Etiket arşivi: cami

Camilere TSE standardı

Diyanet İşleri Başkanlığı 2012-2016 yılları arasında yapacağı faaliyetler için bir dizi stratejik plan hazırladı. Ciddi projelerin hayata geçeceği plan çerçevesinde camilerin belli kalite ölçülerini yakalaması için Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile ortak çalışma yapılacak.

Çalışma ile camiler daha fonksiyonel hale gelecek. Her yıl 50 caminin TSE standartlarında fonksiyonel olması için çalışmalar hızlandırılacak.

Plan çerçevesinde Diyanet, İslam’ı geniş kitlelere anlatmada ve din hizmetinin daha kaliteli sunumunda yeni bir vizyona göre hareket edecek. Din hizmetlerinin toplumun bütün kesimlerine ulaşması için başkanlık merkezinde irşat ekipleri oluşturulacak. Rahat okunan Kur’an-ı Kerim’ler bastırılacak vatandaşların hizmetine sunulacak, Cami derslerine etkinlik kazandırılarak din görevlileri cami dışı din hizmeti için teşvik edilecek. Hac ve umre hizmetleri etkinleştirilerek, hacda görevlendirilecek bayan din görevlisi sayısı artırılacak. Tartışmalara sebep olan öğrencilere yönelik umre hizmetlerinin geliştirilmesine hız verilecek.

Evde din hizmeti

Sağlık Bakanlığı’nın başarıyla yürüttüğü Evde Sağlık Hizmetleri’nin bir benzerini Diyanet de yapmayı planlıyor. Evde Din Hizmeti başlığıyla yürütülecek çalışmaya göre evde sürekli bakıma muhtaç olan engelli, yaşlı ve hastalara yönelik din hizmeti sunulacak. Ayrıca illerde ve nüfusu 50 binin üzerinde olan ilçelerde işitme engellilere hizmet verecek en az bir personel bulundurulacak. Toplumdaki ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek için Diyanet daha etkin çalışmalar yapmayı hedefliyor. Bu kapsamda gençlere yönelik dinî konuları içeren bir roman serisi, çocuklar için ise çizgi filmler hazırlanacak.

Türkçedeki önemli eserlerin yabancı dillere, yabancı dillerdeki eserlerin ise Türkçeye çevrilmesi çalışmalarına hız verilecek. ABD’de cami, araştırma merkezi, sosyal ve kültürel alanları da içeren bir kültür merkezi açılacak.

Merkezî ezan sistemi kademeli olarak kalkacak

Diyanet, 28 Şubat uygulaması olduğu eleştirilen merkezî vaaz ve ezan uygulamasında sınırlandırmaya gidecek. Buna göre 2016 sonuna kadar camilerin yüzde 50’sinde yüz yüze vaaza, yüzde 30’unda ise ezanın kendi görevlileri tarafından okunması uygulamasına geçilecek. Ayrıca din görevlilerinin hutbelerini kendilerinin yazmaları için seminer ve kurs uygulaması başlatılacak. Yine bu dönemde bir Kur’an-ı Kerim müzesinin kurulması planlanıyor.

İlyas Koç / Zaman Gazetesi

Sabah Namazlarını Camide Kılanlara, 100’er $ (Dolar) !

Çok zengin bir hayırsever, 15.01.2012’den 31.01.2012 tarihine kadar 15 gün sürekli, sabah namazlarını camide kılanlara, 100’er $ (Dolar) para verecektir. Kişi sınırlaması olmayıp, vaat edilen yüzer dolar caminin içinde ve çıkış sırasında verilecektir. Yanında bir başkasını getirene de 100 $ verileceği gibi, getirdiği kişi başına kendisine ayrıca 50’şer $ daha verilecektir.

Çok ciddi gazetelerde ve televizyonlarda böyle bir ilân görseniz, ne yapardınız?
1. İnanmazdım ve camiye gelmezdim.
2. Pek inanmazdım fakat, beklide doğrudur düşüncesiyle, camiye gelirdim.
3. Bu fırsat kaçırılmaz, düşüncesiyle uyanamama endişesiyle çok ciddi tedbirler alarak, mutlaka gelirdim.
4. Kişi sınırlaması olmadığı için, bütün sevdiklerimi de ikna ederek camiye getirirdim.
5. Yanımda getireceğim kişiler için ayrıca bana para verilmese bile, onların mahrum olmaması için yine bütün sevdiklerimi getirirdim.

