Etiket arşivi: risale

Müridlerinin Piri, Bediüzzaman Said Nursi Şehrimize Geldi

Gaziantep’ten geçiyorlar

21 Mart Pazartesi sabahının erken saatlerinde Bediüzzaman Said Nursi Gaziantep’e girdi. O günlerde hemen bütün Anadolu’da olduğu gibi, Gaziantep’te de çamur yağıyordu. O sabah kalktıklarında her taraf kırmızı bir çamur tabakasiyle kaplı idi. Âdeta gökyüzü kanlı göz yaşları döküyordu.

Gaziantep eski postahane binasının Önünde durdular. Arabadan inen Bayram Yüksel, lokantadan çorba aldı ve Urfa yolunu sordu. Sonra da Urfa’ya doğru sür’atle Antep’den uzaklaştılar.

Halilürrahman’ın mânevî iklim ve ülkesine doğru yıldırım hızıyla yol alan otomobilin arkasından bıraktığı toz, başta İstanbul, Ankara ve Anadolu’nun birçok şehrini yer yer kapladı. Toz duman içinde günlerce çamur yağdı Türkiye’ye…

Doksan yaşındaki aziz zatın elvedasından sema ağlıyordu. Evet, ehl-i imanın ölmesiyle semavat ve arz ağlarlar…

Risale-i Nur’un Devlet Tekeline Girdiği İddiası Doğru Değil

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Risale-i Nurların devlet tekeline alındığı iddialarını yalanladı.
Son günlerde Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin müellifi bulunduğu Risale-i Nur Külliyatı’nın basımının engellendiği veya devlet tekeline alındığı yönünde bazı basın ve yayın organlarında çeşitli iddiaların yer aldığını belirten Çelik, “Öncelikle şunun altını çizmek isterim ki, Risale-i Nur’ların basım ve yayımının zorlaştırıldığı, engellendiği veya devlet tekeline alındığı iddiaları kesinlikle doğru değildir” dedi.
Risale-i Nur’un basımı ile ilgili problemin nasıl aşılmaya çalışıldığını kamuoyu ile paylaşmak istediğini ifade eden Çelik, açıklamasını maddeler halinde sıraladı:
BEDİÜZZAMAN TALEBELERİNİ ATANMIŞ VARİS TAYİN ETMİŞTİR
1-Kanunen bir müellifin vefatından sonra basılı eserler 70 yıl boyunca koruma altındadır. Yani bir müellifin atanmış veya sıhri (akrabalıktan kaynaklanan) varislerinin izni olmadan 3. Şahıslar bu eserleri basamazlar.
2- Bediüzzaman Hazretleri’nin vefatının üzerinden 54 yıl geçmiştir ve daha 16 yıl boyunca bu eserler koruma altında olacaktır.
3- Daha önce bandrol alıp Külliyatı basan birçok yayınevi koruma süresinin dolduğunu beyan etmiş ve ilgililer de beyana itibar ederek işlem yapmışlardır. Herhangi bir itiraz olmadığı için de her isteyene bandrol verilmiştir.
4-Bediüzzaman Hazretleri, sağlığında 10’dan fazla talebesini atanmış varis tayin etmiş ve eserlerinin basımını onlara havale etmiştir.
GEREKSİZ SADELEŞTİRME ÜZERİNE TALEBELERİ MAHKEMEYE MÜRACAAT ETTİ
5- Son yıllarda Risale-i Nur eserlerinde bazı gereksiz sadeleştirmeler ve tahrifatlar yapılınca hayatta bulunan atanmış varis olan talebeler, mahkemeye müracaat etmişlerdir. Bu müracaat üzerine, Risalelerin kanunlara aykırı şekilde basıldığı ortaya çıkmıştır.
6-Atanmış varislerin elindeki belgeler, noter tasdikli olmadığı için mahkeme ilk etapta, söz konusu şahısların Bediüzzaman’ın atanmış varisleri olduğunu kabul etmemiştir. Mahkeme süreci halen devam etmektedir. Dolayısıyla şu aşamada “Ağabeyler” denen varislerin birilerine basım için muvafakat vermeleri mümkün değildir.
7- Bunun dışında Bediüzzaman Hazretleri’nin 4 kanuni varisi vardır. Merhum Abdülmecid Ünlükul ‘un kızı Saadet Hanım ile Merhum Suat Ünlükul’un üç evladı. Bu varislerden dördünün birden bir yetki belgesini imzalamaması halinde işlem yapmak kanunen mümkün değildir. Saadet Hanım, hiç kimseye muvafakat vermeme konusunda kararlılığını sürdürmektedir.
BAŞBAKAN ÇÖZÜM İÇİN TALİMAT VERDİ
8-Her iki yol ve koldan konu çözülemediği için mevzu Sayın Başbakan’a intikal etmiş ve Sayın Başbakan Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik’e meseleyle ilgili bir çözüm üretmek üzere talimat vermiştir.
9- Torba Kanun kapsamında yapılan düzenleme ile koruma süresi dolmadan eserlerin kamuya mal edilmesi, dolayısıyla basılıp yayımlanması mümkün kılınmaktadır.
10- “Eskiden herkes istediği gibi basıyordu” diyenler çıkacaktır. Şu anda mahkemede devam eden davadan dolayı eskinin sürdürülmesi mümkün değildir.
İŞARAT’ÜL İ’CAZ’I BASAN İKTİDAR ZORLAŞTIRMAZ
11- İşaratül-İ’caz’ı Diyanet eliyle basıp dağıtan iktidarın Risale-i Nurların neşrine mani olmak veya zorlaştırmak gibi bir tavrı olamaz.
12- Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin “Ağabeyler” denen talebeleri Kültür Bakanı’nı ziyaret ederek gündemdeki düzenleme ile ilgili muvafakatlarını ve memnuniyetlerini bildirmişlerdir.
İTİRAZI OLANLARIN ALTERNATİF ÇÖZÜM ÖNERİSİ BİLE YOK
13-Başta Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik olmak üzere, konuyla ilgili tüm bürokratlarla yaptığım görüşmelerde, hepsinin bu problemi çözme yönünde son derece iyi niyetli çabalar içerisinde olduklarını gördüm.
14- Ayrıca gündemdeki yasal düzenlemeye yönelik itirazları olanlar, bugüne kadar alternatif bir çözüm önerisi getirmemişlerdir.
Risale Haber

