Etiket arşivi: Mustafa Sungur

Mustafa Sungur Ağabey Vefat Etti

Şeker ve tansiyon rahatsızlığı bulunan ve beyninde damar tıkanıklığı sebebiyle bir süredir Fatih Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görmekte olan Mustafa Sungur ağabey bugün vefat etti.

Risale-i Nur ları 17 yaşında tanıyan ve 1954 yılından 1960’a kadar Bediüzzaman Said NursiHazretleri’nin hizmetinde bulunan Sungur Ağabey, Üstad tarafından, “nur kahramanı”olarak tanımlanmıştı.

Mustafa Sungur Ağabey için 2 Aralık Pazar günü ikindi namazını müteakip Fatih Camii’nde cenaze namazı kılınacak. Merhumun cenazesi, daha sonra Eyüp Mezarlığı’na defnedilecek.

Biz de NurNet ekibi olarak merhum ağabeye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz

 

 

Mustafa Sungur Ağabey İyileşiyor

Geçtiğimiz hafta hastaneye yatırılan Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Mustafa Sungur Ağabeyden iyi haberler geldi. Kısmi felç geçirdiği için konuşma güçlüğü çeken Sungur ağabey bugün itibariyle çok daha rahat konuşmaya başladı.

Hasta yatağında bile Türkiye ve dünyadaki iman ve Kur’an hizmetlerini soran, takip eden Sungur ağabey sevenlerine de selam gönderdi.

Yapılan dualar için “Allah hepsinden razı olsun” diyen Sungur ağabey, “her zaman duaya ihtiyacımız var. Kardeşlerim dualarını devam ettirsinler. Ben de onlara dua ediyorum” şeklinde konuştu.

Öte yandan yakınları, bazı televizyon kanallarında ve internet ortamında Sungur ağabeyin sağlığı ile ilgili yalan ve maksatlı haberler yapıldığını sevenlerinin bunlara inanmaması gerektiğini vurguladı. Yakınları, her türlü gelişmeyi Risale Haber üzerinden duyuracaklarını söylediler.

risale haber

Mustafa Sungur Ağabey Hastaneye Kaldırıldı

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Mustafa Sungur Ağabey hastaneye kaldırıldı.

Bir süredir devam eden bazı şikayetleri üzerine hastaneye götürülen Sungur ağabeyin sağlık durumu doktorlar tarafından izlemeye alındı.

Sungur ağabey sevenlerinden dua bekliyor.

MUSTAFA SUNGUR Kimdir?

Mustafa Sungur ağabey 1929 Eflani doğumludur. Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsünü bitirmiş ve kendi köyünde bir müddet muallimlik yapmıştır.

 1946 senesinde Külliyatta adları geçen; Muallim Ahmed Fuat, Mustafa Osman, Hıfzı Bayram, Mehmed Feyzi (R.H. aleyhim ecmain) ağabeyler vasıtasıyla Risale-i Nurları tanıdı ve okumaya başladı.

1947’de Emirdağ’ında Bediüzzaman’ı ziyaret etti.

1948’de Afyon mahkemesi münasebetiyle hapishaneye girdi.

1953’de Samsun Büyük Cihad gazetesine gönderdiği bir yazı yüzünden Samsun’da tekrar hapse alındı.

1954 senesinde Isparta’da şimdi müze olan evde Üstad Bediüzzaman’ın yanında temelli kalmaya başladı. Defalarca mahkemeye verildi, hapis yattı. Bediüzzaman Hazretlerinin en yakın hizmetkar ve talebelerindendir.

risale haber

Uluslararası 1. Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısı

BASIN BÜLTENİ

DÜNYA RİSALE-İ NUR MÜTERCİMLERİ İSTANBUL’DA BULUŞUYOR!