***

Aslında yukarıdaki ilân gibi, çok ciddi bir ilân da var, uygulaması da var. Fakat insanlığın %95’i 1. maddeye göre hareket ediyor. Yani İNANAMIYOR…

Bunu bir iddia zannetmeyiniz, realite böyledir. Aşağıda izah edeceğim fakat, önce bir başka gerçeği hatırlatayım ki konumuz çok daha iyi anlaşılsın.

Şöyle ki:
Zaman zaman şahit oluyoruz. Bazı büyük AVM.leri reklam amaçlı olarak, bazı günler ilan ederek, % 50-60 veya %90 avantajlı satışlar yapıyorlar. O günlerin sabahında, hattâ gece yarısında o mağazaların kapılarında büyük kuyruklar oluşuyor değil mi?
İzdihamlar, kavgalar ve yaralanmalar da olmuyor mu?
Üstelik yine de para harcıyorlar, para almıyorlar…
Peki ama bu ilgi, alâka ve izdiham niçin? Çünkü, az da olsa avantajları olacağına inanıyorlar. İnandıkları için de o sıkıntılara katlanıyorlar. Bunun başka izahı olamaz…

***

Buraya kadar hemfikiriz herhalde.
Şimdi ben size bundan çok daha avantajlı bir alışverişin İLÂNINDAN bahsedeceğim. Bu ilânda da kişi sıralaması yok. Bu ilânda boş dönmek yok. Bu ilânda daha fazla gelenlerin size zararı yok, faydası var. Bu ilânda getirdiğin kişi için ayrıca teşvik pirimi var. Bu alışverişte haksızlık, kıskançlık ve bağış yetmeme olmadığından izdiham da yok.
Üstelik de bu ilânı veren “fani bir zengin” değil, ezel ve ebed Sultanı, “GANİYYİ MUTLAK” ve gücü her şeye yeten, Rahîm ve Kerim olan yüce Allah dır (C.C.)…

Bakınız, Dünyanın en doğru sözlüsü olan Hz. Muhammed-ül emîn (S.A.V.) in İLÂNI aynen şöyle:
“Vaktinde kılınan SABAH NAMAZININ sadece sünneti bile, dünya ve içindekilerden hayırlıdır.” Dikkat ediniz, “Dünya ve içindekilerden” buyuruyor…

Dün bir toplantıda, cam kenarında boğaza bakıyordum. Sahildeki yalıların en ucuzunun 20 Milyon TL civarında olduğunu hatırladım. İstanbul içindeki tüm malvarlıklarını, menkulleri ve yalıları düşündüm. Diğer (kuyumculardaki altınları, bankalardaki paraları v.b.) menkul ve gayrimenkul değerleri hatırladım. Sonra da bu Hadis-i Şerifi düşündüm. “İstanbul ve içindekiler” demiyor, “dünya ve içindekiler” buyuruyor!…

Sonra da gafletimizin ve vurdumduymazlığımızın derinliğini düşünerek, utandım…

Namazların camide ve cemaatle kılınmasına dair, ayrıca tehdit ve teşvik edici Hadîs-i Şerif de şöyle:
• “Mazeretsiz olarak evde namaz kılan erkeklerin, evlerini başlarına yıkasım geliyor” mealinde Hadis-i Şerifler olduğu rivayet ediliyor. (Bkz.: Riyazüssalihîn, Rumuz-u Hadis v.s.)

Şimdi bir de neticeye bakalım:
İnsanlığın % 95’i yukarıda belirtilen 5 maddeden, birincisine göre yaşamıyor mu?
2. Maddeye göre hareket edenler de bulunuyor belki, ne kadar az.
3. Maddeye göre yaşayan bahtiyar insanların sayısı ise %5 civarında gözüküyor.
Aslında 4. ve 5. Maddelere göre yaşamamız gerekirken, acaba niçin böylesine vurdumduymaz yaşıyoruz? Bunları hiç düşündük mü?…
Sakın 1. maddeye göre yaşandığını (yani, “inanmadığımız için camiye gitmiyoruz” sözünü) söylemeyiniz. Çünkü bu insanlığımıza hiç yakışmaz. Akıl bâliğ oluşumuza ters düşer. Başka sebepler bulmaya çalışalım.

