Kuru Ümitler..

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.

(Hicr Sûresi, 99)

……….

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) buyurdular ki:

Akıllı, nefsine boyun eğdiren ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz ise nefsini kötü arzularında alabildiğince serbest bırakan ve Allah’a kuru ümitler besleyendir.

(Hadis-i Şerif Meali – Camiü’s-sağir – 6468)

.…….

Risale-i Nur’dan;

Ey insan, düşün! Sen ala-külli-hâl, öleceksin! Biz gidiyoruz! Aldanmakta fayda yok! Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var.

(26. Lem’a)

.…….

Cevşen’den ;

Ey gaybı kendisinden başka kimse bilemeyen,
Ey kullarından kötülüğü kendisinden başka kimse defedemeyen,
Ey işleri kendisinden başka kimse idâre edemeyen,
Ey günahları kendisinden başka kimse mağfiret edemeyen,
Ey kalpleri kendisinden başkası değiştiremeyen,
Ey mahlûkatı kendisinden başkası yaratamayan,
Ey nîmetleri kendisinden başkası tamamlayamayan,
Ey yağmuru kendisinden başkası yağdıramayan,
Ey ölüleri kendisinden başkası diriltemeyen,
Ey kullarını kendisinden başkası gerçek zengin kılamayan,

Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok! Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.

.…….

Esma-ül Hüsna’dan ;

El-Mü’min: Muhafaza ve himayesiyle her korkuyu gideren, her tehlike ve felâketten kurtuluş ve güven veren.

 El-Müheymin: Bütün yaratıkları her türlü hal, hareket ve davranışlarında görüp gözeten; herşey denetim ve koruyuculuğu altında bulunan.

www.NurNet.Org

Çare, Nijerya’da Yardımları Dağıtmaya Başladı

ÇARE YARDIMLAŞMA VE KALKINMA DERNEĞİ NİJERYA DA..

Ecdadın İslamı götürmesiyle manen hayat bulan ve sonra sömürgecilere hedef olmakla elindeki kaynaklarından ve topraklarından dahi istifade edemeyen kara topraklı, kara kıta Afrika..

Susuzluk, açlık ve yıllardır sömürülmüşlüğün yıprattığı Afrika insanı bu Ramazan ciddi bir imtihanla daha karşı karşıya.. Çare Derneği Afrika’nın bu kara benizli, masum insanlarına çare olabilmek, gözlerinin feri sönmüş çocuklara bir gülücük kondurabilmek için gönüllüleri ile Kara Kıtada çalışmalara başladı..

 Daha günün ilk çalışmalarından anlaşıldı ki dert çok, derman yok… hasta çok doktor yok.. susuz çok su yok..aç çok yemek yok.. yokluk her tarafı sarmış…gözlerde umut yok..

Nijeryanın başkenti Abuja’da, Adem Eyyüp kardeşimiz ve diğer gönüllülerimiz yardımları muhtaçlara ulaştırmaya devam ediyor ve ekliyor:

“Türkiyeden ehli himmet ve hamiyet yardımları dağıtılırken yaşlı beli iki büklüm olmuş bir müslüman siz hangi Kilisedensiniz diye sordu, Gözleri yaşlı adem kardeş bu ihtiyara yok amcacığım yok, bizler payı tahtı hilefetten , dersaadetten, İstanbul’dan, Türkiyeden geliyoruz diyor. Amca mahcup oluyor, ah evladım diyor, ‘Allah sizden razı olsun, bir bilseniz ne büyük hayr ediyorsunuz. Sakın bizim bu halimize bakıp ne aç gözlü insanlar demeyin, zira biz böyle bir parça ekmek için kapışıyoruz çünki, çoğumuzun evinde iftarımızı açaçak bir lokma yok’

“Ya Rabbi affet” diyor Adem kardeş, “Beni de bizi de affet….”

Çare Derneğinin Resmi Sayfası : www.care.org.tr  (Buradan online bağış yapabilirsiniz)

www.NurNet.org

 

 

Ramazanda İlk Günlerde Sorulan Sorular

Soru: 1

 –Ramazan’ın ilk günlerinde en çok maruz kalınan yanlışlar, oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek gibi oruç bozucu yanlışlardır. Bu gibi unutarak oruç bozmalarda ne lazım gelir? ‘Orucumu nasıl olsa bozdum’ diyerek yemeye devam mı eder? Yoksa hatırladığı anda hemen bozmasını bırakıp orucunu sürdürür mü?

 Cevap: Unutarak orucunu bozanı Rabb’imiz bağışlamaktadır. Bu sebeple hatırladığı anda hemen yeme içmesini bırakıp orucuna devam eder, orucunu kurtarmış olur. Bu sebeple kasti değil de unutarak orucunu bozanların hatırladıkları anda bozmayı hemen bırakıp oruca devam etmeleri gerekir. Özellikle Ramazan’ın ilk günlerinde dikkatli olmalı, unutarak da olsa oruç bozucu bir yanlışa düşmemelidir. Şayet böyle bir oruç bozma yanlışına maruz kalırsa bozmayı hemen bırakıp orucuna devam etmeli, orucum bozuldu diye oruçtan vazgeçmemelidir. Rabb’imiz (kasti değil de) unutarak oruç bozmaları bağışlamaktadır.

