Etiket arşivi: dershane

Makedonya-Kosova Seyahati (Abdulkadir Haktanır)

Esselamu aleyküm,

Her ne kadar geleli iki hafta oldu ise de tam bir ay için gidiş dönüşlü bilet alarak önce Makedonya‘ya, sonra Kosova‘ya ve Sırbistan‘a gittim. Oralardaki hizmetleri kısaca anlatacağım. Şahs-ı manevinin bereketi hürmetine çok güzel hizmetler olduğunu sizlere anlatmağa çalışacağım:

Gidişimin ilk durağı Makedonya‘daki Üsküp şehri oldu. Malumunuz orada dubleks daire dershane mevcut ve yüksek tahsilini yapan bazı kardeşler orada kalıyorlar. Oradaki dershanede Kosova Prizren kasabası asıllı Erdoğan isminde bir kardeş kendisini hizmete vakfetmiş bulunuyor. Yaşı otuz civarı olduğu için, aşağıda fotoğraflarını de göreceğiniz gibi, etrafında epeyce tahsilli gençler mevcut. Erdoğan kardeş Ankara’dan Yusuf kardeşin başlattığı metodu aynen devam ediyor. Gençler iş ve okulla meşgul olup boş vakitleri belli olmadığı için, ne zaman boş vakit bulsalar dershaneye gelirler. Yaşı daha ufaklara hatta büyüklerden de bazı gençlere Risale-i Nur’ları sevdirmek için ve yabancılar Nurların kıymetini bilmedikleri için, başta kendilerine Kur’anı kerimi öğretmek ile başlıyorlar ve o arada Risale-i Nur’lardan da parçalar okuyarak Nurlara karşı onların muhabbetini artırıyor, Tıp ve başka dallarda tahsil yapan kardeşler Risale-i Nur’lara samimi bağlanıp bazısı tespihat’ı o kadar güzel okuyor ki hayran kalıyordum.

Bildiğiniz gibi bu fakir oralarda parasız kitap dağıtmakla çok güzel hizmetlere muvaffak oluyoruz. Yanımda 36 paket kitap vardı kitaplarla ana hedefimiz Üniversite talebelerinden kız ve erkeklerin okumaları için onların ellerine kitap verip veya onlar gibilere ulaştırabilecek kimseleri bulup o hizmete devam ediyoruz.

Allaha şükür yaşımız ilerlediği için kızlarla da toplantılar yapıp 1-2 saat ders ve konuşmadan sonra ellerine kitap veriyoruz ve onlarla irtibatı kesmemek için elektronik yolla kendilerine ulaşmak için onların e-mail adreslerini alıyorum ve bu şekilde okullarda tabiatçılıktan aldıkları yaraları tedavi etmeye çalışıyorum.

Malumunuz İman küfür, Gençlik Rehberi Meyve Risalesi dahil 16 risale Arnavutçaya tercüme etik. Ve onların dertlerini bildiğim için, onlara deva olmak için Risale-i Nurlar dışında onların diline 6 kitapta ben derlemek ve yazmak sureti ile hazırladım. O kitapların adları söyle: KALPTEN DÖKÜLEN İNCİLER şiir kitabım, MATERYALİST FELSEFECİLERE CEVAP 200 sahifelik ERKEK VE KIZLARIN DERTLERİNE DERMAN. İNSANLA İLGİLİ. VECİZ İFADALER ve meşhur Avrupanın 34 Profesörünün, ne için Allaha inanıyoruz ve İşaratül i’cazdaki Profesörlerin ifadelerini kitaplar yapıp onlara sunuyoruz.

Orada vaktımi değerlendirirken otobüste takside konuşmak için bir çıkış yolu buluyorduk ve devam ediyorduk. “İnsan nedir, onu buraya kim gönderdi, burada vazifesi ne, ve en son nereye gidecek” gibi  hakikatleri dile getiriyordum. Üsküp‘te bir Camide Ve Sırbistan‘da bir camide cuma günleri vaaz ettim. Üsküp‘teki konuşmamı fotografta göreceksiniz. Toplantılarda bilhassa, ölüm merasimlerinde çok güzel hizmet oluyordu. Gostivar dershanesine derse katıldık. Prizren Dershanesine derse katıldık. Priştine‘deki yeni dershane çok güzel müstekil 3 katlı avlusu mevcut. Sırbistan‘da savaştan sonra 3 kasaba 130.000 nüfus Kosova’ya giremedi ve benim de doğum yerim orası olduğu için orada hizmet saham geniş. Daha önce vize için çok zahmet çekiyordum, Elhamdülillah şimdi vize kalkmış ve rahat girebildik.

