Etiket arşivi: ICBA

Sri Lankalı Gazeteci Asım Alavi: İslâm Âlemi Bediüzzaman’ın Metoduna Muhtaç

40 ülkeden 100 genç ‘birlik ve barış’ mesajı verdi

Geçtiğimiz Pazar günü, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde okuyan 40 civarında ülkeden 100’e yakın öğrenci “Unity & Peace Platform (Birlik ve Barış Platformu)” çatısı altında İstanbul Boğazı’nda bir yat gezisinde buluştu.

Kültürlerarası Köprü Derneği (ICBA), Rumeli Anadolu ve Balkanlar İlim ve Eğitim Vakfı (RUBA), Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı, Suffa Vakfı, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV), Kültürler Arası Eğitim ve Dostluk Derneği (KADDER), Eddai-Kültür Eğitim Vakfı, Üsküdar Kültür ve Eğitim Vakfı (ÜSKEV) gibi 10 civarında sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin yer aldığı programın takdim ve yöneticiliğini ICBA Yönetim Kurulu Üyesi Zübeyir Tercan yaptı.

İSLÂM YAŞAR: İSTANBUL BOĞAZI RİSÂLE-İ NUR AÇISINDAN DA TARİHî MEKÂN

Uluslar Arası Sivil Toplum Kuruluşları Konseyi Genel Sekreteri Şemsettin Türkan’ın açılış konuşmasıyla başlayan yat gezisinde edebiyatçı-yazar İslâm Yaşar, tur boyunca boğazın iki yakasında yer alan tarihî mekân ve yapılarla ilgili bilgiler verdi. Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî’nin hatıralarının bulunduğu Boğaz’daki Nur menzilleri hakkında da bilgiler veren Yaşar, “İçerisinde bulunduğumuz mekân aynı zamanda Said Nursî ve Risale-i Nur hareketi açısından da tarihî bir mekândır. Etrafı seyrederken bu gözle de bakmanızı arzu ederim” dedi.

Boğaz’ı süsleyen mevsim çiçeklerine değinmeyi ihmal etmeyen Yaşar, İlâhî sanatları da tefekkür etmek gereğine de dikkat çekti.

FARKLI RENKLER, FARKLI DİLLER

Gezi süresi boyunca çeşitli ülkelere mensup öğrenciler mikrofona gelerek kendileri ve ülkeleri hakkında verdikleri kısa bilgilerin yanında, organizasyonun farklı kültür ve renklerin İslâm kardeşliği potasında erimesinin güzel bir örneği olduğuna dikkat çektiler.

Ugandalı Musa Mahad Kato’nun, okuduğu aşr-i şerifte “Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O′nun âyetlerindendir. Bilgi sahibi olanlar için bunda ibretler vardır. (Rum Sûresi: 22)” meâlindeki âyet-i kerimeyi de tilâvet etmesi ayrı bir duygu atmosferi meydana getirdi.

Filistinli Muhammed’in Peygamberimizle (asm) ilgili bir ilâhi söylemesinin ardından Rusya’dan gelen Almir ve Ugandalı Aman da duygularını paylaştılar.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Abdurrahim ise “Hepimizi burada birlik ve barış içerisinde bir araya getiren İslâmdır” diyerek, Müslümanların ne kadar büyük bir nimete sahip olduğuna dikkat çekti.

Son olarak, Unity & Peace Platform Koordinatörü ve Ruba Vakfı Yön. K. Bşk. Yrd. Nurettin Kıray’ın dış ülkelerde gerçekleşen Risale-i Nur hizmetleri ve Risale-i Nur’un farklı dillere tercüme çalışmaları hakkında verdiği bilgilerin ardından katılımcılar topluca hatıra fotoğrafı çektirdiler.

SRİ LANKA THE TREND GAZETESİNDEN ASIM ALAVİ:İslâm âlemi Bediüzzaman’ınmüsbet hareket metoduna muhtaç

Sri Lanka’dan Ekmel’in bir ilâhi okuduğu, Azerbaycanlı Şahin’in ve Kamerunlu Hamza’nın duygu ve düşüncelerini paylaştığı program, yine Sri Lankalı bir gazeteci olan Asım Alavi’nin “Lütfen Bediüzzaman’ın yazdığı Risale-i Nurlardan mutlaka istifade ediniz” mesajıyla devam etti.

