Etiket arşivi: kurban

Endonezya’da dağıtılan kurban eti gönülleri fethetti.

Endonezya’da bulunan Türk vatandaşları tarafından kesilen kurbanların eti, halkın gönlünü fethetti.

Türk okulları ve bu ülkedeki Türk sivil toplum kuruluşları tarafından dağıtılan etler, fakirlerin yüzünü güldürdü. Halkın büyük bir kısmının Şafii mezhebine bağlı olduğu Endonezya’ da kurban kesebilenlerin sayısı çok az.

Euroasia Diyalog Vakfı’nın katkıları ile kesilen kurbanların etleri, ülkenin tanınmış filim yıldızları Citi Tegal ve Eksanti’nin de katıldığı yüzlerce kişi tarafından dağıtıldı.

Euroasia Diyalog Vakfı Başkanı Recep Atmaca, bayramda düzenledekileri etkinlikler hakkında bilgi verdi.

Atmaca “ Endonezya ülkemize çok uzak olabilir, ama Endonezyalılar bize çok yakın. Bunu hacca giden Türk vatandaşları da sık sık dile getirir. Bu ülke ne kadar da ekonomik olarak gelişse de, milyonlarca ifade edilen fakiri barındırıyor. Halka dağıttığımız kurban etiyle az da olsa yardımda bulunmak istedik“. dedi.

CİHAN

Yarın Said’in başını kesecekler!

“İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edildiği yıllarda Bediüzzaman da oradadır ve işgal kuvvetlerine karşı cesur mücadelelerde bulunur. Bediüzzaman’ın bu kahraman mücadelesini yakından takip eden Ankara hükümeti, o­nu dâvet eder. Önceleri ‘Ben tehlikeli yerde mücahede etmek istiyorum. Siper arkasında mücahede etmek hoşuma gitmiyor. Anadolu’dan ziyade, burayı daha tehlikeli görüyorum’ diyerek bu dâvete yanaşmasa da, ısrarlı teklifler üzerine 1922 yılı Kurban Bayramından bir hafta kadar evvel trenle Ankara’ya gider. İstasyonda kalabalık bir halk topluluğu ve milletvekilleri tarafından karşılanır. Zamanın Siverek Milletvekili Yüzbaşı Abdülgani Ensari ile Bediüzzaman arasında o günlere ait şöyle bir lâtife cereyan eder:

“3 Temmuz 1922 Perşembe günü Kurban Bayramı arefesinde Bediüzzaman, Ensari’ye: ‘Ensari! Yarın Said’in başını kesecekler’ der.

“Ensari de bu cümledeki inceliği ve tevriyeyi anlayamaz ve ‘Nasıl olur efendim?’ diye telâş eder.

Bediüzzaman bu lâtifeyi o­na şu şekilde izah eder: ‘Said kelimesinden ‘sin’ harfi kaldırılsa, yani baş harfi olan ‘sin’ kesilirse, geriye ‘iyd’ kalır ki, o da bayram demektir. Yarın kurban bayramıdır.

Bilinmeyen Taraflarıyla B.S.N., s. 258

Bayramda bizim komşuluk hassasiyetimiz de böyle midir?

Resulü Ekrem Efendimiz’in (sas), Müslüman’ın çevresinin derdiyle dertlenme hassasiyetine ait bir hatırlatması şöyledir:

– Müslüman’ın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir!

Bu sebeple bizler Müslüman’ın derdiyle dertleniriz. Onlar ister kapı komşumuz olsun, isterse ülkenin öteki ucunda ihtiyaç içinde inleyen kardeşlerimiz olsun, dertlerini dertlerimiz bilir, birlikte ağlar, birlikte güleriz. Bundan dolayı da kurbanlarımızın az kısmını evimizdeki çoluk çocuklarımız için ayırırken, kalan çoğunluğunu da ihtiyaç içinde bekleyen kardeşlerimize ulaştırma görevimizi unutmayız. Biliriz ki, onların derdi de bizim derdimizdir.

Sözü uzatmadan, burada Müslüman’ın derdiyle dertlenme örneklerimize bir daha bakalım isterseniz. Kurban kesmeyen komşularımıza gönderdiğimiz kurban etinin kendimize bıraktığımızdan çok daha önemli olduğunu nasıl bir örnekle tespit etmişiz bir daha hatırlayalım.

Çoğu zaman kurbanını, vekil tayin ettiği Hazreti Ali efendimize kestiren Peygamberimiz (sas) Hazretleri bir Kurban Bayramı’nda Hane-i Saadet’ine gelince validemize sorar:

– Aişe! Kurban etini dağıttınız mı?.. Sevinçle cevap verir validemiz:

– Dağıttık ya Resulallah!. -Ne kadarını dağıttınız?

– Hepsini de dağıttık, bir buttan başka bize hiçbir şey kalmadı!..

Bu dağıtım şeklinden çok memnun olan Efendimiz’in açıklaması şöyle olur:

– Desene Aişe, bir buttan başka hepsi de bize kaldı!..

