Kategori arşivi: Günlük Paylaşımlar

Cumamız mübarek olsun (Yesteşir Duası)

Seyyid b. Tavus “Mehcu’d-Deavat” adlı kitabında Hz. Emirul-Müminin Ali’den (as) şöyle naklediyor:

“Bu duayı bana Hz. Rasulullah (ASM) öğretti ve ister zorlukta olsun ister rahatlıkta, bütün hallerde onu okumamı, kendimden sonraki imama da öğretmemi ve Allah Teala’yı mulakat edinceye kadar hayatım boyunca onu terk etmememi emretti ve buyurdu ki: Ey Ali! Her sabah ve akşam arşın hazinelerinden bir hazine olan bu duayı oku.”

 Bu arada Ubey b. Ka’b, Resulullah’tan (ASM) bu duanın faziletlerini rica edince Resulullah (ASM) bu duanın sayısız sevabından bazılarını zikretti. İsteyenler daha geniş bilgi için söz konusu kitaba müracaat edebilirler. Dua şöyledir:

 “Bütün övgüler Allah’a mahsustur; o Allah’a ki, O’ndan başka ilah yoktur.Saltanat sahibidir, haktır, apaçıktır, bir veziri olmaksızın, kullarından bir kimseyle istişare etmeksizin tedbir edendir. Vasfedilmeyen ilktir, mahlukat fani olduktan sonra bâki kalacak olandır, rububiyeti yücedir, göklerin ve yerlerin nurudur, bir dayanağı olmaksızın onları yaratan ve yoktan varedendir.Onları yarattı ve onları birbirlerinden ayırdı. Sonra gökler O‘nun emrine itaata durdular ve yerler kazıklarıyla suyun üzerinde istikrar buldular. Sonra Rahman olan Rabbimiz yüce göklere ve arşa (tüm varlık alemine) kudret ve hakimiyeti ile ihata etti. Göklerde, yerde, onların arkasında ve yerin altında ne varsa hepsi O’nundur.

 Şehadet ederim ki, şüphesiz sensin Allah, senin düşürdüğünü kimse yüceltemez ve senin yücelttiğini kimse düşüremez. Senin zelil ettiğini kimse aziz kılamaz ve senin aziz kıldığını kimse zelil edemez. Senin verdiğine kimse engel olamaz ve senin menettiğine kimse veremez.

 Sen Allah’sın, senden başka ilah yoktur. Henüz dikilen bir gök, serilen bir yer, nur saçan bir güneş, karanlık bir gece, aydın bir gündüz, engin bir deniz, yüce bir dağ, hareket eden bir yıldız, aydınlık saçan bir ay, esen bir rüzgar, yağmur yağdıran bir bulut, ışık saçan bir şimşek, tesbih eden gök gürültüsü, nefes çeken bir can, uçan bir kuş, alevlenen bir ateş, akıp giden bir su yokken sen vardın. Sen her şeyden önce vardın. Her şeyi sen var ettin. Zengin ve fakir yapan sensin. Öldürüp dirilten sensin.

Güldürüp ağlatan sensin. Arşa sulta kurdun. Sen azimsin, sen yücesin ey Allah.

 Sen öyle bir Allah’sın ki, senden başka ilah yoktur. Sen yaratan ve yardım edensin. Senin emrin galiptir. Senin ilmin geçerlidir. Senin tedbirin eşsizdir. Senin vaadın sadıktır. Senin sözün haktır. Senin hükmün adalettir. Senin sözün hidayettir. Senin vahyin nurdur. Senin rahmetin geniştir. Senin affın büyüktür. Senin fazlın çoktur. Senin bahşişin çok büyüktür. Senin ipin (vesilen) sağlamdır. Halk için imkan ve yardımın hazırdır. Sana yakın olan azizdir. Senin azabın şiddetlidir. Senin mekr ve muahezen şiddetlidir.

 Sensin ey Rabbim her şikayetin mercii, her toplulukta hazır, her fısıldayışın şahidi, her hacetin nihayet, her hüznün gidericisi, her fakirin zenginliği, her kaçanın kalesi, he korkanın güveni, zayıfların pusulası, fakirlerin hazinesi, hüzünlülerin kederini gideren ve Salihlerin yardımcısı.

