Etiket arşivi: belçika

Brüksel’e Selimiye Camii Geliyor

Brüksel’e minareli camii geliyor .

Avrupa’da artan Müslüman nüfusun dini vecibelerini yerine getirmek için açılan mescit ve camiler çağdaş çizgilerden oluşan mimari ile de göz dolduruyor. Köln ve Rotterdam’daki camilerin ardından Brüksel’de de minareli cami yapılacak.

Türklerin yoğun yaşadığı Saint Josse semtinde yapımı başlanacak olan Selimiye Camii ve Eğitim Merkezleri’nin çizimini ünlü Türk mimar Şefik Birkiye yaptı. İnşaat projesinin sunumu, Belçika İslam Kültür Merkezleri Birliği tarafından maket eşliğinde gerçekleştirildi. Projenin sunumunda Brüksel Bölge Hükümeti İmar Bakanı Emir Kır, Saint Josse Belediye Başkanı Jean Demannez, Selimiye Camii’nin mimarı Şefik Birkiye iştirak etti.

Türk ve Avrupa mimarisinin sentezini yansıtacak ve yeşil ile beyaz renklerin hakim olduğu 750 kişilik, kubbeli ve minareli Selimiye Camisi’nin temeli 4 Mart’ta atılacak. Belçika’da Avrupa Birliği binaları dahil olmak üzere yüzlerce büyük projede imzası olan ünlü Türk mimar Şefik Birkiye’nin çizimini yaptığı 5 katlı cami, Saint-Josse belediyesi sınırları içinde 2 bin 700 metrekarelik bir alana inşa edilecek. Herhangi bir ülkeden yardım almadan kendi öz imkanlarla inşaatın tamamlanacağını kaydeden Belçika İslam Kültür Merkezleri Birliği Başkanı Davut Çınar, projenin toplam maliyetinin 4 milyon Euro olacağını ve en fazla 2 yılda tamamlanarak ibadete açılacağını duyurdu.

Selimiye Camisi’nin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Brüksel Bölge Hükümeti İmar Bakanı Emir Kır, ”Bu proje 50. yılına yaklaşan Belçika Türk toplumunun entegrasyon isteğinin bir göstergesidir. Bu eser tamamlandığında Türk toplumunun Belçika’ya uyumunun en büyük sembollerinden birisi olacaktır. Üzerinde Türk esintisiyle şehir mimarisine uyumu ile örnek gösterilecek bir projedir. Bu cami Belçikalı Türklerin Belçika’ya uyum isteğinin göstergesidir.” şeklinde konuştu. Ünlü Türk mimar Şefik Birkiye, Avrupa’da cami yapımının sorunlu olduğuna atıfta bulunarak ‘‘Hiç kimseyi kızdırmadan, herkesle istişare ve ikna ederek, en yakın komşuları projeye dahil ederek inşaata başlanacak olması bence büyük bir başarı. Başarının ilk kısmı gösterilen sabır olmuştur.’’ dedi.

Cihan

Belçika kendi imam-hatiplerini yetiştirecek

Belçika’da bir süredir gündemde olan din görevlilerin yurtdışından getirilmesi yerine burada yetiştirilmesi konusunda ilk somut karar alındı.

Belçika’da bir süredir gündemde olan din görevlilerin yurtdışından getirilmesi yerine burada yetiştirilmesi konusunda ilk somut karar alındı. 2014 eğitim yılında verilmeye başlanacak olan dört yıllık imam-hatip eğitimi için iki üniversite kapılarını açacak.

Flaman Eğitim Bakanı Pascal Smet, Belçika Müslüman Temsil Kurumu yetkilileri ve çeşitli eğitim kurumlarıyla bir araya gelmesinin ardından imam eğitiminin 2014 yılında başlayabilmesi için hazırlıkların başlatıldığını söyledi.