Evet, Aişe validemiz kurban etinin tümünü de komşularına dağıttıklarını söylüyor, bir buttan başka hiçbir şey kalmadı bize, diyor. Efendimiz de buna çok seviniyor ve dağıtılanın tümü de amel defterine yazıldığından mahşerde hep yanlarında olacağına işaret ederek:

-Desene Aişe, bir buttan başka hepsi de bize kaldı! diye takdirlerini ifade ediyor.

Demek ki, kurban etinin komşularına dağıtılan miktarı, sevap defterine yazıldığından mahşerde dağıtanın hep yanında bulunuyor. Dağıtılmayanı ise burada tüketildiğinden amel defterinde görünmüyor, mahşerde de yanında bulunmuyor.. Bundan da anlaşılıyor ki, kurban etinin ne kadarı dağıtılır, ihtiyaçlılara ulaştırılırsa o kadar hayırlı ve makbul olur. Çünkü ahirette, verdikleri bulunacaktır yanında, vermedikleri kalacaktır burada.. Bu sebeple atalarımız, ‘Ne verirsen elinle, o gider seninle‘ demişlerdir.

Bundan anlaşılan odur ki, bir kurbanı ihtiyaç sahibi çevrelere tümüyle bağışlayanlar, kurbanın tümünü de kendi yanlarına almış sayılıyorlar. Çünkü etiyle derisiyle, sakatatıyla tümünü de veriyor, yani tümünü de ahirette yanlarına almış bulunuyorlar. İşte bu olay, kurbanı tümüyle bağışlamayı çok cazip hale getiriyor, ya da ne kadarını dağıtırsak o kadarının bize kaldığını düşündürmesi bakımından muhteşem bir misal olarak hafızamıza yerleşmiş bulunuyor!

Bir başka unutulmayan misal daha. Bir bayram sabahı erkenden kurban etini pişirip sürerler Efendimiz’in önüne. Hemen bismillah, deyip başlamaz da sorar:

-Şu anda komşularımız da kurban eti yemeye başladılar mı?

-Hayır, derler. Henüz onların hisselerini göndermedik, en önce size hazırlayıp sunduk, herkesten önce siz tadasınız diye!.

Bunun üzerine verdiği cevap, insanlık tarihinin şeref levhalarına geçecek muhteşemlikte bir komşuluk anlayışı olur. Buyurur ki:

-Götürün bu eti! Ne zaman komşularımızın da bacalarından et pişirdiklerine işaret eden dumanlar yükselirse o zaman getirin. Komşusunun yemediğini yiyen, giymediğini giyen, onların derdiyle dertlenemeyip ayrı bayram yapan kimselerden olmak istemem!. Et kaldırılır, daha sonra komşuların bacasından et pişirmeye başladıklarının işareti olan dumanlar yükselir, bundan sonra buyurur ki:

-İşte şimdi kurban eti yiyebiliriz, çünkü komşularımız da et yemeye başlamışlardır.

Biz de şimdi yazımızın başlığını bir daha okuyabiliriz? “Bayramda bizim komşuluk hassasiyetimiz de böyle midir?

Ahmed Şahin

Kurban Bayramına Özel iPhone için ‘KURBAN’ uygulaması (Ücretsiz)

Akıllı telefonların hızlı bir şekilde yayılması, mobil uygulama geliştiricilerini de yenilikçi fikirler ortaya çıkmasını hızlandırıyor. Milyonlarca uygulama arasından hayatinizi kolaylaştıracak bir uygulama da Ahmet ve Enes arkadaşımızdan.

Kurban Bayramının yaklaştığı bu günlerde, Kurban Bayramı ile alakalı olarak aklınıza takılan her türlü soruyu cevaplayan bir iPhone uygulaması.

 Uygulama Kurban Nedir, Kurban İlmihali, Kurban Kesimi, Kurban ile ilgili Sorular ve Kurban Yemekleri olmak üzere beş ana başlıkta toplanmaktadır. Bu ana başlıkların altında birçok alt başlık bulunmaktadır. Sade ve açıklayıcı anlatım ile yapılmış olan bu uygulama birçok Müslümanın isin kolaylaştıracak ve bilgi almasını sağlayacaktır. Uygulama, beğendiğiniz konuları sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmanız da olanak sağlamaktadır.

Uygulama yı indirmek için :  http://itunes.apple.com/us/app/kurban/id471641035?ls=1&mt=8

Uygulama hakkında bilgi almak için : http://www.ahmetyilmazcan.info/

 Uygulama Apple Storda Ücretsiz olarak sunulmaktadır.

www.NurNet.Org

2011 Kurban Bayramı Ne Zaman?

5 Kasım 2011 Cumartesi Kurban Bayramının Arefe günüdür.

6 Kasım 2011 Pazar, Kurban Bayramı (1.Gün),

7 Kasım 2011 Pazartesi, Kurban Bayramı (2.Gün),

8 Kasım 2011 Salı, Kurban Bayramı (3.Gün),

9 Kasım 2011 Çarşamba, Kurban Bayramı (4.Gün),