 Böyledir Rabbimiz Allah, O’dan başka ilah yoktur. Kullarından sana tevekkül edene sen yetersin. Sana sığınana ve sana yalvarana yardım edensin. Sana sarılanın tutanağısın, Senden mağfiret dileyenin günahlarını bağışlarsın, zorbaları kahredicisin, azametlilerin azametlisisin, büyüklerin büyüğüsün, efendilerin efendisisin, mevlaların mevlasısın, imdada çağıranların imdadına koşansın, üzüntülülere şenlik ve esenlik verensin, zorda kalanların çağrısına icabet edensin, en iyi işiten ve en iyi görensin, hükmedenlerin en iyi hükmedenisin, en çabuk hesaba çekensin, merhametlilerin en merhametlisisin, bağışlayanların en hayırlısısın, müminlere hacetlerini verensin, salihlerin yardımcısısın.

 Sen Allah’sın, senden başka ilah yoktur. Alemlerin Rabbisin. Sen yaratansın ve ben yaratılan; Sen maliksin ve ben memluk (temellük edilen) ; Sen rabsin ve ben kul; Sen rızık verensin ve ben rızıklanan; Sen bağışta bulunansın ve ben isteyen, Sen cömertsin ve ben ise cimri; Sen güçlüsün ve ben zayıf; Sen azizsin ve ben zelil; Sen gânisin ve ben fakir; Sen efendisin ve ben köle, Sen bağışlayansın ve ben günahkâr; Sen âlimsin ve ben cahil; Sen hilim sahibisin ve ben acele eden; Sen merhamet edensin ve ben merhamet edilen; Sen afiyet veresin ve ben mübtela; Sen icabet edensin ve ben zorda kalıp seni çağıran.

 Şehadet ederim Sen Allah’sın, Senden başka ilah yoktur, istemeksizin kullarına ihsan edensin.

 Şehadet ederim ki yegane Allah sensin, yeganesin, eşsizsin, ihtiyaçsızsın, teksin, dönüş sanadır. Allah’ın rahmet ve selamı Muhammed ve onun tertemiz Ehl-i Beyt’ine olsun.

 (Ey Rabbim) günahlarımı bağışla, ayıplarımı ört, kendi katından benim için geniş bir rahmet ve rızık kapısı aç; ey merhametlilerin en merhametlisi. Tüm övgüler alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Allah bize yeter, ne güzel sahiptir O. Güç ve kuvvet ancak yücelik ve azamet sahibi Allah’ladır.”

 ——

Mefatihu’l-Cinan kitabından alıntıdır.

Yazar: Şeyh Abbas Kummî

Cuma Duası (Cumanız Mübarek Olsun)

Hz. Ali (RA) Efendimizden Ramazan duası:

Allah’ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı bağışla. Allah’ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı bağışla.

Allah’ım! Sen’in her şeyi kaplayan rahmetin hakkına ve kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği ve her şeyin ram olduğu gücün hakkına ve her şeye galip geldiğin ceberut (ilahi azamet) un hakkına ve önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına ve her şeyi dolduran azametin hakkına ve her şeye üstün gelen saltanatın hakkına ve her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak veçhin hakkına ve her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına ve her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına, Senden niyaz ederim.

Ey Nur, ey Kuddüs, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!

Allah’ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı bağışla.

Allah’ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı bağışla.

Allah’ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla.

Allah’ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı bağışla.

Allah’ım! Belanın inmesine sebebiyet veren günahlarımı bağışla.

Allah’ım! İşlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları bağışla.

Allah’ım! Ben sana zikrinle yaklaşmak istiyorum ve Sen’inle Sen’den şefaat diliyorum ve cömertliğin hakkına beni kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni istiyorum Sen’den. Merhamet et Allah’ım.

Allah’ım! Huzur, huşu ve zelil olmuş bir dille, Sen’den (hatalarıma) göz yummanı, bana merhametli davranmanı, beni verdiğine razı ve kani kılmanı ve her durumda mütevazı kılmanı dilerim. Allah’ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getirme, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi Sana yalvarırım. Allah’ım! Sen’in saltanatın azimdir ve mekanın yücedir, tedbirin gizlidir ve fermanın aşikar; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir ve senin hükümetinden kaçmak imkansızdır. Allah’ım! Sen’den başka günahlarımı bağışlayacak; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam. Sen’den başka ilah yoktur; münezzehsin; Sana hamdederim. Ben kendime zulmettim ve cahilliğim yüzünden itaatsizlik yaptım ve beni (ta) eskiden beri (hiç bir zaman) unutmadığından ve bana lütuf ve ihsanından dolayı rahatladım (ve korkmadan Sana isyan ettim.)
Senden başka kimim var ki!

