Kategori arşivi: Duyuru & Etkinlikler

Hulusi Yahyagil, 1 Aralık 2012’de Elazığ’da Yad Edilecek!

Bediüzzaman Sad Nursi’nin öğrencilerinden olan ve uzun yıllar Elazığ’ın manevi anlamda kalkınması yönünde çalışmalar yürüten Hacı Hulusi Efendi, kendi adına düzenlenecek bir panelle yâd edilecek.

Elazığ Belediyesi, Akademik Araştırmalar Vakfı ve Risale Akademisi tarafından ortaklaşa düzenlenecek olan panelle, manevi kalkınmanın Anadolu kahramanları olan ve ‘Anadolu Ağabeyleri’ adı verilen şahsiyetler, değişik yönleriyle ele alınacak ve Risale-i Nur’un Anadolu’ya mal edilmesinin simgesi olacak.

Risale Akademisi Bölge Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. İsmail Yıldız, Anadolu Ağabeyleri’nin, Risale-i Nur öncülüğünde İslam davasının öncüleri olduğunu ifade etti. Yıldız, Hacı Hulusi Efendi’nin, inançlara baskı uygulanan o zor durumlarda, baskının son sınırda olduğu zamanların isimsiz kahramanı olduğunu belirterek, “Onların cesaret ve gayretlerine isim vermek ve gereken ilgiyi göstermek, yeni kuşağın yani bizlerin görevi olmalıdır. Onlar kendi yörelerinde anılmalı ve bize miras bıraktıkları o engin kültür paylaşılmalıdır. Onlar hiç şüphesiz kendi çıkarlarından vazgeçmiş serdengeçtilerdir; mübarek Anadolu’nun alperenleridir.”

Anadolu ağabeylerinin, Risale-i Nur’un saff-ı evvel halkası olduklarını belirten Yrd. Doç. Yıldız, ‘Üstad’dan beslenmiş, dersinde ve terbiyesinde bizzat bulunmuş, insibağ etmiş ve hizmetin tarz, telakki, metod ve yaşayışını icra etmiş ilk halkalardır ve bu halkaya halka olmuş diğer mümtaz ağabeyleri de sırasıyla anmak gerekir.” diye konuştu.

Yıldız, Risale Akademi’nin, ‘Anadolu Ağabeyleri Panelleri’ ile her ağabeyi doğduğu, çocukluk hatıralarının geçtiği toprağında anmak istediğini ifade etti. Yıldız, şöyle dedi: ‘Hemşehrileri tarafından az bilinen özellikleri ile memleketlerinde birer program ile takdim etmek istiyor. Başka bir ifadeyle, Risale Akademi, nur talebelerinin takdir ve hürmetleri ile birlikte topluma dönük, topluma mal olması gereken hizmet şahsiyetleri yönüyle bilinmesini arzuluyor. Bu çabalar bugüne kadar gösterildi. Hacı Hulusi Efendi Ağabeylerimiz hakkında yazılanlar, yapılan araştırmalar ve kitaplar bu vefanın çok esaslı birer örneği. Yapılan mevlitler, anma programları ve devam eden faaliyetler hepsi birer model ve örnek mesabesinde.’

Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ise Hacı Hulusi Efendi’yi bir panelle anmak ve onu yeni nesillere tanıtmak amacını güttüklerini ifade etti. Selmanoğlu, şunları söyledi: “İlimizin ve ülkemizin manevi cephesinde bin bir zorluklarla mücadele eden ve her biri bir meşale olan değerlerimizi ve mümtaz şahsiyetlerimizi anmak, onlara karşı bir vefa borcumuz olduğu gibi gelecek kuşaklara iyiyi, doğruyu ve güzeli, en güzel örnekleriyle ve abide şahsiyetlerin hayat hikâyeleriyle yeni kuşaklara sunulmuş olacak. Düzenleyeceğimiz panelle Hacı Hulusi Efendi’nin hizmetleri, bizzat hizmet arkadaşlarının ve akademisyenlerimizin anlatımıyla bizlere sunulacak.”

Anadolu Ağabeyleri kapsamında; Elazığ Belediyesi, Risale Akademisi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenecek panel, 1 Aralık 2012 Cumartesi günü Elazığ Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde, saat 18.30’da gerçekleştirilecek.

Bilgi için: www.risaleakademi.com

Cihan

Program;

10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu Tebliğ Çağrısı!

HAKİKAT ARAYIŞINDA NÜBÜVVETİN YERİ VE ROLÜ: RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ

İnsan mükemmel bir varlık olarak en güzel şekilde yaratılmıştır. Çok çeşitli eğilimleri, arzuları ve gerçekleştirmek istediği hedefleri vardır. Ayrıca doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmak için kendisine akıl melekesi verilmiştir. Fakat insandaki nefsanî hisler, benlik, öfke, hiddet ve aklın yanlış olarak kullanılması uygulamada zulüm, haksızlık ve haddi aşmalara sebep olagelmiştir. İnsan bir yönüyle adaletin ve barışın gerçekleşmesini arzulamakta, diğer yönüyle de nefsanî duygularına tabi olup zulme ve haksızlıklara yeltenebilmektedir. İnsanlık tarihi boyunca dünyanın birçok yerinde yaşanan açlık, fakirlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, harpler, zulümler, anarşi ve her türden şiddet gibi olumsuzluklar bu durumun dışa vurumudur.

İşte bu olumsuzlukları önlemek için ilk insandan itibaren İlahî rehberliğe ihtiyaç doğmuştur. İnsan aklı sınırlı olduğu ve çeşitli yönlendirmelere maruz kaldığı için doğruyu bulmada tek başına yeterli olamamaktadır. Zira Yaratıcının insana doğru olanı tercih etmesinde yol göstermesi, insanı yanlışlardan korur. Nitekim insanlık tarihi incelendiğinde bu tür bir rehberliğin peygamberler tarafından temsil edildiğini görüyoruz. İnsanı zulüm ve kötülükten koruyan, doğruluk ve adalete teşvik eden peygamberler ayrıca tarihte büyük dönüşümlere öncülük etmişlerdir. Yaratıcının rehberliği altında gerçekleştirilen bu dönüşümler, İlahî kaynaklı olmaları itibariyle diğer dönüşümlerden daha etkili ve kalıcı olmuştur.

Zaman ve mekân sınırları içinde olayları tek başına değerlendiren bir akıl gücü hakikate ulaştıramadığı gibi insan onuruna layık sürdürülebilir bir adalet tesisinde yeterli olamamaktadır. Bu durumda aklın vahyi anlama ihtiyacı açıktır. Çünkü tek tek her insanın aklı gerçek adaleti idrakten aciz olduğundan buna işaret edecek mükemmel bir akla ihtiyaç vardır. Bu sebeple geçmişten günümüze peygamberler ve onlara vahiyle gelen kitaplar insanlığın yolunu aydınlatmaya devam etmektedir.

İşte, 10. Risale-i Nur Sempozyumu’nda “Hakikat Arayışında Nübüvvetin Yeri ve Rolü” konusu aşağıda verilen alt başlıklar çevresinde mukayeseli olarak ele alınacaktır. Umulur ki bu sempozyumla insanlık yararına henüz yapılmayanları başarmak ve daha iyi bir dünya inşa etmek yolunda ciddi bir adım atılmış olur.

Alt Başlıklar

1-Nübüvvetin Tarifi, Gerekliliği, Misyonu ve Faydaları

Nübüvvet nedir, nasıl tarif edilmelidir?

Nübüvvetin gerekliliği akli delillere dayandırılabilir mi?

Nübüvvet misyonunun tevhit inancıyla ilişkisi nasıl kurulur?

İnsanlık niçin peygamberlere muhtaçtır?

Peygamberlerin birer insan olarak içinde yaşadıkları toplumlarda görevlerini ifa etmelerinin hikmeti ve önemi nedir?

Peygamberlerin hak, kuvvet ve hikmet kullanımındaki rehberliği nasıldır?

Peygamberler ve toplum tabakaları: Fakirler, zenginler, çocuklar, gençler, yaşlılar, hastalar, yetişkinler, kadınlar vs.

Peygamberlerin insanlığa katkıları nelerdir?

Peygamber mucizeleri aracılığı ile insanlığa neler öğretilmiştir?

