Kategori arşivi: Şiirler

İlk Dersane-i Nuriye: Barla (Şiir)

Barla Nahiyesinde de tarassut altındaydı
Çok şiddetli bir istibdat ve zulüm altındaydı

Barla’ya nefiy sebebi O’nu konuşturmamak
Kalabalık şehirlerden O’nu uzaklaştırmak

Ücra bir köye atılıp atıl duruma koymak
İslami ve de imanı eserler yazdırmamak

Hâlbuki Bediüzzaman planlarını bozdu
Aksine hareket edip tam da muvaffak oldu

Bediüzzaman Barla’da sekiz sene kalmıştı
Uzak ve tenha dağlara, bağlara çekilmişti

Ekseri zamanlarını kırlarda geçiriyor
Çevredeki bağları ve bahçeleri geziyor

Üstadın ikametgâhı iki odalı bir yer
İlk buradan zuhur etti o muhteşem eserler

Esasen bir evi yoktu Üstad’ın yeryüzünde
Bütün dünyalık ne varsa boştu O’nun gözünde

Ehli İslam’ın merkezi hükmündeki bu hane
Nurların telifi için olmuştu “ilk dershane”

Bu dershanenin altında akan bir çeşme vardı
Yanda bir çınar ağacı gökyüzüne bakardı

Gayet muhteşem bu çınar yükselirdi semaya
Bu ağaç dal budak salmış sanki girmiş duaya

Üstad çınar ağacının dalları arasında
Bir kulübecik yapmıştı küçük bir ev tarzında

Evinin önündeki çınar ağacı

Yüksek bu kulübecikte istirahat ediyor
Bahar, yaz mevsimlerini burada geçiriyor

Vazife-i tefekkür ve ubudiyeti için
Münasip bir menzil idi onun hizmeti için

Geceleri sabahlara kadar hiç uyumuyor
Tesbihat ve ezkâr ile vaktini geçiriyor

Bazen çam dağına çıkar biraz orda kalırdı
Bir müddet yalnız olarak orada dinlenirdi

Buradaki çam dağının en yüksek tepesinde
İki büyük ağaç vardı bu dağın üzerinde

İki kulübe yapmıştı orda okusun diye
Bunlar da olmuştu birer “Dershane-i Nuriye”

Çam ve katran ağacının üstüne çıkıyordu
Ve Risale-i Nurları orada yazıyordu

Barla’dan bu ormanlığa bazen gelip giderdi
“Bunu Yıldız Sarayına hiç de değişmem” derdi

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR
www.NurNet.org

Şeytanın Hileleri (Şiir)

Şeytana kanma
Ona aldanma
O bir iblistir
Murdar ve pistir

Fikrine uyma
Zikrini duyma
Ona hiç bakma
Kafana takma

Seni kandırır
Nara daldırır
Hilesi çoktur
Vicdanı yoktur

Aldatır seni
Seni seveni
Verir vesvese
Düşman herkese

O bir düşmandır
Dostu pişmandır
Şeytanın şerri
Yok eder sırrı

Ona bulaşma
Haddini aşma
Rabbine yalvar
Ancak odur yar

İnanmak hoştur
Gerisi boştur
Dünya fanidir
Ecel anidir

Bir gün gidersin
“Ne çabuk” dersin
Rabbine yönel
Gelmeden ecel

Allah Rahimdir
Hay ve Kerimdir

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR
02.12.2011

www.NurNet.org

Üstad’ın Dilinden Kur’an Dinleyişi (Şiir)

İstanbul’daki Bayezid Camisine gitmiştim
Oradaki hafızlardan Kur’anı dinlemiştim

Camide bulunan hafız ayetler okuyordu
Okuduğu bir ayette Kur’an şöyle diyordu:

“Muhakkak ki her bir nefis ölümü tadıcıdır”
Bu ayet çok doğru amma insana çok acıdır

Çünkü burda belirtiyor beşerin fenasını
Ve yaşayan zihayatın hepsinin vefatını

Bu söz kulağıma girip ta kalbime yerleşti
Gaflet uykusunu deldi ve paramparça etti

Camiden dışarı çıkıp birkaç gün öyle gezdim
Başımda duman var gibi kendimde öyle sezdim

