Etiket arşivi: abdulkadir haktanır

Pratik İslami Bilgiler (Soru – Cevap)

S.1-Cenaze Namazı kaç rekattır?
C.1-Cenaze Namazı ayakta kılınır, 4 Tekbirlidir.

S.2-İslamın şartları kaçtır?
C.2-Beştir, bunlar; Kelime-i Şehadet, Namaz, Oruç, Hac ve Zekattır.

S.3-Abdesttin Farzları nelerdir ?
C.3-Dörttür, bunlar; Ellerini ve kollarını dirseklere kadar yıkamak, Yüzünu yıkamak, Başın dörtte birini meshetmek, Ayaklarını topukları ile beraber yıkamak.

S.4-Guslün Farzları nelerdir ?
C.4-Üçtür, Mazmaza [Ağıza su alıp çalkalamak] İstinşak [Buruna su çekip sümkürmek] Tüm bedeni yıkamak.

S.5-Peygamberimizin [s.a.v.] iki kızı ile evlenen kimdir ?
C.5-Hz. Osman [r.a.]’dir.

S.6-Rasulullah’ı [s.a.v.] hicret sırasında yakalamak isterken atı çöle batan kimdir ?
C.6-Suraka’dır.

S.7-Mirac nedir ve Mirac sırasında Peygamberimizin bineği ne idi?
C.7-Mirac; Peygamberimizin bir gece yatağından alınarak önce mescidi Aksaya sonrada semaya götürülmesidir, bineği ise Buraktır.

S.8-Ezanı ruyasında öğrenen sahabi kimdir ?
C.8-Abdullah bin Zeyd’dir.

S.9-Bedir savaşında müslümanların sayısı kaçtı ve kaç kişi şehit oldu?
C.9-Müslümanların sayısı 300 idi ve 14 kişi şehit oldu.

S.10-Bedir savaşında Müşriklerin sayısı kaçtı ve kaç Kafir öldürüldü?
C10-Müşriklerin sayısı1000 idi ve 70 Kafir öldürüldü.

S.11-Kaç mezhep vardır ve nelerdir ?
C.11-İtikatta Mezhep ve Amelde Mezhep olmak üzere 2 Mezhep vardır.

S12-İtikatta Mezhep İmamlari kimlerdir?
C.12-İmam ebu Mansur Muhammed Maturidi ve imam ebu’l Hasani’l Eşaridir.

S.13-Amelde Mezhep kaçtır ve nelerdir?
C.13-4’tür; Bunlar; Hanifi, Şafii, Maliki, Hanbeli Mezhepleridir.

S.14-Itikatta Mezhebin nedir?
C.14-Ehli sünnet velcemaat mezhepleridir .

S.15-Amelde mezhep imamların adları nelerdir?
C.15-İmami Azam ebu Hanife, imam Malik, imam Şafii, imam Ahmed bin hanbel’dir.

S.16-İlk Cuma Namazı nerede kılındı?
C.16-Raruna vadisinde kılınmıştır.

S.17-Yolculuk halinde ve yolculuk hali dışında Meshin muddeti ne kadardır?
C.17-Yolculuk halinde 3 Gündür, yolculuk hali dışında 1 Gündür.

S.18-İmamı Azam Ebu Hanife’nin asıl ismi nedir?
C.18-Numan bin Sabittir.

S.19-Sahabi ve Tabiin kimlerdir ?
C.19-Sahabi Rasulullahı [s.a.v. görüp sohbetinde bulunan Muminlere denir. Tabiin ise Sahabilerden sonra gelen ve onlarla sohbet edenlerdir.

S.20-Rasulullah’ın [s.a.v.] zamanında ortaya çıkan yalancı Peygamber kimdir ?
C.20-Museylemetül Kezzap’tır.

S.21-Edilleí Şeriyye [şerí deliller ] kaçtır?
C.21-4’tür; Kitap, Sünnet, İcma ve Kiyas’tır.

S.22-Rasul kime denir?
C.22-Allah tarafından kendisine kitap verilen Peygamber demektir.

S.23-Peygamberlerin vasıfları nelerdir?
C.23-Sıdk [doğruluk], Emanet [güvenirlik], Fetanet [zeka ve yüksek anlayış], İsmet [masumiyyet], Tebliğ.

S.24-Hangi Kitaplar hangi Peygamberlere indirilmiştir?
C.24-Tevrat; Musa[a.s.], Zebur; Davut [a.s.], İncil; İsa [a.s.], Kuran’ı Kerim; Hz. Muhammed [s.a.v.] indirilmiştir.

S.25-Hz. Asiyye kimin hanımı idi ?
C.25-Kafir Firavunun hanımı idi.

S.26-Kendisi ilk Rasul olan ve oğullarından biri iman etmeyen Peygamber kimdir, bu Peygamber kavmini kaç yıl hakka davet etmiştir?
C.26-Nuh [a.s.] ‘dır, Kavmini 950 sene hakka davet etmiştir.

S.27-Hangi Peygamberlerin Hanımları iman etmeyerek helak oldular ?
C.27-Lut [a.s.] ve Nuh [a.s.]’ın hanımları.

S.28-Doğduğunda konuşan ve körlerin gözünü açma mucizesi verilen kimdir ?
C.28-Hz. İsa [a.s.] ‘dır.

S.29-Topukları altından zemzem çıkan ve kendisini bıçak kesmeyen çocuk kimdir?
C.29-Hz. İsmail [a.s.]’dır.

S.30-Firavunun sarayında büyüyen Peygamber kimdir ve kiminle yolculuk yapmıştır ?
C.30-Hz. Musa [a.s.]’dır ve Hızır [a.s.] ile beraber yolculuk yapmıştır.

S.31-Ömrü boyunca bir gün oruç tutup bir gün iftar eden Peygamber kimdir ve bu Peygamber geçimini nasıl sağlardı ?
C.31-Hz. Davut [a.s.]’dır ve geçimini demircilikle sağlardı.

S.32-Nuh [a.s.]’ín kavmi nasıl helak oldu?
C.32-Tufan sonunda boğularak helak oldu.

S.33-Cennetten gelen taşın adı nedir ?
C.33-Haceru’l esved ‘dir.

S.34-Yer yüzündeki ilk Mescid hangisidir ve kim tarafından yapılmıştır?
C.34-Kabe’dir ve Hz. İbrahim [a.s.] ve oğlu İsmail ile birlikte Allah’ın emri ile yapmışlardır.

S.35-Yer yüzünde yapılan ikinci Mescid hangisidir, kim yapmıştır ve nerededir?
C.35-Mescidi Aksad’ır,Yakup [a.s.] yapmıştır ve kudüste bulunmaktadır.

S.36-Hangi tepeler arasında Sa’y yapılır ve bu tepeler arasında su bulmak için koşan kadın kimdir ?
C.36-Safa ile Merve arasında Sa’y yapılır ve koşan kadın Hz. Hacer ‘dir.

S.37-Ulu’l –Azmdenilen Peygamberler hangileridir?
C.37-Hz. Nuh [a.s.], Hz. İbrahim [a.s.], Hz. Musa [a.s.], Hz. İsa [a.s.], Hz. Muhammed [a.s.]’dır.

S.38-Ashabi Kehf kaç yıl uyudu?
C.38- 309 Sene uyudular.

S.39-Abbasi Devleti ne zaman kuruldu veyıkıldı, bu devleti kimler yıktı ?
C.39-Hicri 132 Yılında kuruldu, Hicri 656 yılında yıkıldı. Bu Devleti Moğollar yıktı.

S.40-İspanya’da kurulan Müslüman Devletin ismi ne idi?
C.40-Endülüs Emevi Devleti.

S.41-Tarihte ilk Müslüman Türk Devleti hangisidir, nerede ve ne zaman kurulmuştur ?
C.41-Karahanlılar Devleti M.840 yılında Türkistan’da kurulmuştur.

S.42-Rasululah [s.a.] şairi ve müezzini kimdir ?
C.42-Şairi; Hassan bin Sabit, müezzini; Hz. Bilâl‘dir.

S.43-Hz. Ebubekir [r.a.] kaç yıl Halifelik yaptı ?
C.43-2 sene 3 ay 8 gün.

S.44-Savaşa katılmadıkları için haklarında Ayet inen üç Sahabi kimlerdir?
C.44-Kaab bin Malik, Murare bin Rebi, Hilal bin Umeyye.

S.45-Medinede ilk inşa edilen mescid hangisidir?
C.45-Kuba Mescidi.

S.46-Kur’án-ı Kerim kaç senede Nazil oldu ,Kuránı Kerimde kaç cüz ve sure vardır?
C.46-23 Senede Nazil oldu, Kur’án-ı Kerimde 30 Cüz ve 114 Sure vardır.

S.47-Kur’án-daen fazla geçen kelime hangisidir, bu kelime hangi sure’nin her Ayetínde geçiyor ve bu kelime Kur’án-ı Kerimde kaç defa zikredilir?
C.47-ALLAH Kelimesidir, Mucadele suresinin her Ayetinde geçiyor ve 2697 defa zikredilir.

S.48-Kur’án-i Kerimde kaç yerde tilavet secdesi vardır?
C.48-14 yerde vardır.

S.49-Mekkede Kur’án-ı Kerim’i ilk kez açıkça okuyan kimdir ?
C.49-Abdullah bin Mesud [ra.]’dir.

S.50-Hangi Ayetlere Mekki, hangi Ayetlere Medeni denir ve Hüküm AyetleriMekki midir yoksa Medenimidir ?
C.50-Hicretten önce inen Ayetlere Mekki, Hicretten sonra inen Ayetlere Medeni denir. Hüküm Ayetleri Medinede Nazil olduğu için Medeni Ayetlerdir.

S.51-Kur’án-ı Kerim’e göre insanlar ve cinler niçin yaratıldı ve insanın yer yüzündeki konumu nedir ?
C.51-İnsanlar ve cinler yalnız Allah’a kulluk etmeleri için yaratıldı ve insan Yer yüzünde Allah’ın halifesidir.

S.52-Hangi Surenin başında Besmele yoktur ve hangi Surede 2 tane Besmele vardır?
C.52-Tevbe Suresinde yoktur ve Neml suresinde 2 tanedir.

S.53-Sened ve Metinneye denir?
C.53-Hadisi Rivayet eden kişiler zincirine Sened denir, Sened’den sonraki Peygamberimizin [s.a.] sözlerine ise Metin denir.

S.54-Ravi nedir?
C.54-Peygamberimizin [s.a.] sözlerini veya fiillerini Rivayet eden her kişiye Ravi denir.

S.55-Sahabilerden en çok Hadis Rivayet eden Kadın ve Erkek Sahabi kimdir?
C.55-Kadın Sahabi Hz. Aişe r.a. ve erkek Sahabi Ebu Hureyre ra.’dır.

S.56-Muttefekun Aleyh ne demektir ve iki büyük Hadis Kitabı hangileridir ?
C.56-Buhari ve Muslimin bir Hadis üzerindeki ittifakıdır, iki büyük hadis kitabı ise Sahihi Buhari ve Sahihi Muslimdir.

S.57-Mevzu Hadis ne demektir ?
C.57-Peygamber Efendimizin ağzından uydurulan gerçek olmayan sözlerdir.

S.58-Hz. Muhammed s.a. kaç yaşında evlendi ve kaç yaşında Peygamber oldu ?
C.58-25 yaşında evlendi ve 40 yaşında Peygamber oldu.

S.59-Peygamberimiz [s.a.] é ilk Vahiy nerede geldi Peygamberimiz s.a. kaç sene gizli olarak islamı yaydı ve ilk defa açıkça Peygamberliğini nerede ilan etti ?
C.59-İlk Vahiy; Hira Dağında geldi, 3 sene gizli olarak İslamı yaydı ve Safa Tepesinde Peygamberliğini ilan etti.

S.60-Hz. Bilalé dininden döndürmek için kızgın taşla işkence eden kimdir ve bu kişiyi kim nerede öldürdü ?
C.60-Umeyye bin Halef ‘tir ve bu kişiyi Bilali Habeşi Bedir savaşında öldürdü.

S.61-Gördükleri işkenceler yüzünden Müslümanlar nerelere Hicret ettiler ?
C.61-Habeşistana ve Medineye hicret ettiler.

S.62-Medineye Hicret ne zaman gerçekleşti ve ilk hicret eden kimdir?
C.62- 622 tarihinde gerçekleşti ve ilk hicret eden Ebu seleme bin Abdul Esad r.a.’dır.

S.63-Peygamberimiz s.a. Medineye kiminle birlikte hicret ettisaklandıkları mağaranın ismi nedir, bu Mağaraya gizlice yemek taşıyan kimdi, kafirlerin durumu hakında kim bilgi taşıyordu?
C.63-Hz. Ebu bekir ile birlikte hicret etti, Mağaranın ismi Sevr Mağarasıdır, yemek taşıyan kişi o civarda koyun otlatan Amir bin Fuheyre‘dir ve kafirlerin durumu hakkındanHz. Ebu bekir r.a. oğlu Abdullah bilgi taşıyordu.

