İyilik ‘Ben’den, Kötülük ‘Gen’den!

Bir topluluk kötülüğü hep dışarıya süpürüyorsa; kendi içinde ve kendi eliyle gerçekleştiği aşikâr durumlarda dahi, irtikap edilmiş kötülüğü kendisine yakıştırmayıp ‘dış güçler’den ‘soy-sop karışıklığı’na, ‘sütü bozuk’luktan ‘içimizdeki hainler’e kadar bir dizi açıklama modeliyle meselesini ‘çözüyor’sa, o topluluğun yaşanandan ders çıkarma ve aynı hatayı tekrarlamama imkânı ellerinden kayıp gidiyor demektir.
(Metin Karabaşoğlu )

Başkasının Mutsuzluğunda Mutluluk Aramak

Dört tarafı ‘düşmanla çevrili’ görmenin, dahilde ve hariçte ‘bedhâhlar’ gören gözlere sahip olmanın kazandırdığı ne oldu? Kürde, Ruma, Araba, Ermeniye mutluluk getirmediği aşikâr olan bu bakış, Türke olsun getirdi mi? Bir ortak yaşam örgüsü içinde yaşayagelmiş bu toplulukların yekdiğerini düşman olarak gördüğü, ötekinin kaybında kazanç aradığı bir sürecin kazananı yok. Herkes kayıpta, hepsi birden mutsuz. (Metin Karabaşoğlu)

Peygamberimiz, dindarlığımız ve ahlakımız

Yüzünde namaz izi gözüken bir insanın dünyalık işindeki üç kuruşluk bir menfaat için yalan söylemesi, dindarlığıyla tanınan bir insanın israfın bin türlüsüyle yüklü şatafatlı düğünlere yeltenmesi, başörtülü bir hanımın otobüsün ortasında çocuğunu eşek sudan gelircesine dövmesi, dindarâne bir görüntü içindeki bir âilenin fertlerinin yol ortasında birbirlerine kaba kelimelerle hitap edip kavgaya girişmesi.. (Metin Karabaşoğlu)