Allah’ım! Mevla’m! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan korudun beni; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın. Allah’ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, yerlere sermiş; uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş ve dünya beni boş şeylerle aldatmış ve nefs-i emmarem, kendi cinayeti ve müsamahakârlığımla beni kandırmış. Ey Seyyidim! İzzetinin hakkına Sen’den istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin, bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli tefritim ve cahilliğim, nefsanî isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmada acele etme. Allah’ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol. Mabudum, Rabbim! Sen’den başka kimin var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve işlerime nezaret etmesini isteyebileyim.

Mabudum, Mevla’m!

Sen bana hükmettin; bense onlar hususunda nefsime uydum ve ben bu konuda düşmanım (şeytan)ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alınyazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda Sana hamdetmek benim vazifemdir. (Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderim ve beni yakalayan hükmün ve belam (imtihanın) karşısında gösterecek hiç bir mazeret ve bahanem yoktur.

Ve şu anda Sana yöneldim Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde bağışlamanı ve mağfiret etmeni ümit ederek, tövbe edip tekrar (Sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek Senin huzuruna geldim.

İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekan ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum; mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dâhil etmenden başka ümidim yok; o halde mazeretimi kabul eyle Allah’ım; perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinden kurtar beni.

Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.
Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yad eden, beni terbiye edip iyilik ve rızk veren; bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.
Kerem sahibi Ey Rab!

Ey Mabudum, Ey Seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan sonra; Marifetin bütün kalbimi doldurduktan sonra; Dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işledikten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (Sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi? Böyle bir şey Sen’den uzaktır ve Sen kendi yetiştirdiğin birisini zayi etmezsin; yakınlaştırdığın birisini zayi etmezsin; Yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmadığın gibi barındırdığın birisini de kovmazsın veya yetiştiğin ve kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin. Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevla’m! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şahadet eden ve şükrün için metheden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, Senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere mabetlere koşan ve günahını itiraf ettiği halde Sen’den mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)
Senin hakkında böyle düşünülemez; Senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır. Ey Kerem Sahibi, Ey Rab!

www.NurNet.Org

Cuma Duası (Cumanız Mübarek Olsun)

Ramazana Dair Hulusi Yahyagil Ağabeyin Duası:

“Cenab-ı Hakk ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretleri, cümlemizi idrakiyle müşerref olduğumuz mübarek Ramazan’ın gündüzlerini tam ve kâmil oruç tutmaya ve gecelerini teravih namazı ve sair ibadetlerle ihyaya muvaffak eyleye. Her gecesinde Leyle-i Kadir sevabı almak mümkün olan bu mübarek ayın hürmetine yurdumuzu ve sair İslam memleketlerini kaht ve gala ve şamatat-ı a’da, gizli ve aşikar dinsiz hain zümrenin tasallut ve tahakkümünden, semavi ve arzi her türlü musibetlerden muhafaza eyleye. Gadre uğramış, zulüm görmüş, hürriyetlerini kaybetmiş ve bu gibi musibetlere hedef tutulmuş, din kardeşlerimizi nihayetsiz lütuf ve keremiyle halas ve muhafaza eyleye.

Ehl-i imanın bütün hastalarına acil şifalar, dertlilerine devalar, borçlularına borç eleminden kurtulmalar, yolcularına selametler, ticaretle iştigal edenlerine, ‘Sıdk ve emaneti iltizam eden tacir, enbiya, sıddıkîn ve şühedayla beraberdir’ hadis-i şerifi mantukunca doğruluk ve eminlik tevfik eyleye.

Bu mübarek ayda ehl-i imanın ihtiyaç içinde olanlarına yardım etmek lüzumunu idrak edip bilfiil yardıma muvaffak eyleye.