 Soru: 2

 –Ramazan’da bir de (unutarak değil de) hata ile oruç bozmalara maruz kalınmaktadır. Bu hata ile bozulan oruçlara yine devam edip sonra yeniden tutmak mı gerekmektedir?

 Cevap: Evet, oruçlu olduğunu hatırladığı halde bir dikkatsizlik ve ihmal sonunda bozduğu oruca hata ile bozma denmektedir. Böyle hata ile bozulan oruçların sonra yeniden tutularak kaza edilmesi gerekmektedir. Mesela, abdest alırken, yahut da guslederken oruçlu olduğunu hatırında tuttuğu halde kaza ile boğazından aşağıya su kaçıran kimse orucunu hata ile bozmuş sayılır. Bu orucuna yine devam eder. Ancak Ramazan’dan sonra hata ile bozmuş olduğu bu orucunu yeniden tutması gerekir. Bir de imsak vakti girdiği halde girmedi zannı ile yemeye devam eden insan ya da iftar vakti girmediği halde girdi zannıyla orucunu açan insan da orucunu hata ile bozmuş olur. Bu orucuna yine devam eder, ancak Ramazan’dan sonra yeniden tutarak sağlam oruçla değiştirmesi gerekir.

 Hata ile bozulan oruçlar için kefaret değil sadece gününe gün olarak kaza yeterli olur. Çünkü bunda kasıt yok, sadece dikkatsizlik söz konusudur.

 Soru: 3

 –Oruç ezanla başlar, ezanla mı biter? Yoksa vakitle başlar yine vakitle mi biter?  Bu konudaki yanılmaları nasıl önleyebiliriz?

 Cevap: Hemen ifade edelim ki, oruç ezanla değil vakitle başlar, vakitle biter. Ezanlar orucun başlama vaktini değil namazın başlama vaktini bildirir. Ayrıca ezanı okuyan insan yanılıp erken de okuyabilir, geç de kalabilir.

 Bu ihtimallerden dolayı orucun başlama ve bitme vaktini takvimdeki imsak ve iftar dakikaları ile tespit etmek gerekir ki, hata ile oruç bozmaya maruz kalınmasın. Çünkü imsak vakti girdiği halde girmemiş zannederek yemeye devam eden, orucunu hata ile bozmuş sayılır. Nitekim iftar vakti girmediği halde girdi zannıyla orucunu açanın da hata ile oruç bozmuş sayılacağı gibi…

 Soru: 4

 –Her günün orucu tek başına bir oruç olduğundan her oruca iftardan sonra imsak vaktine kadar niyet etmek gerekiyor mu? Niyet için sahura kalkma şartı var mıdır?

 Cevap: İftardan sonraki her dakika, imsak vaktine kadar niyetin vakti sayılır. Kaldı ki, kendini oruca baştan kilitleyen insanlarda bu niyet Ramazan boyunca kendiliğinden oluşur. Niyet etmedim diye bir vesveseye kapılmaya gerek olmaz. Ancak sahura kalkarak az da olsa bir şeyler yemek, en azından bir bardak su içmek hem sahur sünnetini yerine getirmek olur hem de Ramazan ayının özelliğini fiilen yaşamış, niyetini de fiilen yapmış sayılır.

Ahmet Şahin

www.ahmetsahin.org

Kazandığı altını Somali’ye gönderdi

Somali halkının yaşadığı drama seyirci kalmayanlar arasında küçük bir kız da var.

11 yaşındaki Emine Boz, kuraklık nedeniyle ölümle pençeleşen Somali halkına İlim Yayma Cemiyeti’nin yaz etkinliklerinde kazandığı altını gönderdi. Gazetelerde gördüğü Somalili çocukların açlıktan erimiş hallerine dayanamayan küçük kız, bir de mektup yazdı. “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” hadisini hatırlatan Emine, “Bu altından bir kişi bile yararlansa ne mutlu bana.” dedi.

Her gün yüzlerce bebeğin hayatını kaybettiği Somali’ye yardım kampanyaları devam ediyor. Somalili çocukların açlıktan ölmemesi için Kastamonu’dan minik bir el uzandı. Ali Fuat Darende İlköğretim Okulu öğrencisi Emine Boz, yaz etkinlikleri kapsamında İlim Yayma Cemiyeti’nde açılan Kur’an kursu bitiminde kendisine hediye edilen altını Somali’ye göndermeye karar verdi. Anne ve babasının da desteğini alan Emine, altını Somalili çocukların yararlanması için İlim Yayma Cemiyeti Kastamonu Şube Başkanı Hasan Yetişken’e emanet etti.