2-Vahyin Aracısı Olarak Peygamberler

Peygamberlerin ubudiyet ve risâlet yönleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

Peygamberler bilgi kaynağı olarak mı, vahyin eğiticileri olarak mı değerlendirilmelidir?

Kutsal metinlerin ilk yorumcuları ve uygulayıcıları olarak peygamberler nasıl anlaşılmalıdır?

Peygamberlerin tarihselliği, insaniliği ve vahiy almaları ne şekilde bağdaşır?

Kuran’daki peygamber kıssalarından alınması gereken dersler nelerdir?

3-Peygamberlerin Ortak ve Farklı Yönleri

Peygamberlerin ana ve ortak mesajları nelerdir?

Dini ve felsefi geleneklerin nübüvvet, vahiy ve rehberlik anlayışları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

Peygamberlerin güvenirliliği, masumiyeti ve örnek insan oluşları nasıldır?

Peygamberlerin dünya işlerinin düzenlenmesindeki rolü nedir?

4-Nebevî Gelenek ve Nübüvvetin Mirasçıları

Nebevî sünnetin hayata uygulanmasında takip edilecek prensipler

Nebevi geleneğin temsilcilerinin irşat yöntemleri

Nebevi geleneğin, bilhassa, modern çağın sorunlarına sunduğu çözümler

Nursi’nin nübüvveti izahı diğer filozof, teolog ve mutasavvıfların yaklaşımından farklı mıdır?

Önemli Notlar

1. Sempozyum 22-24 Eylül 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir.

2. Tebliğlerin Sempozyum Sekretaryası’na ulaştırılmasıyla ilgili takvim şöyledir:

a) Tebliğ özetleri, 250 kelimeyi aşmayacak şekilde en geç 28 Şubat 2013 tarihine kadarwww.nubuvvetsempozyumu.com web sitesi üzerinden Sempozyum Sekretaryası’na ulaşmalıdır.

b) En fazla 15 sayfayı aşmayacak uzunluktaki tebliğler, hakemler tarafından değerlendirilmesi için tam metin olarak en geç 30 Haziran 2013 tarihine kadar www.nubuvvetsempozyumu.comweb sitesi üzerinden Sempozyum Sekretaryası’na ulaşmalıdır.

c) Sempozyumda sunulmak üzere kabul edilen tebliğ yazarlarına en geç 31 Temmuz 2013 tarihine kadar bilgi verilecektir.

3. Tebliğler Risale-i Nur Külliyatı ışığında, yukarıdaki başlıklar çerçevesinde hazırlanmalıdır. Bu kapsama uymayan tebliğler kesinlikle dikkate alınmayacaktır.

4. Risale-i Nur Külliyatı ve Nursi üzerine yapılmış akademik çalışmalar, ilave bilgi ve kaynak Sempozyum Sekretaryası’ndan temin edilebilir. Ayrıca www.iikv.org/academyweb sitesinin ziyaret edilmesi önerilmektedir.

5. Sempozyum dili Türkçe-İngilizce-Arapça olup simültane tercüme yapılacaktır.

İletişim:

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı

Kalenderhane Mh. Cüce Çeşmesi Sk.

No:6 Vefa Fatih İstanbul

Tel : +90 212 527 8181

Fax : +90 212 527 8080

E-mail: symp2013@iikv.org

Gazze İçin Acil Çağrı! Gönüllü Tıpçılara İhtiyaç Var..

İsrail’in Filistin Gazze saldırıları nedeniyle çok sayıda sivil hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Mevcut yaralıların yanı sıra 2006 yılından beri sistematik olarak devam eden saldırılarda yaralanan binlerce Filistinli ileri tıbbi bakıma ihtiyaç duymaktadır.

Yeryüzü Doktorları Filistin sağlık altyapısının güçlendirilmesine yönelik yürüttüğü pek çok proje yanında acil tıbbi bakım ihtiyacına yönelik de çalışmalar yürütmektedir.

Bu bağlamda Filistin Gazze’de yaralıların tedavileri için yürütülen acil tıp çalışmaları ve geç dönem rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde aşağıdaki ana ve yan dal uzmanlık alanlarındaki gönüllülere çağrı yapılmaktadır.

