Etiket arşivi: kutlu doğum

Kutlu Doğum’da kardeşliğimizi koruma görevimiz!..

Kutlu Doğum kutlamalarında ısrarla kardeşliğimizi koruma görevlerimiz hatırlatılmakta, sevgi saygımızın canlanması için özel bir gayret göstermemiz gerektiğine dikkatlerimiz çekilmektedir.

Bu konuda Kırık Testi’den özetleyerek arz edeceğim şu değerlendirmeleri de okuyunca bir daha anlıyoruz ki, gerçekten de kardeşliğimizi kazanma görevimiz, her birimizin irademize bırakılmış en önemli mükellefiyetimizdir. Sözü uzatmadan konunun pek farkında olunmayan bu önemli yanını buyurun birlikte okuyalım.

***

Efendimiz (sas) Ümmet-i Muhammed’in kökten ve toptan yok edilmemesi, umumi bir kıtlığa maruz kalmaması ve çoğunu helak edecek bir düşmanın tasallutu altında kalmaması için Cenâb-ı Hakk’a dua dua yalvarmış ve Allah (cc,) Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bu duasını kabul buyurmuştur! Buna göre bu ümmet, umumi bir helake uğramayacağı gibi, devamlı olarak başkalarının hâkimiyeti altında da şükürler olsun kalmayacaktır! Ancak Efendimiz’in (sas) bu ümmetin kendi arasında birbirleriyle vuruşmamaları, birbirlerine düşmemeleri, kardeşliklerini korumaları için yapmış olduğu duasının Cenâb-ı Hak tarafından kabul buyrulmadığı da ifade edilmiştir. (Müslim, Fiten, 19/20)

Bu son talebin kabul edilmeyiş hikmetiyle alâkalı şu önemli husus dile getirilmektedir:

-Kardeşliği koruma meselesi, insanların kendi iradeleriyle kazanacakları görevleridir! Zira insan akıl ve şuur sahibi bir varlıktır. Kendi iradesi işin içinde olmadan sürü gibi güdülmek, bir yere toplanmak, ağaçlar gibi üst üste yığılıp bir arada bulunmak insan haysiyet ve şerefine uygun düşmemektedir. Bunun yerine insanın, iradesinin hakkını vererek bir arada yaşayabilme ve başkalarıyla beraberlik tesis ederek kardeşliğini koruyabilme yollarını araştırması, bulması, uygulaması gerekir!.

Nitekim Cenâb-ı Hak ilahî kelamında farklı âyet-i kerimelerde tekrar tekrar insanların birbiriyle imtihan edileceğini ifade buyurarak ümmet-i Muhammed’in maruz kalabileceği bu büyük imtihan konusunda bizi şöyle ikaz etmektedir.

“Bazınızı bazınızla imtihan edeceğiz!.” (En’âm /53)

İşte bu imtihanlardan biri de bazımızın bazımızla imtihan edilmemizdir. Çünkü insanın yaratılışı çok farklıdır. Allah (cc) insan nevinde değişik neviler yaratmıştır. İnsanlardan her bir fert başlı başına bir nev gibidir. Herkesin mizaç ve huyu farklıdır. Kimse kimseye benzemez. Allah insanları bu şekilde farklı farklı yaratmakla, esma-i ilâhiye ve sıfat-ı sübhaniyesinin tecellilerini gösteriyor. Ve aynı zamanda bununla bizi birbirimizle imtihan ediyor ve imtihanda başarılı olanlara mükâfatlar vaat ediyor.

Yani senin huyun onun huyuna uymadığı gibi, onun huyu da sana uymayacak. Sen ayrı bir meşrebin çocuğu, o ayrı bir mizacın evladı olacak. Ancak aranızdaki bütün bu farklılıklara rağmen, siz yine birlik ve beraberlik tesis ederek kardeşliği korumanın yollarını arayacak, böylece bu imtihanı kazanacaksınız!.

Bu sırada bazı huyları farklı olan kardeşlerinizle de karşılaşabilirsiniz. Aranızda şöyle böyle sebeplerden kırgınlık-dargınlık çıkabilir. Hemen kötü insan, kötü kardeş damgasını yapıştırmayın. Farklılıklarınızı ilahi isimlerin farklı tecellisinin gereği görerek kardeşliğinizi yeniden canlandırmaya bakın, kuvvetlendirmeye çalışın.

Fertler arasında oluşabilen bu gibi farklılıklardan dolayı ilk defa özür dileyip “kusura bakma kardeşim, hakkını helal et” diyebilen kimse, iradesinin hakkını veren bir barış kahramanı sayılır. Bir hadis-i şerifte Efendimiz (sas) bu barış kahramanına işaret eder ve birbirine küsen iki kişiden hayırlı olanın, önce selâm veren olduğunu ifade buyurur.

Öyle ise iradenizi tam yerinde kullanarak önce siz selam verin, musafaha için önce siz elinizi uzatın, kardeşliğinizi koruma imtihanını önce siz kazanmış olun…

Kardeşliğimizi koruma imtihanını kazanacağımız nice Kutlu Doğumlar dileğimizle..

Ahmed Şahin / Zaman

Peygamber Sevdalıları Diyarbakır’a Sığmadı Taştı

Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından organize edilen miting, dün merkez Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanı‘na yapıldı. Kuran’ı Kerim’in okunmasının ardından selamlama konuşmaları gerçekleştirildi. Sosyal medyada büyük yankı bulan miting için “Türkiye’nin özlediği buluşma” ve “Peygamber sevgisinin ırk ve dil farkı olmaz” yorumları yapıldı

Mustafzaf-Der Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz, bu mitinge her kavimden, ırktan ve renkten insanların bir araya geldiğini belirterek, kendilerini buraya toplayan gücün Hz. Muhammed’e (sav) olan muhabbetleri olduğunu söyledi.