Teyp Tahir Ağabey Vefat Etti

VLUU L100, M100 / Samsung L100, M100Bediüzzaman Said Nursi’nin mahkemedeki sunduğu müdafaaları, mektupları ve hatta eski Said dönemi olarak nitelendirdiği gençlik yıllarında yazdığı kitapları da ezbere bilen Teyp Tahir olarak tanılan Tahir Gürdere vefat etti.

Abdes alırken düşerek sol kalça kemiğini kırmış, Nazilli Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Daha sonra sevk edildiği Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 19 Kasım’da ameliyat olan Tahir Gürdere, iç kanama geçirerek yoğun bakıma kaldırılmıştı.

Cenazesi 19 Aralık Perşembe günü ikindi namazının ardından Nazilli Koca Camii’nden kaldırılacak.

Risale Ajans

Teyp Tahir Kimdir?

 Teyp Tahir Ağabey şöyle anlatılıyor;

Babası Kuva-yı Milliye Hareketi’nin ünlü isimlerinden Demirci Efenin başkızanı olan Tahir Gürderenin yolu Risale-i Nurlar ile 30 yaşlarında kesişmiş. İçkinin pençesinde iken ansızın tövbe ederek bütün bu kötü alışkanlıklarını terk ettiği günün ertesi sabahı risalelerle tanışmış. Risaleleri okumasıyla birlikte hazine bulmuş gibi sevindiğini söylüyor. Çünkü yıllar sonra susuzluktan çatlamış bir toprak gibi olan ruhu, nihayet bir kaynağa kavuşmuş. “Böyle bir hazine saklı kalmamalı.” diyerek eline geçen risaleleri ezberlemeye başlıyor. Sakın ezber işinin o kadar kolay olduğunu sanmayın. Sümerbank’ın fabrikasında dokuma ustası olarak çalışan Teyp Tahir, durmadan çalışan 850 tezgahın çıkardığı gürültünün arasında risaleleri ezberlemiş.

Ayaktakiler Soldan Sağa: Üstadın müezzini Şem’i, Teyp Tahir, Sıddık Süleyman, Nazif Çelebi, Prof.Dr. İbrahim Erkul.
Oturanlar: Prof. Dr. İbrahim Canan, Konyalı Mustafa Özsoy.
Tahir Abinin Notu: Kardeşlerimizle Barla’ya gitmiştik. Üstadın evinin önünde çınar ağacının dibinde çekildi (1961)
Teyp Tahir Abinin El Yazısı

Dokuma tezgahının altına tahta bir çekmece yerleştirerek bulduğu boş vakitlerde daktilo ile yazılmış risale teksirlerini okumuş. Teyp Tahir!e göre ezberleme hadisesi de başlı başına risalenin bir kerameti. Risaleleri ezberlemenin metodunu öğrenmek için Almanya’dan bile telefon aldığını anlatan Teyp Tahir’e göre bunu başabilmek için öncelikle risaleleri çok sevmek ve sürekli okumak gerekiyor. Kendisinin bayram günlerinde bile asgari 200 sayfa risale olduğunu söylüyor. Risale okumadaki azmi için verdiği örnek oldukça çarpıcı: “Said Nursi, talebelerine 10. Söz’ü 10 bin defa okuduğunu söylüyor. 10. Söz 80 sayfadır. Her gün sadece 10. Söz’den bir kere okuduğu farz edilse bu 27 yıla tekabül eder.” diyor. Demek ki risaleleri yine en fazla müellifi okumuş. Teyp Tahir, yaşının ilerlemesine rağmen 50 yıl öncesini dün gibi hatırlıyor.

