum.”

4- “Kadîr ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey güçlü (kadîr) Allah’ım, Sen işlerimi kolaylaştır.”

5- “Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım, daima, umut ederek Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi’ isimlerini şefaatçi yaparak yüksek sesle bağırıp Sana yalvarıyorum.”

6- “Denizin ortasına vurulan kılıç gibi olan isimlerinle ey yaratanların en hayırlısı olan Allah’ım; hadiseleri yönlendiren, savaş ve barışı sağlayan isimlerinle Sana yalvarıyorum ki, bu fitne ateşi söndürülsün!”

7- “Ey İlâhım, her derde, her işe ânında müdahale eden ve süratli bir şekilde icabet eden Allah, Ehad ve Bedi’ isimlerinle sana yalvarıyorum.”

8- “Ki kalbin hayatını canlandırasın, yani ondaki kirleri gideresin. Kayyûmiyetinle onu ayakta tutasın, o kayyûmiyet sırrı onda hep var kalsın, ve daima parlasın.”

9- “Bu Hayy ve Kayyûm nûrunun çok şimşeklerinden bir ziya üzerime parladı, yüzüme (kalbime) bir parıltı geldi ve şimşek çaktı.”

10- “Ve kalbimin üzerine rahmet sağanakları döküldü. Kerîm olan, Mevlâ’mız Allah’ın hikmetiyle… Ve bu şekilde, bu rahmet, hikmet, kerem hakikatleri konuştular.”

11- “Bundan sonra her yönden Nurlar beni kuşattı. Ve büyük olan sahibimiz Allah’ın haşmeti, bizi yüceltti.”

12- “Allah’ım Seni tenzih ederim, Sen yaratanların en hayırlısısın. Ve çok mükemmel bir şekilde çok çok yaratansın ve biat (antlaşma) yapanların en iyisisin!”

13- “Allah’ım, beni maksadıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri seklinde toplanan Hurûf-u Mukattaa hakkı için…”

14- “Muskama emanet olarak bırakılan harflerin sırrı hürmetine; İsimlerinin nûrunun parlaklığı hürmetine; yüce olan Ruhların hürmetine;”

15- “Bana nurlardan parlak bir feyiz akit; üzerime gelsin, Nûr isminle kalbimin ölülüğünü dirilt!”

16- “Ey Allah’ım, bana bir heybet ve celâl giydir. Düşmanların ellerini ilim sayesinde benden uzaklaştır.”

17- “Allah’ım, benimle her nevi düşman ve kıskançlık arasına perde koy, yüce olan ve barışı sağlayan Kadîr ve Azîz isimlerinin hürmetine!”

18- “Tecelli etmekte olan Celâl ve büyüklüğünün nûruyla; Merhamet ve Şefkatinle; çok çok bereketli olan Kuddüs isminle, Sen bu karanlıkları aydınlığa çevir.”

19- “Ey bu milletin Rabbi olan Allah’ım, Sen Nûr ile ihtiyacımı yerine getir. Öyle bir Nûr ki, tecellisi seri olur. Ve hemen iş biter.”

20- “Her bir peygamberini bir İsm-i A’zam’a mazhar edip onları mucizelerle muvaffak ettiğin gibi, Sen Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır.” (Mucize değil de Sen bana yetersin!)

21- “Ey yüce büyüklük Sahibi, Sen sadece bana (ilmî) bir keramet ver; ilim esrarı bana açılsın çünkü Sen bütün akılların ve zekâların sahibisin. Onlar ancak Seninle açılıyorlar.” (Burada ” Halîm ” kelimesi şefkatli manasından ziyade aklı, zekâyı hikmet dairesinde kullanan ve taşkınlıklara yol vermeyen zat demektir. Ki Araplar böyle kişilere akıllı (hikmetli) manasında “Halîm” derler. Bu hakikat Sabûr isminin bir nevî tecellisidir.)

22- “Beni her türlü korku ve şiddetten kurtar; esprisi, kesin olan, hikmetli bilimsel ve kuşatıcı bir söz ile…”

23- “Ey Celâl Sahibi Allah’ım, beni “kün” kef’ i ile koru, ey heybetten ve başarısızlıktan dolayı kırılan kırık kalpleri tamir eden ve onları canlandıran Allah’ım!”

24- “Bana (ilimden) bir deniz ver, ve o denizin karasının en hayırlı kısmini bana nasip et; çünkü Sen benim sığınağımsın, ve bütün sıkıntılar, ancak Seninle gider…”

25- “Ve üzerime rızkı rahmet seli gibi yağdır. Çünkü insanlar azsa da Sen onların umudusun.”