S.64-Rasulullah s.a. evi yapılmadan önce Medinede kime misafir oldu, kaç ay kaldı ?
C.64-Ebu Eyyub el Ensari r.a.‘nin evine misafir oldu ve buradayedi aya yakın kaldı.

S.65-Peygamberimizin son savaşı hangisidir ve ne zaman olmuştur?
C.65-Tebuk savaşıdır ve Miladi 630 yılında olmuştur.

S.66-H.z. Peygamberimizin kaç çocuğu olmuştur,isimleri nelerdir?
C.66-Yedi çocuğu olmuştur, bunlar; Kasım, İbrahim, Rukiye, Zeynep, Ümmü gülsüm, Fatıma ve Abdullah’tır.

S.67-Peygamberimizin s.a. süt Annesinin ve süt kardeşinin isimleri nedir?
C.67-Süt Annesinin ismi; Halime’dir, süt kardeşinin ismi; Şeyma’dır.

S.68-Cennetle kaç kişi müjdelendi, bu kimselere ne ad verilir ve bunlar kimdir?
C.68-10 kisi mujdelendi, bu kimselere Aşereí Mubeşşere denilir, bunlar; Hz.EbuBekir r.a., Hz. Ömer r.a., Hz. Osman r.a., Hz. Ali r.a., Zubeyr b.el Avam r.a., Abdurrahman b. Avf r.a., Sád b. ebi Vakkas r.a., Sa’d bin Zeyd r.a., Ebu ubeydebin Cerrah r.a., Talha bin ubeydullah r.a.’dır.

S.69-Akabe biatınedir, 1.ve 2. Akabe biatında kaç kişi vardır?
C.69-Peygamberimizle s.a. Medinelilerin hicretten önce yaptıkları anlaşmadır, 1.inde 12 kisi, 2’sinde 75 kişi bulunuyordu.

S70-Gazve ve Seriyye nedir?
C.70-Gazve; Peygamberimizin bizzat katıldığı savaşlara denir, Seriyye; Rasulullah s.a.’ín emri ile haraket eden, ancak bizzat kendisinin katılmadığı askeri birliğe denir.

S.71-Hendek savaşı ne zaman olmuştur ve bu savaşta Hz. Peygamberimiz s.a.’e hendek kazılmasını kim tavsiye etti?
C.71-Hicri 5. yılında olmuştur ve Selmani Farisi hendek kazılmasını tavsiye etmiştir.

S.72-Ehli Suffe kimdir?
C.72-Hicretten sonra Rasulullahıns.a. evinin avlusunda kalıp ilim öğrenen yoksul Müslümanlardır.

S.73-Ravza-i Mutahhara neresidir ?
C.73-Peygamberimizin kabri ile Minberi arasındaki kısma denir.

S.74-Asrı Saadet ne demektir?
C.74-Rasulullahın a.s. yaşadığı çağa asrı saadet yani mutluluk çağı adı verilir .

S.75-Mihrab ve Minber neye denir ?
C.75-Mihrab; Camide İmamın namaz kıldırdığı yere denir, Minber; Camide Hutbe okunan yerin adıdır.

S.76-Yahudilerle yapılan en büyük savaş hangisidir ve ne zaman yapılmıştır ?
C.76-Hayber savaşıdır, Hicretin 7.  yılında yapılmıstır.

S.77-Dünyada gelmiş geçmiş en hayırlı 4 kadın kimlerdir ?
C.77-Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Hatice, Hz. Fatıma.

S.78-İslamda kutsal sayılan 3 Mescid hangileridir?
C.78-Mescidi Haram, Mescidi Nebevi, Mescidi Aksa.

S.79-Hulefa-i Raşidin kimlerdir ve bunlardan hangileri vahiy katipliği yapmıştır?
C.79-Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Alive hepsi Vahiy katipliği yapmıştır.

S.80-Emevi Devleti ne zaman kuruldu ve yıkıldı, Müslümanların 5. Halife dedikleri Emevi Halifesi kimdir?
C.80-Hicri 41 Yılında kuruldu, Hicri132 yılında yıkıldı. Emevi Halifesi; Ömer bin Abdul Aziz’dir.

S.81-Fatiha suresinde sapanlar ve gazaba uğrayanlar olarak nitelenenler kimlerdir?
C.81-Sapanlar; Hiristiyanlardır ve gazaba uğrayanlar ise Yahudilerdir.

S.82-Hz. Lut a.s.’ín gönderildiği şehir hangisidir?
C.82-Sedum’dur.

S.83-Kaç kandil gecesi vardır ve nelerdir?
C.83-5 Tanedir; Kadir gecesi, Mevlid kandili, Regaib kandili, Mirac kandili, Beraat kandili.

S.84-Kadir gecesinde ne olmuştur?
C.84-Kur’an-ı kerimin Dünya semasından Peygamberimize indirilmeye başladığı gecedir.

S.85-Mevlid kandili nedir?
C.85-Rasulullah s.a.’ın Doğum gecesidir.

S.86-Regaib kandili nedir ve nezamandır ?
C.86-Hz. Amine’nin Yüce Peygamberimize hamile olduğunun farkına vardığı gecedir, Recep ayının ilk cuma gecesidir .

S.87-Mirac nedir ve Mirac gecesi ne zamandır ?
C.87-Peygamberimizin bir gece yatağından alınarak önce Mescidi Aksaya sonrada Semaya götürülmesidir ve bu gece Recep ayının27. gecesidir.

S.88-Beraat nedir ve bu gece ne zamandır ?
C.88-Kur’an-i Kerim’in Levhi Mahmuzdan Dünya Semasına indirildiği gecedir bu gece Şaban ayının 14’ünü15’íne bağlayan gecedir.

S.89-Mükellef ne demektir?
C.89-Çocukluktan çıkıp erkeklik veya kadınlığa ermiş aklı başında her müslüman mükelleftir. Yani İslamın emir ve yasaklarına uymaklayükümlüdür.

S.90-Ef’ali Mükellefin kaçtır ve nelerdir ?
C.90- 8 dir, Farz, Vacip, Sünnet, Mustehap, Mubah, Haram, Mekruh, Mufsid.

S.91-Farz ne demektir ve kaç kısımdır?
C.91-Kesin deliller ile sabit olan ilahi emirlere Farz denir, Farzı ayın ve Farzı kifaye olmak üzere iki kısma ayrılır.

S.92-Farzı ayın ve Farzı kifaye ne gibi şeylerdir ?
C.92-Farzı ayın; her akıl ve baliğ olan Müslümanın işlemesi Farz olan şeylerdir. Bunlar; 5 vakit Namaz kılmak, Ramazan orucunu tutmak, Zenginlerin zekatlarını vermesi, kudreti olanların Hacca gitmesi gibi şeylerdir. Farzı kifaye; bazı Müslümanların işlemesi ile öteki Müslümanlardan düşen şeylerdir. Cenaze Namazı, selam vermek ve almak gibi.

S.93-Vacip ne demektir ?
C.93-Allahu Tealanın emir edip Alimlerin delilinde şüphe ettigi hususlardır. Hanefilerce; şüpheli delil ile sabit olan şey demektir. Bunlar; Vitir namazı kılmak, Ramazan Bayramında sadaka-i Fitir vermek, Kurban Bayramında Kurban kesmek ve Bayram namazlarını kılmaktır.

S.94-Sünnet nedir ?
C.94-Farz ve Vacip olmayarak Peygamber Aleyhisselamın ibadet sureti ile her daim işleyip pek az terkettikleri şeylerdir. Misvak kullanmak, Teravih namazını kılmak, cemaatle namaz kılmak, çocukları sünnet etmek gibi şeylerdir.

S.95-Sünnet kaç kısımdır ve nelerdir?
C.91-Sünnet iki kısımdır. 1. Sunneti Müekkede, 2. Sünneti gayri Müekkede’dir. Sünneti Müekkede; Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v.’in asla terk etmiyerek devam üzere işleyip ancak özür ile terk eylediği işlerdir.Sabah, Ögle, Aksam namazının sünnetleri ve Yatsı namazının son sünneti ve cuma namazının evvelki ve son sünnetleri gibi şeylerdir. Sünneti Gayri Muekkede; Peygamberimiz Hz.Muhammed s.a.v. in bazı kere işleyip bazı kere terk ettiği işlerdir. İkindi namazının sünnetini kilmak, mubarek günlerde oruç tutmak gibi şeylerdir.

S.96-Müstehap neye derler?
C.96-Peygamber efendimiz s.a.v.’in ömründe bir kaç kere işlediği veyahut işleyene sevap var buyurdukları şeye denir, bunlar; nafile sadaka vermek, nafile namaz kılmak, mubarek günlerde oruç tutmak gibidir.

S.97-Mubah ne demektir?
C.97-İşlenmesinde sevap, terk edilmesinde günah olmayan işe derler. Bunlar; oturmak, kalkmak, yemek, içmek, uyumak gibi şeylerdir.

S.98-Haram ne demektir ?
C.98-Subut ve delaleti kati olan ve mukellefin yapmaması hususunda kati delili ile sabit bulunan şer-i bir hükümdür. Haram olan şeyler; İnsan öldürmek, rakı, şarap içmek, hırsızlık yapmak, yalan yere şahitlik yapmak, namusa tecavüz etmek, Ana Babaya karşı gelmek, yer yüzünde fesat çıkarmak.

S.99-Mekruh nedir ?
C.99-İşlenmesi fena olan seylerdir ki, işlediği amelin sevabını giderir. Bunlar;Güneş doğarken ve zevalde iken ,batarken namaz kılmak, Camide sadaka vermek, At etini yemek, namazda gözünü yummak gibi şeylerdir. Güneş batarken nafile ve kaza namazı kılınmaz, ogünkü ikindi kılınır, kaza namazlarıda kılınır, fakat mekruhtur.

S.100-Kaç çeşit mekruh vardır ? Her birini tarif ediniz?
C.100-Mekruh iki çeşittir; a-Tahrimen mekruh; Harama daha yakın olan mekruha denir [Güneş batarken namaz kılmak gibi] b- Tenzihen mekruh; helale daha yakın olan mekruhtur. [sağ elle burnun temizlenmesi] gibi.

S.101-Rasulullah s.a’í diğer Peygamberlerden üstün kılan başlıca üç özelliği vardır, bunlar nelerdir?
C.101- 1.Son Peygamber oluşudur, 2. insanların olduğu gibi ,gözle görülmeyen cinlerede Peygamberoluşudur. 3.Şeriat’ının ve getirdiği ilkelerinDünyanın sonuna kadar devam edecek oluşudur.

S.102-Ehli Beyt kimlerdir ?
C.102-Peygamber efendimizin aile fertleri ve bunların soyundan gelenlerdir.

S.103-Cihat meydanında ilk şehit olan Müslüman kimdir ve Uhud’da ilk şehit olan Sahabi kimdir?
C.103-Hz. Mihca r.a. Bedir savaşındaki ilk şehittir, Uhud savaşındaki ilk şehit Abdullah bin Amr r.a.’dır.

S.104-Annesi, Babası, dedesi, anne annesi, amcası ve teyzesi bakımından İnsanların en kısmetlisi olan iki kardeş kimdir?
C.104-Hz. Hasan ve Hz. Huseyindir. Babaları Hz. Ali r.a. Anneleri Hz. Fatıma r.a. Dedeleri Rasulullah s.a. Anne anneleri Hz. Hatice r.a.,Teyzeleri Hz. Peygamber s.a. kızı Zeynep r.a. .

S.105-İslamı tebliğ için Rasulullah s.a. hangi ülkelere elçi göndermiştir ?
C.105-Habeşistan, Mısır, Doğu Roma imparatorluğu, İran.

S.106-Allah yolunda ilk kılıcı kim çekti ve ilk oku kim attı?
C.106-İlkkılıcı Ebu Zerr-el Gifari r.a., ilk oku Sa’ d bin ebi Vakkas r.a.

S.107-Ensar ve Muhacirler kimlerdir ve ensardan ilk Şehit kimdir ?
C.107-İslam dinini destekleyip, Muhacirlere evlerinive yüreklerini açanMedineli MüslümanlaraEnsar denir. İnancları yüzünden zulme uğrayıp, Mekkeden Medineye göç eden Müslümanlarada Muhacirler denir. Ensardan ilk Şehit Haris bin Suraka r.a.‘dır.

S.108-Muellefe-i Kulub kimlerdir ?
C.108-Müslüman olmayıp, kalpleri İslama ısındırılmak istenen kimselerdir.