Abdulkadir Haktanır

www.NurNet.org

 

Brezilya Hizmet Mektubu (Yeni Dershane Açılışı)

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu

Aziz Sıddık Vefakar Abilerimiz,

Evvela sizlere Latin Amerikanın en büyük ülkesinden ve en kalabalık şehri olan Sao Paulo’dan binler selamlarımızı takdim ediyoruz.

Hepimizin malumu üstadımızın seneler önce söylediği ‘’Bu hakikatları dünyayaya okutturacağım.’’ sözüne evet üstadım ‘’sadakte, doğru söylüyorsun’’ diyerek Brezilya’da da bir Nur tohumu olarak tahakkuk ettiğini ve filizlendiğini görüyoruz.

Brezilya toprak olarak dünyanın 5.büyük ülkesi. 200 milyon nüfusu var. Dili Portekizce. Bizim bulunduğumuz şehir ise: Sao Paulo. Burası da Latin Amerikada bulunan 33 ülke içinde en kalabalık ve en büyük şehri. Yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip.

Sao Paulo’da 23 tane cami var. Bir çoğu külliye şeklinde. Burada bulunan bazı cemaat liderleriyle görüştük. Üstadımızı ve Risale i Nur’ları anlattığımızda memnun olup bizleri samimi bir şekilde karşılıyorlardı. Onlara Risalelerden hediye ettik. Sonraki görüşmelerimizde ise kitabı okuduklarını ve üstadımızın ne büyük şahsiyet olduklarını ifade ettiler. Bazı camilerin kütüphanesi içinde görevlilerden müsaade isteyip 7-8 farklı dilde Risale-i Nur’lardan bıraktık elhamdülillah.

Bu cemaat önderlerinden bir tanesi de Davud Ali isminde bir zat. Sao Paulo’nun tam merkezinde geniş bir mescidi var. Buraya çarşı esnafından ve gençlerinden çok kişi geliyor. Vakit namazlarında kalabalık cemaat oluyor. Bu zat tamamen gençlerle uğraşıyor. Önce genci Müslüman ettikten sonra arkasından anne ve babalarıyla günlerce konuşup onlara vesile olmaya çalışıyor. Bu zatla ilk görüşmemizde ise bize “Burada bu kitaplardan kimseye vermeyin. Ben Bediuzzaman’ı bilmiyorum, sizleri tanımıyorum.” dedi. Biz de dilimizin döndüğünce davamızı, üstadımızı ve risaleleri anlattık .O’na dedim; “sen bu kitabı oku, sonra tekrar yine konuşuruz“. Ona Portekizce Ayetü’l Kübra’yı vermiştim. Konuşmamız bittiğinde saat gece yarısı 12 ‘yi geçmişti. Bu şahıs daha önce Katolik, koyu bir Hristiyan. Kilisede rahiplik yapıyormuş. İslamiyetle şerefleneli üç yıl olmuş. Ve bu üç yıl içinde de 257 kişinin daha Müslüman olmasına vesile olmuş. Gayretli bir insan. Kendisinin bir hastalığı var. Doktarlar en fazla 5 yıl yaşarsın demişler, az ömrüm var diye bütün Latin Amerikadaki gençleri hedef almış.

Daha sonra görüştüğümde ise baktım ki tavırları değişmiş. Belli ki kitabı okumuştu ve sorduğumda ise “evet” cevabını almıştım. Artık oradaki cemaatla tanışıp cemaattan bir çok kişiye Risale verdik, onlarla samimi olmuştuk. Bu zata “Burada kitap fuarı olduğunu ve benimle gelmek ister misin?” diye sordum. “Olur” dedi. Anladım ki bizleri daha yakından tanımak istiyordu.

Kitap fuarı Ribeirao Preto adında başka bir şehirdeydi. Sao Paulo’ya 320 km uzaklıkta. Oraya gittiğimizde burada İspanyolcadan Portekizceye tercümesini yaptırdığımız vecizeleri broşür tarzında bastırdık. Kendisi o kadar şevkliydi ki ilk gün bastırdığımız broşürlerin neredeyse tamamını o dağıttı. Burada da birçok yeni insanlarla tanışmıştık. Bir çok sorular soruyorlardı. Hatta bazı insanlar uzaktan broşür dağıttığımızı görünce gelip istiyorlardı. Bazıları çok beğenip tekrar gelip arkadaşı için isteyenler bile vardı. Onlara Risale-i Nur’un orjinal üslubu çok farklı ve enteresan geliyordu. Okuyanların bir çoğu çok hoş ve etkileyici bulduklarını ifade ediyorlardı. Hatta bir keresinde bir genç eline alıp okuduktan sonra ki yüz ifadesini görmeliydiniz. Onun hali beni bile etkilemişti. Üstadımızın : ’Bir köy muhtarsız olmaz,bir iğne ustasız olmaz’ vecizesini okuyunca… bunlar dedi “bu cümleler çok güçlü sözler sanki kaya gibi sağlam” manasını ifade etti. Buraların insanı çok sıcak, samimi ve cana yakın insanlar. Ve yeniliğe açık meraklı insanlar.

Biz de bu arada acaba burada bir dersanemiz olabilir mi diye araştırmaya koyulduk. Ama baktık burada yer kiralamak oldukça zor. Kaç kişiyle görüştüysek çok zor kiralamanız, “ya buranın oturumunu almanız lazım ya da buralı birisinin size kefil olması gerekiyor” dediler. Biz ise ilk başta kimseyi tanımıyorduk. Hatta buraya gelen bir Türk arkadaşın ifadesiyle kendisine 2 yıl sonra anca ev bulabildiğini söyledi. Ama biz yine de Allah’tan ümit kesilmez diye araştırmaya devam ettik.

Sonra bir Türk arkadaş vesilesiyle burada yaşayan ve ticaretle uğraşan Kemal adında bir iş adamıyla tanışmak nasip oldu. Bu zat geçen sene Türkiye‘den buraya gelen devlet erkanının da tercümanlığını yapmış birisi. Bu Kemal abiyle de görüştüğümüzde derdimizi ona açtık. O da normalde bu tarz şeylere çok yakın olmadığı halde; ‘sizleri sevdim, eğer isterseniz benim burada yazlığım var orada haftalık dersinizi yapabilirsiniz.’ dedi. Sonra ki konuşmalarımız da Okuma programlarından bahsettiğimizde hafta sonları gidip yazlıkta okuma yapabileceğimizi söyledi. Bu dediği yer deniz kenarında Sao Paulo’nun biraz dışında bir yerdi.

Bize daha merkezde bir yer lazımdı. Kendisi ise kısa bir zaman önce oturmak için bir daire döşemiş. İçinde tüm eşyaları mevcut ve yeni. Tam Sao Paulo’nun merkezinde. Burayı ondan kiraladık. Bizim için çok uygundu. Hatta apartmanın altında tefriş edilmiş geniş bir mekanı vardı. Büyük toplantıların yapılabileceği ve yemek verilebilecek bir mekan. Sao Paulo şehri 7 bölümden oluşuyor. Çok geniş bir alana yayılmış. Merkezi ise centro diye geçiyor. Bizim dersanemiz tam bu centro’da.

Cenab-ı Hakk’a hamdü senalar olsun ki biz çok daha uzak semtlerde dersane ararken kefil bulmaya çalışırken ve o Türk arkadaşın da ifadesiyle kendisine iki yılda ev bulurken bizim iki haftada yer bulmamız tamamen gösterdi ki bu bizim işimiz, bizim medhalimizle olacak iş değil. Cenab-ı Hakk’ın aşikare inayet elini hissettik. Ve O’na kainat zerratı adedince hamd ü senalar olsun dedik.

Elhamdülillah elhamdülillah!! Arjantin‘den sonra yine yeni bir ülke de bir nur tohumu olarak ilk dersane açılmış ve farklı bir dile tercümeler başlamıştı. Bunun bizde ki memnuniyeti ve lezzetinin tarifi mümkün değildi.