Meselâ:
• “Birçok ülkede olduğu gibi, bizim ülkemizde de yarım asırdan fazla bir fetret devri yaşanmıştı. Jandarma ve polis baskınlarıyla, Kur’ân ve Risale okuyanlar basılarak hapsedildi. Bu nedenle birçok kimse bu konuda zorunlu ve silâh zoruyla câhil bırakıldı.” Denilebilir.

• “İnsan azıcık PEŞİN avantajı, milyonlarca değerindeki GELECEK avantaja tercih ediyor da onun için” denilebilir.

• “Şeytan ve nefis veya şeytanlaşmış beşer, hepimizi meşgul ederek, bunları bize düşündürmüyor.” denilebilir.

Fakat hiçbir mazeretin geçerli olmadığı bir hesaplaşma günü olan Mahkeme-i Kübra, asla akıldan çıkarılmamalıdır. Yukarıdaki avantajlara çok ama pek çok ihtiyacımız var. Çünkü oradaki ömrümüz 70-80 yıl değil, 7000-8000 yıl değil, milyar veya trilyon yıl da değil, sınırsız ve ebedî bir ömür için bu sermayeleri burada hazırlamak zorundayız.

Bunları tedarik etmek için, seferber olmamız gerekirken, vurdumduymaz davranmamız bizlere çok pahalıya mâl olabilir. (Allah c.c. hepimizi muhafaza etsin.)

• Enbiya Sûresi, 1. Âyet:
İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.

• Bakara Sûresi, 284. Âyet:
Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah’ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir,…

• İbrahim Sûresi, 34. Âyet:
O (Allah) size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız asla sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!…

Yüce Rabbim bana ve hepimize kalıcı ferâset ve bu konuda azami gayret versin. Âmin.

Moralhaber.Net

Allah c.c (tedbir almakta) yetersiz (aciz) davranmayı kınar…

Ashaptan Muğire anlatıyor: Bir gün sarımsak yedim, Allah Resulünün namaz kıldığı yere geldim; baktım ki bir rek’at kılmışlar. Mescide girdiğimde (bendeki) sarımsak kokusu (etraftan) hissedildi, namazını tamamlayınca, Allah Resulu şöyle buyurdu: Kim bu bitkiden yerse, kokusu kendinden iyice gitmedikçe bize yaklaşmasın. Namazı kılıp Resulullah’ın yanına geldim. Bana elini ver! dedim.
Elini alıp gömleğimin yeninden sokarak ta göğsüme kadar götürdüm. Göğsümdeki çarpıntıyı görünce, Allah Resulü şöyle buyurdu: Sen sarımsak yemekte haklısın, çünkü özrün var.
Hadis (Ebu Davud)

Allah (tedbir almakta) yetersiz (aciz) davranmayı kınar. Sen yapmak istediğin işin gereklerini yerine getir. Buna rağmen o işi neticelendirmeye gücün yetmezse, şöyle de: Hasbiyallahu ve ni’me’l-vekil… Allah bana yeter. O ne güzel vekildir.
hadis (Ebu Davud).

Biriniz bir müslüman kardeşinde bir dert gördüğünde, kendisini o derde uğratmadığı için Allah’a şükretsin. Fakat bu şükrünü, açıktan yapıp ta dertli kimseye duyurmasın.
Hadis (İbn-i Neccar).

Bulgaristan’dan Nurlu Hizmet Haberleri

25-26 Aralık’ta Edirne’de yapılan Esnaf Okuma Programına Bulgaristan’dan da gelenler olduğunu söylemiştik. İşte Bulgaristan’daki Hizmet haberleri.

  • Bulgaristan camilerindeki gençlerin hızla artması.
  • Yapılan kitap fuarında yaşanan hadiseler.
  • Cumhurbaşkanına Risale-i Nur ve Kur’an-ı Kerim’in Bulgarca Mealinin hediye edilmesi.
  • Posterlere olan ilgi ve alakalar.
  • Ruba Vakfı ve Hizmet Vakfı ortak çalışması olarak basılan Kur’an-ı Kerim’in Bulgarca Mealine gösterilen aşırı ilgi ve alaka. (Bu meal Hizmet Vakfı bünyesinde basılan ilk yabancı dildeki mealdir.)

Ve daha fazlası aşağıdaki videoda İhsan, Mehmet ve Nurettin ağabeyler anlattı.