“Uluslararası 1. Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısı”

Dünyada ilk defa gerçekleşecek olan Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısı beş gün boyunca farklı programlarla İstanbul’da icra edilecektir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tarafından telif edilen Risale-i Nur eserleri dünyanın birçok diline tercüme edilmiş ve edilmektedir. Dünya çapında tercüme yapmış ve yapmakta olan mütercimler tecrübe ve birikimlerini paylaşmak üzere RUBA VAKFI’nın öncülüğünde 27-31 Ağustos 2012 günlerinde bir araya geliyorlar. Toplantı süresince Risale-i Nur’ların dünya dillerine tercüme edilmesi ile ilgili temel meseleler ele alınacak ve detaylı müzakereler yapılacaktır.

Beş gün boyunca muhtelif ülkeden 50 farklı lisanda Mütercimlerin hazır bulunacağı toplantıda öğleden önce ortak salonda sunumlar yapılacak, öğleden sonra da üç ayrı salonda İngilizce, Arapça ve Türkçe olarak tebliğler sunulacaktır. Toplantıya Risale-i Nurların Arapça mütercimi İhsan Kasım Salihi ve muhtelif platformlarda Risale’lerin tanıtımıyla ilgili çalışmalar yapan Prof. Dr. Yunus Ali Çengel, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Prof. Dr. Faris Kaya ve birçok akademisyeninde iştirak etmesi bekleniyor.

Ayrıca, Bediüzzaman Hazretlerinin yakın talebelerinden; Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Ahmet Aytimur, Said Özdemir, Mehmed Kırkıncı, Nusret Kocabay, Abdulkadir Badıllı ve Mehmed Fırıncı ağabeylerin programa teşrifleri beklenmektedir.

Toplantı, Topkapı Cad. No: 17 Nusret Ap. Fatih / İSTANBUL adresindeki Hamidiye Hizmet binasında yapılacaktır. Toplantı ile ilgili detaylı bilgi için RUBA VAKFI’yla irtibata geçilebilir.

Değerli Basın Mensuplarına Duyurulur.

Ruba Vakfı

Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Platformu

İletişim:

Nurettin Kıray 0533 431 40 94 nurettin_kiray@hotmail.com

Erdal Aydıner 0507 252 43 36 erdalaydiner@hotmail.com

Zülkifl Yıldırım 0537 796 04 54 rubahizmet@hotmail.com

Toplantı Adresi:

Topkapı Cad. No: 17 Nusret Ap. Fatih / İSTANBUL

Tel: 0212 531 15 31

Program Tarihi:

27 Ağustos 2012 / 31 Ağustos 2012

Bediüzzaman Ramazan’ı Nasıl Geçirirdi?

Talebeleri, Üstad’ın Ramazan’da uyumadığını, tüm gece ara vermeden, Kur’an, Cevşen, Risale-i Nur, Hizbu’l-Envar, Hakaiku’l-Nuriye okuduğunu aktarıyor. Üstad Hazretleri, özellikle Ramazan’ın on beşinden sonra talebelerini de uyutmamaya çalışır, geceleri ihya etmelerine vesile olurdu.

Kur’an odaklı bir hayat yaşayan Bediüzzaman Hazretleri’nin, Kur’an ayı olan Ramazan’a da bu yüzden çok ehemmiyet verdiğini belirten talebeleri, Üstad Hazretleri’nin bütün hayatında, özellikle akşam ve sabah namazlarından sonra evrad-u ezkârla geçirdiğini, mübarek gecelerde de kesinlikle uyumadığını ifade ediyorlar. 1954 yılında Bediüzzaman Hazretleri’nin yanına giden ve O’na talebe olma şerefine erişen Mustafa Sungur ağabey, Üstad Hazretleri’nin Ramazan’ını anlatırken şu ifadeleri kullanıyor: “Üstad’ımız Ramazan ayında uyumazdı. Bütün bir gece hiç durup aralık vermeden, Kur’an, Cevşen, Risale-i Nur, Hizbu’l-Envar, Hakaiku’l-Nuriye okurdu. Geceleri arada bir 15-20 dakika gibi kısa dalmalar dışında hiç uyumazdı.