Aynada saçıma baktım gördüm beyaz kılları
Sanki “Dikkat et” diyorlar uyarıyor kulları

İşte o beyaz kılların bariz ihtarlarıyla
Gençliğim elden gidiyor bütün yoğu varıyla

Âşık olduğum bu dünya sönmeye yüz tutuyor
Onu çok sevdiğim halde “Uğurlar olsun” diyor

Demek ki bütün zihayat ilk evvela ölecek
Ve sonra dar-i bekada cümlesi dirilecek

Bu halet-i ruhiyeyle baktım vaziyetime
Medar-i ezvakım olan sevdiğim gençliğime

Zevklerin kaynağı olan parlak hayat gidiyor
Zahiri dehşetli ölüm gelmek için bekliyor

Kendimi avutmak için sosyal hayata baktım
Güya nefsime teselli arayıp bulacaktım

Gördüğüm iltifatların hiç olmadı faydası
Gelebilecekleri yer en son kabir kapısı

Anladım ki bütün bunlar geçici sersemliktir
Hiç biri teselli vermez tamamı o anlıktır

Yine tam uyanmak için gittim ayni camiye
O hafızların ağzından Kur’anı dinlemeye

Şimdi o semavi dersten aldım Kur’an müjdesi
Bu “Mü’minleri müjdele” Ayet-i Kerimesi

Kur’andan aldığım feyzle teselli bulmuş oldum
Hakka yüz bin şükür olsun dermanımı da buldum

Hakiki zulmet içinde sönmeyen nuru buldum
Hakiki dehşet içinde bitmez teselli buldum

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Yaşamak (Şiir)

Rüya gibi geldi geçti

Yıldırım hızıyla zaman

Bir var idim bir de yoktum

Yaşamış mıyım? Ne zaman?

 

Daha dündü çocukluğum

Nerde varlığım yokluğum

Ne açlığım ne tokluğum

Yaşamış mıyım? Ne zaman?

 

Bir de baktım saçlar beyaz

Dilerim Allah’tan niyaz

Rahmeti çok amelim az

Yaşamış mıyım? Ne zaman?

 

Kulluk içindir yaşamak

Yaratanına kul olmak

Şu geçen ömrüme bir bak

Yaşamış mıyım? Ne zaman?

 

İsterim Allah’tan rahmet

İnşallah görmeyiz zahmet

Soruyor Tanyeri Ahmet

Yaşamış mıyım? Ne zaman?

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

 

Esrarengiz Bir Adam: Üstad Bediüzzaman (Şiir)

Bir adam tanıyorum adı Bediüzzaman

Esrarengiz bir adam, hem cesur hem kahraman

 

Cefa ve çilelerin dayanıklı insanı

Dert ve ızdırapların tükenmeyen dermanı

 

İhlâs ile fazilet O’nda abideleşmiş

Asalet ve adalet O’nda ebedileşmiş

 

Kırılmış ve büzülmüş gönüllerin feryadı

Şahsında bütünleşmiş Bediüzzaman adı

 

Yepyeni bir dünyanın mimar ve müessisi

Sevdalı gönüllerin en güzel sevgilisi

 

Düşkün ve şaşkınların sönmeyen hayat nuru

İmanlı müminlerin tükenmeyen gururu

 

Kur’anın müfessiri insanlığın sertacı

Uğrunda çalıştığı İslam’ın şeref tacı

 

Risale-i Nurların mübellğ-i bülbülü

Diken tarlasındaki biten dikensiz gülü

 

Volkanlar gibi coşan, nehirler gibi koşan

Gönülleri okşayan Üstad Bediüzzaman

 

Fikirlerin fatihi vicdanların hamisi

Mücadele adamı ve Hakkın sevdalısı

 

Ebedi kurtuluşun yolunda yön gösteren

Ümitsizlere ümit, çıkmazlarda yol veren

 

Hakkın keskin kılıncı zalimlerin düşmanı

Gönülleri fetheden Nurların Kahramanı

 

Şaşkın beşeriyete deste deste nur saçan

Ebedi kurtuluşa kapanmaz bir yol açan

 

Asrının müceddidi imanları kurtaran

Kâmil, mükemmel insan Üstad Bediüzzaman

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org