Konuyu değerlendiren Flaman Bölge Milletvekili Veli Yüksel “Bizim edindiğimiz bilgiye göre bu imam eğitimi için 100 bin Euro gibi bir bütçe ayrıldı. İki yüksek eğitim kurumu Katolik Leuven Üniversitesi ve Anvers Üniversitesi, akademik bir imam bölümü başlatmak için kolları sıvadı. Bu tabii ki çok önemli bir gelişmedir. 2003’te Flaman Parlamentosu kendi imamlarını yetiştirmek için bir önerge kabul etmişti. Bu hükümet kurulduğunda (Temmuz 2009) Flaman eğitim sistemi bünyesinde imamlar ve din dersi öğretmenleri için eğitimin mümkün kılınması hükümet programına alınmıştır. Sekiz yıl sonra ilk somut adımların atılması memnuniyet vericidir.” şeklinde konuştu.

Belçika Flaman Bölgesi İçişleri ve Uyum Bakanı Geert Bourgeois’nın yaptırdığı bir araştırmaya göre Flaman bölgesindeki imamların yeterli düzeyde Flamanca konuşmuyor ve yerel idare ile bağları bulunmuyor. Araştırma ile birlikte ‘imamlar’ konusu bir kez daha siyasi gündeme oturmuş oldu.

Belçika’da 300’den fazla camide görev yapan din adamının büyük çoğunluğu gurbetçilerle birlikte yurtdışından geldi. Bunların maaşları Fas, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden karşılanıyor. Bu imamlar dört veya beş yıllık görev süreleri dolduğunda tekrar ülkelerine dönüyor. Milletvekili Veli Yüksel, bunun ne yurt dışından gelen imamlar ne de Müslüman toplumu için sağlıklı olduğunun altını çizerek “Bu imamlarımız önce kendileri uyum sağlamada ve yerel dili öğrenmede zorluklarla karşılaşıyorlar. Belçika’da yaşayan ikinci ve üçüncü kuşak gençlerimizle diyalog kuramıyorlar. Tam uyum sağlamaya başlarken de memleketlerine geri dönüyorlar. Bu şekilde yapılan bütün yatırımlar boşa çıkıyor, bunun önlenmesi gerekiyor. Diğer bir nokta da imamlarımızın Belçika’daki kültürel, sosyal ve siyasi gerçeklere vakıf olmaları onların görevlerini daha iyi yapmalarını sağlayacaktır. Din görevlisinin cami dışındaki Müslümanlar ve diğer Belçikalılarla iletişim içerisinde olması gerekmektedir.” dedi.

CİHAN

1 Ay Müslümanca!

Blood Foundation(www.muslimforamonth.com) adlı sivil toplum kuruluşu bir ilke imza atarak İslamiyeti, müslüman olmayanlara sevdirmek adına harika bir hizmet yapıyor.

İnsanların 1 ay müslüman gibi yaşamaları için program düzenliyorlar. Program esnasında 5 vakit namaz kılınıyor, oruç tutuluyor, içki ve domuz etinden uzak duruluyor.

Belli sınırda kabul edilen başvurular ile grup oluşturuluyor ve bu grup ile dolu dolu 1 ay geçirilmesi planlanmış.  Ancak çalışma hayatlarından dolayı izin alma problemi olanlar için şimdilik 9 günlük programlar yapılıyor. İleride 1 aylık programların yapılması umuluyor.

Programa katılanlar arasında, Avustralyalı, Hollandalı, Taylantlı, Belçikalı, Amerikalı, İrlandalılar var.

Misafirler ilk önce Eyüp Caminin yanındaki bir konağa yerleştiriliyorlar. Öncelikle islamiyet ile ilgili kısa kısa bilgiler veriliyor. Erkeklere takke, hanımlara da başörtü hediye ediliyor. Burada misafirlere namaz kılmaları öğretiliyor. Program boyunca her gün İslamiyet ile ilgili konular, uzmanları tarafından öğretiliyor.