Hadd-i buluğumuzdan bu zamana kadar işlediğimiz büyük ve küçük umum günahlarımıza ciddi pişmanlık duyarak Rabb-ı Rahimimize iltica etmek ve afv ve mağfiret-i İlahiye’ye nail olmak cümlemize müyesser eyleye. Âdem (a.s.) zamanından bu zamana kadar dar-ı bekaya intikal etmiş ehl-i imana ve bütün geçmişlerimize rahmet ve evlatlarımıza hayatlarının devamında tarik-i müstakimde hidayetler nasib eyleye. Şahsi ve içtimai hayatımızda iman ve İslam dairesinde amellere muvaffak edip, bizleri, efradı aile, akraba ve taallükat ve tekmil din kardeşlerimizi salah-ı hal ile müzeyyen ederek rahmet-i İlahiye’ye layık eyleye.

Suri ve manevî bütün müşkilatlarımızı hall ü asan eyleye.

Bu mübarek ayın orucuyla hayvani ve şehevani amellerden kurtararak melek evsafına yaklaşmak ve Ramazan’dan sonra da bu hali nihayetsiz lütuf ve keremiyle muhafaza etmek cümlemize nasib ve mukadder eyleye. Asakir-i İslamiyeyi dâhili ve harici her türlü düşmanlara, her zaman ve her yerde mansur ve muzaffer eyleye. Devlet adamlarımızı maneviyata, memleketin ümranına ve milletin refahına hadim eyleye. Vadelerimiz hitamında cümlemize ol kelime-i münciye-i mübareke olan, ‘Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah’la ihtitamlar nasip eyleye. Şefaat-ı Ahmediyeye (a.s.m.) nail eyleye. Cennete ve rü’yet-i Cemaliye cümlemizi taltif buyurarak, haklarımızdaki hesapsız nimetlerini itmam eyleye.

Azamet-i Hüda ve bu duamızın indallahta kabülü için tekbir,

“Allahü ekber, Allahü ekber, Lailahe illallahu vellahu ekber, Allahu ekber ve lillahilhamd”

Ya İlahî tekmil işlerimizin sonunu hayreyle. Dünyada zelil olmaktan, ahirette azaptan koru. Ey yardımı bol olan Rabb’imiz! Senin yardımın âli ve boldur. Ve her türlü noksanlardan berisin.

Ya İlahî! Malikimiz sensin. Bizler memlüküz. Fatihül ebvab sensin. Rahmet kapılarını bize ancak sen açarsın. Gücümüzün yetmediği hesapsız ihtiyaçlarımız var. Sebeplerin sahibi de sensin. Sebeplerini hazırla da, isteklerimizi ihsan buyur. Bize istemeyi öğret ki, istediklerimizi ver Ya Rabb’i!

Ya İlahi! Bizleri senin emirlerini yerine getirmeye çalıştırdıklarına, lütfu fazlınla emniyette bulundurduklarına, kaza ve kaderine razı, belalarına sabir, nimetlerine şakir olup, zikrinden lezzet, kitabından ferah alanlarına, gecede ve gündüzde maddî ve manevî şerlerden esirgeyip necat verdiklerine, dünyadan nefret ve ahirete muhabbet ettirip Senin likana müştak kıldıklarına, yüzlerini sana çevirtip, Senin rahmet kapında niyaz ettirdiklerine, ölümü, başta Habibullah (a.s.m.) geçmiş ahbablara visal vesilesi olarak bildirdiğin makbul kullarının zümresine dâhil eyle! Ferman-ı Alişanın olan Kur’anda bizlere öğrettiğin gibi diyoruz: ‘Ya Rab! Resullerinin lisanı üzere bize vaat ettiğin sevabı ver ve kıyamet gününde bizi rezil ve rüsvay eyleme!’ Muhakkak sen dua edene icabet eder, vadinde hâşâ, hulfetmezsin.

Ya İlahî! Bizleri senin rızan için sabahlat ve yine senin rızan için akşamlat, yaşat ve vadelerimiz doluncaya kadar cemaat içinde emin kıl. Ve böylece emanetlerine ihanet etmemiş kulların olarak kendine döndür Ya Rabb’i.

Ya İlahi! Bizlere hakkı hak olarak gösterip uymayı, batılı batıl olarak gösterip sakınmayı müyesser eyle. Müslümanlardan olduğumuz halde vefat ettirip salihlere ilhak buyur. Zalimlerin şerlerini üzerlerimizden kaldır. Mü’minlerin makbul dualarına ortak et. Ve takdir buyurduğun musibetlerden bizleri lütfunla esirge Ya Rabb’i.