Burada insan bir çok kere Allah’ın ihsanını ve lutfunu görüyor. Mesela; bize ilk başta burada bu kitapları dağıtmayın diyen zat, sonrasında adeta burada bizim rehberimiz oldu. Bizi başka şehirlere de götürdü. Bunlardan bir tanesi de Rio De Jenerio. Brezilya’nın ikinci büyük şehri. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu. Buraya da Portekizce broşürlerden ve İngilizce kitaplardan götürdük. Buralarda yakaladığımız müsait gördüğümüz tüm insanlara broşür vermeye çalıştık .Otobüste, metroda, sokakta, mağazada.

Burada da Allah karşımıza güzel insanları çıkardı. Bunlardan bir tanesi de; şehir içinde otobüse ilk bindiğimizde dağıttığımız broşürü ineceği zamana kadar dikkatle okuyan Osvaldo. İnerken bize kitapları çok beğendiğini ve bu kitapları nereden satın alabileciğini sordu. Akabinde bizden ayrılmayan Osvaldo biz Rio’dan ayrılıncaya kadar buraları bilen biri olarak bize refakat edip İslamiyetle alakalı sorular sorup bizimle sohbet etti. Osvaldo çok hoş bir gençti. Burada bu genç gibi çok müsait güzel insanlar vardı. Rabbim onları imanla şereflendirip ebedi ferahlandırsın ve en kısa zamanda Rio De Jenerio‘ya da bir dersane nasip etsin inşallah.amin..

Geçende Sao Paulo’da şöyle bir tevafuk oldu. Sao Paulo’nun büyük ve tarihi bir kilisesinde bir ayin çıkışına denk geldik. Baktık yoğun bir kalabalık. Üstadımızın ’’Amerika âlimleri, elbette Asâ-yı Mûsâ risalesine lâkayt kalmayacaklar. Eğer dini, din için seven kısmının ellerine geçse, fütuhat yapar.’’sözüne binaen, kilisenin çıkışında durup broşürlerden verdik. Hep teşekkür ettiler. Daha sonra içeri yönelip rahip olacak öğrencilere de verdikten sonra kilisedeki yetkili din adamlarıyla konuşup onlarla tanıştıp bu eserlerin çok kıymetli olduğu ifade edip onlara internet adresimizi ve Portekizce broşürlerden verip oradan ayrıldık.

Cenab-ı Hak kısa zamanda burada tercümelere başlamayı da nasip etti elhamdülillah. Bize burada rehberlik eden Davud Ali ismindeki zat kendisi üstadın muhtasar tarihçe-i hayatını yapıyor şu an ve arkasından tabiat risalesine devam edecek. Arkadaşı İspanyolca öğretmeni Ömer ise 20.mektubu bitirdi. Şimdi o da 23.söze devam ediyor. Burada yaşlı bir amcamız var Aslen İstanbullu ama 45 yıldır burada yaşayan 9 dil bilen birisi. Tercümeleri biten eserleri de ona Türkçeden, aslından tashih ettiriyoruz. İnşaallah 23. Sözde biter bitmez sizler de dua edin burada yerinde kitap olarak bastıralım.

Brezilya’ya bir çok ülkeden tebliğe gelmişler. Hatta Amerika’dan bile. Buradaki Müslümanlar: “Türkiye neden bu kadar geç kaldı, şimdiye kadar neredeydi?” diye bazen bize hissiyatlarını, tepkilerini ifade ediyorlar.

Kıymetli ağabeyler burası kos koca bir kıta. Latin Amerika kıtası. Sadece Brezilya, Türkiye’nin 11 katı büyüklüğünde. Buradaki Devlet geçenlerde yeni yerler ve kabileler keşfetti. Hiç insan görmemiş yerlilere bile sahip büyük bir kıt’a. Burada ki ihtiyacı anlatmaya hissiyatım imkan vermiyor.

Buralar sizlerin himmetinizi ve duanızı bekliyor…

O yüzden sizden çok rica ediyoruz ki, buradaki insanların imanının kurtulması için kısa da olsa az bir zamanınızı ayırıp buraları aleminize alıp dua etmeniz temennimizdir…

Müsait olan ağabeylerimiz tatilini burada yapsınlar, gelip burada kitap dağıtsınlar. Belki Türkiye’deyken insan tam hissedemeyebilir ama buralarda ki insanları ve yaşam tarzlarını görünce eminiz ki buradaki insanların imanla şereflenmeleri ve Risale-i Nurla izzetlenmelerini sizde şevkle istiyeceksiniz. Gelemeyen ağabeylerimiz maddi, manevi dualarını esirgemesinler. Mesela şuan burada Risale-i Nur basacağız. Bazı ağabeylerimiz bu basım faaliyetine katkıda bulunabilir.

Burada çok müsait ve münbit bir zemin var. Adeta ne atsan yeşerecek bir zemin..

Arjantin’den sonra Brezilya bu koskoca kıtadaki ikinci dershanemiz, ulaşamadığımız çok yerler çok ülkeler var bu çoğrafyada. Her gönül vermiş kalben ruhen alakadar her Abimizi Kardeşimizi yardıma bekliyoruz çağırıyoruz .

Duanıza çok muhtaç kardeşiniz

Güney Amerika-Sao Paulodan Ahmet Hasan.

www.NurNet.org

Gana’lı Abdurrahman Botchway ile Yapılan Röportaj

Ganalı Kimya Mühendisi Abdurrahman Botchway İle Nurlar Üzerine Yapılan Bir Röportaj

İstanbul-Fatih, Mayıs 2011

Abdurrahman Botchway (35) Ganalı bir kimya mühendisi. Kendisi ile, Birleşmiş Milletler Az Gelişmiş Ülkeler Konferansına katılmak üzere geldiği İstanbul’da, merkezi Fatih’te bulunan Ruba Vakfı’nın çalışma odasında konuşma fırsatı yakaladık. Sorduğumuz tüm sorulara samimiyetle cevap verişi ve içtenliği doğrusu bizi derinden etkiledi.

– Risale-i Nur’larla tanışmanızı ve genel olarak düşüncelerinizi aktarır mısınız?

 – Ben halen Sudan’ın başkenti Hartum’da üniversitede Arapça dili eğitimi alıyorum. Arkadaşlarımdan birisi bir gün bana, imani meselelerin anlatıldığı bir dershane olduğunu ve istersem oraya beni götürebileceğini söyledi. Ben de kabul ettim. Dershanede bulunanların ellerinde kitaplar olduğunu ve bunları mütalaa ettiklerini gördüm. Ben de onlara katıldım ve zamanla bu eserlerle tanışıklığım arttı. Bu eserlerin bence en bariz özelliği, insanı düşünmeye sevk etmesi.

İnsanın düşünme kabiliyeti artıyor. Öte yandan, kendim bir fen adamı olduğum için şu tespiti de yapabilirim: Risale-i Nurlar din ile bilimi birleştirici bir hassasiyete sahip (Bu sözleri duyan vakıftan bir kardeş hemen İngilizce 20.Sözü açtı ve konuştuğumuz konuyu masaya getirdi. Biraz göz gezdiren Abdurrahman Kardeş, ilerde bu sözü okuyacağını belirtti).

 – Gana’da İslami açıdan nasıl bir atmosfer var?

– Şu an için pek de olumlu şeyler söyleyemeyeceğim. Ülkemde İslami hassasiyet pek fazla yok. Umarım çabalarımızla ilerde bu durum değişir. Başkentimiz olan Akra’da belki de bir nur dershanesi açabiliriz, kimbilir?

Kendisine muvaffakiyetler diledik ve vedalaştık… Bir müddet sonra haber aldık ki; Abdurrahman ile birlikte konferansa gelen Gana vatandaşı bayanlar, okumakta oldukları Sudan’ın Hartum kentindeki Üniversiteden arkadaşlarıyla bir bayanlar dershanesi açmışlar ve Risale-i Nur dersi başlatmışlar. Abdurrahman da, Hartum’daki eğitimini bitirip Gana’ya döndüğü vakit bir nur dershanesi açmayı temenni ediyormuş.