Gazze’nin sağlık altyapısı ortalama şartlardadır ve temel branşlarda hekim sayıları da yeterlidir. Ancak saldırı dönemlerinde artan hasta sayısı ve ileri cerrahi uygulamalar konusundaki yetersizlikler yaralıların yaşamını tehdit etmektedir. Gönüllü hekimlerimizden saha şartlarını ve riskleri değerlendirerek başvurularını yapmalarını rica ederiz.

Bu bağlamda TİKA ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliği ile gönüllü personel görev izinli sayılmakta ve özlük haklarında bir kayıp yaşanmamaktadır. Başvuru için www.yeryuzudoktorlari.org adresi üzerinden gönüllü başvuru formu doldurup bilgi@yyd.org.tr mail adresine özgeçmişlerinizi göndermeniz yeterlidir.

Tel: +90(212)5861212 (Seda Yılmaz)

UZMANLIK ALANLARI

•Anesteziyoloji ve Reanimasyon

•Beyin ve Sinir Cerrahisi

•Çocuk Cerrahisi

•Genel Cerrahi

•Göz Hastalıkları

•Göğüs Cerrahisi

•Kadın Hastalıkları ve Doğum

•Kalp ve Damar Cerrahisi

•Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

•Ortopedi ve Travmatoloji

•Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

•Radyodiagnostik

•Üroloji

YANDAL UZMANLIK ALANLARI

•Periferik Damar Cerrahisi

•Harp Cerrahisi

•Gastroenteroloji Cerrahisi

•El Cerrahisi

•Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi

Hastalar Risalesi Çalıştayı 20 Ekim Cumartesi!

Hastalar Risalesi Çalıştayı 20 Ekim 2012 tarihinde İstanbul’da Hospital Türk, Risale Akademi ve AKAV (Akademik Araştırmalar Vakfı) tarafından yapılacaktır.

Hastalık, canlıların var olmasıyla beraber var olagelen bir olgudur. Organizmanın icra etmesi gereken görevleri icra edemez duruma gelmesi hastalık olarak bilinir. İnsanlar hastalığı her zaman bir musibet olarak algılamışlardır. Hastalar, hastalığın seviyesine göre insanlar tarafından zaman zaman şefkat görürken bazı dönemler de tecrit edilmişlerdir. (Veba, cüzzam vs.)

Çağımızda hastalıklar çeşitli kategorilerde değerlendirilir. Fiziksel, ruhsal vs. Bu hastalıklar büyük oranda pozitivist bakış açısıyla değerlendirilir. Sebeb sonuç ilişkileri içinde hastalıkların ortaya çıkma nedenleri ortaya konmaya çalışılır ve olması gereken tedavi önerilir.

Hastalıkların manevi yönü de vardır. Bediüzzaman, hastalıkları aslında önümüze çıkarılan küçüklü büyüklü günahlardan arınma vesileleri olarak görür. Bu günahlardan kurtulmanın şartı olarak da insanların iman edip uygulamalarını şart koşar. Her hastalığın içinde birer ibret olduğunu ve insanın bunu açık bir bilinçle üzerinde düşünerek kavraması gerektiğini belirtir.

Hastalıklar ve hastalar konusunda “Hastalar Risalesi” adıyla bir eser yayınlayan Bediüzzaman, bu eserde hastalık karşısında çaresiz kalanlara, sabretmeyenlere, tahammül etmeyenlere, hastalıklardan şikâyet edenlere, müzmin hastalara, acılarından şikayetçi olanlara, meraklarını vesvese düzeyine yükseltenlere, sıhhatının lezzetini kaybedenlere, ahiretini düşünen hastalara, hastalığı vereni bilerek yaşayanlara, hastalık nedeniyle ibadetlerinden geri kalanlara ve hastalık nedeniyle sıkıntı yaşayanlara yirmi beş deva sunmuştur.

Bediüzzaman bu devalarda hastalıkları manevi açıdan değerlendirirken, hem dünya hem de ahiret yönüyle ele alır. Hastalıkların psiko-sosyal yönlerini ve faydalarını da ortaya koyar.

Hastalara, yaşlılara, engellilere, psikolojik rahatsızlıkları olanlara, özel eğitime ihtiyaç duyacak düzeyde dezavantajlı durumda olanlara vs. günümüzde genellikle ilgili bilimlerin öngördüğü çözüm önerileri ve reçeteler sunulur. Bu çözüm önerilerinin yanında moral tedavi olarak da algılanabilecek manevi boyutlar, yan etkileri olmaksızın aslında “Hastalar Risalesi“nde mevcuttur.