S.109-Rasulullah s.a.’ın buyurduğuna göre, kıyamet günü Allahın gölgelendireceği  [himaya edip koruyacağı] yedi sınıf İnsan hangileridir ?
C.109-Adil yöneticiler, Allaha ibadet yolunda yetişen gençler, Camilere kalben bağlı kimseler, Allah için birbirini seven, onun yolunda birbirinden ayrılan kimseler, Makam sahibi güzel bir kadının harama davetini ben Allah’dan korkarım diyerek red edenler, sağ elinin verdiğini, sol eli bilmeyecek bir şekilde sadakayı gizli verenler, yalnızken Allah’ı anıp, göz yaşı dökenler.

S.110-Kendilerine kitap verilmeyip sayfa gönderilen Peygamberler hangileridir, bu Peygamberlere kaçar Sahife gönderilmiştir?
C.110-Hz. Adem a.s. 10 sahife, Hz. Şita.s. 50 sahife, Hz. İdris a.s. 30 sahife, Hz. Ibrahim a.s. 10 sahife .

S.111-Fasık kime denir?
C.111-Büyük günahlardan birini işlemiş veya küçük günahlara devam eden kimseye denir. .

S.112-Keramet nedir ?
C.112-Allah Tealanın Peygamberler dışındaki veli kulları elinde gösterdiği olağan üstü hallerdir .

S.113-Halkı Müslüman olan kaç ülke vardır ve Müslümanların Dünyadaki nufusu ne kadardır?
C.113- 46 Ülke vardır. Müslümanların nüfusu yaklaşık1.5milyardır.

S.114-Babası, dedesi ve büyük dedesi Peygamber olan Peygamber kimdir ?
C.114-Hz. Yusuf a.s.’dır. Babası Hz. Yakub a.s., dedesi İshak a.s., büyük dedesi İbrahim a.s.’dır

S.115-Zekat nedir?
C.115-Dinen zengin sayılan müslümanın, seneden seneye malının kırkta birini müslüman yoksullara vermesidir.

S.116-Zekat ne zaman farz olmuştur ve kimlere verilmez?
C116-Hicretin ikinci yılında (oruçtan önce ) farz kılındı. Zekat; Ana, baba, dede ve ninelere, oğul, kız ve torunlara, karı veya kocadan her biri diğerine, zekat vermekle yükümlü olanlara, müslüman olmayan fakirlere, cami, mescid, çeşme ve benzerlerini yaptırmak veya onarmak için zekat verilmez.

S.117-Kaç gram altına ve kaç gram gümüşe zekat düşer?
C.117-80,18 gram altına ve 561 gram gümüşe zekat düşer.

S.118-Dinimize göre misafir (yolcu) kime denir ve yolculukta farz namazları nasıl kılınır?
C.118-15 günden daha az oturmak niyeti ile90 km. lik veya daha uzak yolculuğa çıkan kimseye denir. Yolculukta farz namazları;dört rekatlı farz namazları iki rekat olarak kılınır.

S.119-Kaza namazı nedemektir, hangi vakitlerde kaza namazı kılınmaz?
C.119-Vaktinde kılınamayan beş vakit namazı ödemek üzere, başka bir vakitte kılmaktır. Güneş doğarken, güneş tam tepemizde iken, güneş batarken kaza namazı kılınmaz.

S.120-Kimlerin cenaze namazı kılınmaz?
C.120-Düşük ve ölü doğan çocukların, bilerek anne veya babasını öldüren katillerin, yol kesicilerin, Allaha, Hz. Peygambere a.s., Kur’ana, kısacası İslama karşı çıkanların namazı kılınmaz.

S.121-Tevekkül ne demektır?
C.121-Bir şeyi elde etmek için gereken maddi ve manevi vesilelerin hepsine yapıştıktan sonra Allaha güvenip, ondan sonrasını Allaha bırakmaktır.

S.122-Karz-ı hasen nedir ?
C.122-Çıkar gözetmeksizin Allah rızası için ödünç para vermek.

S.123-Belli bir zaman içinde sünnetide kaza edilebilen namaz hangisidir?
C.123-Sabah namazı, o günün öğle vaktine kadar sünneti ile birlikte kaza edilebilir.

S.124-Mekke ile Medinenin bulunduğu bölgeye ne ad verilir, Yesrib hangi şehrin diğer adıdır?
C.124-Bu bölgeye Hicaz adı verilir. Yesrib Medinenin diğer adıdır.

S.125-Teyemmüm nedir? Ve teyemmüm ne zaman bozulur?
C.125-Suyun bulunmadığı veya kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlarda, abdest veya gusül yerine vücudun belli yerlerini Hz. Peygamber s.a.v.’in öğrettiği şekilde temiz bir toprakla meshetmeye teyemmüm denir. Abdesti bozan hallerde, su bulununca veya su kullanma mahzuru ortadan kalkınca, teyemmüm bozulur.

S.151-Metaf ve Mesa nereye denir?
C.151-Metaf: Tavaf edilen yere denir. Mesa: Safa ile Merve arasında Say edilen yere denir.

S.152-İstilam ne demektir?
C.152-Ellerin kulak hizasına her gelişte Haceri esvedi Bismillahi Allahu ekber diyerek selamlamaktır.

S.153-Tilavet secdesi ne zaman yapılır ve nasıl yapılır ?
C.153-Secde Ayeti okunduğu yada dinlendiği zaman yapılır. Ayağa kalkılır, eller kaldırılmadan tekbir alınır ve secdeye gidilir, secdede üç defa sübhane rabbiyel ala dedikten sonra tekrar Allahu ekber denilerek ayağa kalkılır .

S.154-Bir Müslüman diğer bir Müslümanın vefatını duyduğu zaman nedemesi gerekir?
C.154-İnna lillah, ve inna ileyhi raciun (doğrusu biz Allaha aidiz ve şüphesiz ona döneceğiz ).

S.155-Müslümanınmüslüman üzerinde beş hakkı vardır. Bunları sayınız.
C.155-Selamına karşılık vermek, hasta ise ziyaretine gitmek, aksırınca dua etmek, meşru olan davetine gitmek, vefatında cenazesinde bulunmak..

S.156-Aksıran müslümanın “Elhamdülillah” demesi gerekir. Yanında bulunan kimse buna ne karşılık verir ?
C.156-Yerhamükellah (Allah sana rahmetiyle muamele etsin).

S.157-Hz. Adem ile Hz. Havva’nın Cennet’ten çıkarıldıktan sonra yer yüzünde buluştukları yer neresidir?
C.157-Arafatta Rahmet dağı.

S.158-Yakub Peygamber a.s.’ın lakabı ne idi ve Peygamberlere karşı en büyük zulmü hangi kavim işlemiştir?
C.158-Yakub a.s.’ın lakabı ”İsrail“ idi. Bu nedenle oğullarına ve torunlarına “Beni İsrail ”(israil oğulları) denildi. Peygamberlere karşı en büyük zulmü bu kavim işlemiştir.

S.159-Hud Peygamber a.s. hangi kavme gönderildi ve cenabı Hak, bu kavmi sonunda nasıl cezalandırdı?
C.159-Hud a.s. “Ad” kavmine gönderildi. Bu kavim şu şekilde cezalandırıldı: Önce siyah bir bulut göründü, sonra şiddetli bir fırtına esti. Ağaçları kökünden çıkarıyor,surları yıkıyor, kum ve çakılları havada uçuruyor, bunları kafirlerin yüzlerine çarparak gözlerini kör ediyordu, yok olup gittiler. Sütunlar şehri “İrem” geride bir rüya olarak kaldı .

S.160-Nuh a.s. a iman ederek gemisine binen oğullarının isimleri nelerdir?
C.160-Sam, Ham, Yafes.

S.161-Semud kavmini hangi Peygamber uyarmıştır, bu kavmin akıbeti ne oldu?
C.161-Salih a.s. uyarmıştır. Şehir halkı müthiş bir sayha (ses) ile sarsıldı, korku ve dehşet içinde, dizüstü kalarak öldüler. Geride sadaca kayalar içinde oyulmuş evleri kaldı.

S.162-“Medyen ve Eyke” halkına hangi Peygamber gönderildi? Bu kavmin sonu ne oldu?
C.162-Şuayb a.s. gönderildi. Bu kavim, havanın sıcaklığı nefes aldırmayacak kadar arttı. Sonra güneşe perde olan bir duman göründü, ardından korkunç bir zelzele oldu. Binaları başlarına yıkıldı. Yıkıntıların altında öldüler. Eykelilerin üstüne ise bu kara dumandan yıldırımlar yağdı, kavrulup gittiler.

S.163-Hz. Şit a.s.’dan sonra kendisine Peygamberlik geldi. İlk önce kalem ile yazı yazan ve elbise diken odur. Sonunda Cenabı Hak tarafından göğe kaldırılan bu Peygamber kimdir?
C.163-Hz. İdris a.s.’dır.

S.164-Hangi Peygamber, Peygamber olmadan önce, Şuayb a.s.’ın kızıyla evlenmiştir?
C.164-Hz. Musa a.s.

S.165-Kadisiye savaşı hangi halife zamanında yapıldı? Bu savaşta müslümanların baş komutanı kimdi? Bu savaş kiminle yapıldı?
C.165-Hz. Ömer r.a. zamanında, Hz. Peygamberin dayısı Sa’d bin ebi Vakkas komutanlığında, Rüstemin kumandasındaki İran ordusuyla yapılmıştır.

S.166-88 yıl Frankların elinde kalan kudüsü alarak, haçlılara en büyük darbeyi indiren müslüman hükümdar kimdir?
C.166-Selahaddin Eyyubi(1137 –1193)

S.167-Nevton’2dan çok önce diferansiyel hesabını keşfeden, cebir”igeometri’yi ilk uygulayan, Dünyanın çapını ve iki meridyen arasını doğru olarak hesaplayan Müslüman bilgin kimdir?
C.167-Sabit b. Kurra dır.

S.168-Dünyanın en meşhur 20 Astronomundan biri, trigonometri’nin mucidi, sinüs ve kosinüs tabirlerini ilk defa kullanan müslüman bilgin kimdir?
C.168-Battani (858-929)

S.169-Astronomi, Matematik, fizik, jeolojı, formatoloji, botanik alanlarında eserler vererek asırlar sonrasına ışık tutan; Dünyanın yuvarlak olduğunu, hem ekseni, hemde güneşin etrafında döndüğünü Kopernıkten tam 500 sene önce ispat eden büyük müslüman Türk dahi kimdir ?
C.169-Beyruni(973-1051)

S.170-Avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfeden müslüman bilgin kimdir?
C.170-İbnün –Nefis (1210-1288)

S.171-İslam geleneğine göre çocuk doğduğunda ne yapılır ?
C.171-Çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur ve dua edilir .

S.172-Sadaka’i Fıtırnedir ?
C.172-Müslümanların hem kendileri, hemde çocukları ve hizmetçileri için yoksullara yardım olmak üzere, Ramazan bayramından önce yada bayram günleri süresince verdikleri (en az miktarı her yıl Müftülüklerce belirlenip ilan edilen) sadakadır.

S.173-Kurban ne zaman ve nasıl kesilir?
C.173-Kurban kesimi Kurban bayramı namazından sonra başlamak üzere bayramın üçüncü günü güneş batımı öncesine kadar devam eder. (Şafii Mezhebine göre 4. günü de kesilebilir). Kurban kıbleye karşı yatırılarak niyet edilir, Tekbir getirilerek ve “Bismillahi Allahu Ekber” diyerek kesilir. Kasden terk edilirse Kurbanın eti yenmez.

S.174-Bid’at nedir? Kaç çeşittir?
C.174-Sonradan konulan adetler olup, iyi ve kötü olarak iki çeşittir.

S.175-İnsanların en akıllısı kimdir, sorusuna Peygamberimiz s.a.v. hangi cevabı vermiştir?
C.175-Ölümü en çok hatırlayıp, onun için en fazla hazırlıklı olandır, buyurmuştur.

S.176 Dinimiz ilim öğrenmeyi neden her müslümana farz kılmıştır?
C.176 Çünkü İslamın erişilmez yüceliği, bilim aydınlığı ile daha çok ortaya çıkar.

S.177 “Zaman ihtiyarladıkça Kuran gençleşiyor” sözü kimindir?
C.177 Bediüzzaman’ın .

S.178 Peygamber efendimiz a.s. doğduğu gece hangi tarihi olaylar meydana geldi?
C.178 Rasüli ekrem s.a.v. doğduğu gece, kisra’nın sarayında ondört sütun yıkıldı, mecusilerin ateşleri söndü ve sava gölü kurudu.

S.179 Kameri ayları sayınız ?
C.179 Muharrem, Sefer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce.

S.180 “Hasbunallah ve niğmel vekil” ne demektir?
C.180 Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.