Ya İlahî! Ümmeti Muhammedi mağfiret buyur, şefaatına mazhar kıl, rahmeyle, yardım eyle, üzerlerine hayır kapılarını aç, kalplerini muhabbetinle teshir eyle, hallerini ıslah eyle. Fesada gitmekten muhafaza buyur, derecelerini yükselt, gamlarını gider. Muhammed (a.s.m.) hürmetine bütün Ümmet-i Muhammed’in (a.s.m.) kötülüklerinden geç Ya Rabb’i.

Ey tövbe edenleri ve affetmeyi seven Rabb’imiz! Tövbelerimizi kabul ve bizleri lütfunla affet. Ey korkulara ve ‘Aman Ya Rabb’i’ diyenlere eman veren Rabb’imiz, bizlere de eman ver. Ey mütehayyirlere delil olan Rabb’imiz, bizleri hidayette, sırat-ı müstakimde sabit kıl. Ey isteyenlerin yardımcısı olan Rabb’imiz, bizlere yardım eyle. Ey ümitleri kesilenlerin ümidi olan Rabb’imiz, ümitlerimizi kesme. Ey asilere rahmeyleyen Rabb’imiz, bizlere de rahmeyle. Ey günahkârların günahlarını mağfiret buyuran Rabb’imiz, günahlarımızı mağfiret buyur, her türlü kötülüklerimizi ört Ya Rabb’i. Sadık dindarlardan olduğumuz halde hayatımıza ve o mübarek kelime-i şehadet olan ‘Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah’la nefesimizi vermeyi nasip eyle, Kalblerimizi muhabbetinle doldur ve nurlandır Ya Rabb’i. Sadrımızı aç, ayıplarımızı ört. İşlerimizi kolaylaştır. Yüzlerin ak ve kara olarak görüleceği günde yüzlerimizi ak eyle, kalplerimizi pak eyle, kabirlerimizi nurlandır, Cennet bahçelerinden bir bahçe eyle, günahlarımızı mağfiret buyur, kalblerimize senin sevginden başka sevgilerin girmesine imkân verme, muratlarımızı ve maksutlarımızı ihsan buyur.

Ey gizli lüfufların sahibi Rabb’imiz! Bizleri korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eyle. Ya İlahi, bizleri, ana babalarımızı ve onların ana ve babalarını meşayih ve üstadlarımızı bahusus Üs tad Be di üz za man Said Nursî (r.a.) Hazretleri’ni ve umum merhum Nur talebelerini, sevdiklerimizi, akraba ve taallükatımızı, komşularımızı ve bütün din kardeşlerimizi, bize iyilik edenleri, hayır dua edenleri ve bizden hayır dua isteyenleri ve bizde hakları olanları ve bütün Ümmet-i Muhammed’i (a.s.m.) mağfiret buyur.

Ya İlahî, bizleri ve bütün ehl-i imanı belalardan, borçlardan, musibetlerden, hastalıklardan, şerlerden ve şerlilerin şerlerinden muhafaza buyur. Beldemizi ve sair bilad-ı müminini her türlü afat-ı araziye ve semaviyleden koru. Din ve mukaddesat düşmanlarını kendi dertlerine düşürerek kötü emellerinde muvaffak eyleme. Bizleri ashab-ı yeminden eyle, kitabımızı sağımızdan verdir. Bütün hayır niyetli yolculara selametler, fariza-i haccı yapmak isteyenlere kolaylıklar, gidemeyenlere de halis niyet ve hayırlı ziyaretler nasip eyle Ya Rabb’i.

Ya Erhamer-Rahimin. Sonsuz rahmetini, ism-i azamın, Kur’an-ı Hakim’in, Habib-i Ekremin ve makbul Kulların Leyle-i Kadrin ve diğer mübarek gecelerin hürmetine dualarımızı kabul buyur.”

Amin

27 Mart Hollanda’da Kuran Bayramı Olacak

DOSTLARI DAVET EDİYORUZ

Rotterdam İslam Üniversitesi ve Lezen en Leven Vakfı’nın altı yıldır üzerinde titizlikle çalıştığı ve Tercüme Heyeti Başkanlığını Doç. Dr. Özcan Hıdır Bey’in yaptığı Hollanda’ca Kuran-ı Kerim tercümesi Levende Koran (Yaşayan Kuran) ismi ile tamamlanmış ve basılmıştır.