Kendisiyle özel olarak da görüştüğümüz Alavi, Risale-i Nur’u birkaç senedir tanıdığını ve bu eserlerle ilgili olarak kendisinin en çok Bediüzzaman’ın İslâm’a hizmet metodu dikkatini çektiğini belirtti. Risale-i Nur’u Sri Lanka’da yaklaşık 80 milyon insanın konuştuğu Tamil diline çevirme çalışmalarını da sürdükdüklerini ve şu ana kadar Küçük Sözler, İhlâs Risalesi, Hutbe-i Şamiye ve Hanımlar Rehberi’ni Tamilce’ye tercüme ettiklerini belirten Alavi, Bediüzzaman Said Nursî’nin “müsbet hareket metodu” üzerine bir kitap yazdığını da belirtti. Sri Lanka’da ‘radikal İslâm’ eğiliminin çokça var olduğunu, Said Nursî’nin müsbet hareket metodu üzerine kitap çalışmasını bu sebeple yaptığını belirten Alavi, “Şu an bütün İslâm âleminin Said Nursî’nin bu hareket tarzına çok büyük ihtiyacı var” dedi.

İSMAİL TEZER / Yeni ASYA

Dünya Barışına Katkı Sağlayacak Olan Nübüvvet Çizgisidir

Said Nursî’nin fikirleri dünya barışını sağlar

Kültürlerarası Köprü Derneği’nin (ICBA) düzenlediği “Küresel Barış İçin Diyalog Arayışları-I: Nübüvvet” konulu forum önceki gün İstanbul Ticaret Üniversitesi konferans salonunda gerçekleşti.

Moderatörlüğünü Av. Kadir Akbaş’ın yaptığı toplantıda Prof. Dr. Niyazi Öktem, Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu ve Yrd. Doç. Jamie Schillinger konuşmacı olarak yer aldı.

Açış konuşmasına “Bu toplantı bir başlangıçtır, bir besmeledir, inşaallah devamı gelir” sözleriyle başlayan ICBA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Yalman, insanoğlunun Hz. Âdem’den bugüne gösterdiği sosyal gelişim sürecinin biyolojik gelişimiyle benzerlikler gösterdiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Hz. Âdem’i bir hücreye benzetirsek, ondan çoğalan insan nesli tıpkı insan vücudundaki dokular ve organlar gibi çeşitlilik göstermiştir. Ama neticede insan da biyolojik olarak tek bir ‘nokta’da özetlenmektedir. İşte insanlığın da, yüzyıllar boyu ayrıştıktan sonra, küreselleşmeyle birlikte farklılıklarını bir zenginlik olarak kabul edip ortak değerler etrafında yeniden bir araya gelmesi süreci gözlemlenmektedir. İşte tam da bu yeniden bütünleşme sürecinde nübüvvet müessesenin çok önemli bir fonksiyon icra ettiğini ve edebileceğini görmekteyiz.”

‘ÖTEKİLEŞTİRMEK’ KUR’ÂN’A ZIT

‘Ötekileştirme’nin anlamsızlığına dikkat çeken ve Kur’ân’ın ötekileştirmediğini, aksine birleştirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Niyazi Öktem “Hepimiz Hz. Âdem ve Hz. İbrahim (as) neslinden geliyoruz. Başlangıcımızda bir çelişki yok. Çelişkileri sonradan sosyal, siyasal vs. sebeplerle biz insanoğlu çıkarmışız. Aslında bütün din mensupları, özlerine dönse hep aynı şeyi söylediklerini, vahdeti dillendirdiklerini görecekler” dedi.

Bediüzzaman’ın geçmişte Papa’ya mektup yazarak ve Fener Patriği Athanegaros’u ziyaret ederek onları tevhide davet etmesinin çok önemli olaylar olduğunu da söyleyen Öktem, “Liderlerin böylesi mesajlar vermesi gerçekten çok önemlidir. Bu, onları takip eden kitlelerin de imana, hakikata geleceklerinin bir göstergesi olarak olarak kabul edilebilir. Said Nursî, bu anlamda, fikirleriyle dünyadaki barış sürecine büyük katkı sağlayacak bir insandır.” dedi.

İSMAİL TEZER-İSTANBUL

FELSEFE NÜBÜVVETİN HİZMETİNDE OLMALI

ICBA olarak “bütünleşme”nin hızlandırılmasına çalıştıklarını ve bunu çok önemsediklerini ifade eden Dr. Hakan Yalman, bu amaçla dernek olarak bütün dünyadaki insanların “Rabbini tanıma sürecine” katkı sağlamaya çalıştıklarını ve bunu da Bediüzzaman’ın Tabiat Risalesi gibi bazı temel eserlerinin bütün dünyada okunması ve anlaşılması yönündeki faaliyetlerle desteklediklerini ifade etti. Nübüvvet’in semavî dinlerin ortak konusu olduğuna dikkat çeken Yalman, “Nübüvvette birleşince, oradan yola çıkarak tevhidde de birleşeceğimizi umuyoruz. Bu amaçla ilk toplantımızı nübüvvet konusuna hasretmeyi düşündük” dedi.