S.181 Rasülullah s.a.v.’ınbuyurduğuna göre kimlerin duası Allah indinde reddedilmez?
C.181 Babanın ve Annenin evladı için, Bir müslümanın din kardeşi için yaptığı dualarla, iftar edinceye kadar oruçlunun, birde adaletten ayrılmayan hükümdarın yapmış olduğu dualar Allah katında geri çevrilmez.

S.182 Sırat’ı Müstakim nedemektir?
C.182 En doğru yol İslamiyet yolu.

S.183 Hasenat ve seyyiat ne demektir?
C.183 Hasenat; iyi ameller, iyilikler, Seyyiat; kötülükler, günahlar, suçlar.

S.184 Ganimet ne demektir? İslamda ilk ganimet ve esir ne zaman alındı?
C.184 Ganimet; Harpte düşmandan alınan mal demektir. İlk ganimet Abdullah bin Cahş seriyyesi tarafından alınmıştır.

S.185 “Adalet Mülkün temelidir” sözü kimindir?
C.185 Hz. Ömer r.a.’ ın.

S.186 Kuranı Kerimin diğer isimleri nelerdir?
C.186 Kitap, Furkan, Mushafı Bürhan, Hablullah, Hablül Metin, Kelamullah, Zikr, Hüda, Nur, Şifa

S.187 Hadisi Kudsi neye denir?
C.187 Rasulullah s.a.v.’ın Kur’an dışında Allah’tan rivayet ettiği sözlere denir. Manası Allaha, söz ve ifade Rasulullaha aittir.

S.188 Hz. Adem’in üçüncü oğluve ikinci Peygamber kimdir?
C.188 Şit a.s.’dır.

S.189 Allah için buğz ne demektir?
C.189 Kötülüğü gidermeye gücü yetmeyen müslümanın, Allahın emrini ve rızasını düşünüp, hiç olmazsa o fiili hoş karşılamaması, kalben üzüntü ve öfke duyması.

S.190 Hangi sünneti yerine getirmek ,hangi farzı yerine getirmekten daha fazla sevap kazandırıcıdır?
C.190 Selam vermek sünnet, almak farz olduğu halde, selam vermenin sevabı daha fazladır.

S.191 Rasulullah s.a.v.’ın ve dört Halife r.a.’ın gümüş yüzükleri üzerinde hangi yazılar vardı?
C.191 Peygamberimiz s.a.v. ın yüzüğünde üç satır halinde “Allah, Rasul, Muhammed”, H.z. Ebubekir r.a.’ın “Allah ne güzel kudret sahibidir”, H.z. Ömer r.a.’ın “Ya Ömer, sana vaiz ve nasihatçı olarak ölüm kafidir”, H.z. Osman r.a.’ın “Ya, bela ve musibetlere sabredersin, yada nedamet edersin”, Hz. Ali r.a.’ın “Mülk Allahındır” yazılı idi .

S.192 İmam ebu Mansur Muhammed Maturidi nerelidir ve nezaman vefat etmiştir?
C.192 Semarkandın Maturid köyündendir, Türk’tür. Hicri 333 tarihinde vefat etmiştir.

S.193 Ebul Hasenil Eşari hazretleri nerelidir ve nerede vefat etmiştir?
C.193 Basralı olup Hicri 324 tarihinde vefat etmiştir .

S.194 Namazın kazaya kalmasına meşru sebep kaçtır?
C.194 Üç tür; Uyku, Muharebe esnasında düşmandan hiç fırsat bulamamak, unutmak.

S.195 Bütün kabileler Peygamberimize elçiler göndererek İslama girdiklerini söylüyorlardı. Bu sebepten dolayı bu yıla elçiler yılı denildi. Bu yıl hicretin kaçıncı yılıdır?
C.195 Hicretin 9. yılıdır.

S.196 Bedir muharebesi Ramazan ayının kaçında ve hangi gün başladı?
C.196 Ramazanın 17 sinde salı günü başladı.

S.197 Bedir savaşına Ensardan kaç kişi katıldı?
C.197 231 kişi katıldı.

S.198 Peygamberimizin s.a.v. emri ile Medineyi 10 gün içerisinde terk etmelerini emir ettiği aksi halde boyunlarının vurulacağını bildirdiği yahudi kabilesi kimdir?
C.198 Nadiroğulları.

S.199 Yahudilerin çalışması sonucu bir cephe oluşmuştu, Mekke müşrikleri ve müttefikleri Medineye saldırmak için 10.000 kişilik bir ordu hazırladılar. Bu orduyu kim komuta ediyordu?
C.199 Ebu Sufyan.

S.200 Hangi putun getirilmesi ile Suudi Arabistanda put perestlik başladı?
C.200 Hubel.

S.201-Hendek kazasının diğer bir adıda Ahzap kazasıdır.Bu kaza hicretin kaçıncı yılında oldu
C.201-Hicretin 5. yılında.

S.202-Mekke müşrikleri Kusay tarafından hükümet konağı olarak yaptırılan bir binada toplanarak meselelerini görüşürlerdi. Bu binaya nasıl bir isim verilmiştir?
C.202-Dar’unnedve .

S.203-Kudüsün Romalılar tarafından tahrip edilmesi üzerine Medineye gelen yahudi kabilelerinin adları nedir?
C.203-Nadr, Kureyza, Kaynuka.

S.204-Kıblemizin mescidi Aksadan Kabeye değiştirilmesini emreden Ayet Kuranı Kerimin hangi suresindedir?
C.204-Bakara 244. Ayet.

S.205-2. Akabe Biatı yapan Müslümanlar nereli idiler?
C.205-Medineli.

S.206-Medinede kurulan ve sınırları belirlenmiş ve yönetimin başına Peygamberimizin geçtiği devlete nasıl bir isim verilmiştir?
C.206-Medine site devleti.

S.207-İslamiyet döneminin ilk müstakil Mescidinin adı nedir?
C.207-Kuba Mescidi.

S.208-Peygamberimiz yazışmalarında yahudilere güvenmediği için ashabından birini yahudi yazısını öğrenmekle görevlendirdi, bu sahabe kimdir?
C.208-Sabit oğlu Zeyd.

S.209-Peygamberimiz Medineye geldiklerinde bu şehirde iki büyük kabile vardı. Bu iki büyük kabilenin adları nedir?
C.209-Evs ve Hazrec kabileleri.

S.210-Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Zübeyr, Abdurrahman ibni Avf gibi değerli insanlar ilk müslüman olanlardır. Bunların hepsine birden ne ad verilir ?
C.210-Es-Sabikunelevvelun.

S.211-Ensar ve Muhacir kimlerdir?
C.211-Ensar; Medinenin yerlisi olan Müslümanlardır. Muhacir; Mekkeden Medineye dinini yaşamak ve yaşatmak için her şeyini terk ederek hicret eden Müslümanlardır.

S.212-Gaza ve Seriyye nedir?
C.212-Gaza; Peygamberimizin bizatihi kendisinin katıldığı askeri harekata denir. Seriyye; Peygamberimizin katılmadığı Ashabının birisinin komutasında gönderdiği askeri birliklerin gerçekleştirdiği askeri faaliyetlere denir.

S.213-Aişe Annemize münafıklar tarafından atılan iftira, ifk hadisesi olarak tarihe geçmiştir. Bu olay hangi gaza esnasında oldu?
C.213-Mureysi gazasında olmuştur.

S.214-Su bulunmadığı için teyemmümün farz kılınması hangi gaza esnasında oldu ?
C.214-Müreysi gazası.

S.215-Mekkenin Fethinin sebebi nedir?
C.215-Hudeybiye andlaşmasının bozulması.

S.216-İslam Alimleri İmanı inanma yönünden 2 kısma ayırmışlardır, bunlar nelerdir?
C.216-1. İcmali İman ve 2. si Tafsili İman. İcmali İman; Allah cc.ve ondan gelen her şeye iman etmektir. Bu kelimei tevhid veya kelimei Şehadetle ifade edilir.

Tafsili İman;

a)Allah cc. Varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed s.a.v. Onun son Resulu olduğuna ve Ahiret gününe iman etmek.

b)İmanın 6 şartını sayıp iman etmek.

c) Kuranı Kerim ve Hadislerde açıklanan, bize tevatür yoluyla ulaşan bütün hususlara ve hükümlere ayrı ayrı, Allah cc. İstediği gibi iman etmeye denir.

S.217-Allah cc. sıfatları kaça ayrılır ve nelerdir?
C.217-1. Zati Sıfatları, 2. Subuti Sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır.

1-Zati Sıfatları; a)Vucud: Allah cc. var olması demektir. O, ezeldede var idi gelecektede var olacaktır. b) Kıdem: Allah cc. varlığının başlangıcı olmaması. O, ezelidir, onun varlığının bir başlangıcı bir doğumu yoktur. c)Beka: Allah cc. varlığının sonu olmaması.

O ebedidir, varlığı ölümle, kıyametle veya başka bir şekilde sona ermeyecektir. d)Vahdaniyyet: Allah cc. varlığında ve fiillerinde tek olması. Onun ortağı ve benzeri yoktur. e)Muhalefetün lil Havadis: Allah cc. sonradan yaratılanlara hiç benzemez. O, sıfatlarında ve fiillerinde yarattığı hiç bir şeye benzemez. F)Kıyam bi Nefsihi: Varlığı kendindendir, hiç bir şeye muhtaç değildir. O, başka bir kuvvet tarafından meydana getirilmemiştir.

2-Subuti Sıfatları; a) Hayat: Allah cc. diri olmasıdır. Her şeye can veren ve onları diri kılan Allah cc.’tur. b) İlim:Allah cc. her şeyi bilmesi. O, olmuşu, olacağı, gerek bütün olarak ve gerekse ayrı ayrı, gerek eskiden, gerekse gelecekte her şeyi olduğu gibi bilir. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır. c) İrade: Allah cc.’ın dilemesidemektir. O, yaratmak istediği, öldürmek ve değiştirmek istediğini kendi iradesi ile yapar. O, bir şeyi kendi hikmetine göre diler ve yapar.

d)Kudret: Allah cc. güç ve kuvvet sahibi oluşu. Onun kuvvet ve kudretinin sonu yoktur.

O, bir şeyi irade sıfatı ile diler, ilim sıfatı ile bilir ve kudret sıfatı ile güç yetirir, tekvin sıfatı ile yaratır. e) Semi: Allah cc.’ın işitici olması. O, bütün sesleri işitir. İşitmesinin bir sınırı yoktur.

f) Besar: Allah cc.’ın görmesi. O,her şeyi görür. g)Kelam: Allah cc. konuşması. O, harf veya sese muhtaç olmadan konuşur veya söyler. O, bu sıfatıyla kullarına şeriat göndermiş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. h)Tekvin: Allah cc. Yaratması demektir. Bütün varlıkların yaratıcısı odur.

S.218-Meleklerin özellikleri nelerdir?
C.218- Nurdan yaratılmışlardır, Erkeklik ve dişilikleri yoktur, yemezler ve içmezler, insanların onları gözleri ile görmesi mümkün değildir, onlar asla Allah cc. isyan etmezler, ne ile emrolunmuşlarsa onu yapmakla meşgul olurlar, her yerde bulunurlar, her biri vazifesine göre isim alır.

S.219-Büyük Melekler kaçtır ve görevleri nelerdir?
C.219-Cebrail: Vahiy Meleğidir.Peygamberlere Vahiy getirmekle görevlidir. Mikail: Tabiat olayları ile ve canlıların rızıkları ile ilgilenir. Azrail: Canlıların ruhunu kabzetmekle (almakla) görevlidir. İsrafil: Kıyameti ve Mahşer gününü Sur denilen alete üfürerek ilan edecek olan Melektir. Münker ve Nekir: Mezarda İnsanlara dinle ilgili soru sorarlar. Kiramen Katibin Melekleri: İnsanların sağ ve sollarında bulunurlar ve onların Amellerini yazarlar.

Hazin: Cennet kapıcısı.Malik: Cehennem bekçisi. Muakkıbat Melekleri: İnsanları koruyan Melekler. Rıdvan: Cennet nimetleri ile ilgilenen Melekler.

S.220-Suhuflar halinde vahıy olarak hangi Peygamberlere kaçar suhuf gönderilmiştir?
C.220-Adem a.s.(10) suhuf, Şit as. (50) suhuf, İdris as. (30) suhuf, İbrahim as. (10) suhuf.

S.221-Kitap halinde hangi Peygamberlere Vahiy inzal edildi?
C.221-Tevrat: (Musa as.), Zebur: (Davud a.s.), İncil: (İsa a.s.), Kuranı Kerim: (Muhammed s.a.v. ) indirildi.