Bilindiği gibi Hollanda’da daha önce yapılmış tercümeler bulunmaktadır. Tercüme mevcut tercümeler göz önünde bulundurularak ayrıca gerekli görülen ayetlerin tefsirleri de eklenerek Hollandaca dil uzmanlarının da kontrolü ile tamamlanmıştır. Bu özelliği ile diğer Kuran-ı Kerim tercümelerinden ayrılmaktadır.

27 Mart 2014 tarihinde saat 10.30 ile 12.15 saatleri arasında Üniversitemizin Kampüsünde yapılacak olan tanıtım programı ile Kuran-ı Kerim tercümemiz kamuoyuna tanıtılacaktır. Tanıtım programımızda sizleri de görmekten şeref duyacağız.

Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

www.NurNet.org

Cuma Duası (Cumanız Mübarek Olsun)

Münacat-ı Şabaniye:

Bismillahirrahmanirrahim,

Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet eyle ve seni çağırdığımda duamı icabete eriştir; seni nida ettiğimde, nidamı duy; sana yalvarıp yakardığımda bana (lütuf gözüyle) bak. Ben sana doğru yönelmiş, sana boyun eğip yalvararak ve katındaki sevabı dileyerek huzurunda durmuşum. İçimde olanı biliyorsun; ihtiyacımdan haberdar ve kalbimdekine vakıfsın. Dönüşüm ve döneceğim yer, söylemek istediğim söz, dile getirmek istediğim ihtiyaç ve akıbetim için umduklarım sana gizli değildir.

Ey Sahibim! Senin takdir ve hükmün, ömrümün sonuna dek benden vuku bulacak her şeyde, zahir ve batınımda caridir. Kemal ve eksikliğim, yarar ve zararım başkasının değil, senin elindedir.

Allah’ım! Rızkımı sen vermezsen, kim verir! Eğer bana, yardım etmeyerek yalnız bırakırsan, kim yardım eder! Allah’ım! Gazabından ve azabından sana sığınırım.

Allah’ım! Gazabından ve azabından sana sığınırım.

Allah’ım! Ben rahmetine layık olmasam da, sen geniş fazlın ve rahmetinle bana bağışta bulunmaya layıksın.

Allah’ım! -Sanki kıyamet kopmuş da- yalnız başıma huzurunda durmuş gibiyim, sana olan güzel tevekkülüm bana gölge etmiş, kerem ve ihsanına layık olanı yapmışsın ve affınla günahlarımı örtmüşsün.

Allah’ım! Beni bağışlarsan ne güzel, zaten bağışlamaya senden daha layık olan kim var? Eğer ecelim gelip çatmış olurda amelim beni sana yaklaştırmamışsa, günahlarımı itiraf etmeyi affına vesile kılıyorum.

Allah’ım! Nefsime yönelmekle kendime zulmettim, eğer beni affetmezsen yazıklar olsun bana!

Allah’ım! Bu güne kadar ihsanını benden esirgemedin, ölümle başlayan hayatımda da kesme.

Allah’ım! Öldükten sonra bana hüsn-ü nazarından nasıl keserim ümidimi, oysaki sen hayatımda iyilikten başka bir şey yapmadın bana.

Allah’ım! Sana yakışır şekilde işlerimi yoluna koy ve cehalet bataklığına batmış bir günahkâra kendi lütuf ve fazlın ile merhamet eyle.

Allah’ım! Dünyada birçok günahlarımı gizli tuttun, ahirette onları gizli tutmana da muhtacım.

Allah’ım! Günahlarımı salih kullarına açmayarak lütfettin bana; öyleyse kıyamet günü bütün kulların karşısında rüsva etme beni.

Allah’ım! Bağışın arzumu çoğalttı; affın ise amelimden daha üstündür. Allah’ım! Kullarının arasında hükmettiğin gün, huzuruna çıkmakla beni mesrur eyle.

Allah’ım! Senden özür dilemem, mazeritinin kabul olmasından müstağni olmayan -çaresiz- kimsenin özür dilemesidir. Öyleyse, ey günahkârların kendisinden özür dilediği en keremli zat, mazeretimi kabul buyur.

Allah’ım! Hacetimi reddetme, dileğimi boşa çıkarma, lütuf ve kereminden ümidimi kesme.

Allah’ım! Eğer aşağılığımı isteseydin beni hidayet etmezdin; eğer rezil olmamı irade etseydin beni kurtarmazdın.