Av. Kadir Akbaş ise, Bediüzzaman’ın Rabbimizi bize tarif eden “üç büyük delil”den biri olarak “nübüvvet”i sunduğuna dikkat çekerek, “Ene Risalesi’nde de bahsedildiği gibi, insanlık içerisinde Hz. Âdem’den beri iki silsile devam edegelmiştir. Bunlar nübüvvet ve felsefedir. Ama felsefe nübüvvete hizmet ettiği ve onun terbiyesinde olduğu sürece insanlık rahat etmiş, nice güzelliklere kavuşmuştur. Dolayısıyla dünya barışına katkı sağlayacak olan da bu nübüvvet çizgisidir” dedi.

BEDİÜZZAMAN’IN ÇAĞRISI, PEYGAMBERÎDİR

Yrd. Doç. Jamie Schillinger, Bediüzzaman’ın, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki ‘ortak düşmana karşı’ dayanışmayı arttırma yönündeki çağrısının Peygamberî bir çağrı olduğunu vurgu yaparak, Hristiyanların bazı konularda Said Nursî’nin düşüncelerinden istifade edebileceklerini söyledi. Said Nursî’nin ayet-i kerimelerden yola çıkarak ehl-i kitaba yaptığı çağrıya da dikkat çeken Schillinger, bu çağrılar üzerinde düşünülmesi ve bunların anlaşılması gerektiğine dikkat çekti.

“TEK BİR KELİME”DE BİR ARAYA GELEBİLİRİZ

Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu, farklı din ve kültürlerdeki insanların diyaloğu önünde öncelikle kavramsal bazı temel sıkıntıların olduğuna vurgu yaparak, “Belki de birbirimizi tam olarak anlayamamızın öncelikle sebebi, bu kavramsal sıkıntıdır” dedi. Tartışmaların daha ziyade epistemolojik alanla ilgili olduğunu dile getiren Hacınebioğlu, ‘saf bilgi’nin ne olduğunda birleşilebilirse temel problemin de ortadan kalkacağını söyledi. Peygamberlerin söylediği ‘ortak sözler’in, bilginin kaynağındaki ortaklığa dikkat çektiğini ve âyet-i kerimede yer alan “Sizinle bizim aramızdaki ortak olan kelimeye (Lâilâhe illâllah) gelin…” vurgusunda da bunun saklı olduğunu dile getiren Hacınebioğlu, Bediüzzaman’ın naklî bilgi ile aklî bilgiyi bir yerde buluşturduğunu, böylelikle bu ikisinin kaynağının aynı olduğunu işaret ettiğini söyledi.

Yeni Asya

“Diyalog Forumları” Başlıyor!

Dünyanın içine sürüklendiği şiddet ve çatışma iklimine karşı, ilahi mesajın diyaloğu ve barışı esas alan ilkelerini öne çıkararak, küresel barışa katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilecek olan Diyalog Forumları başlıyor.

Çeşitli dinlere mensup uzman üç akademisyen (Prof. Dr. Niyazi Öktem, Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu, Assist. Prof.  Jamie Schillinger) 20’şer dk.’lık sunum yapacaklardır. Oturumu izleyen davetli aydınların analiz ve sorularıyla müzakereye ortak olacakları “Diyalog Forumları”nın konusu “Küresel Barış İçin Diyalog Arayışları-I: Nübüvvet” olacak.

04 Aralık 2011 Pazar günü saat 14:00’da İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek olan “Küresel Barış İçin Diyalog Arayışları-I: Nübüvvet” konulu foruma sizin de teşriflerinizi bekleriz.

PROGRAM:

KONU:
Küresel Barış İçin Diyalog Arayışları-I: Nübüvvet

KONUŞMACILAR:
Prof. Dr. Niyazi ÖKTEM (Fatih Üniversitesi, Hukuk Fakültesi)
Doç. Dr. İsmail HACINEBİOĞLU (Süleyman Demirel Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi)
Assist. Prof.  Jamie SCHILLINGER (St Olaf College/USA)

TARİH:
04 Aralık 2011,  Pazar

SAAT:
14:00-17:00

YER:
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Konferans Salonu, Eminönü/İSTANBUL

ORGANİZASYON:

ICBA
www.icba.org.tr
Not: Program dinleyicilerin soru ve yorumlarına açıktır.