S.222-İslamdan başka dinin geçerli olmadığını hangi ayetle açıklayabiliriz?
C.222-Ali İmran suresi 85. Ayetle: “Kim İslamdan başka din ararsa, o aradığı din kendisindenkabul edilmeyecektir ve o Ahirette sonsuz zarara uğrayanlardan olacaktır.

S.223-Ezelde Ruhların Allaha verdikleri sözü hangi Ayet açıklar?
C.223-“Hani Rabbin Ademoğullarının sırtlarından zürriyyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı. Ben sizin Rabbiniz değilmiyim? Demişti. Onlarda, evet Rabbimizsin, şahit olduk, demişlerdi.”(Rabbinin böyle yapması ) Kıyamet günü, bundan haberimiz yoktu, dememeniz içindir. Yada “bizden önceki atalarımız şirk koşmuşlardı, biz ise onlardansonra gelen kuşağız. İşleri batıl olan (atalarımız) yüzünden bizleri helakmı edeceksin, dememeniz içindir. El-A”raf –172-173.

S.224-İslam, hangi kaynaklara başvurularaköğrenilir? (yani edille-i şeriyye ) nelerdir?
C.224-İslam Alimlerinin çoğunun görüşüne göre bu temel kaynaklar dört tanedir:

1) Kitap (Kuranı Kerim),

2)Sünnet (Peygamberimizin sözleri ve işleri),

3-) İcma-i Ümmet (Alimlerin ortak hükmü), 4-) Kıyası Fukaha (Alimlerin kıyas yapmaları).

S.225-Bugün Astrofiziğin ulaştığı kesin sonuç, tüm evrenin madde ve zaman boyutlarıyla birlikte, bir sıfır anında, büyük bir patlamayla var olduğudur. ”Büyük patlama”, orjinal adıyla “Big Bang” teorisi, tüm evrenin yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktanın patlamasıyla yokluktan meydana geldiğini kanıtlamıştır. Bu olay Kuranda bize 1400 yıl öncesinden hangi Ayetle haber verilmektedir?
C.225-“O gökleri ve yeri yoktan var edendir…”(En’am Suresi,101)

S.226-“Geceyi, gündüzü, Güneş’i veAy’ı yaratan o’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” (Enbiya Suresi, 33) “Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir”. (Yasin Suresi, 38) Kuran’da geçen bu Ayetler bize neyi bildirmektedir?
C.226-Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyuncaVega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.’lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu kabaca bir hesapla, Güneş’in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir. Tüm Gezegenler ve Uyduları ve ayrıca, evrendeki tüm yıldızlar da buna benzer planlı bir harekete sahiptirler.

S.227-“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.” (Enbiya Suresi,32). Bu Ayet bize hangi olayı açıklıyor?
C.227-Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok gök taşını eriterek yok eder.
Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirmesidir. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır. Dünya,uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.

S.228-“Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık…”(Enbiya Suresi,31)

“Biz ,yeryüzünü bir döşek kılmadıkmı? Dağları da birer kazık?.” (Nebe Suresi,6-7)

“…Arzdada, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı…”(Lokman Surasi ,10)

Bu ayetler bizlere hangi bilimsel gerçekleri açıklıyor?

C.228-Günümüzde modern jeolojinin bulgularına göre dağlar, yeryüzü kabuğunu oluşturan çok büyük tabakaların hareketleri ve çarpışmaları sonucunda meydana gelir.

İki tabaka çarpıştığı zaman daha dayanıklı olanı ötekinin altına girer. Üstte kalan tabaka kıvrılarak yükselir ve dağları meydana getirir. Yani dağların yeryüzünde gördüğümüz kütleleri kadar, yeraltına doğru ilerleyen derin bir uzantıları daha vardır. Bu şekilde, yer kabuğunu sabitleyerek mağma tabakası üzerinde yada kendi tabakaları arasında kaymasını engeller. Kısacası dağları, tahtaları birarada tutan çivilere benzetebiliriz.

S.229-“…Ve kendisindeçetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli )yararlar bulunan demiri de indirdik…” (Hadid Suresi,25). Bu Ayet bize ne bildiriyor?
C.229-“İndirme” kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin ,”Gökten fiziksel olarak indirme “şeklindeki gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir. Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız’daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğiniortaya koymuştur. Evrende ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş sistemimiz ise demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek yapıya sahip değildir. Demir ancak Güneşten çok daha büyük yıldızlarda birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.

S.230-“Ki o, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi diriltti(ve her yanına hayat) yaydı; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip)çıkarılacaksınız” (Zuhruf Suresi,11) Bu ayet bize neler bildiriyor?
C.230-Yağmurdaki bu ölçü çağımızdaki ölçümlere göre, yer yüzünden bir saniyede 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Bu, aynı zamanda bir yılda Dünya’ya yağan yağmur miktarıdır. Yani su, sürekli bir denge içinde, ”bir ölçüye göre “dönüp durmaktadır.

S.231-“Birbiriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.”(Rahman Suresi,19-20) Bu Ayet bize hangi mucize olayı bildiriyor?
C.231-Akdeniz’de ve Atlas Okyanusu’nda büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gelgitler vardır. Akdeniz’in suyu, Cebelitarık Boğazı’nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri değişmez. Çünkü iki deniz arasında görülmeyen bir sınır vardır.

S.232-“Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecekmisiniz? Şimdi (rahimlere)dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı Biz miyiz?” (Vakıa Suresi, 57-59) “Sonra o su damlasını bir Alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak’ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik;sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah,ne yücedir.”(Müminun Suresi,14).Bu Ayetler bizlere neler bildiriyor?
C.232-İnsanın yaratılışı ve bunun mucizevi özelliği, daha pek çok ayette vurgulanır. Ancak bu vurgular arasında öyle bilgiler vardır ki, bunlar 7. yüzyılda yaşayan insanların asla bilemeyeceği detaylardır. İşte bunlardan bazıları;

1-İnsan, meni sıvısının tamamından değil, aksine çok küçük bir parçasından (spermadan) yaratılır.

2-Bebeğin cinsiyetini erkek belirler.

3-İnsan embriyosu ana rahmine adeta bir sülük gibi yapışır.

4- İnsan ana rahminde üç karanlık bölge içinde gelişir. Erkekten atılan 250 milyon kadar spermden çok az bir miktarı yumurtaya ulaşmayı başarır.Yumurtayı dölleyecek olansa sağ kalmayı başaran 1000 kadar spermden sadece bir tanesidir.Anne karnındaki bebek, gelişiminin ilk aşamasında annesinin kanından beslenebilmek için rahim duvarına yapışıp tutunan bir zigot halindedir. Kur’an’da,”asılıp tutunan”anlamına gelen, deriye yapışıp kan emen sülükler içinde kullanılan “alak” kelimesiyle 14 yüzyıl önceden mucizevi bir biçimde bildirilmiştir. Anne karnındaki embriyonun ilk aşama olarak kıkırdak dokusu kemikleşir. Ve daha sonra bu kemiklerkas hücreleri tarafından sarılmaya başlanır. Allah bu gelişimi, “….daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik…..”ifadesiyleen açık şekilde tarif etmiştir.

S.233-“Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı)tavsiye ettik. Annesi onu,zorluk üstüne zorlukla(karnında ) Taşımıştır. Onun(sütten )ayrılması, iki yıl içindedir.”Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.”(Lokman Suresi, 14) Bu ayet bize neyi bildiriyor?
C.233-Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah tarafından yaratılmış eşsiz bir karışımdır. Bilimin Anne sütü ile ilgili yeni keşfettiği gerçeklerden biri ise bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.

Derleyen: Abdulkadir Haktanır

www.NurNet.Org

Bazen “Kıssadan Hisse”nin İnsana Çok Faydası Olur

Bistam’ın büyük velisi Hasan-ı Harkani Hazretleri şöyle sesleniyor cemaatine:

– Ey Müslümanlar! diyor, günlük hayatınızı Peygamberimiz’le birlikte yaşamayı ister misiniz?

Dinleyenler hep bir ağızdan sesleniyorlar: ‘O’nunla birlikte yaşamayı kim istemez?‘

– Öyle ise diyor, sabah erkenden günlük hayatınıza başlarken ‘Ben bugün Peygamberimiz’le birlikte olmayı istiyorum. Onun için şimdiden günahsız bir gün yaşamaya niyet ediyorum.‘ diyerek başlayın günlük hayatınıza. ‘Çünkü‘ diyor, ‘Peygamberimiz de günlük hayatını günahsız yaşar, günahsız yaşayan ümmetiyle birlikte olacağını da haber verirdi. Öyle ise güne başlarken ilk hedefiniz, günlük hayatınızı günahlara bulaşmadan tamamlamak olmalı ki, Peygamberimiz’in ruhaniyeti de bütün gün sizinle birlikte olsun. Böylece günlük hayatını günahsız tamamlama sünnetini de ihya etmiş olasınız hiç olmazsa!

Bistam’da yapılan bu konuşmayı dinleyenlerin içinde o günün Türk hükümdarı Sultan Mahmud Gaznevi de vardı. (930) O da artık günlük hayatını günahsız tamamlamaya niyet ederek yaşıyordu. Bu sebeple Muhammed adındaki hizmetçisine sarayında her defasında çok sevdiği Muhammed adıyla hitap ettiği halde bu defa Muhammed adıyla değil de babasının adıyla çağırınca endişeye kapılan hizmetçisi:

– Sultanım dedi, bir kusur mu işledim acaba ki çok sevdiğiniz Muhammed ismimle değil de babamın adıyla çağırdınız beni?.. Sultan gözyaşlarıyla açıkladı bu değişikliğin sebebini:

Seni Muhammed isminle çağırdığımda hep abdestli oluyordum. Bu defa ise abdestim yoktu. Hep yanımda tasavvur ettiğim Efendimiz’den utanarak O’nun yüce adını abdestsiz ağzıma almaya cesaret edemediğimden dolayı babanın ismiyle çağırdım. Kusur senin değil benimdir evladım, sen beni affeyle! dedi.

Burada bir de Osmanlı yoksuluyla Osmanlı paşasının Peygamberimiz’le birlikte yaşama niyet ve sevgilerine de bakalım isterseniz.

Yoksul bir Osmanlı genci, gündüz hep hayaliyle yaşadığı Peygamberimiz’i bir gece rüyasında görür, içine düştüğü yokluk sıkıntısını yana yakıla anlatır. Efendimiz (sas) Hazretleri de ona der:

– Sen hep günahsız yaşama niyetiyle başlıyorsun günlük hayatına. Ben seninle birlikte oluyorum. Senin halin bana meçhul değildir, diyerek buyurur ki: Sabah erkenden abdestini alıp doğruca Hekimoğlu Ali Paşa’nın camisine git, Ali paşaya benden selam söyle, sana yüz altın versin, sıkıntıdan kurtul!..

Heyecanla uyanan yoksul genç hemen abdestini alıp camiye koşar. Hekimoğlu Ali Paşa‘yla (1758) camisinde buluşup:

Efendimiz’in selamı var.. diyerek rüyasını aynen anlatır. Ne var ki, heyecanlanan Paşa’nın eli cebine bir türlü gitmez de, ‘Bir daha anlatır mısın?’ diye tekrar eder. “Efendimiz’in selamı var..” diyerek bir daha anlatır. Paşa ‘bir daha, bir daha..’ diye tekrar anlatmasını isteyince:

Paşam der, vermeyeceksen verme, neden bir daha, bir daha!. diye selamı tekrar ettiriyorsun?

– Evladım der, tekrarladığın her selam benim için o kadar kıymetli ki, her bir selama yüz altın vermeyi düşünüyorum. Şimdiye kadar yedi defa selamı var, dedin yedi yüz altını hak ettin, al gönül huzuruyla harca, diyerek 700 altını yoksulun avucu içine saydıktan sonra sözlerini şöyle bağlar:

– Bir daha görecek olursan, yeni selamlarını beklediğimi ve ne emrederse başım gözüm üstüne hepsini de yerine getirmeye hazır olduğumu da duyur olur mu? der.

Ahmed Şahin /

Yâ Resulallah Ne olur Bu yanan gönüllere Cemalini göster de bizleri FERRAHNAK etki gönüllerimiz, gözlerimiz, zerrelerimiz, Aşkınla  KOR  hale gelsin. Ne olur Ya Resullallah. Biliyoruz Senin Cemalini (s.a.v) görmek için hazır değiliz günahlarımızın hacaleti ağır basıyor, Size (s.a.v) yeterince ümmet olma likayati gösteremedik. Ahir zamanda görmeyi arzuladığınız kardeşlerinin arasında olma liyakati gösteremedik, Ancak şurası mutlakki bizler onca günah ve kusurlarımıza rağmen, Ya Resulallah, Sizi ANAMIZDAN BABAMIZDAN EVLATLARIMIZDAN TORUNLARIMIZDAN ve HERŞEYDEN ÇOK SEVİYORUZ. 