Hastalığa sebep olan israfa karşı iktisat, “daha ne elde ederim” fikri neticesinde meydana gelen doyumsuzluk ve sonrasında ruhsal bozuklukla birlikte maddi manevi obezliğe karşı şükür ve insanların meydana getirdikleri çevre kirliliğine karşı İsm-i Kuddus gibi konuları içinde bulunduran Risale-i Nurlar aslında önemli ilaçlar barındıran Kur’andan süzülmüş büyük bir manevi eczane olarak değerlendirilmektedir.

Bütün bu içeriklerin ilgili akademik dalların yaklaşımı ve yeni bilimsel gelişmeler bağlamında anlamlandırılması ve topluma katkı sunması konferansımızın ana temasını oluşturacaktır. Bu bilimsel ortama yapacağınız değerli katkılar için şimdiden teşekkür ediyoruz.

***

Tarih:20.Ekim.2012 Cumartesi
Yer: Çamlıca Sebahattin Zaim Kültür Merkezi
Kısıklı Mah. Hanımseti Alt Çıkmazı No:2 ÜSKÜDAR

www.RisaleAkademi.com

Not: Hastalar Risalesi için tıklayınız

 

Risale Akademi, Hospital Türk ve AKAV “Hastalar Risalesi Ekseninde Manevi Bakım Olarak HASTALIK ve HASTALAR  KONFERANSI” düzenleyecek.

20 Ekim 2012 Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenecek olan program sabah 09:00’da başlayacak. Hastalar Risalesi ekseninde tebliğler ve müzakereler yapılacak.
Öğleden sonra 16:00-17:30 arası sonuç bildirilerinin açıklanacağı bir panelle program bitecek.
Sabah oturumu sadece tebliğci, müzakereci ve sunum yapacaklarla sınırlı olacak.
Öğleden sonraki panel ise katılıma açık olacak.

Tarih:20.Ekim.2012 Cumartesi
Yer: Çamlıca Sebahattin Zaim Kültür Merkezi
Kısıklı Mah. Hanımseti Alt Çıkmazı No:2 ÜSKÜDAR

 

Van’da Medresetüzzehra Sempozyumu 12-14 Ekim 2012

Değerli  Bilim İnsanları,

MEDRESETÜZZEHRA  SEMPOZYUMU: “Said Nursi Eğitim Felsefesi”, 12-14 Ekim 2012 tarihleri arasında, Van  Valiliği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü, Risale Akademi ve Akademik  Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenecektir.

20. yüzyılın ülkemiz açısından bir arayışlar yüzyılı olduğu, bu arayışların eğitim  alanında da devam ettiği malumunuzdur.

Yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı eğitim kurumları değişen ve gelişen dünya şartlarını doğru  okuyamamakta ve çağın ihtiyaçlarına cevap verememekteydi. Tanzimatla başlayan eğitimde  modernleşme hamlesi, mektep-medrese-tekke üçgenindeki karşılıklı  yabancılaşmayla bu üç kurumun kutuplaşmasına sebep olmuştu. Medreseliler, mekteplileri dinsizlikle, diğerleri de bunları cahillik ve  taassupla suçlamaktaydılar. Mektep merkezli okullaşma, eğitim dilinin Türkçe  olması sebebiyle, Doğu ve Güneydoğu’da eğitime erişimi de önemli  ölçüde sınırlamıştı.

90 yıllık Cumhuriyet tarihinde de eğitim alanı tepeden  modernleşme sürecinin en önemli mecralarından birini teşkil etti. Benimsenen  pozitivist yaklaşımlar, yerli ve dini duyarlıkları zayflatırken, toplumla  organik bağ içinde gelişen bir okumuş sınıfın ortaya çıkmasına da imkan  vermedi. Eğitim  sistemi, ne ekonomik ilerlemenin gerektirdiği kalifiye  işgücünü besleyebildi, ne de daha sonra ortaya çıkan ideolojik kutuplaşmaların  şiddete dönüşmesini engelleyebilecek sivil bir ahlak üretebildi. Cumhuriyet dönemi eğitim sistemi etnik, dini ve diğer tür bölünmeleri aşan,  vatandaşlıkta birleştirici bir referans üretmekte başarısız oldu.