Allah’ım! Senden isteyerek ömrümü tükettiğim ihtiyacımı reddeceğini hiç sanmıyorum.

Allah’ım! Hamd sanadır daima, ezelden ebede. Artar eksilmez; sevdiğin ve razı olduğun gibi. Allah’ım! Eğer suçumdan ötürü beni alıkoyarsan affına, günahlarımdan ötürü ise alıkoyarsan mağfiretine sarılırım. Eğer beni ateşe atar isen, “Seni seviyorum!” diye haykırırım ateş ehline.

Allah’ım! Nasıl ayrılayım huzurundan mahrum ve nasipsiz? Oysaki lütfünle bağışlanmış ve kurtulmuş olarak geri döndürmeni güzelce ummaktayım.

Allah’ım Ömrümü gaflet pisliğinde tükettim, gençliğimi de senden uzak kalma sarhoşluğuyla geçirdim.

Allah’ım! Verdiğin nimetle mağrur olduğum ve gazabına doğru gittiğim günlerde gaflet uykusundan uyanamadım.

Allah’ım! Ben senin kulunum ve kulunun oğluyum, huzurunda durmuş ve kereminle sana tevessül etmiş bulunuyorum.

Allah’ım! Kulun olarak huzurunda, hayâmın azlığından yaptığım kötü amellerimden sıyrılarak sana yöneliyor ve senden af talep ediyorum; çünkü af, senin kerem ve lütfünün özelliğidir.

Allah’ım! Beni muhabbetin için uyarmadan önce sana isyan etmekten beni alıkoyacak bir gücüm yoktu. -Muhabbet ışığın kalbimde yandıktan sonra ise- nasıl olmamı istediysem öyle oldum; beni kerem ve lütfüne dahil ettiğinden ve kalbimi senden gaflet etme kirlerinden temizlendiğinden dolayı sana şükrediyorum.

Allah’ım! Ey aldanandan uzak olmayan yakın! Ey mükâfatını ümit edenden esirgemeyen cömert! Kendisini çağırdığında sana icabet eden ve yardımınla amele sevk ettiğinde sana itaat eden kimseye baktığın gibi bana bak.
Mabudum! İştiyakla sana yaklaşan bir kalp, doğruluğu sana yükselen bir dil ve değeri, sana yaklaşmaya vesile olan bir bakış bana bağışla.

Allah’ım! Seninle tanınan, şöhretsiz; sana sığınan, zelil ve kendisine teveccüh ettiğin kimse de başkalarına köle olmaz.

Allah’ım! Senin yoluna yönelen aydınlanır ve sana sığınan korunur; ey mevlam, ben sana sığındım; rahmetine olan ümidimi kereminin güzelliğinden kesmedim.

Allah’ım! Eğer hatalarım beni, senin yanında düşürüp zelil etmişse o halde beni, sana olan hüsn-ü tevekkülümle affet. -Sana gönül bağladığım için beni bağışla.

Allah’ım! Eğer günahlarım beni, lütfünün güzelliklerinden uzaklaştırmışsa, şüphesiz şefkatinin güzelliğine olan yakinim beni -sana kavuşmaya hazırlanmaktan beni uyutmuşsa, değerli nimetlerini tanımak beni uyandırmıştır.-

Allah’ım! Eğer beni büyük -azabın ateşe çekiyorsa, büyük mükâfatın da beni cennete doğru çekiyor.

Allah’ım! Öyleyse senin -rızana kavuşmak için istiyorum ve sana yalvarıp niyaz ediyorum; senden Muhammed ve Ehlibeyti’-ne rahmet etmeni ve beni, daima seni anan, ahdini bozmayan, sana şükretmekten gafil olmayan ve emrini hafife almayan kimselerden kılmanı istiyorum.

Allah’ım! Beni, seni tanımam, senden gayrisinden yüz çevirmem için izzetinin güzel nuruna kavuştur; ey celal ve ikram sahibi Allah.
Ve Allah, Resulü Muhammed’e ve onun tertemiz Ehlibeyt’ine salat ve çokça selâm eylesin.

***
Bu Bütün imamlarımıza mensup yüce ve derin manaları içeren bir münacaattır, ve huzur-i kalp hâsıl olan her zamanda okunması iyidir.

www.NurNet.Org