Ne olur bu yangını her zerrelerimde KOR HALİNE GELMESİ İÇİN ÖNCE KARDEŞLERİME sonra bu en günahkar abdullaha da göster. Ne olur ne olur bizleri FERAHNAK eyle,

Ömrümüzü bu aşk-ı Resul ile korlanmayı nasip eyle.

Ya Rabbi Bizlerin bu muhabbet-i Resulumuzu biliyorsun. Bu aşk-ı Resul hatrına , Habib-i Zişan hatrına bizlere Efendimizin (s.a.v) cemali ile müşerref eyle, O’nun(s.a.v) şefaatine mazhar eyle,

Ne olur Ne olur yalvarıyoruz. Ne olur ver ver ver , Ve bu zamanda Allahın ve Senin yolunu bizlere hakkıyla gösteren Risale-i Nur Yolundan bizi ayırma O eserleri okumakta sadik olmayı şefâatını bizlerden eksik etme. Allah rızasını ve Rızanı kazanmak yolunda bizlerden Şefâatını eksik etme Ey Fahri Âlem (a.s.m.) Âmin bihürmetike Ya Seyyidil  mürselin…

El açıp dua eden: Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.Org

Duygularımızın Dengesine Dikkat Edelim!

Kendi doğduğu yer, her insana, başka her yerden başka bir güzel gelir. Kendi çocuğu, başka bütün çocuklardan daha sevimli. Bilmem, başkalarının çocuklarını kendi çocuğundan daha güzel ve daha sevimli bulan kimse var mıdır? Herşey ve her insan, bize olan yakınlığı nisbetinde apayrı bir kıymet kazanır gözümüzde.

Allah’ın, bize ihsan ettiği doğup büyüdüğümüz ortama ünsiyet edelim, sila-i rahmi koruyalım, beraber olalım diye verdiği bir duygudur bu. Bizimle doğrudan ilgisi olanın, bizim gözümüzde apayrı bir yeri vardır. Ve bizimle ilgisinin derecesi nisbetinde, bu apayrılık daha da artmaktadır.

Bu fıtrî duygu, Fâtır-ı Hakîm’in fıtratımıza dercettiği her duygu gibi, müstakim bir surette, yerinde ve kıvamında kullanıldığı ölçüde bir mana taşır. Bu duygunun kıvamından taştığı, ölçünün aşıldığı durumlarda ise, hakkâniyeti zayi eden, ‘asabiyet’ diye tabir ettiğimiz marazî bir durum çıkar karşımıza. Asabiyet, marazî bir haldir; zira ‘münasebet’i ‘hakkâniyet’in önüne geçirerek, bize yakın olana iltimas, bize uzak olana ise haksızlık gibi durumlara yol açmaktadır. İki çocuğun kavgasında her anne-babanın suçu öteki çocukta aramasından akraba kayırmacılığına, aşiret psikolojisinden milliyetçiliğin farklı tezahürlerine uzanan çizgide, bu asabiyet değişik suretler alır hayatın akışı içerisinde. Ama birşey, hep orta yerdedir: “En iyisi bizimkisi.”

Bir fıtrî duygu ve bir haddi aşmışlık. Bu haddi aşmışlığa duçar olmadan, bu fıtrî duygu nasıl istimal olunacaktır? Yahut, bir haddi aşmışlığa duçar olmamak için bu fıtrî duyguyu da örseler yahut reddeder tarzda bir zorakilikten nasıl uzak durulacaktır?

Yakınlarda, her halinde bir edeb ve her sözünde bir hikmet bulunan kudsî nebînin ilk defa farkettiğim bir sözüne rastladığımda, dile getirdiğim bu iklimin kendi iç dünyamda çözüldüğünü hissettim.

Kudsî nebî, tek cümleden ibaret bir hadisiyle, bize ‘duyguların dengesi’ne dair bir ders vererek, bu iklimden çıkış yolunu da gösteriyordu. Bir tarafta kızı Fâtıma, öte tarafta ‘ilim şehrinin kapısı’ ve ‘Esedullah’ ünvanlı damadı Ali… Hz. Ali de amcasının oğlu olması itibarıyla, uzağında biri değildi elbet Peygamber aleyhissalâtu vesselamın. Ama kızı Fâtıma kadar yakınında da değildi. Buna karşılık, İslâm’ın bütün o ilk yıllarında, Hz. Ali’nin müstesna bir yeri vardı. Amcalarının bir kısmı Resûlullah aleyhissalâtu vesselamın davetine karşı çıktığı, bir kısmının ise susup beklemeyi tercih ettiği bir vasatta, onun getirdiği tevhid davetine icabet ettiğini açık bir lisanla Peygamberin akrabaları içinde ilan eden ilk kişiydi o. Resûlullah aleyhissalâtu vesselamın katline karar verildiği gece gerçekleşen hicreti esnasında, hicret ettiği farkedilmesin diye onun yatağında yatarak onun yerine öldürülmeyi göze alan kişi de oydu. İslâm’ın bütün büyük savaşlarında onun dillere destan kahramanlığı vardı; Hayber’in fatihi oydu. ‘Allah’ın aslanı’ ünvanıyla anılmasına vesile olan bunca kahramanlığının yanısıra, hakikat bilgisi ve marifetullah noktasında da bir zirveyi temsil ediyordu. Peygamber aleyhissalâtu vesselam bir ilim şehri ise, bizzat Peygamber tarafından bu şehrin kapısı olarak anılmayı hak edecek derecede bir zirveyi.

Bir tarafta böylesi sıfatlarıyla damadı Hz. Ali, diğer tarafta en küçük kızı Fâtıma.

Bir tarafta kızı olmak itibarıyla daha ziyade bir sevgi bekleyen Fâtıma, öte tarafta onu Fâtıma’nın ilerisine taşıyan bunca faziletiyle Ali…

Böyle bir durumda, ne yapılabilir? Allah’ın insanlar ve hatta mekânlar hakkında bize yakınlıkları nisbetinde kalbimize yerleştirdiği fıtrî sevgi, bize o kadar yakın olmayana karşı hakkâniyeti kaybetmeden nasıl yaşanabilir, nasıl korunabilir ve nasıl ifade edilebilir?

Kudsî nebî, muazzam bir ‘muhakeme-i hissî’ ve müthiş bir ‘duyguların dengesi’ dersi içeren tek bir cümleyle, bu kıvamı ve ölçüyü gösteriyordu işte.

Damadı Hz. Ali, bir gün gelip “Beni mi, yoksa Fâtıma’yı daha çok seviyorsun?” diye sorduğunda, şu tek cümlelik cevabı vermişti Resûlullah aleyhissalâtu vesselam: “Sen benim için Fâtıma’dan daha değerlisin, Fâtıma da bana senden daha sevimlidir.”

Bir yanda imana ve İslâm’a olan bunca hizmeti ve bunca güzel hasletiyle Hz. Ali’nin onun nazarındaki müstesna değeri; ama diğer tarafta, kızı olması itibarıyla Hz. Fâtıma’ya duyduğu hususî sevgi…

Rahmet peygamberi, hakkâniyeti asla yitirmeden, içine dercedilmiş o fıtrî duyguyu ne kadar da beliğ ifade etmişti: “Sen bana Fâtıma’dan daha değerlisin, Fâtıma bana senden daha sevimlidir.”

Yani, senin benim dünyamda apayrı bir yerin var, Fâtıma’nın da benim dünyamda apayrı bir yeri var. Senin yerine Fâtıma yetişemez, Fâtıma’nın yerine ise sen yetişemezsin. İkiniz, kendi yerinizde müstesnasınız…

Bu cevabı duyduğunda, eminim Hz. Ali çok sevinmiştir. Bu cevabı duyduğunda, eminim Hz. Fâtıma da çok sevinmiştir. Bu cevabı duyduklarında, eminim ikisinin de Hz. Peygamber’e olan sevgileri bir kat daha sağlamlaşmış; birbirlerine olan sevgi ve hürmetleri bir kat daha ziyadeleşmiştir.

Biz de kudsî nebîden bu dersi alıp, hep böyle yapabilsek…

Allah’ın kalbimize koyduğu fıtrî duygudan asabiyet üretmesek… Yahut, asabiyet üretirim korkusuyla bu fıtrî duyguyu örselemesek, zoraki ‘reddeder’ bir tavra girişmesek…

Ne kadar da güzel olurdu, değil mi? Selam  ve dua ile.

Derleyen Kardeşiniz: Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.Org

Bakın Hinlerden Üstadımız Ne Kadar Çekmiş

Evet hükûmet-i cumhuriyenin nazar-ı dikkatine arz ediyorum ki; beni bu belaya sevkeden gizli komitenin yaptığı tedabir ve ettiği propaganda ve entrikalar bu hali gösteriyor. Çünkü hiç bir hâdisede görülmemiş bir tarzda umumî bir propaganda, bir entrika ve bir dehşet aleyhimize döndüğüne delil şudur ki: Altı aydır yüzbin dostum varken hiçbiri bana bir mektub yazamadı, bir selâm gönderemedi. Hükûmeti iğfale çalışan entrikacıların ihbaratıyla, vilayat-ı şarkıyeden tâ vilayat-ı garbiyeye kadar her yerde istintaklar, taharriyatlar devam ettiğidir. İşte bu entrikacıların çevirdikleri plân, benim gibi binler adamı en ağır cezaya çarpacak bir hâdiseye göre tertib edilmiş. 14.Ş: 457-458

Gizli düşmanlarım, hem nefsim; şeytanın telkiniyle zaîf bir damarımı arıyorlar ki, beni onunla yakalayıp Nurlara tam ihlas ile hizmetime zarar gelsin. En zaîf damar ve dehşetli mani’, hastalık damarıdır. Hastalığa ehemmiyet verdikçe, hiss-i nefs-i cisim galebe eder; zarurettir, mecburiyet var der, ruh ve kalbi susturur; doktoru müstebid bir hâkim gibi yapar ve tavsiyelerine ve gösterdiği ilâçlara itaate mecbur ediyor. Bu ise fedakârane, ihlasla hizmete zarar verir. Hem gizli düşmanlarım da bu zaîf damarımdan istifadeye çalışmışlar ve çalışıyorlar. Nasılki korku ve tama’ ve şan ü şeref cihetinde çalışıyorlar. Çünki insanın en zaîf damarı olan korku cihetinde bir halt edemediler, i’damlarına beş para vermediğimizi anladılar. E1: 243-244

Gizli düşmanlarımız hükûmetin ehemmiyetli ve birkaç vazifedarlarını elde edip beni tazyikatla, Menemen ve Şeyh Said hâdisesi gibi bir hâdise çıkarmak için bütün kuvvetiyle en hassas damarlarıma dokunduracak tarzda her desiseyi istimal ettiler. Gördüler ki Eski Said yok, yenisi ise her şeye tahammül ediyor,

Bir plânları da, onların usûlünce hapse müstehak olduğumuz halde hapsimize tarafdar çıkmıyorlar, aman hapse girmesinler diyorlar. Sebebi: Birden Denizli hapsi bir Nur medresesi olmasıyla hem oradan başka hapishanelere gidenler oraları tenvire çalışmaları, gizli düşmanlarımızı bütün bütün şaşırttı, onun için hapisten çıkmamıza onlar da taraftar oldular. Hem adliyeler, Risale-i Nur’un hakkaniyetine karşı bir nevi teslimiyetle istikbalde gelecek olan şiddetli itirazdan çekinmek için çekindiler, keyfî kanunların aleyhimizdeki hükümlerini nazara almadılar. Ve muannid bazı dinsizler, Nur’un hakikatına karşı mağlub olup inadı terkettiler. Gizli düşmanlar da, “Aman hapisten çıksınlar, yoksa hapishaneler Nur medreseleri hükmüne geçecek.” diye üç kısım da müttefikan beraetimize taraftar çıktılar. Bu da inayet-i İlahiyenin Risale-i Nur’a verdiği bir keramettir. E1: 251

Gençlik Rehberi’nin âhirinde “Nur şakirdleri, hükûmetin müsaadesine binaen, mümkün olduğu kadar Nur dershaneleri açılmak münasibdir” diye bizim gizli düşmanlarımız maarif dairesini aleyhimize çevirmeğe çalışması bir vesile oldu. Şimdiye kadar o düşmanlarımız, desiselerle kaç defa adliye cihetiyle bizi perişan etmek istediler, muvaffak olamadılar, bir şey de çıkaramadılar. Sonra mutaassıb ve enaniyetli ve resmî makamlardaki hocaları aleyhimize sevketmeye çalıştılar, onda da bir şeye muvaffak olamadılar. E1: 287