Necmeddin Şahiner’in kaleme aldığı Son Şahitler isimli çalışmada Üstad’ın Ramazanlarını anlatan talebeleri onun bu aya verdiği kıymeti ve ayı değerlendirişini anlatırken insanı hayrete düşüren ifadeler kullanıyorlar. Üstad’ın 1953’te Fatih Çarşamba’daki evinde üç ay kadar misafir olarak kalan talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey bir Ramazan ayında Üstad Hazretleri’nin özellikle geceleri hiç uyumadığını, onun bu mübarek aya has bir usulünün olduğunu belirterek söz konusu usulünü şöyle izah ediyor: “Üstad Hazretleri bize derdi ki: ‘Ramazan’da insan oruçla ibadet halinde olduğundan, uykuda da olsa farz bir ibadeti ifa etmiş oluyor.‘ Her dakikası bire bin verilen bir ayda ibadetsiz bir zaman boşluğu bırakmak istemiyordu. Onun için iftardan sonra zaten akşamla yatsı arası kendisinin her zaman normal olarak evrad vaktidir. Tâ sahura kadar, imsak vakti girer girmez hemen sabah namazını kılar, tesbihatı kendisine mahsus ifadan sonra istirahata çekilirdi. Tâ kuşluğa kadar. Ondan sonra kalkar, gene Nur dersleri ve evrad u ezkâr ile meşgul olurdu. Üstad Hazretleri geceleri çok parlak ışıkta evrad ve ezkâra devam ederdi. Loşluktan hoşlanmadığını görürdüm.”

Bediüzzaman Hazretleri’yle 1947 yılında tanışan rahmetli Bayram Yüksel ağabey de Üstad’ın Ramazan’ını anlatırken şu ifadeleri kullanıyor: “Üstad’ımız Ramazan’ın on beşinden sonra kendisi yatmazdı, bizi de yatırmazdı. Hattâ çok gece kontrol ederdi. Eğer uyurken yakalarsa, bize su döker, uyandırırdı. Bizleri uyumamaya alıştırırdı. Mübarek geceleri ihya ettiğimiz zaman sabah namazını kılar, yatardık.

Cüz taksim ederek hatim yapardı

Mübarek, mualla Üstad’ımız üç aylar girdiğinde Isparta’daki Nur talebelerine hatim için Kur’ân-ı Kerim taksim ettirir, herkese bir cüz vererek vazife taksimi yapardı. Isparta, Sav, Kuleönü, Atabey, Bozanönü gibi Nur hizmeti ile müşerref olmuş, mübarek köylere cüzleri taksim ettirir, böylece mübarek şuhur-u selasede her gün hatim indirilirdi. Bütün duasını umum Nur talebeleri namına kendisi yapardı. Başta Peygamberimiz (sas) ve ashabı olmak üzere bütün ehl-i iman ve Nur talebelerine bağışlardı.

‘Kimdir bu Ramazan?’

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan ayında da zulüm ve haksızlıklara uğramıştı. “Isparta’da ani yapılan baskın ve araştırmalarda ele geçirilen Risale ve mektuplar arasında bir kitabın üzerinde ‘Ramazan’a aittir’ diye bir yazı vardı. İslam yazısını okuyamadıkları için kimdir bu Ramazan diye aradılar, taradılar, nihayet Isparta Atabey’in köylerinden Ramazan isimli bir vatandaşı da ellerini bağlayarak Eskişehir Hapishanesi’ne yolladılar. Aradan iki ay geçtikten sonra kitabın Ramazan Efendi’ye ait değil, Ramazan ve orucun hikmetlerini anlatan Bediüzzaman’ın Ramazan Risalesi olduğu anlaşıldı. Mazlum ve masum Ramazan Efendi tahliye edildi. Hapishanede Bediüzzaman tebessüm ederek ‘Kardaşım Ramazan hakkını helal et’ diye Ramazan’ı teselli ederdi.” diyor Üstad Hazretleri’nin talebelerinden Refet Barutçu.

Samanyolu Haber