26- “Sen düşmanlarımızı sağır, dilsiz ve kör et; (bizim ne yaptığımızı bilmesinler…) Ey güçlü Allah’ım, Sen Celâl ve büyüklüğünle onları kekeme eyle!” (Millete yanlışı anlatmasınlar!)

27- “Alîm ve Ganî isimlerinle beraber Kudretinin dairesinde, Ism-i A’zam’ınla yanlış yapmaktan korundum.”

28- “Bütün insanların kalplerini üzerime cevir. Ve Selâm isminin hürmetine bana onlardan bir kabul duygusu nasip et!”

29- “Ya İlâhî işlerimi kolaylaştır, ve bize izzet ve yücelik ver. Alî ve A’lâ isimlerinin hürmetine!…”

30- “Ve üstümüze örtünü sarkıtıver; kalplerimize şifa ver; Sen, korkulardan dolayı hastalanan kalplere şifanın ta kendisisin!”

31- “Ey Allah’ım, bütün çalışmalarımızı bize bereketli kil, ve her şeyi kolaylaştıran “Hû” isminle bütün zorluk düğümlerini çöz!”

32- “Ey İlâhî, Allah, Hû, Hàyra’l-Hàlikîn isimlerinle; ve bütün rızıkların, güzelliklerin onun cömertlik hazinesinden gelişip gelen Cevad isminle Sana yalvarıyorum.”

33- “Senin gücünle, her yönden gelen bütün düşmanları reddediyoruz, geri gönderiyoruz! Ve Sen Ism-i A’zam’ınla, uzaktan onlara vurup, onları dağıtıyorsun!”

34- “Ya Rabbi, ya Ze’l-Celâl Allah’ım, çöl kelerinin gelip kendisine şikayette bulunduğu, Hz. Muhammed hürmetine Sen o düşmanlarımızı rahmetinden mahrum et!” (Onları başarısız kıl!

35- “Ya İlâhî, umudum Sensin, efendim Sensin; eğer bana tam isabet edecek bir ok atmak istemişlerse, Sen onların okunu yamult!” (onlara dönsün!)

36- “Ya Rabbi, kesin olan iraden ile bütün zarar verenlerin tuzaklarını ve içlerinde sakladıkları kinlerini benden çevir.”

37- “Ey kendilerinden dilekte bulunulanların en hayırlısı, ve ihsan edenlerin en hayırlısı; ey umut edilenlerin en hayırlısı, Sen gelmiş geçmiş bu ümmete rahmet eyle!” (Onları başarılı kıl!)

38- “İsmi Nûr ve güzellik olan yıldızımı parlat; günler ve çağlar boyunca, ey sürekli parlayan Nûr olan Allah’ım!”

39- “Senin Allah, Ehad, ……, Celâl, Celîl, Bedi’, ………, isimlerin hep parlamaktadırlar.”

40- “Bütün dualara kesin cevap veren isimlerini sayarak……….” “O isimlerinin ortaya çıkıp parlamasıyla çevrenin bereketiyle…..”

41- “Nûr lambasi, tutuşturuluyor, gizlice açıklanıyor. Lambaların lambası tutuşturuluyor, gizlice aydınlanıyor.”

42- “Celâl ve Hàlik isimlerinin nûruyla; ve kibriyanla; çok bereketli olan Kuddüs ismiyle; bu fitne ateşi söndürüldü.”

43- “Allah, Hû, Samed, Cebbar, Kahhar isimleriyle ve savaş deniziyle yükselen düşmanlık ateşi söndürülecektir.”

44- “Allah, Hak, ……, Cemîl, Vedûd ve Mucîb, ………. isimlerinin hürmetine…….”

45- “Mürîd, Cemîl, Zâhir isminle taksim edilen; yüce ve yüceltilen ayetlerin (ve tefsirlerinin) şanı hürmetine…….”

46- “……….”

47- “……….”

48- “………..” (1)

49- “Selâm isminle duamı kabul et, ve benimle beraber ol; düşmanlara karşı bana Sen kâfi gel; çünkü onlar çok azdılar.”

50- “Ey yüceler yücesi, Sen gerçekten yücesin; Sen gerçek Haksın, diğer işler sadece araya giren bir rüzgar esintisi gibidir.”

51- “Senin dergahına gelen ve iltica eden bütün havl (kasdî güç) ve şiddetli saldırı, ancak Seninledir ve Senin bu kuvvetinle ancak zulmet dağılır.”