İlk risaleyi avukat Bekir Berk vermiş. Berk’in kendisine ‘Risaleleri anlamak için üstadın ‘Bir Tek Gayem’ adında yazdığı eseri okuman gerek’ diyerek verdiği teksiri adeta soluksuz okumuş. Okumakla kalmamış Nazilli’den Sümerbank’ta yapılan 20 dakikalık tren seyahatinde bunu yüksek sesle vagondakilere aktarmış. “Gidip gelirken sesli olarak insanlar faydalansın diye risale okuyorduk. İşçilerden bazıları bu vagona ‘Nurcu vagonu’ adını takmışlardı ve fişlenecekleri korkusuyla binmeye korkuyorlardı.” diyor. Halktaki risale korkusunu yenmek için yazın astarı olmayan uzun bir ceket yaptırdığını ve içinde büyük cepkenlerde sürekli yanında risaleler de gezdirdiğini anlatıyor.

Defalarca mahkemeye çıkarılıyor, sorguya alınıyor. Risale-i Nurlara yoğun baskı uygulandığı bu dönemde bir kez bile hapis cezası almıyor. Fakat Nazilli’deki en yakın dava arkadaşının akıbetini anlatırken bugün bile sesi titriyor: “Terzi Mehmet en yakın arkadaşımdı. İkindi vakti işten çıkınca dükkanına gider, dikiş dikerken ona risale okurdum. Bir çuvalı o, bir çuvalı da ben sırtlayarak, ilçenin en kalabalık yerinden geçerek camiye gelip risaleleri satardık.

Savcılık tarafından tahkikat açılarak risalelere el konulmuştu. Beraat ile sonuçlanınca iki çuval risale iade edildi. Başlarına bir şey gelir diye teyze oğluna bırakmış çuvalı. O gün de oruçlu. İşgüzar komiser sorgu için karakola alıyor. Risalelerin yerini söyletmek için sabaha kadar kafasını duvara vurarak öldürüyor. Cenazesini aldık hastaneden. Mezarlık bekçisi biz ayrıldıktan sonra mezarı başına binlerce güvercinin konduğunu anlattı. Melekler, güvercin kılığında mezarına gelmişler diye düşündük.”

Nazillililere göre Teyp Tahir

Süleyman Gürbüz, Teyp Tahir kadar insanlara bir şeyler öğretmek konusunda azimli bir insan daha görmediğini söylüyor. Bir keresinde evden ekmek almak için çıktığında yolda arkadaşlarına rastlayıp geziye katılmış. Eşi olanlardan ancak evine üç ay sonra döndüğünde haberi olmuş. Gezmeyi seven bir mizacı olmasından dolayı tüm Türkiye’yi karış karış dolaşmış. Hakkari’ye bile iki kere gitmiş. Gürbüz, Teyp Tahir’in risaleleri anlatırken herkesin kendisini dikkatle dinlemesini istediğini aksi halde çok kızdığını aktarıyor. Ahmet Gacar ise çeşitli hastalıklardan muzdarip olmasına rağmen bu hastalıklarından hiçbir zaman şikayet olmadığına dikkat çekiyor. Gündelik konuşmalarında dahi sürekli risalelerden örnekler veriyormuş. “Aramızda 50 yaş olmasına rağmen benimle şakalaşır.” diyor.

www.NurNet.org

 

 

Risale-i Nurlara Sarılmak

Müslüman dinini iyi öğrenecek ki,                        

burada iman cevherini kaybetmesin.

O Mârifetullah’ta ilerleyecek ki,

Öbür âleme rahatlıkla göçebilsin.

 

Risaleleri durmadan okuyacak ki,

saldıran sefahatlerden kurtulabilsin.

Nurları araştırıp inceleyecek ki,

yakini bir imana sahip olabilsin.

 

Okuyanlarla çok temas edilecek ki,

Nurların üstünlüğü açık fark edilsin.

Derste ki uhuvvet net görülecek ki,

Çekinmeden onlara sarılabilinsin.

 

Ara vermeden derslere gidilecek ki,

öbür aleme bir ak yüzle gidebilsin.

Bu fikirle daim yaşayabilmeli ki,

ebedi alemde kârı elden gitmesin.

 

Vaktimizi  boş yere harcamamalı ki,

menfilere karşı mukavemet edilsin.