Organizasyon yöneticileri misafirleri sıkmamak için günde 1 defa namaz kılmayı programlarına koymuşlar. Fakat daha sonra misafirlerden birinin “namaz kılmak çok güzel bir şey, benim

hoşuma gitti, müslümanlar günde 5 defa namaz kılıyorlar, biz niye 1 defa kılıyoruz” gibi bir talepde bulununca, programa 5 vakit namazı da dahil ediyorlar.

Programda teheccüd namazı bile var! Gayri müslimler, kalkıp teheccüd namazını kılıyorlar. Ayrıca programda musiki saati koymuşlar. Musiki saati adı altında namaz tesbihatını yaptırıyorlar.

Ayrıca çeşitli yerlere geziler de oluyor. Edirne Selimiye Camisine gidiliyor, Konya Mevlana hazretlerinin türbesi ziyaret ediliyor.  Konya’da bir de ev ziyareti yapılıyor. Konya’da ehl-i hamiyet bir aile gönüllü olarak, misafirleri evinde ağırlıyor ve bol bol ikramlarda bulunuyor. Böylece turistler islamiyetdeki cömertliği ve müslümanlardaki misafirperverliği bizzat yaşayarak öğrenme fırsatı buluyorlar.

Meşru dairedeki eğlencelere örnek teşkil etmesi açısından, hanımlara kına gecesi, erkeklere de sıla gecesi düzenleniyor.

Program sonunda hayretler içerisinde kalan turistler, İslamiyetin ve müslümanca yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu itiraf ediyorlar. Birisi, “bundan sonra kimse bana İslamiyet aleyhinde konuşamaz” diyor, bir diğeri ise “ben, bu programda Allah ile konuşmayı öğrendim (Kuran-ı Kerim okumaları ile)” diyor.

Bu organizasyon İslamın doğru anlaşılması açısından çok önemli. Eğer biz doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu efalimizle izhar etsek diğer dinlerin tabileri de İslâma dahil olur.

Evet, ümitvar olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı olacaktır!

www.NurNet.org

Belçika ve Fransa’dan Nurlu Haberler

BU NURLARI BÜTÜN KAİNATA OKUTTURACAĞIM

Yarım asır öncesinden haykırılmış ve bu gün hâla kulaklarımızda çınlayan bir sadâdır bu

Muhterem Bayram Yüksel Ağabeyimizin hatıralarından bize yansıyan, Hazret-i Üstadın aynı zamanda da gaye-i hayalini ortaya koyan bir hedef, bir programdır bu… “Bu nurları bütün kâinata okutturacağım” der. Barla tepelerinden ufka bakan gözlerle Nurun nâşiri, yanında sadece ihlasla ona bakan bir nuraşığı; Bayram’ı vardır… Nurun Bayramlarına gönül veren iki kalb vardır o an sadece… Birde Kainat…

Bu gün dünyanın dört bir tarafında icrasına gayret edilen hizmetler, açılan dershaneler, kader canibinden gelen sevkiyatlarla, fedakar ruhların, müştak kalblerin çalışmaları; karanlık dünyalarından kurtuluşa bir nur, bir ışık arayan, doğru yolu bulmaya çalışan nev-i beşere, uzatılan birer imdat elleri, birer “Hayat fenerleri” değil midir….

Tüm imkansızlık ve zorluklara rağmen, bu gayretler; Ola ki Üstadımızın Emirdağ Lâhikasında; “Rahmet-i ilâhiyeden şimdiki uyanmış beşer bekliyor, yalvarıyor,arıyor!” diye ifade buyurduklar kitlelere ulaşabilmek, nur-efşan hakikatları sunabilmektir…

Elbette Üstadımızın verdiği müjdeler gerçekleşecektir –Asa-yı Musa’da ifade edildiği gibi- “Ebedî hayat hazinesini gösteren Kur’an-ı Hakîm’in nuru olan Risale-i Nur, elbette bir zaman dünyayı çınlatan nurlu sesini yükseltecektir.