52- “Tâhâ, Yâsîn ve Tâsîn ile bizim için ol, mutluluğumuz için Tâ Sîn Mîm ile bize dön!”

53- “Kâf Hâ Yâ Ayn ve Sadlarıyla; bizi kuşatan her kötü gözden korunuruz!”

54- “Hâ Mîm, Ayn sonra Sîn ve Kaflarıyla; Selâm isminle her nevi kötülükten korunuruz!”

55- “Kaf ve Nûn ve onlardan sonraki Hâ Mîm ile yine korunuruz, Ve Duhan suresinde sağlam bir sır vardır.”

56- “Elif Lam ile ve Nîsâ sûresiyle, ve Mâide ukùduyla; En’âm ve Nûr surelerinde bir nur parlamıştır.”

57- “Elif Lâm sonra peşlerindeki “Ra” sırrıyla; Nûr isminle bütün ( süflî ) ruhanilerin üstüne çıktım.”

58- “Elif Lam sonra Mîm ve Ra’sı ile Ruhların mecmaına yükseldim. Fakat gerçek Ruh çok yücedir.”

59- “Kitabın ( Kur’an’ın ) bütün Hâ Mîm’ lerinin sırrıyla üzerime Nûr isminin fazlı aksın, ey bölümlere ayrılmış Nûr!”

60- “Amme, Abese, Nâziat ve Târik sûrelerinle Ve’s-semâ-i Zâti’l-Burûc ve Zilzal sûrelerinde…..”

61- “Tebâreke, sonra Nûn sonra Seele Sâil sûreleri hürmetine. Hümeze, Ve’ş-şemsi Küvvirat surelerinde………”

62- “Ve’z-zâriyât-i zerven, Ve’n-necmi izâ hevâ, Veikterabet sûreleriyle bana işler yakınlaştırıldı.”

63- “Bütün Kur’an sûrelerinin içinde hizip ve ayet olarak, okuyanın okuduğu ve manen nâzil olduğu kadar sırlar vardır.”

64- “İste ey Allah’ım, Senin fazlınla bu şekilde yazdırdığın üstün kitaplar hürmetine Sana yalvarıyorum.”

65- (Mealen) “Rahman ve Rahim isminin tecellisiyle yeni ve harika olarak Esmâ-i Hüsnâ’na dayanılarak yazılmışlar, ve Hakîm ismiyle taksim edilmişler.”

66- “……….. Senin Esmâ-i Hüsnâ’n sırrıyla fetih ve nasrı (ilâhî yardımı) süratli netice verirler.”

67- “Kibriya ve Hâkimiyetinin nuruyla ey efendim; ve Âyetü’l-Kübra ile beni ani felaketlerden emin kil!”

68- “Ey İlâhım, zuhûr ve kemalâtının hakki için ve bu şekilde odaklanan Esmâ-i Hüsnâ’n ile beni dağınıklıktan kurtar…”

70- “Bunlar Nûr harfleridir. Yüce ve yüksektirler. Asâ-yi Mûsa ismiyle de karanlık dağıldı.”

71- “Ya Rabbi onun sırrıyla Sana yalvarıyorum. Gayet zillet içindeki birinin yalvarışıyla… Ki; onunla insanlar hidayet buluyor…”

72- “Bu manadaki bütün kelimelerin şan ve şerefi, üstünlüğü vardır. Günler ve çağlar devam ettikçe; ya Rabbi Sen şefkat et!”

73- “Ya Rabbi, gerçekten ben Seni çağırdım; bütün ayetlerle ve ayetlerin içindekileriyle Sana yalvardım!”

74- “İste bütün bunlar nur kelimeleridir, onların özelliklerini topla. Ve manalarını tahkik et; bütün hayır onlarla tamamlanır…”

75- “İste ya Rabbi, bana muahhar bir yardımcıyı daima hazır et: Allah’ın ifriti; onunla bütün sıkıntılarım gider…”

76- “O ifrit içinde bana itaat eden bir hizmetkarı muahhar kıl; Fatiha ve peşinde gelen Kur’an hurufâtı hürmetine…”

77- “İste ya Rabbi, Senin o Ism-i A’zam’ınla Sana yalvarıyorum ki; onunla dua edildiği zaman bütün işler kolaylaşır.”

78- “Ya İlâhî, Sen zayıflığıma acı, zellelerimi bağışla; o dua sayesinde ki, bütün peygamberler onlarla dua etmiş ve yalvarmıştır…”

79- “Ey Hàlikım, ey Efendim, ihtiyacımı kaza et. Ya Rabbi bütün işlerim Sana teslimdir…”

80- “Ya Rabbi, Hz. Muhammed’in sana olan yakınlığıyla (velayetiyle) sana yalvarıyorum; ve Onda birleşen Esmâ-i Hüsnâ’n ile Sana yalvarıyorum.”