Gizli komite beni sıkıştırmakla bir hâdise çıkarmak istiyordular. Bir ecnebi müdahalesi hesabına ve müslümanlar ve vatan zararına, bütün bütün kanunsuz ve keyfî bir tarzda, damarıma şiddetle dokunan ihanetler ve sıkıntılarla tazibleri, onlara dünyada tam zarar, âhirette Cehennem ve sakar; ve bize, dünyada mükemmel sevab ve zafer ve âhirette inşâallah Cennet ve âb-ı kevseri kazandırır. E1: 159

Şimdiye kadar gizli komiteden, siyaseti dinsizliğe ve zındıkaya âlet edenler, istibdad-ı mutlakla Nurcuları ezdiler. İnşâallah bir sebeb çıkar o sebep istibdadı kıracak, masum ve mazlum Nurcuları kurtaracak. E1: 160

Ecnebi menfaati hesabına ve bu millet ve bu vatanın pek büyük zararına çalışan bir gizli komite, bizim beraetimizi bozmak için, her tarafta habbeyi kubbe yaparak bir kısım memurları aleyhime evhamlandırdılar. Bir maksadları; benim sabrım tükensin, artık yeter dedirtsinler. E1: 17

Çaresiz mecburiyetle serbestiyetini; beraetimizi resmen kabul etmişler. Fakat yine gizli zındıka komitesi, elinden geldiği kadar nazar-ı millette kendilerini lanetten, nefretten bir derece kurtarmak için, kusurlarımızı arıyorlar ve hükûmeti iğfal etmeğe çalışıyorlar. Onun için biz; eskisi gibi ihtiyatımızı elden bırakmamalıyız. E1: 50

Eğer farz-ı muhal olarak, -inşâallah olmaz- Âyet-ül Kübra’ya yapılan tecavüz gibi bir arama olsa, bütün nüshalar tecavüze maruz kalmasın. Gerçi şimdi tecavüz etmezler ve edemezler, belki musalahaya çalışıyorlar; fakat gizli zındıklar, kendilerini istikbalin lanetinden kurtarmak için, elbette bahaneler arıyorlar ve hüküm ellerinde bulunanları aldatıyorlar. Onun için, hıfz u inayet-i İlahiyeye tam itimad ederek ihtiyat edilmeli. E1: 192

Madem iki sene tedkikattan sonra üç mahkeme kitab ve mektublarımızı bilâistisna bize iade etmiş, biz de dünya siyasetiyle alâkadar olmadığımız onlarca tahakkuk etmiş, daha ne arayabilirler? Olsa olsa hususî, belki kıskançlık eseri veyahut garaz veyahut gizli zındıklarıntahrikiyle böyle bazı kanunsuzluklar kanun namına yapılıyor. Bu hallere mukabil, tam metanet ve tesanüd ve sarsılmamak ve telaş etmemek lâzımdır. E1: 81

Şimdiye kadar Gizli münafıklar, Risale-i Nur’a kanunla, adliye ile ve asayiş ve idare noktasından hükûmetin bazı erkânını iğfal edip tecavüz ediyorlardı. Biz müsbet hareket ettiğimiz için, mecburiyet olduğu zaman tedafüî vaziyetinde idik. Şimdi plânları akîm kaldı. Bilakis tecavüzleri Risale-i Nur’un dairesini genişlettirdi.

Bu defa yeni hurufla Asâ-yı Musa’yı tab’etmek niyetimiz, ihtiyarımız olmadığı halde, tecavüz vaziyeti Risale-i Nur’a veriliyor gibidir. E1: 102

Ben vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar, benim itimad ettiğim hizmetçilerimi zabıta tarafından yanıma gelmekten men’ettikleri aynı vakitte, fırsat bulup, tanımadığım birisiyle, sâbık dokuz defadan daha tesirli bir zehir bana yutturdular. E1: 140

Gizli münafıklar aleyhimizde büyük makamlarda olanların bir kısmını istimal ederek resmî bir tarzda şiddetli propaganda etmelerinden, bütün resmî memurlar ürkmeye ve çekinmeye mecbur olmuşlar. Onlar içinde dahi enaniyetli ve evhamlı ve bid’aları kabul eden hocalar, daha ziyade çekinmeye başlamışlar, kendilerine bir özür, bir bahane aramışlar.E1: 164

Gizli münafıklar nasılki bir kısım hocaları bütün bütün manasız ve haksız bir tarzda, ehl-i medresenin ve hocaların hakikî malı olan Risale-i Nur aleyhinde istimal ettikleri gibi; bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nurlar aleyhinde istimal etmek ihtimaline binaen, bu hakikatı Asâ-yı Musa ve Zülfikar mecmualarının başında yazılsa münasib olur. E1: 182

Hattâ en şiddetli garazla bana zulmeden fâsık belki dinsiz zalimlere hiddet ettiğim halde değil maddî, belki beddua ile de mukabeleden beni o şefkat men’ediyor. Çünki o zalim gaddarın, ya peder ve vâlidesi gibi ihtiyar bîçarelere veya evlâdı gibi masumlara maddî ve manevî darbe gelmemek için, o dört masumların hatırına binaen o zalim gaddara ilişmiyorum. Bazan helâl ediyorum.  E1: 279

Gizli düşmanlarımız bir kısım resmî memurları aldatıp, Siracünnur’un âhirini bahane ederek müsaderesine; yani başındaki münacatın intişar etmemesine çalıştıklarına kanaatim geldi. Rehber’deki Hüve Nüktesi gibi bu münacat da, Siracünnur’a dinsizler tarafından hücumunun bir sebebidir. Em2: 122

Siyaseti dinsizliğe âlet yapan ve beşerdeki en dehşetli vahşet ve bedeviliğin bir kanun-u esasîsine irticaa çalışan ve hamiyet

maskesini başına geçiren gizli İslâmiyet düşmanları gaddarane bir ittiham ile; ehl-i İslâmiyet ve hamiyet-i diniye ve kuvvet-i imaniye cihetiyle değil dini siyasete âlet yapmak, belki de siyaseti dine âlet ve tâbi’ yapmakla; tâ İslâmiyet’in kuvvet-i maneviyesinden bu hükûmet-i İslâmiyeyi tam kuvvetlendirmek ve dörtyüz milyon hakikî kardeşi arkasında ihtiyat kuvveti bulundurmak ve bir kısım zalim Avrupa’nın dilenciliğinden kurtulmak için çalışanlara pek haksız olarak irtica damgasını vurup onları memlekete zararlı tevehhüm etmeleri, yerden göğe kadar hadsiz bir haksızlıktır.

Em2: 81

Gizli düşmanlarımız bu Ramazan-ı Şerifte, tekrar adliyeyi benim aleyhime sevkettiler. Mes’ele de, bir gizli komünist komitesiyle alâkadardır. Em2: 165

Nasılki Hükûmet-i Cumhuriye “Dîni dünyadan tefrik edip bîtarafane kalmak” prensibini kabul etmiş; dinsizlere, dinsizlikleri için ilişmediği gibi; dindarlara da, dindarlıkları için ilişmemesi o prensibin icabatındandır. Öyle de; ben dahi bîtaraf ve hürriyetperver olması lâzım gelen Hükûmet-i Cumhuriyenin dinsizliğe tarafdar ve entrikaları çeviren ve hükûmetin me’murlarını iğfal eden gizli menfi komitelerden tefrik edilip, hükûmetin onlardan uzak olmasını istiyorum; o entrikacılarla mübareze ediyorum. T: 240

İslâmiyetin hakikatında mevcud maddî-manevî en yüksek terakkî ve medeniyet umdeleri yerine; dinsiz felsefenin bataklığındaki nursuz prensipler, edebsiz edib ve feylesofların fikir ve ideolojileri, gizli komünistler, farmasonlar, dinsizler tarafından telkin ediliyor ve çok geniş bir çapta tedris ve talime çalışılıyordu. T: 154

Onbir def’a bana su-i kasd eden ve dört def’a mahkemeleri aleyhimize sevkedip üç defa hapse sokan gizli düşmanlarımızın Nurlar hakkında plânları akîm kaldığından, bütün desiseleriyle ehemmiyetsiz şahsıma karşı sıkıntı, tecrid-i mutlak ve kimse ile temas etmemek ve damarıma dokundurmakla işkenceler verdirmiye çalışıyorlar. Ben de, o işkencelerin altında inayetin iltifatını görüp tahammül ederek şükrederim. T: 593

maskesini başına geçiren gizli İslâmiyet düşmanları gaddarane bir ittiham ile; ehl-i İslâmiyet ve hamiyet-i diniye ve kuvvet-i imaniye cihetiyle değil dini siyasete âlet yapmak, belki de siyaseti dine âlet ve tâbi’ yapmakla; tâ İslâmiyet’in kuvvet-i maneviyesinden bu hükûmet-i İslâmiyeyi tam kuvvetlendirmek ve dörtyüz milyon hakikî kardeşi arkasında ihtiyat kuvveti bulundurmak ve bir kısım zalim Avrupa’nın dilenciliğinden kurtulmak için çalışanlara pek haksız olarak irtica damgasını vurup onları memlekete zararlı tevehhüm etmeleri, yerden göğe kadar hadsiz bir haksızlıktır.

Em2: 81

Gizli düşmanlarımız bu Ramazan-ı Şerifte, tekrar adliyeyi benim aleyhime sevkettiler. Mes’ele de, bir gizli komünist komitesiyle alâkadardır. Em2: 165

Nasılki Hükûmet-i Cumhuriye “Dîni dünyadan tefrik edip bîtarafane kalmak” prensibini kabul etmiş; dinsizlere, dinsizlikleri için ilişmediği gibi; dindarlara da, dindarlıkları için ilişmemesi o prensibin icabatındandır. Öyle de; ben dahi bîtaraf ve hürriyetperver olması lâzım gelen Hükûmet-i Cumhuriyenin dinsizliğe tarafdar ve entrikaları çeviren ve hükûmetin me’murlarını iğfal eden gizli menfi komitelerden tefrik edilip, hükûmetin onlardan uzak olmasını istiyorum; o entrikacılarla mübareze ediyorum. T: 240

İslâmiyetin hakikatında mevcud maddî-manevî en yüksek terakkî ve medeniyet umdeleri yerine; dinsiz felsefenin bataklığındaki nursuz prensipler, edebsiz edib ve feylesofların fikir ve ideolojileri, gizli komünistler, farmasonlar, dinsizler tarafından telkin ediliyor ve çok geniş bir çapta tedris ve talime çalışılıyordu. T: 154

Onbir def’a bana su-i kasd eden ve dört def’a mahkemeleri aleyhimize sevkedip üç defa hapse sokan gizli düşmanlarımızın Nurlar hakkında plânları akîm kaldığından, bütün desiseleriyle ehemmiyetsiz şahsıma karşı sıkıntı, tecrid-i mutlak ve kimse ile temas etmemek ve damarıma dokundurmakla işkenceler verdirmeye çalışıyorlar. Ben de, o işkencelerin altında inayetin iltifatını görüp tahammül ederek şükrederim. T: 593

Gizli münafıklar, her nasılsa bazı resmî memurları aldatıp, “Said ile görüşen, dost ve Nurcu olur. Kimse temas etmesin.” diye onları evhamlandırmışlar. Hattâ, hey’et-i idare ve gardiyanlar dahi benden kaçıyorlar. Ben de memnun oluyorum ve bu hale şükrediyorum. T: 593-594

Afyon mahkemesini tertib ve iftiralarla açtıran gizli dinsizler, Bediüzzamanı idam etmek plânını çevirmişlerdir. Bu fevkalâde ehemmiyeti hâiz büyük müdafaât, böyle imhacı zâlim dinsizlere karşı onun ölümü hiçe sayarak haykırdığı hakikatlerdir. Neticede, temyiz mahkemesi mahkûmiyet kararını nakzetti. Ve aynı mahkeme iki defa Bediüzzamana beraet verdi. Nihayet bütün Risale-i Nur külliyatı ve beşyüze yakın mektublar bilâkayd ü şart Bediüzzamana iade edildi. T: 556

Emirdağı’ndaki malûm münafıktan daha muzır ve gizli zındıkların elinde âlet bir adam ve bid’atkâr bir yarım hoca ile beraber bütün kuvvetleriyle bize vurmaya çalıştıkları darbe, yirmiden bire inmiş. 14.Ş: 495

“Hüve Nüktesi” gizli zındık düşmanlarımızın bellerini kırmış, onların istinadgâhı olan tabiat tagutunu dağıtmış, kesif toprakta bir derece saklayabilirken şeffaf havada -Hüve Nüktesi’nden sonra- hiç bir cihetle o tagutu saklamak imkânı kalmamış ki, küfr-ü inadî ve temerrüd-ü irtidadî sebebiyle adliyeyi aldatıp aleyhimize sevkediyorlar. İnşâallah Nurlar adliyeleri lehine çevirip onların bu hücumunu dahi akîm bırakacaklar. 14.Ş: 530

Hükûmet beni tam himaye ve bana yardım etmek, milletin maslahatına ve vatanın menfaatına çok lüzumu varken, beni sıkması îma eder ki; kırk seneden beri benim ile mücadele eden gizli zındıka komitesiyle şimdi onlara iltihak eden komünist komitesinden bir kısmı, ehemmiyetli birer resmî makam elde ederek karşıma çıkıyorlar. 14.Ş: 382

Nurlardan derleyen: Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.org

Cenneti, Resulullah Nasıl Tarif Ediyor?