Bugün Nurun kahraman talebelerinin her biri, geçici ve fani dünyanın bizden kaçarcasına uzaklaşan dakikalarını, ebedi hayatlarına en karlı yatırımlara çevirmenin yolları içersinde Hz. Üstadın gösterdiği iki misale imtisalen hareket etmektedirler. Bunlar: Sırr-ı ihlâsı ve samimi ittifakı kuvvetleştirecek olan ve uhrevi amellerde, zararsız azim menfaate medar iştirâk-ı emval ve iştirâk-ı san’at düsturlarıdır.

Yani maddî kazanç üzerine kurulan şirketlerde olduğu gibi, veya üretim yapan bir firmada olduğu gibi, dört beş adam iştirak niyetiyle biri gazyağı, biri fitil, biri lâmba, biri şişe, biri kibrit getirip ve lâmbayı yakarlar…

İşte “Hayat Fenerleri” de aynen böyle Nurunu muhitlerine yayar… Kimi gazyağını getirir; maddî destek olur, ışığın devamına vesiledir.. kimi şişenin her gün temizliğini yapar, siler süpürür.. kimi dünyevî hayatını feda eder, bütün gemilerini yakar parlatır.. Ama bütün bu harikalıkların tezahürüne kibritler gerekir. Bazen bir hal hatır sormak, samimi bir tebessüm veya hizmete destek olarak en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak kibrit hükmüne geçer… Şevk hükmüne geçer.

Ve böylece bu azim yekûn faideler, uhrevî ve nuranî ve tecezzi ve inkısama muhtaç olmayarak… ve fazl-ı İlahî ile herbirisinin âyinesine umum nur in’ikas eder ve herbiri umumun kazandığı misil sevaba mâlik olur. Bu ne kadar büyük bir kârdır.

İşte Yurt dışında hizmet eden gönüllerin bizlerden bekledikleri de bunlardan başka bir şey değildir.

Bu gün Ispartamız Arap ülkeleriyle, özellikle Mekke ve Medine’deki hizmetlerle alakadardır. Kıbrıs, İran, Suriye, Fas, İngiltere ve Arjantin’e de Vakıf göndererek destek olmaktadır. Geçtiğimiz aylarda da bu hizmet kervanına Fransa ve Belçika’da bizzat Isparta’nın sorumluluğuna verilerek eklenmiştir.

Bunun üzerine Türklerin yoğun olarak yaşadığı bu iki ülke ile alakadar olacak bir heyet teşkil edildi. Vakıf, esnaf, öğretmen ve öğretim görevlilerinden müteşekkil heyetin yanı sıra, Fransa ve Belçikadaki hanımlarla alakadar olacak bir heyette Isparta’daki ablalar teşkil etti.

Önümüzdeki zaman içersinde Isparta’da Fransa ve Belçika okuma programları yapmak; oradaki gençlerle ilgilenmek için, tatillerde bir takım faaliyetler düzenlemek hedefler arasında.

Fransızca bilen bir vakıf kardeşimizinde Fransa’ya gönderilmesi, ilerleyen aşamalarda program dahilinde. Ancak şunu da ifade etmeliyiz ki vize işlemleri oldukça zor. İnayet-i İlahiye ile, Isparta’nın Fransa ve Belçika ile alakadarlığı süreci olan 8 ay içerisinde, ikişerli gurup halinde 4 vakıf kardeşimiz ve birde emekli bir esnaf ağabeyimiz bölgeye gitmiştir.

Oralardaki ağabey ve kardeşlerimizin gözü Isparta’da. Bizlerden ciddi manada kalben ve ruhen destek bekliyorlar. Bu hizmetlerin ifasında alakadar olmak isteyen herkesi, birlikte bir ışık yakmaya davet ederiz.

Nice Hayat Fenerlerinin tesisinde el ele, omuz omuza birlikte destek vermek ümidiyle… Cenab-ı Hakkın bizleri bu iştirak-i a’mâl-i uhreviyenin hadsiz kârından nasibdâr etmesi duasıyla…

Isparta Yurtdışı Hizmet Heyeti / www.nurnet.org

İRTİBAT: