Etiket arşivi: gençlik

14 Şubat

14 Şubat birçok ülkede sevgililer günü olarak kutlanan, kökeni Hristiyan inancına dayanan bir gündür. Valentine ismindeki Hristiyan bir din adamı adına kutlanan bir bayram olarak ortaya çıkmıştır hatta bazı toplumlarda “Aziz Valentin Günü (İngilizce: St. Valentine’s Day) olarak tanımlanır.

Uzun süren tarihsel sürecin Kapitalizm ve Global dünya etkisi altına girerek bugün İslam coğrafyasında da kabul göremesi talihsiz bir gerçektir.

Zaman içerisinde insanların bu tarz özü islamla bağdaşmayan gelenekleri toplum içerisinde meşru görmesi , daha doğrusu maddiyatta avrupalaşma ve maneviyattaki kararsızlığı sosyokültürel etkiler tamamen tezatlıklar muammasıdır.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır.” buyurmuşlardır.

Withered_Rose_by_BrinaBugün çevremizde birbirleriyle hediyeleşen 14 şubat girdabına yakalanmış birçok insan bulunmaktadır 14 Şubat bir tuzaktır , modern dünyanın masumiyet ve sevgi  arkasına sakladığı,  geçici lezzetlerin neticesini firak  ve hüsrana bırakacağı zehirli  bir bal hükmünde , çoğunlukla genç insanlara kurulmuş bir tuzaktır.

Gençlik Rehberinde izah edildiği gibi, gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi  ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse,

onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermanlar müjde veriyorlar.

Eğer sefahete sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir;

öyle de, gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevâlinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübeyle tasdik eder.

Bugün haberlerde , çevrenizde ve daha birçok yerde insanların sevgililer günü bahanesiyle hediyeleşmesini görebilirsiniz belki bu durum insana gıpta ettirebilir fakat, Hz. Peygamber (s.a.v.) “Sadece iki haslet  imrenmeye değer: Birincisi, Allah’ın verdiği malı   hak yolda harcamayı başaran kişinin bu hali. İkincisi, Allah’ın kendisine verdiği hikmet (ilim) ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten   kimsenin durumu” buyurmaktadır.

www.NurNet.Org

Delikanlım!

Delikanlım! Vaktini boşa harcama sakın!

Dikkat et! Seni aldatmasın bu mel`ûn akın.

Ölümü uzak görme çünkü odur çok yakın,

Gençlere yol gösterip feraset ver Allah’ım!..

 

Ey genç! Önünde ki sonsuz gençliği unutma.

Din nemize gerek,  diyenin sözünü tutma.

Sahte öğüt verenler çıkar laflarını yutma.

Gençliğe yollarını, unutturma Allah’ım!..

 

Ey, istikbal derdini sırtında taşıyan genç!

Hilkat sırrını öğrenmek için kalmadın geç,

Yarın pişman olmamak için hedefini  seç.

Gençliği tövbeden mahrum bırakma Allah’ım!..

 

Ey asrın günahlarına boğulmayan kardeş!

Temiz arkadaş arıyorsan bulursun dört beş,

Çünkü bu zamanda büyük rol oynayacak eş.

Rahmetini bize pahalı satma Allah’ım!..

 

Ey genç! Uyan  ki günahlara boğulmayasın,

Tedbirli ol ki sahtekarlara kanmayasın,

Sen inkârcılardan uzak dur ki yanmayasın,

Bu gençlik haddini aşmasın güzel Allah’ım!..

 

Genç kardeş! Ortaya ser örnek bir hareket,

Çok arkadaş edinme, sende kalmaz bereket,

Cennet sana va’d edildi çalış onu hak et,

Rahimsin gençliği yolda bırakma  Allah’ım!..

 

Kardeşim! Geçici lezzete gönül verme sen,

Allah seni koruyacaktır, sen O’na güven,

Çok çalış cehennemde yanmasın sendeki  ten,

Sakın gençliği ateşlerde yakma Allah’ım!..

 

Kardeş! Sıkı tutun Allah’ın Nur zincirine,

Cevapları iyi gelir günün problemine,

Onu herkes basıyor sıcacık sinesine,

Koru gençliği, yoldan sapmasınlar Allah’ım!..

 

Kardeş! Pişman olacağın işi bugün yapma,       

Ecdadın koyduğu güzel adetlerden sapma ,

Harama boğulan  arkadaşa sakın tapma,

Gençliği Sen koru, nisvanla yakma Allah’ım!..

 

Genç kardeş! Uzun yolculuğunu benden öğren,

Çirkin hayatı ben beğenmedim sen de iğren,

Dikkat et işi yaparken gıpta etsin gören, 

Bu gençliğe hakkı göster, şaşırtma Allah’ım!..

 

Kardeş!  bin senelik mazini sakın kirletme,

Mübarek şehit dedeni  kabrinde titretme,

Sen kötü ahlaktan uzak dur, ondan haz etme,

Müslüman gençliği namertten koru Allah’ım!..

 

Delikanlım!  unutma şerefli kimliğini,

Kalbi Allah için çarpan mübarek dedeni,

İstiklâl harbinde mermi taşıyan  nineni,

Gençliğin ahlakını koru güzel Allah’ım!.. 

 

Kardeş! Etrafını sarmış dost görünen düşman,

Sakın uyma onlara, yoksa olursun pişman,

Allahın’a sağlam bağlan çünkü odur Zişan,

Gençleri hilekârlıktan Sen koru Allah’ım!..

 

Kardeş din ile dünyayı öğrenmeye çalış.

Allah yolunda çok samimi olanlarla yarış.

Gayr-ı meşru halleri terk et, onlar yanlış.

Bu Müslüman  gençliği Sen mahvetme Allah’ım!..

 

 Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.Org / www.AlbNur.com

Hollanda’lı Kahraman Gençler!

Büyük dünya ailesinin 2 milyarı okuyor. İrili ufaklı 200 devletin içinde 17 milyonluk Hollanda’nın da üçte biri okumaktadır. Bütün Avrupa’da olduğu gibi Hollanda da bir mânâda kundakta iken çocuklara çeşitli yöntemlerle el konulmaktadır. Tartışılan tarafı var, tartışılmayan tarafı var. Aile hayatı ve ebeveynler ayrı birer konu ve problemlerle dolu. Rehber ve önder mükemmel olmaz ise sonuç hicrandır. Hz. Bediüzzaman “Gayr-ı meşrû tarîk zıdd-ı maksuduna inkılab eder” buyuruyor.1

Çalkantılı giden manevî boşluğu çok olan bu gençlik ordusunda, Müslüman gençlerin geleceği için ehemmiyetli murakabe ve çalışmalar ve himmetler vardır ve cârîdir. Küçük aile hayatından tâ Rotterdam İslâm Üniversitesi’ne kadar. Tedbirler zincirinin halkalarıdır. Hollanda diğer bir mânâda göçebeler ülkesi haline gelmiştir. Resmî 450 caminin 160’ı Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait. Diğer camiler ise 57 İslâm ülkesinden gelen Müslümanların inşaa ettiği veya kileselerden camiye intikal. Müslümanlar Hollanda resmî okullarının dışında bu camilerde kendi meslek, meşrep ve inançlarını bir programlar silsilesi içinde anlatmakta ve eğitimi vermektedirler.

Hollanda Eğitim Bakanlığı istatistik kurumuna göre; Hollanda’da toplam nüfus 17 milyon, genç nüfus takriben 5 milyon (nüfusun yüzde 31’i). Öğrenci sayısı 3,5 milyon (nüfusun yüzde 21,9’u) (İlkokuldan üniversite seviyesi dahil toplam öğrenci sayısıdır). Kurban bayramından önce gittiğim Hollanda’da bizim gençleri gördükten sonra ümidim ve şevkim biraz daha arttı. Orada doğmuşlar, oranın vatandaşı olmuşlar, fakat Türkçe’yi arz ettiğim programlar içinde öğrenmişler ve öğrenmektedirler.

Bu gençlerden İlhan Doğan ve Ömer Faruk beylerin organizesi ile üniversite düzeyinde “SEVA” vakfı külliyesinde benden bir seminer istediler ve seminerin akabinde sıra ile sualler sordular. Seminerde “İnsanın mahiyeti ve Batı dünyasında İslâmî inkişafta gençlerin yeri” başlıklı tesbitlerde bulunduk. Katılan bu cengâverlerin, Karamanlı Abdurrahman, Yozgatlı Levent, Karamanlı İsmail, Konyalı Hamza, Iğdırlı Bora, Şahin, İsa, Mustafa, Bekir, Fırat, Muzaffer, Tarık ve isimlerini sayamadığım nice kardeşlerimizin bütün sevdası bu laleler diyarında “İslâmı, Kur’ân’ı ve imanı“ yaymak. Risale-i Nur’un ölçüleri içerisinde…

Bu üniversiteli gençlerin en büyük hedeflerinden bir tanesi zaman seyli içinde Hollanda’nın bütün birimlerinde görev almak. Gidebildikleri yerlere kadar gidecekler ve “Artık burası bizim vatanımız, biz buralarda doğduk ve buralarda başta Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere bütün milletlerin gençlerine ve ailelerine İslâm hakikatlerini tebliğ ve takdim edeceğiz” demektedirler. Onları hayranlıkla izledim. Çılgınlık yok, alayiş nümayiş yok. Akl-ı selim içinde hüşyar kalplerle yürümektedirler. Duygulandım, gözlerim yaşardı.

Yine bu gençlerden ve Hollanda doğumlu ve İslâm Diyalog Cemaati’nin sözcüsü Nur Muhammed Başoğlu bize gönderdiği son haberde, bu gençlerin ve Müslüman kardeşlerimizin aktif çalışmalarının yüzlerce semerelerinden bir tanesini aktarmaktadır. “Hollanda’da Amsterdam şehrinde Müslümanların yaşamını kolaylaştırma yolunda atılan adımlara yenisi eklendi. Çoğu üniversite, hastane ve resmî dairelerde açılan ibadethanelere ilâveten Hollanda’nın en büyük lunaparkı kabul edilen Walibi World Parkında mescit açma kararı aldıklarını duyurdular. Walibi World’un yıllık bir milyondan fazla ziyaretçisi bulunuyor. Müstakil bir mescit açılması Hollanda’daki eğlence mekânları için bir ilk. Walibi World resmi sözcüsü sözcüsü Lindy açıklamada bulundu: ‘Dindar ziyaretçilerimizin ibadethane ihtiyacı olduğunu gözlemledik. Yetkililere bir ibadet yeri gösterilmesi için dilekçeler verildi. Müslümanlar için yep yeni bir mescit açtık.’”

Yep yeni bir nesl-i cedid ile karşı karşıyayız, alkışlar onlara…

Dipnot: 1- B.S. Nursî, Lemaat.

04.01.2013

Halil USLU

haliluslu1951@mynet.com

Kaynak: YENİ ASYA

Geleceğin Yıldızları

O, yerdeki yıldızlarla meşguldü. Göktekiler yüksekte olsalar da, önemli olan yerdekileri yüceltmek değil miydi?

Kırpılıp kırpılıp yere atılan, çöp yığınları haline getirilmeye çalışılan bu yıldızlara yazık oluyordu, yazık!..

Anne ve babalar adeta yalvarıyordu: “Hocam, ne olur kurtarın evlatlarımızı, onların ellerinden de, gönüllerinden de tutun. Kur’anla tanıştırın, İslâmla barıştırın. Biz başa çıkamıyoruz, bari siz eğitin…” Mânevî değerlerden yoksun bir gençliğin geleceğimiz adına ne felaketlerin habercisi olduklarını görmemesi mümkün müydü? Hey!.. Edipler, eğitimciler, öğretmenler!

Âciz kalan, çaresizliğini haykıran bu insanlara ne demeliydi acaba?

Hangi sistemin, hangi zor şartların boyunduruğu altında olduğunun farkındaydı. Çareler tükenmezdi asla…Doksan dokuz pencere kapalı olsa da, yüzüncü pencereden giren bir güneş gibi ısıtabilirdi gönülleri, okşayabilirdi yüzleri.

Herkes görevini yapıyordu. Onun misyonu çok başkaydı. Gönüller fethetmek, kıtalar fethetmekten zordu belki, ama olsun. Değil mi ki, İlâhî yansımanın akisleri orada kendini gösteriyordu. Rahmet esintileri, o kıyılardan eserek okşuyordu duygularını. Mevlânalar, Yunuslar, Bediüzzamanlar hep oraya talip olmuşlardı. Cisimlerden önce kalplerin fethi gerekiyordu. Öteden beri yaptığı iş bu değil miydi zaten? Öyle ise tasalanmaya ne gerek? Mülkün sahibi vardı işleyip süsleyen, gönülleri Esmanın nakşıyla evirip çeviren. Ve kendisine yönelen kalpleri hidayet üzere sabitleyip rotasını rızaya ve Cennet’e endeksleyen sonsuz kudret, nihayetsiz rahmet, engin bir şefkat sahibinin emir ve iradesiyle işler yürümüyor muydu?

Ruhları karartan, gönülleri bunaltan menhus zihniyetin çirkin yüzünü görememiş, Süfyanizmin kâbus gibi çöken kara bulutlarının farkına varamamış, iyi ile kötüyü, şer ile hayrı, tahrip ile tamiri, siyah ile beyazı birbirinden ayırt edememiş olabilirlerdi.

Bunlar yerdeki yıldızlardı. Geleceğin yıldızları… Hakk’ın hâkimiyetini kuracak, küfrün kalelerini bir bir yıkacak, gönüller ülkesinin fatihleriydiler. Ama Fatihler kolay yetişmiyordu. Önce akideleri, inançları sağlam olmalıydı. Peygamber ahlâkı öncülük etmeliydi onlara. Sünnetin hayatla, hayatın Sünnetle bağdaşması, kaynaşması ve anlaşması gerekiyordu. Ki; taze fidanlar savrulmasın kasırgalarla, zihinler bunalmasın Şeytan ruhluların üfürmesiyle, inançlar sarsılmasın şirk ve küfrün fısıltılarıyla…

Üzülmemek elde değildi. Baksanıza hâla, belli gün ve haftalarda aynı teraneler, ithamlar, uyduruk masallar, hayali uydurmalar, suçlamalar, ve de asılsız, boş, sıkıcı bir sürü laf ve bilgi kirliliği…Yok kara çarşaflar yırtıldı (!), örümcek kafalılar temizlendi (!) , şuralar kapatıldı, bunlar hayata geçirildi, bilmem daha ne herzeler!..

Milleti ve milletin inançlarını, kutsallarını, köklü mazisini, haşmetli tarihini, mânevî değerlerini yok sayarak nereye varılabildi ki, bundan sonra da varılabilsin.

“Havamızı kirletmeyin, tarihe iftira etmeyin, olayları saptırmayın, insanların haklarına saygılı olun, inançsızlıklarınızı inançlara hakaretle sergilemeyin, dürüst olun, hakperest olun, yanıltmayın, yalan söyleyip iftira etmeyin. Birilerini yüceltme adına birilerini karalamayın, tarihi doğru okuyun, doğru okutun. Allah aşkına; yağcılık, yaltakçılık yapmayın. Doğruları haykıramıyorsanız bile, bari susun. Susun ki; melekler sizi müfteri, yalancı, riyakâr ve ayrılıkçı olarak kayda geçmesin!” diye tam haykıracakken, birden bir ses: “Sen işine bak, onlar işini yapıyor… Zamanı gelince… Sen şimdi gönüller fethine dön, patlamaya ve tahribe hazır mayınları ayıkla, bilgi kirliliğini temizle ve görevine devam et!..”