-“Allah’a ve Rasulüne itaat edenler.” Nisa 13 –

“Muttakiler takva sahipleri.” Âl-i İmran 133, Rad 35 –

“Görmediği halde Rahman’dan korkanlar.” Kaf 33 –

“Allah’a yönelmiş bir kalp ile gelenler.” Kaf 33 –

“Namazlarında huşu içinde devamlı olanlar.” Mü’minun 2, 9 –

“Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirenler.” Mü’minun 3 –

“Zekâtı verenler.” Mü’minun 4 –

“İffetini koruyanlar.” Mü’minun 5 –

“Emanet ve ahidlerine riayet edenler.” Mü’minun 8 –

“Günahlarından sonra tevbe edip salih ameller işleyenler.” Meryem 60 –

“Mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler.” Saff 11 –

“Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru olanlar.” Fussilet 30 –

“Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri akrabalık bağlarını gözetenler.” Ra’d 21 –

“Rablerinden ve kötü hesaptan korkanlar.” Ra’d 21 –

“Rablerinin vechini istemeleri sebebiyle sabredenler.” Ra’d 22 –

“Kendilerine verilen rızıktan gizli ve açık infak edenler.” Ra’d 22

– “Kötülüğü iyilikle savuşturanlar.” Ra’d 22 –

“İhlâs sahibi muhlis kimseler.” Saffat 40, 43 –

“Hesap gününe inanıp tasdik edenler.” Mearic 26 –

“Şahitliklerini dosdoğru yapanlar.” Mearic 33 –

“Verdikleri sözü yerine getirenler.” İnsan 7 –

“Kendi canları istemesine rağmen yoksula, yetime ve esire yedirenler.” İnsan 8

Hadislerle Cennetin Özellikleri ve Ondan Manzaralar:

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu: Ben salih kullarım için ahiret azığı olarak hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına gelmedik bir takım nimetler hazırladım. Allah’ın sizleri bu sözlerle muttali kıldığı şeyleri bir yana bırak. Bir de bunlardan başka onun sizleri muttali kılmadığı bir şey vardır ki, o en büyüktür’ buyurdu.” Müslim 2824/3, Buhari 3053

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ‘Allah cenneti yarattığı vakit Cebrail’e şöyle dedi: −‘Git cennete bak.’ Cebrail gidip cennete baktı. Sonra geldi ve: −Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun ki, cenneti kim işitirse muhakkak ona girer dedi.

Sonra Allah onu zorluklarla donatıp: −‘Ey Cibril! Git cennete bak’ buyurdu. Cibril gitti, cennete baktı. Sonra geldi ve: −Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun ki, ona kimsenin girememesinden korktum’ dedi…” Ebu Davud 4744, Tirmizi 2685

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennet nefse hoş gelmeyen şeylerle kuşatılmış, cehennem de nefsin arzularıyla kuşatılmıştır’ buyurdu.” Buhari 6412, Müslim 2822/1, Tirmizi 2684

Sehl bin Sa’d Es-Saidi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennette bir kamçı kadar yer, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır…’ buyurdu.” Buhari 6356, İbni Mace 4330

Sehl bin Sa’d (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennette sekiz kapı vardır. Bunların içinde bir kapı Reyyan diye isimlendirilir. Buradan cennete yalnız oruçlu olanlar girer’ buyurdu.” Buhari 3058

Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Muhakkak cennet yüz derecedir. Onlardan her bir derece gök ile yer arasındaki mesafe kadardır. Şüphesiz o derecelerin en yücesi Firdevs’tir, en faziletlisi de Firdevs’tir. Arş, muhakkak Firdevs’in üstündedir. Cennetin ırmakları da Firdevs’ten çıkıp akar. Bu itibarla siz Allah’tan dilemek istediğiniz zaman Firdevs’i isteyin’ buyurdu.” İbni Mace 4331, Tirmizi 2651

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘…Şayet cennet ehli kadınlardan bir kadın dünyaya çıkmış olsaydı, muhakkak yer ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel bir koku doldururdu. Ve elbette o kadının başörtüsü dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır’ buyurdu.” Buhari 6467

Sa’d bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennette olan nimetlerden bir tırnağın taşıyacağı kadar bir şey görünmüş olsa gökler ve yeryüzünün dört tarafı arasındaki her şey muhakkak süslenirdi. Ve cennet ehlinden bir kadının bilezikleri görünse, güneş yıldızların ışığını silip yok ettiği gibi o da muhakkak güneşin ışığını silip yok ederdi’ buyurdu.” Tirmizi 2661

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e: −Ya Rasulallah! Cennetin yapısı nedir diye sordum?

Rasulü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Bir kerpici gümüşten, bir kerpici altından, harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za’ferandır…’ buyurdu.” Tirmizi 2646

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennette, gövdesi altından olmayan hiçbir ağaç yoktur’ buyurdu.” Tirmizi 2645

Ebu Said El-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Şüphesiz cennette öyle bir ağaç vardır ki, onun altında bir süvari, yürüyüşü çok sür’atli, talimli, iyi cins bir at ile yüz sene yürürse yine onu bitiremez’ buyurdu.” Müslim 2828/8, Buhari 6459, Tirmizi 2643, İbni Mace 4335

Ebu Musa el-Eş’ari (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘İki cennet vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan şeyler hep gümüştendir. Diğer iki cennet daha vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan şeyler de altındandır. Adn cennetindeki cennetliklerle Rablerine bakmaları arasında Allah’ın vechi üzerindeki büyüklük ridasından başka bir şey bulunmayacaktır’ buyurdu.” Buhari 4828, Tirmizi 2648

Harise bin Vehb El-Huzai (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Dikkat edin! Ben size cennetlik olanları haber veriyorum: Zayıf olup zayıf görülen kişi…’ buyurdu.” Buhari 4902, Müslim 2853/46, Tirmizi 2732, İbni Mace 4116

Usame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginler alıkonulmuşlardı…’ buyurdu.” Buhari 6456, Tirmizi 2729

Abdullah bin Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennet ehli cennete vardığı, cehennem ehli de cehenneme vardığında ölüm alacalı bir koç suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yatırılıp kesilir. Sonra bir münadi: −Ey cennet ahalisi! Artık ölüm yoktur. Ey cehennem ahalisi! Artık ölüm yoktur diye nida eder. Bu hâdise sebebiyle cennet ehlinin ferahı bir kat daha artar, cehennem ehlinin hüzün ve kederi ise bir kat daha artar’ buyurdu.” Müslim 2850/43, Buhari 6457, İbni Mace 4327, Tirmizi 2682

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘…Cennet ehlinden olup da dünyada en çetin ve meşakkatli hayat süren kişi getirilir ve cennete bir daldırılışla daldırılır. Müteakiben ona da: −Ey Âdemoğlu! Sen hiçbir çetinlik ve sıkıntı gördün mü, sana herhangi bir sıkıntı ve zorluk uğradı mı? diye sorulur. O da: −Hayır, vallahi ya Rab! Bana asla sıkıntı uğramadı ve ben asla şiddet görmedim der’ buyurdu.” Müslim 2807/55, İbni Mace 4321

Ebu Said el-Hudri ve Ebu Hureyre (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Bir münadi cennet ehline: −Daima sıhhatli kalmanız ve ebediyyen hasta olmamanız hakkınızdır. Daima yaşamanız ve ebediyyen ölmemeniz hakkınızdır. Daima genç kalmanız ve ebediyyen ihtiyarlamamanız hakkınızdır. Daima nimetler içinde hoş bir halde olmanız ve ebediyyen sıkıntı ve çetinliğe maruz kalmamanız hakkınızdır diye nida edecektir’ buyurdu.” Müslim 2837/22

Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennet ehli cennete kılsız, tüysüz , yaratılıştan sürmeli, otuz veya otuz üç yaşında olarak gireceklerdir’ buyurdu.” Tirmizi 2669

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Herkim cennete girerse nimet içinde hoş halde olur. Kendisine hiçbir sıkıntı ve çetinlik isabet etmez. Elbiseleri eskimez, gençliği de bitmez’ buyurdu.” Müslim 2836/21, Tirmizi 2646

Suheyb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Amelini güzel yapanlar için güzel mükâfat ve dahası vardır.” Yunus 26. ayeti hakkında şöyle buyurdu: ‘Cennet ehli cennete girdikleri vakit bir münadi: −Sizin için Allah katında bir vaad vardır diye nida eder. Onlar da: −Allah bizim yüzlerimizi ak etmedi mi? Bizi ateşten kurtarmadı mı? Bizi cennete girdirmedi mi? derler. Melekler: −Evet, diye cevap verirler. Müteakiben Allah ile cennet ehli arasında perde kaldırılır. Allah’a yemin ederim ki, Allah, cennet ehline kendisine bakmasından daha sevgili hiç bir şey vermemiştir’ buyurdu.” Tirmizi 2676

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Cennete ilk girecek zümrenin yüzleri ayın ondördüncü gecesindeki sureti gibi parlaktır. Onların ardı sıra girecek olanlar ise, semadaki en keskin ışıklı büyük yıldızın parlaklığı üzeredirler. Sonra cennetlikler bunların ardından birçok menziller ve derecelerdir. Onlar cennette bevl etmezler, pislik ve dışkı çıkarmazlar, sümkürmezler, tükürmezler. Onların cennetteki tarakları altındır, terleri misktir, buhurdanlıklarının udu Hind ududur. Onların her biri için iki zevce vardır ve zevceleri Huru’l-İyn’dir. Bunlardan her birinin kemiğinin iliği letafetinden dolayı etinin üstünden görünür. Onların ahlakı bir tek adamın ahlakı üzeredir, vücutları da ataları Âdem’in uzunluğu üzeredir ki, o altmış ziradır yaklaşık otuz metre. Cennetlikler arasında ihtilaf ve düşmanlık yoktur. Onlar sabah-akşam Allah’ı tesbih ederler’ buyurdu.” Müslim 2834/14-15-16, Buhari 3053-3054

Abdullah bin Kays (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Muhakkak cennette mü’min için içi boşaltılmış bir tek inciden bir çadır vardır. Onun boyu altmış mildir yaklaşık yüz kilometre. Onun her köşesinde mü’mine mahsus birçok kadınlar vardır ki, diğerleri onları görmezler. Mü’min kişi onları dolaşıp ziyaret eder’ buyurdu.” Buhari 4830, Müslim 2838/23-24-25

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Şüphesiz cennette bir çarşı vardır ki, cennet ahalisi her Cuma günü oraya gelirler. Müteakiben şemal rüzgârı eser de onların yüzlerine ve elbiselerine en güzel koku nevilerini serper. Bundan da cennet ehlinin güzellikleri artar da artar. Güzellikleri artmış olarak kendi aileleri yanına dönerler. Âileleri onlara: −Vallahi sizlerin bizden sonra güzelliğiniz daha da artmıştır derler. Onlar da âilelerine: −Vallahi sizler de öylesiniz. Andolsun bizden sonra sizin de güzelliğiniz ziyadelenmiştir derler’ buyurdu.” Müslim 2833/13

Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Ben ateş ehlinin cehennemden son çıkacak ve cennet ehlinin cennete son girecek olanını biliyorum. Bu bir kimsedir ki, cehennemden emekleye emekleye çıkar.

Yüce Allah ona: −Git, cennete gir! buyurur. O kimse cennete varır, ona öyle bir hayal gelir ki, cennet dopdoludur.

Dönüp: −Ya Rab! Ben cenneti dopdolu buldum der.

Allah yine: −Git, cennete gir! buyurur. O kimse cennete varır. Cennet ona yine dopdolu gibi hayal ettirilir.

Dönüp: −Ya Rab! Ben cenneti dopdolu buldum der.

Allah ona: −Git, cennete gir! Dünya kadar ve dünyanın on misli kadar yer senindir buyurur.

O kul: −Sen yegâne Melik olduğun halde benimle alay mı ediyorsun yahut bana gülüyor musun? der’ buyurdu. Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Vallahi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in gerideki dişleri belirinceye kadar güldüğünü gördüm. Sahabiler arasında: −Cennet ehlinin en aşağı menzil sahibi işte o kimsedir denilirdi.” Buhari 6469, İbni Mace 433

Derleyen Abdülkadir Haktanır