Kahve Bahane’de Bediüzzaman Konuşuldu

Hilal tv’de yayınlanan Senai Demircinin hazırlayıp sunmuş olduğu “Kahve Bahane” programının 16 Şubat’taki konuğu Mustafa İslamoğlu idi ve Bediüzzaman Said Nursi konuşuldu.

Senai Demirciden ve izleyicilerden gelen soruların Mustafa İslamoğlu tarafından cevaplandırıldığı programı izlemenizi tavsiye ederiz.

Programın 1. Bölümü:

Programın 2. ve 3. bölümü:

Rumeli Seyahatimiz: Üsküp/Makedonya

Üstadımızın Sultan Reşat ile olan seyahatinde uğradığı ve kaldığı tarihi bir Osmanlı şehrine geldik. Tarihi mekanlarıyla önemli bir tarihi vesikamız olan Üsküp her yerden yükselen minarelerle hem Allah’ın birliğine hem Osmanlıya hem de istikbalimize şehadet fermanını kaldırmış.

Üsküp Nur Dershanesinde çok sayıda üniversiteli ve liseli gençleri görünce çok memnun olduk. İstikbalin ufuklarından parlayan ışıkların tuluundan haber veren bu hizmetler bizi mesrur eyledi.

Ertan’ın Ezanı:

Dershanede Risale-i Nur okurken apartmanımızdan komşumuz Ertan isimli ayakları özürlü masum bir genç emekleyerek içeri girdi. Erdoğan kardeşten Kur’an dersi aldı. Sonra tanıştık ve bizi Paşa camisine ezan okumak için davet etti.

Ezan-ı Muhammediyi çok sevdiğini söyleyerek, kendisinden beklemediğimiz bir tarzda tatlı sesiyle bir ezan okudu. Ve arkasından İstanbul camilerini televizyondan gördüğü kadarıyla dedi ki “O camileri görseniz bayılırsınız” diyerek hayret, hasret ve iştiyakını ifade etti.

Masum bir çocuğun Kur’an öğrenmesi, ezan okuması ve camilere iştiyakı ruhlarımızı ihtizaza getirdi.

NurNet Ekibi

 

 

Rumeli Seyahat notlarımızın devamı gelecek…

Yazı Dizisinin Tamamı için tıklayın

İmân hakikatı öyle bir çekirdektir ki

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Öyleyse (ey Resulüm ve ey mümin!) Sen şöyle dua et:

“Ya Rabbî, Sen bizi affet, Sen bize merhamet et. Zira merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin Sen!”

[Mu’minun Suresi 23,118]

..…….

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Peygamber Efendimiz (A.S.M) buyurdu ki:

Din kardeşinin yüzüne karşı söyleyemediğin bir şeyi, ardından söylemen gıybettir.

(İbni Asakir)

.…….

Risale-i Nur’dan;

İmân hakikatı öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse (cisimleşse), bir cennet-i hususiye (özel bir cennet) ondan çıkar, o çekirdeğin şecere-i tûbâsı (ağacı) olur.

(Asa-yı Musa’dan)

…….

Cevşen’den ;

22-
1-Ey güzeli açığa çıkaran,
2-Ey çirkinin üzerini örten,
3-Ey suç sebebiyle hemen azarlamayan,
4-Ey ayıpların üzerindeki perdeyi yırtmayan,
5-Ey affı büyük olan,
6-Ey günahkarları cezalandırmaktan vazgeçmesi güzel olan,
7-Ey mağfireti geniş olan,
8-Ey rahmeti bol veren,
9-Ey bütün sessiz yalvarışların sahibi,
10-Ey bütün şikayetler kendisinde son bulan,

Bu Hayvanın Gıybetini Yapmayın

Bir gün camiin hücre kapısını açık unutmuştuk. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış. Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celbedip, sopa ile döveceklerdi.

Üstad vaziyeti öğrenince, onları vazgeçirmek istedi.

Molla Resûl: “Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?’ dedi,

Üstad: “Molla Resûl, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki aklın var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var’ diye konuştu.”

Molla Resûl, Üstad’ın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu. Sonra cevaben: “Evet, yerim Seyda!’ dedi.

“Üstad tekrar dedi ki: “Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır? Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.”

Sonra Molla Resûl ve arkadaşları, köpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler.

Üstad: “Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!

Molla Resûl, Üstad Hazretleriyle biraz samimî konuşurdu, hem yaş itibariyle de Üstad’dan birkaç yaş büyüktü. Gülerek, Üstad’a hitaben: “Seyda içimizden gelmiyor ki, helâl edeyim. Fakat siz helâlleşmeye bizi ikna ettiniz’ dedi.”

Bediüzzaman’la Yaşayan Hatıralar…

Kıtalar, Kuran’ı arayacaklar

Dünyamız yaşlandıkça Kur’an-ı Kerim gençleşiyor. Bu asırda özellikle yaşadığımız bu günlerde Kur’an-ı Kerime daha çok muhtacız. Kur’an-ı Kerim’den bu asrın yaralarına bir merhem olan Risale-i Nur ne diyor bir bakalım :

“Nev’-i beşer, bütün bütün aklını kaybetmezse ve maddî ve manevî bir kıyamet başlarında kopmazsa;

İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’anın kabulüne çalışan meşhur hatibleri ve din-i hakkı arayan Amerika’nın çok ehemmiyetli dinî cem’iyeti gibi rûy-i zeminin kıt’aları ve hükûmetleri Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünki bu hakikat noktasında kat’iyyen Kur’anın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.

Emirdağ Lahikası-1

Amenna ve saddakna

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version