Kategori arşivi: Şiirler

Güllerin Efendisi (Şiir)

Ey güllerin Efendisi
Ve ey başımdaki tacım
Sana bakmaya yüzüm yok
Fakat sana çok muhtacım

Günah bataklığındayız
Dünyamız çekilmez oldu
Bu günah bataklıkları
Başımıza bela oldu

Bir gün ölüm gelecektir
Yapışacak yakamıza
Vücudumuz toprak olup
Döneceğiz aslımıza

Yarınki hesap gününde
Bu halimiz ne olacak
Mahşerde mizan kurulup
Sevap- günah sorulacak

Bize tebessüm buyur ki
Umut ışığımız olsun
Bu karanlık gecelerde
Gönlümüze nurlar dolsun

Ey gönüllerin Sultanı
Salât selam Sana olsun
Bizi Sana ümmet yapan
Rahman’a senalar olsun

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR
www.NurNet.org

Bediüzzaman’ın İlk Defa Sürgün Edilişi (Şiir)

Erek Dağı eteğinde hayatını sürdürür

Orada bir mağarada her kesten uzak durur

 

Şeyh Said hadisesiyle hiçbir ilgisi yoktu

Ancak O’na iftiralar atan insanlar çoktu

 

Hatta olay öncesinde O’na haber verdiler

Destek vermeleri için yardım da istediler

 

Bununla beraber Üstad onları dinlemedi

Şeyh Said’i niyetinden vaz da geçiremedi

 

Bu hadisenin sonunda Van’da bırakmadılar

Tamamıyla suçsuz iken sürgüne yolladılar

 

Van’daki mağarasında sakince yaşıyordu

Şarkta ihtilal ve isyan meydana geliyordu

 

Orada önemli bir Zat Üstad’a verir haber

“Nüfuzunuz kuvvetlidir” diyerek yardım ister

 

Üstad kabul etmeyerek o zata şöyle demiş

Türk milleti asırlardır İslam’a hizmet etmiş

 

Bunların torunlarına sakın kılıç çekmeyin

Niyetiniz olsa bile hiç teşebbüs etmeyin

 

Fakat yine de Hükümet kıymetini bilmiyor

Ve Garbî Anadolu’ya Üstad’ı nefyediyor

 

Daha hareket etmeden yanında toplanırlar

“Ne olursunuz gitmeyin” diyerek yalvarırlar

 

Bu silahlı grupların karşısına geçiyor

Onları teskin ederek şöyle cevap veriyor:

 

“Buradan Anadolu’ya severek gidiyorum

Onları seviyorum ve onları istiyorum”

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

 

Elbet Bir Gün (Şiir)

Akşamdan batan güneş ha doğdu ha doğacak
Zifiri karanlığı sonsuz nura boğacak

Güneş her defasında batıyor doğmak için
Zalimlerin şerrini, zulmünü boğmak için

Her gecenin sonunda mutlaka bir sabah var
Her kışın sonunda da elbet gelir ilkbahar

Sanma sakın bu devran böyle devam edecek
Tersine dönen çarklar bir anda düzelecek

Çünkü Yüce Yaradan vaat etmiş müminlere
Zafer kazandıracak mümin ins ve cinlere

Zalimin zulmü varsa mazlumun de Allah’ı
Zulme karşı susanlar ezilecek vallahı

Alaka görmez ise doğruların bal tası
Keser elbet mazlumu zalimlerin baltası

Tanyeri’nin sözünü sakın atma yabana
Bu gün sıra bendeyse yarın gelecek sana

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Yaşanmış bir şiir: Apartmanda…

Bir sabah erkendi ve ayazdı,
Kapı gıcırtısıyla uyandın.
Dışarısı karlı bir beyazdı,
Doğruldun ve duvara dayandın.

Gece boyu eşikti yastığın
Sıcacık yorganındı karanlık…
Kibrit ile sigara yaktığın
Hazin yalnızlığına yârânlık…

Kokular yayıldıkça yayıldı,
Hıçkırıklar döküldü sinenden.
Ciğerlerin dumanla bayıldı,
Habersizdin çıkan ve inenden.