YAŞAR KURU / CİHAN

İrade Kahramanları Ve Mazeret Masumları

Rabbimiz sonsuz merhamet sahibidir. Bütün sene boyunca verdiği nimetlerine karşı serbest bıraktığı biz kullarını, bir aylık oruç ibadetiyle mükellef kılmış, hem sıhhatlerini kazanmaları hem de sahip oldukları nimetlerin farkına varmaları için günahlarının affına sebep olacak bir irade imtihanına tüm kullarını tabi tutmuştur. Bu irade imtihanında zaaf göstermeyip oruçlarını tutanlar çok şey kazanırlar, hiçbir şey kaybetmezler. Tutmayanlar ise hiçbir şey kazanmazlar; ama ( ebedi hayatları adına ) çok şey kaybederler.

Bunun için nefse ve şeytana uymayan irade kahramanları, Ramazan-ı Şerifin şanına ait hürmeti çiğnemeyerek tüm Müslümanlarla birlikte oruç tutarlar, yine herkesle birlikte iftar eder,bayrama ulaşırlar.. Böylece bir aylık irade imtihanından yüz akıyla çıkar,şükür duyguları içinde hep birlikte bayram yaparlar..

Bununla beraber, yine sonsuz merhamet ve şefkatin sahibi Rabb’imiz, kullarının oruç tutamayacak derecede mazereti olanlarını da ayırır, onlara oruçlarını ileride özürleri geçince tutma izni de verir.

 – Kimler Ramazan’da herkes oruçlu iken oruçlarını tehir etme iznine sahip olan mazeretli masumlar? Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz.

 1- En başta oruç tutacak yaşa erişmemiş küçük çocuklar: Bunlar erginlik yaşına ulaşmadıkça oruç tutmakla yükümlü olmazlar. Tutarlarsa sevabı, onları alıştıranlara da şamil olur. Mükellefiyet yaşının son sınırı, on beş yaş denmişse de esas yükümlülük, kızlarda özel hal, erkek çocuklarda ihtilam olma durumunun başlamasıyla kesinleşmiş olur. Bu tespitler yapılamazsa on beş yaş son mükellefiyet yaşı olarak kabul edilir.

 2- Oruç tutma gücünü kendinde bulamayan yaşlılar: Bunlar oruç tutmaları halinde halsizlikleri daha da artarak zor durumda kalacaklarsa tutmazlar. Bu yaşlıların maddi imkanı müsait olanları, tutamadıkları her oruç başına birer fitre verirler yoksula. Oruçlarını yoksula verdikleri bu fitre miktarı fidyelerle tutmuş sayılarlar. Her oruç başına bir fitre veremeyecek durumda olanlardan ise Rabb’imiz onu da bağışlar, borçlu da kalmazlar.

 3- Yaşlı değil, fakat hasta olanlar: Oruç tutacak olurlarsa hastalıkları fazlalaşacak, sıhhatleri daha da bozulacaksa sıhhatine kavuşunca tutmaya niyet ederek beklerler. İyileşince tutarlar..

 4- Hamile hanımlar: Taşıdıkları çocuklarına bir zarar geleceğini düşünüyorlarsa doğumdan sonraki müsait devrede tutmaya niyet ederek oruçlarını tehir ederler.

 5- Doğumdan sonra çocuk emdirmekte olan anneler: Oruçlu iken sütün azalacağını, emen çocuğun ya da annenin zarar göreceğini düşünüyorlarsa oruçlarını tehir eder, sonra tutarlar.

 6- Her ay belli günlerdeki özürleri başlamış bulunan hanımlar : Bunlar da oruçlarını bu halleri başlayınca bırakırlar; bitince başlarlar. Bu özürlerini başlatmamak için önceden ilaç almaya mecbur değiller.

 7- Seferde (yolcu) olanlar: Oruç günlerinde doksan kilometreden az olmayan yolculuğa çıkmış bulunanlar, tutarlarsa sevaplısını tercih etmiş olurlar, tutmazlarsa verilen ruhsattan istifade etmiş sayılırlar, vebale girmiş olmazlar.

 Orucun ilk günlerinde en çok karşılaşılan unutarak oruç bozmanın hükmüne de kısaca bir işarette bulunalım:

 – Oruç, sabaha karşı imsak dakikasının girmesiyle başlar, akşam da iftar dakikasının girmesiyle biter. Bu giriş ve çıkış sınırları içinde oruçlu bulunan insan, yeme, içme gibi orucu bozucu hallerden kesinlikle uzak durur. Ancak unutarak orucunu bozacak olursa hatırladığı anda hemen ağzındakini dışarıya çıkarır, orucuna yine devam eder. Çünkü Rabbimiz unutarak oruç bozmadan sorumlu tutmuyor kullarını. Ancak unutan insan nasıl olsa orucumu bozdum diyerek yemeye devam etmemeli, hemen ağzındakini çıkarıp orucunu sürdürmelidir. Hatırına geldiği halde orucum bozuldu diye yemeye devam eden adam, o orucu sonra tekrar tutmaya mecbur olur. Hatta keffaret cezası gerekir diyenler bile vardır. Onun için dikkatli olunmalıdır.

Ahmet Şahin

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version