Yaşadığımız  küresel çağda, “dijital kuşakların” ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir eğitim  sistemine ihtiyaç  var. 100 yıldan bu yana arayışında olduğumuz, hedefleriyle evrensel düşünceyi,  amaçlarıyla yerelliği, bize özgü düşünceyi yansıtan eğitim modeli, tam burada  yani Türkiye’de kendisine ulaşılmayı bekliyor. İşte bu model, bundan tam 100  yıl önce Van’da konuşulan ve İstanbul’da yankılanan yeni bir eğitim modeliydi.

Bu sade ve anlaşılır eğitim modelinin sahibi  Bediüzzaman Said Nursi’ydi. Mektep merkezli modernleşme anlayışı karşısında,  mektebi reddetmeden medreseyi ayağa kaldıran, ikisini de tekkenin irfanıyla  buluşturan bu model, aslında yerli bir modernitenin nasıl üretilebileceğinin  müşahhas bir beyanıydı. Şöyle diyordu Said Nursi: “Aklın nuru fünun-u medeniye  (Medeniyeti meydana getiren fen bilimleri), kalbin ziyası ulum-u diniyedir  (dini ilimlerdir). Bu ikisi birlikte okutulduğunda hakikat (bireysel ve  toplumsal, evrensel yasalara ve psiko-sosyal gerçeklere uygunluk) tecelli eder.  Ayrıştırıldığında birinden inkar diğerinden taassup çıkar.” Bediüzzaman Said  Nursi bu modeli bir deneme okulu olarak “Medresetüzzehra” (Zehra Okulu) adını  verdiği ve merkezi Van’da, iki şubesi de  Bitlis ve Diyarbakır’da olmak üzere açmak  istedi.

İlk defa 1907  yılında Sultan II.Abdulhamid’e aktarmak istediği teklifi,  Sultan Reşad döneminde yansıma buldu. Araya  giren savaşlar sebebiyle akim kalan mücadelesini 1922’de TBMM’de verdirdiği  teklifle yeniledi.  Büyük Millet  Meclisine 163 mebusun  imzası ile “Medresetüzzehra”  kurulmasını içeren bir teklif verildi fakat  kadük bırakılarak akamete uğratıldı. Cismen kurulması için verdiği mücadelenin  bir nimeti olarak, Medresetüz-zehra projesi şekli bir okul olarak değil,  1925’te Burdur’dan başlayarak 1960 yılına değin devam eden sürgün ve hapishane  hayatında, bu defa mana ve felsefe olarak Risale-i Nur eserleri olarak  somutlaştı.

Ömrünü insanlığa ve özellikle bu vatandaki insanların mutluluğuna ve gelişmişliğine  adayan Bediüzzaman Said Nursi’nin söz konusu Medresetüz-zehra okulu bağlamında  eğitim felsefesini müzakere etmek için; Van Valiliği, 100.Yıl Üniversitesi, Risale  Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı işbirliği ile Van’da bir sempozyum  düzenlemiş bulunmaktayız.

Bu sempozyumda  sunulması muhtemel tebliğlere, panellere, konuşmalara,  posterlere konu olabilecek başlıklar Sempozyum konuları linkinde arz  edilmiştir. Sizin bu sempozyuma, eğitim alanınızdaki birikiminiz ve  tecrübenizle katılmanızdan onur duyacağımızı belirtmek isteriz. Seçtiğiniz  konuya ilişkin olarak Risale-i Nur’dan seçilen konular/bölümlerle tarafınıza  destek verilecektir. Bu Sempozyuma yapacağınız değerli katkılar için  şimdiden teşekkür ediyoruz.

Prof. Dr. Gürbüz AKSOY

(Akademik Araştırmalar Vakfı)

Sempozyum Başkanı

Prof. Dr. Peyami    BATTAL

(Yüzüncü Yıl Üniversitesi    Rektörü)

Sempozyum Onursal Başkan Yrd.

Münir    KARALOĞLU

(Van Valisi)

Sempozyum Onursal Başkanı

Kaynak: http://www.medresetuzzehrasempozyumu.org/