Aslında hakikate ilgi duyan tüm insanlar son derece güçlü bir potansiyele sahipler. Yeter ki bizler elimizden gelen tüm gayretle onlarla ilgilenelim…

Nurnet Ekibi

www.NurNet.org

Arjantin Buenos Aires’de Dershane Açıldı

Esselamu Aleykum Verahmetullahi Veberekatuhu

Hamdu senalar olsun ki İstanbul’dan bindiğimiz uçakla 22 saatin akabinde Madrid aktarmalı seyahatimizle nihayet Arjantin bize kucağını açtı.

Hizmet henuz Arjantin’e inmeden başlıyor ve Rabbimiz uçaktakilerle tanışıp anlatmayı nasib ediyor. Bizde elimizdeki Nur destelerini derip derip muhtaçlara veriyoruz.

Biriniz şarkta Türkiye’desiniz, birimiz de garbda Arjantin’deyiz belki, ama Risale-i Nur’un verdiği ders ile feyiz ve Nurla hakikaten beraber oluyormuşuz ki İliklerimize kadar hissediyoruz…

Risale-i Nurların okunduğu yerde Üstadımız; “hazırız” diyor. Sadakte Üstadım, hazırsınız, buradasınız, biliyoruz, aşikar. Evet Üstadım sen demiyor mu idin, “Bu hakikatler tüm dünyada aksi sadasını bulacak” diye Sadakte…

İşte Arjantin’de Dershanen, evet burada da açıldı, hemde tam merkezinde. Buenos Aires‘te Risale-i Nurları buradaki hava zerratı üzerine okuyoruz. Buenos Aires, Arjantin’in başşehri, manası da “Güzel Havalar” demek. Bizi burada karşılayan da, ağırlayan da buranın yerli bir Nur Talebesi bir aile. “Demek burada biz gelmeden evvel de medreseler açılmış, evlerde okunuyor imiş” desek yanlış olmaz

Gördüğümüz o ki bizim buraya gelmemiz, hizmet müşahedelerimizi size aktarmak imiş. Yoksa zaten Nurlar bu vazifenin, yani Üstadımız, bu hizmetin başında sonunda duruyor, durmadan ilerliyor, yani hayatdar. Bizi de bu hizmet meşgalesinde kabul buyururlar ise Meksika’dan Şili’ye kadar 33’lük tesbih taneleri gibi 33 ülke bizleri bekliyor, ihtiyacın şiddetini anlatamam, “ancak gelin ve görün” diyoruz.

“İnsanları şeker gibi” derler ya, aynen öyle, sıcacık insanlar. Sanki diyoruz; Bu hakikatleri bu Hizmetleri Dershaneleri bekliyorlarmış!

Dershanemiz Buenos Aires‘in merkezinde müslümanların yoğun olduğu bir bölgede. Osmanlı zamanında buraya Araplardan çok gelenler olmuş. Türkler de mevcut, ama tamamen buralı gibi olmakla beraber, umumu Müslüman. Bu şehirde 1 milyon müslüman var. 40 milyon nüfuslu bir ülkede 1 milyon müslüman sayısı da küçümsenemez.

Latin Amerika kısmı; tarzı, insanları, yaşayışı, havası bakımından birbirine çok benzediği için Latin Amerika’yı tek ülke, ülkeleri de şehirler olarak kabul edebiliriz ve bu Latin Amerika ülkesi 500 küsür milyon bir nüfusa sahip. Türkiye’den uzak olması hasebi ile bu kadar önemli bir bölgeye teveccüh zayıf kalmış. Malum Dershane tarzı da bu ülkelerden ilk defa Arjantin’de 40 Milyon nüfuslu ülkede, 40 metrelik bir Dershane, yani bir tohum ile başlıyor.

40 sene durmadan hizmet etsek yine yetmez, “Allah ömrümüzü ve şevkimizi artırsın” diyoruz, ve dün tanıştığımız Arap asıllı ve bize camide ;”Eğer anlatacağınız dava Hak ise dört el ile sarılacağım” diyen kardeşimizle görüşmek için yola çıkıyoruz.

Dualarınızı bekler ve Cuma günü ilki gerçekleşecek olan Dersimize de umumunuzu bekleriz.