Kulaklarında o ses yeniden yankılandı:”Allah için yavrularımızı kurtarın, onları manen ve ahlâken öldürmek isteyenlere fırsat vermeyin. Zamanın cazibedar fitnelerine karşı iman hakikatlarıyla onları korumaya alın. Alevleri göklere yükselen, evlatlarımızın da içinde bulunduğu yangını söndürün, lütfen söndürün, ne olur Allah rızası için, Peygamber aşkı için söndürün!”

Gözünü sonsuz ufka dikmiş, derin düşüncelere dalmıştı. Parmakların kalktığını gördü.

Hocam, anlattıklarınızı özetleyeyim mi?”

Elbtte evlâdım, buyur, dinliyorum

İman, bir çeşit Cennet Tûbâsının çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir Cehennem Zakkumunun tohumunu saklıyor, barındırıyor. Demek ki, selâmet ve emniyet/güven, sadece İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise biz dâima, İslâm dinini ve mükemmel imanı ihsan ettiği için Allah’a hamd olsun, demeliyiz.”

“Teşekkür ederim. Çok güzel ifade ettin evlâdım. İnancım ve kanaatim odur ki; Yerdeki yıldızlar nurlanacak, yükselecek ve geleceğin yolunu aydınlatacak inşallah…”

Nurlu rehber ve şaşmaz önderimiz olan Peygamberimiz (s.a.v) için çek bir salavât:

“Allahümme Salli alâ Seyyidina Muhammadin ve alâ âli Seyyidina Muhammed.”

 İsmail Aksoy

Fransa’da yeni nesil dindar yetişiyor!

Ulusal Demografik Araştırmalar Merkezi (İNED) tarafından gerçekleştirilen araştırmada Fransa’da İslamın ikinci din olduğuna vurgu yapıldı. Müslüman sayısının 2,1 milyon olduğu belirtilirken bunun Fransa nüfusuna oranının da yüzde 3,2 olduğunun altı çizildi.

Müslümanlar içinde düzenli olarak dini vecibelerini yerine getirenlerin 800 bini bulduğu belirtilirken, özellikle yeni nesil içinde artan muhafazakarlık oranlarına dikkat çekildi.

Fransa’da 18-25 yaş aralığındaki Müslüman gençlerin yüzde 30’unun 5 vakit namazını kıldığı belirtilirken, bu oran 40 yaşın üzerindekilerde yüzde 20’ye geriliyor. Yine genç Müslümanların yüzde 90’ı da orucunu tuttuğunu ve helal gıda tükettiğinin altını çizdi. Araştırmada Fransa’da doğan yeni nesil Müslümanlarda dini nikah ve din eğitiminin de önemli yer tuttuğu belirtildi.

Yapılan araştırmada Fransa’daki Katoliklerin oranınındaki hızlı düşüşe de vurgu yapıldı. 1966’da Fransa’daki Katoliklerin oranı yüzde 80 iken, son yapılan araştırma da bu oran yüzde 51’e geriledi. Katolikler içerisinde Kiliseye düzenli gittiğini söyleyenler ise sadece yüzde 5’de kaldı.

Katolik ve Müslümanların karşılaştırıldığı araştırmada düzenli dini vecibelerini yerine getirdiğini söyleyen Katoliklerin yüzde 65 inin 50 yaşından yüksek olduğu aktarıldı. Müslümanlarda ise dini vecibelerimi yerine getiriyorum diyenlerin yüzde 75 i 50 yaşından küçük.

İNED’in yaptığı araştırma, Fransızlar arasında Ateist oranının da giderek yükseldiğini ortaya koydu. Hiçbir dine inanmadığını söyleyenlerin oranının yüzde 35’e yükseldiği belirtildi. 18-24 yaş aralığındaki gençlerin ise yüzde 63’ü kendisini ateist olarak tanımladı.

Fransa’da Protestanların oranının da yüzde 2,1 olduğu belirtilirken Yahudi sayısında da 50 yıl içerisinde fazla bir değişiklik olmadığına vurgu yapıldı.

Cihan