Etiket arşivi: margaret marcus

Meryem Cemile (Margaret Marcus) Kimdir?

Meryem Cemile, 1934 yılında New York’ta, Amerika’nın içinde bulunduğu ekonomik buhranın en şiddetli döneminde, dördüncü kuşak Almanya Yahudi kökenli bir Amerikalı olarak dünyaya geldi. New York’un en varlıklı ve kalabalık bir banliyösü olan Westchester’da mahalli okullarda tamamiyle dini bir eğitim alarak büyüdü. Her zaman ortalamanın üzerinde bir öğrenci olarak; kısa zaman içinde elinden kitap hiç eksik olmayan hırslı bir entellektüel, doymak bilmez bir kitap kurdu oldu ve okuma seviyesi öğrenim gördüğü okulun gereksiniminin çok ötelerine çıktı.

Ergenlik çağına girdiğinde; yaşıtlarında çok ender görülen ,son derece ciddi, hoppalıklardan nefret eden bir kişiliğe sahipti. En ziyade dine, felsefeye, tarihe, antropolojiye, sosyolojiye ve biyolojiye ilgi duyuyordu. Okul ve kütüphaneler artık onun ikinci evi haline gelmişti.

1952 yılı yazında Liseden mezun olduktan sonra New York Üniversitesi Liberal Sanatlar bölümüne girdi. Üniversitedeyken 1953 yılında ağır bir hastalığa yakalandı. Durumu gittikçe kötüye gitti ve iki yıl sonra diplomasını alamadan üniversiteyi terk etmek zorunda kaldı. 1957-1959 yılları arasında hastanelerde tedavi oldu. Hastaneden taburcu olduktan sonra, yazmaya olanak buldu. Marmaduke Pickthall’ın Kuran-ı Kerim tercümesi ve Allame Muhammed Esad’ın “Mekke’ye Giden Yol” ve “Yolların Ayrılış Noktalarında İslam” adlı eserleri ilgisini İslama yöneltti. New York’un Müslüman bölgelerindeki insanlarla kurduğu diyaloglar onu artık tamamiyle İslamiyetle ilgilenen bir insan haline getirdi ve en sonunda Margaret Marcus olan ismini Meryem Cemile olarak değiştirdi.

İslamiyetle ilgili ulaşabildiği İngilizce tüm kaynakları okuduğu bu dönemlerde Meryem Cemile; Aralık 1960’tan itibaren Mevlana Seyyid Ebul Ala Mevdudi ile düzenli olarak yazışmaya başladı. 1962 baharında Mevlana Mevdudi, Meryem Cemile’yi Pakistan’a gelerek Lahor’da kendi ailesinin bir üyesi olarak yaşamaya davet etti. Meryem Cemile bu teklifi bir yıl sonra kabul etti ve Cemaat-i İslami üyesi olup ilerde tüm kitaplarını yayımlayacak olan Muhammed Yusuf Han ile evlendi. Akabinde dört çocuğu oldu. Evli bir kadın için nadir görülebilecek bir şekilde tüm entelektüel ve yazım faaliyetlerine devam etti. Tüm önemli eserlerini hamilelik dönemlerinde yazan Meryem Cemile İslami örtünmeye de son derece riayetkardı.

Onun ateizm ve materyalizme olan nefreti hemen her eserinde görülür. Ona göre İslam; hayatın ve ölümün manasını bildirmede, yaşamın nihai gayesini anlatmada yegane kaynaktı.

Yazının orjinali için tıklayınız

www.NurNet.Org

Who Is Maryam Jameelah (Margaret Marcus) ?

Maryam Jameelah was born in 1934 in New York at the height of the Great Depression – a fourth-generation American of German-Jewish origin. She was reared in Westchester, one of the most prosperous and populated suburbs of New York and received a thoroughly secular American education at the local public schools. Always an above-average student, she soon became a passionate intellectual and insatiable bibliophile, hardly ever without a book in hand, her readings extending far beyond the requirements of the school curriculum. As she entered adolescence, she became intensely serious-minded, scorning all frivolities, which is very rare for an otherwise attractive young girl. Her main interests were religion, philosophy, history, anthropology, sociology and biology. The school and local community public libraries and later, the New York Public Library, became “her second home.”

During extensive correspondence with Muslims throughout the world and reading and making literary contributions to whatever Muslim periodicals were available in English, Maryam Jameelah became acquainted with the writings of Maulana Sayyid Abul Ala Maudoodi and so, beginning in December 1960, they exchanged letters regularly. In the spring of 1962, invited Maryam Jameelah to migrate to Pakistan and live as a member of his family in Lahore. Maryam Jameelah accepted the offer and a year later,married Mohammad Yusuf Khan, a whole-time worker for the Jama’at-e-Islami who later became the publisher of all her books.

She subsequently became the mother of four children, living with her co-wife and her children in a large extended household of in-laws. Most unusual for a woman after marriage, she continued all her intellectual interests and literary activities; in fact, her most important writings were done during and inbetween pregnancies. She observes Purdah strictly.

Her hatred of atheism and materialiam in all its varied manifestations – past and present – is intense and in her restlessquest for absolute, transcendental ideals, she upholds Islam as the most emotionally and intellectually satisfying explanation to the ultimate Truth which alone gives life (and death) meaning, direction, purpose and value.

 Umar Faruq Khan

For Turkish Version please click.