 

 

Arjantin Nur Talebeleri

 www.NurNet.org

Jakarta’da İlk Hanımlar Dersanesi

6 Mart 2011, Jakarta, Endonezya – Yakınımızdaki UIN Syarif Hidayatullah Devlet İslam Üniversitesinden gelen genç, meraklı öğrenciler, entellektüeller, yanlarında çocuklarıyla misafirperver anneler Endonezya’nın başkenti Jakarta’da İlk Hanımlar Dersanemizin açılışına katıldılar. Hanımlar için bu Risale-i Nur çalışma merkezi -diğer adıyla Yayasan Nur Semesta (Dünya Nur Enstitüsü)– buradaki Nur talebeleri ve Nuriye kardeşin katkılarıyla kurulmuş. Nuriye hanım, Türkiye’de muhtelif dersanelerde 1 yıllık bir inceleme ve eğitim süreci sonrası memleketine döner dönmez hanımlar dersanesinde hizmet etmeye başlamış.

Nuriye hanım, Risale-i Nura ve hizmete karşı şevk ve gayret dolu.. Yeni bir dersane açmanın beklenen olumsuzluklarına rağmen capcanlı, kararlı, iyimser ve memnunâne hizmete devam eden bir kardeşimiz. Maşallah, çok da şaşırmamak lazım ki, kardeşimiz bu dersi daha 18 yaşında iken almış. Geçirdiği bir kaza sonrası hem kötürüm hem de âmâ olan kardeşimiz, bir buçuk ay boyunca bu büyük imtihanı kabullenemeyip şikayet etmiş ve kadere karşı “Neden ben?” sorusunu sorup ağlamış. Ne zaman Allah’ın kendisi hakkındaki takdirine razı olmuş, Cenab-ı Hakk kemal-i rahmetinden Nuriye’ye yürüme ve görme nimetlerini tekrar ihsan etmiş!

Nuriye henüz Risale-i Nurla tanışmadan önce Nur Kütüphanesi dediği kendi İslamî eserler kütüphanesini oluşturmuş. Üstadımızın mektupları ile tanışır tanışmaz da Nurlara gönülden bağlanmış.

Dersanenin açılışı biraz gecikmeli olarak Mevlid-i Nebevî (ASM) merasimi ile başladı. Resulullah (ASM)’ın amcası Hz.Abbas (RA)’ın soyundan olan Prof. Nabila Lubis, UIN Syarif Hidayatullah Devlet İslam Üniversitesi Arapça Bölümüne mensup olup, Küçük Sözler ve Lemalar’ı Bahasa -Endonezya diline- tercüme etmiş.

Prof. Nabila, Peygamber  Efendimiz (ASM) konulu bir konuşma yaptı. Aynı üniversitenin Arap Tarihi Bölümünde görev yapan kızı Prof.Dr. Amany Lubis de Risale-i Nurların müellifi vasfıyla, Bediüzzaman Said Nursi hakkında kısa bir biyografi sunumu yaptıktan sonra Türkiye’de yaşadığı güzel hatıralarını nakletti. Filipinler Risale-i Nur Enstitüsünden Sally Tayaban kardeşimiz de nur faaliyetleriyle ilgili bir sunum yaptı.

Daha sonra yaptığımız sohbette, dersaneye sık sık hanım kardeşleri getiren dersane müdavimlerinden Titin Mufarrohah, kendisi ve arkadaşlarının dersaneye her gelişlerinde manen bir iyileşme ve inkişaf hissettiklerini ifade etti. İslamî Araştırmalar Bölümü mezunu olan Titin, Rabbi ile daha yakın bir intisab kurmayı istemiş ama hayatı boyunca buna muvaffak olamamış. İslamiyetteki namaz gibi temel ibadetlerin hakikî hikmetini ve özünü aramış ve nihayet dersanedeki derslerde bulmuş. Bu yüzden Jakarta Hanımlar Dersanesi müdavimleri için, kırık kalplilerin, hakikî hikmeti arayanların, imanlarında daha derin ve manidar bir nazara kavuşmak isteyenlerin merkezi..

Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü / Sally Tayaban

yazının İngilizcesi için tıklayın : www.nurnet.org/first-womens-dersane-in-jakarta