81- “Sen cömertliğinle, af ve safhınla tövbelerimizi kabul etmekle miskin olan kuluna muamele et; beni kötü bakışlardan koru!”

82- “Beni hayra, doğruluğa ve takvaya muvaffak eyle; ve yüksek cemaat ile Firdevs Cennetine yerleştir.”

83- “Hayatımda ve öldükten sonra, ve kabrin karanlıklarını üstümden atıp, nuru görünce bana şefkatle muamele et.”

84- “Ve haşirde ya İlâhî amel defterimi beyaz kıl; eğer tartılarım hafif gelirse Sen onları ağırlaştır.”

85- “Beni hızla Sırat sınırından geçir. Beni ateşin (Cehennemin) ve içindekilerin sıcaklığından koru!”

86- “Ve islediğim bütün günahlarda bana müsamaha göster. Çok çok kabarık olsa da benim bütün günahlarımı affet…”

87- “İste ey şanı yüce Ism-i A’zam’ı taşıyan! Sen tehlikeli bütün durumlardan kurtulacaksın, sonunda selamete ereceksin.”

88- “Dövüş, çekinme; savaş, korkma; vahşilerle mamur olmuş bütün her yere bas!”

89- “Karşıla, kaçma; dilediğin her düşmanla mücadele et; her yeri kuşatmış olsalar da kralların şiddetinden korkma!”

90- “Korkacağın bir yılan olmayacak; göreceğin bir akrep olmayacak; ve sallanarak sana gelen bir arslan olmayacak!”

91- “Kılıçtan korkma, hançerin darbesinden korkma, mızraklardan korkma, ve okların şerrinden de korkma!”

92- “İste bunu okuyanın mükâfâtı Zât-i Ahmediye’nin şefaatidir. Ve cennetlerde saf olmuş hurilerle beraber haşrolacaktır.”

93- “Ve bil ki, Hz. Muhammed Mustafa peygamberlerin en hayırlısıdır. Ve Allah’ın dağınık (çeşit çeşit) yaratıklarının en üstünüdür.”

94- “Her ihtiyacın anında O’nun ( A.S.M ) makamını kendine şefaatçi yap; Ondan iste ki zulümden ve azgınlardan kurtulasın…”

95- “Ya Rabbi, her gün ve her saat, her nesne hareket ettikçe, Sen, seçkin olan Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve rahmet indir.”

96- “Sen o Seçkine ve bütün ailesine salât indir; yer bitkileri ve rüzgarın esintileri kadar.”

97- “Yeri ve göğü dolduran bir salât ile Ona salavât indir. Parlayan gök gürlemeleriyle beraber, yağan bulutların yagmuru kadar…”

98- “Ey Muhammed ( A.S.M ), bizzat Allah ve meleklerinin sana salât ve selam etmesi Sana yeter.”

99- “Sen de daima, yalvararak O’na selam ve barış elini uzat. Güneş doğup günler ve çağlar geçtikse…”

100- “Haşim ailesinden temiz olanlara da selam et. Hacıların hac edip verdikleri selam sayısınca…”

101- “Ya Ilâhî Ömer ile beraber Ebu Bekir’den razı ol; sâbit-kadem olan Haydar ile beraber Osman’dan da razı ol:”

102- “Ve böylece bütün Âl ve Ashaptan da razı ol, Evliya, Salihler ve içlerinde barınanlardan da razı ol…”

103- “Bu Hz. Muhammed’in amcasının oğlu olan Ali’nin makalesidir. Yaratıklarla ilgili bütün bilgi sırları ve gizli bilgiler onda toplanmıştır.”

Dipnot:

(1) Bu isimlerin meali tam bilinmemektedir. Bu üç beytin geniş izahı için bk. Nursi, Bediüzzaman, Şualar, 8. Şua.

Süryanî papaz Aziz Günel Bey bu üç beyte söyle meal vermiştir;

“Rahatlık buldu, kanallara girince;

Yükseldi zirveye yürüyerek çıkınca;

Kanallardan geçerken yardıydı vadileri;

Mayalanmış, büyümüş ve yükselmiş bir gelişme ile;

Şişmiş, süratli yükselmiş dağlar

Onun varlığıyla kâinat mamur olmuş”

Sorularla İslamiyet