Hedefimizi sağlam tayin etmeli ki,

vücut dinamikliğe sahip olabilsin.

 

Biz Nurları okuyup araştırmalı ki,

bu fitneli asrın mahiyeti bilinsin.

Derslerden alâkamızı kesmemeli ki,

beklenen netice elde edilebilsin.

 

Ana hedef imanla ölmek olmalı ki,

Nurlardan ona sermaye temin edilsin.

İnsan önünü sağlam görebilmeli ki,

çaresi için Nurlarla sarmaşabilsin .

 

Müslüman ana kültürünü alacak ki,

noksanını tamamlama peşine koşsun,

Gayesi peşine durmadan koşmalı ki,

ihlas ile can vermeye durmadan coşsun.

 

Rabbine kulluğunu unutmayacak ki,

ana bahtiyarlığı elde edebilsin,

O huzuru daimiyi koruyacak ki,

yakini imanla ruhunu verebilsin.

 

 Nurlardan çok hayır gören,

Abdülkadir HAKTANIR

www.NurNet.org

Risale-i Nur’da Okumanın Önemi

Umumunu okumak için vakit bulamadığından, yalnız birtek sahife olan zîhayatın bahar faslında icad ve idaresine bakar, müşahede eder. Asa-yı Musa ( 104 )

Risale-i Nur’un nuranî ve parlak eczalarını elde edip dikkat ve tefekkürle okumaktan başka bir kurtuluş çaresi yoktur. Risale-i Nur’u okuyan herkes, bu hakikatı idrak etmiş ve etmektedir. Asa-yı Musa ( 252 )

Hem herkes her vakit bütün Kur’anı okumağa muktedir olamaz. Sözler ( 242 )

.. okumak yazmak bilmez.. Sözler ( 384 )

..okumakla tahattur edip, nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak. Sözler ( 459 )

Bedîüzzaman hakkında malûmat almak isteyen kardeşlerimize, bunun ancak ve ancak Risale-i Nur Külliyatını dikkat ve devamla okumak suretiyle mümkün olduğunu arzederiz. Sözler ( 755 )

Bedîüzzaman’ın nasıl bir zât olduğunu anlayabilmek için, Risale-i Nur Külliyatını dikkatle, sebatla okumak kâfidir. Sözler ( 758 )

Bu risaleyi, şimdiye kadar belki yüz defa okumuşum. Fakat, şimdi yeni görüyorum gibi tekrar okumağa ihtiyaç ve iştiyakım var.” Sözler ( 760 )

..bazı lügatların manalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir. Sözler ( 772 )

..sekiz senedir birtek gazete okumak arzum olmadı ve okumadım. Mektubat ( 47 )

Kur’anı yeni nâzil oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitabat-ı İlahiyeyi güya geldiği ân-ı nüzulünde dinlemek ve o hitabı Resul-i Ekrem (A.S.M.)dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrail’den, belki Mütekellim-i Ezelî’den dinliyor gibi bir kudsî halete mazhar olur. Ve kendisi tercümanlık edip başkasına dinlettirmek ve Kur’anın hikmet-i nüzulünü bir derece göstermektir. Mektubat ( 401 )

..çok manidar olduğu için, muhtelif âyâtı hıfzetmek veya okumak arzusu.. Mektubat ( 406 )

..okumağa pek çok muhtaçtırlar. Mektubat ( 498 )

Kitab-ı Mübin’in mühim ince mes’elelerini okumak.. Lem’alar ( 126)

..hasiyetli evradı okumak için zaîf insanlar bir müşevvik ve müreccihe muhtaçtırlar. Lem’alar ( 132 )

..okumağa çok muhtaç.. Lem’alar ( 264 )

..risaleleri kemal-i merak ve dikkatle okumağa başlayıp.. Lem’alar ( 264 )

..hususan vahdet-ül vücuda dair mes’elelerini okumak, zararlıdır. Lem’alar ( 274 )

Cevher Nur’u okumağa devam ettim. Lem’alar ( 278 )

Elmas Cevher Nur’dur!” diye bunlara okumağa başladım. Lem’alar ( 278 )

Evet Nur, bunu okumaktır. Lem’alar ( 278 )

..terbiye için açılan dershanede okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor. Şualar ( 193 )

..okumak ne kadar kıymetdar ve sevablı.. Şualar ( 236 )

İşte bu ebedî hazinenin anahtarı imandır ve teslimdir ve onu dinleyip kabul etmek ve okumaktır. Lem’alar ( 226 )

..yirmibeş senedir değil gazeteleri okumak, belki sormasını ve merak etmesini ve düşünmesini bana terkettirmiş. Şualar ( 358 )

Muhammed Numan

www.NurNet.org