Sana otel, apartman boşluğu…
Yırtık ceketin altındaki can!
Şişelerde buldun sarhoşluğu
Oydu hayatındaki heyecan.

Elbiseni açtın ağır ağır,
Acıyla damlalar yere düştü…
İdrar mıydı o, kan mı? Ne kahır!
İniltiyle gözlerin büzüştü…

Nazarımızı kaçırdık senden,
Haline bakamadan tiksindik.
Geçiverdik hızlıca köşenden,
Sıcacık dairemize sindik.

Usulca kapıyı da kapatıp
Kahvaltıya oturdular erler!
Ev sahibi kaşlarını çatıp:
– Pisliği de şimdi kim temizler!

Soframızdaki çeşitler kaçtır;
Gözlerimiz saymaya çalışır.
– Yahu bi ekmek versek mi, açtır?
– Olmaz ha! Boşver, sonra alışır! ..

Ali Nureddin

www.NurNet.Org

Bediüzzaman Büyük Millet Meclisi’nde (19 Kasım 1920) – Şiir

İstanbul’dan Ankara’ya Üstad davet edilir
Davetleri kabul eder ve Ankara’ya gelir

Yeni Millet Meclisinde bir tören düzenlenir
“HOŞAMEDİ” merasimi ile de karşılanır

Ankara’ya geldiğinde bulamaz umduğunu
Gördü ki dine bakışın menfi bulunduğunu

On maddelik Beyanname azalara dağıtır
İslam şiarına sahip çıkmaya da çağırır

Üstad der ki: “Zamanımız cemaat zamanıdır
Cemaatin ruhu olan beraberlik anıdır

Bir ferdin fenalığı ve iyiliği mahduttur
Cemaatin durumuysa onun gayri mahduttur

Kazanılan iyiliği fenalıkla yıkmayın
Düşmana karşı birleşin yorulmayın bıkmayın

Bilirsiniz ki hep vardır kötü düşmanlarınız
Bu ebedi zıtlarınız ve de hasımlarınız

İslam’ın şeairini hep tahrip ediyorlar
Bütün var kuvvetleriyle onu yok ediyorlar

Öyle ise vazifeniz onu ihya etmektir
Düşmanlarınıza karşı muhafaza etmektir

Yoksa şuursuz olarak düşmana yardım olur
Yaptığınız çalışmalar hepsi faydasız olur”

Mecliste yapılan hitap onlara tesir yapar
Altmış mebus tövbe edip yeniden namaz kılar

Kumandan ve Mebuslara bu parça okutulur
Reisle münakaşaya sebebiyet verilir

Mustafa Kemal diyor ki: “Çağırdık siz geldiniz
Bize çok faydalı olur yüksek fikirleriniz

Sizin gibi kahraman bir hoca lazımdır bize
Ancak aramızı bozdun açık diyeyim size

Geldiniz evvel namaza dair şeyler yazdınız
Mebuslarla aramıza ihtilafı verdiniz”

Bunun üzerine Üstad makul bir cevap verir
Parmaklarını uzatır ve de çok hiddetlenir

“Paşa! Paşa! Bilir misin İslamiyet’te ne var
En başında iman gelir ondan sonra namaz var

Namaz kılmayan haindir hainin hükmü merdut
Bunu sen böyle bilesin gayri işleri unut”

Üstad’ın Ankara’daki en birinci maksadı
Şark Darülfünunu idi onu hiç unutmadı

Mustafa Kemal Paşa’nın içindeki niyeti
Üstad’ı kendine çekmek, istifade etmekti

Sonra yine Paşa ile görüşmeleri olur
Görüşmelerin sonunda ona teklifler gelir

Teklifleri kabul etmez hepsini de reddeder
Ankara’da durmayarak yeniden Van’a gider

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org