Yılmaz, “Dünyanın her yerinden bu coşkuyu paylaşmak için buraya geldiler. İran, Irak, Amerika, Ürdün gibi ülkelerden misafirler buradadır. Allah-u Teala, ona habibim demiştir, sizlerde ona habibim diyorsunuz” dedi. Molla Celal Bozdaş ise Zazaca yaptığı selamlama konuşmasında, “Hz Muhammed’in köleleri kölelikten kurtardı, onları komutanlar yaptı. Kadınları kölelikten kurtardı, ona izzeti verdi” dedi.

Bozdaş’ın ardından konuşma yapan Doğruhaber gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş ise, “Ey şu gördüğümüz ve göremediğimiz kalabalık bekleyin Hz. Muhammed (sav) geliyor. Bekleyin Peygamber Sevdalıları geliyor. Bekle ey Türkiye, bekle ey dünya, bekle ey batı, Peygamber Sevdalıları geliyor. Hz. Muhammed (sav) geliyor, merhametiyle, rahmetiyle geliyor. Ey merhametten yoksun büyüten çocuklar, Hz. Muhammed (sav) geliyor. Ey Kırmızı ışıkta bekleyen arabaların camlarını silen çocuklar; Peygamber Sevdalıları geliyor, elinizden tutmaya geliyor. Ey mendil satan çocuklar, ey arka sokaklarda büyüyen çocuklar, ey ezilen, sömürülen, alın teri çalınanlar bekleyin Bilallerin, Ammarların kardeşleri geliyor. Ey evlatlarından hayır görmeyen anneler, bekleyin hayırlı evlatlar geliyor. Onlar anne ve babalar için geliyorlar, bu ezilen coğrafyayı kurtarmak için geliyorlar. Ramazan ve Kurban bayramından sonra üçüncü bayramımız artık Hz. Peygamberin kutlu doğumudur” şeklinde konuştu.

Programda Mustazaf-Der İstanbul Şube Başkanı Said Şahin de konuşma yaptı. Şahin, “İslam bugüne kadar ashabın kanı ile geldi, şehitlerin kanı ile geldi, çektiği işkencelerle geldi. Burada gelen herkesi, çocukları, kadınları, yaşlıları, Hüseyinleri, Abdusselamları selamlıyoruz. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de iki peygamberi selamlıyor. Hz. Muhammed’in (sav) doğduğu güne selam olsun, doğduğu şehre selam olsun, yetimliğine selam olsun. İnsanlık tarihi boyunca Hz. Muhammed Mustafa kadar sevilen olmadı, ama oda insanlığı sevdi, yetimleri sevdi ve onlarda onu sevdi. Eğer Resulullah bu asırda gelmiş olsaydı sizleri çok sevecekti. Çünkü sizler mazlumsunuz. Onu herkes sevmedi, onu yetimler sevdi, köleler sevdi, hiçbir zaman zalimler onu sevmedi, müşrikler sevmedi. Resulullah, tüm aleme rahmet idi, insana, hayvana bile rahmet idi. Kurtuluşun, adaletin, barışın adresi Resulullah’tır” diye konuştu.

Molla Abdulbari Çelik de programda Kürtçe konuşma yaptı.

Peygamber Sevdalıları tarafından düzenlenen mitingde, Kürtçe mevlit okundu. İlahilerin okunmasının ardından Siyer yarışmasında ödül alanların ismi açıklandı.

Miting sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre, Türkiye geneli 34 milyar 570 milyon 176 bin salavat, 6 milyon Yasin, 10 milyar 123 milyon Kelime-i Tevhid okundu.

AA / İHA / Haber 7

O’nu (sav) evinize de buyur edin

Belediyeler, okullar, sivil toplum kuruluşları, Efendimiz’in doğumunu kutlamak, O’nu layık olduğu şekilde anmak için yarışıyor. Başınızı çevirdiğiniz her yerde O’nun için düzenlenen bir Kutlu Doğum afişi görüyorsunuz. Ailelerde bin bir telaş, her gün bir programdan diğerine koşturuyor. Kutlu Doğum, Nisan ayına sığmıyor sanki… Peki, dışarıda yaşanan bu coşku evlere yansıyor mu?

Her yıl Kutlu Doğum Haftası’nda Efendiler Efendisi’nin (sav) dünyaya teşrif ettiği o kutlu gün birçok etkinlikle anılıyor. Binlerce kişinin katıldığı seminerler, konserler ve yarışmalar düzenleniyor. Gönüller hep birlikte O’na yöneliyor, O’nu hakkıyla duymaya çalışıyor. Çekilen salâvatlar, sokaklarda kurulan stantlar O’nu hatırlamak/hatırlatmak için dağıtılan güller ve hediyeler… O’nun adının anıldığı her yer cennet bahçesine dönüşüyor adeta. Peki, aynı atmosfer evinize, eşinize, çocuklarınıza ne kadar yansıyor, O’nu (sav) hanenizde de soluyabiliyor musunuz? Cevapları duyar gibiyiz. O halde harekete geçme zamanı. Kapınızın dışında buyur bekleyen Güllerin Efendisi’ni evinizin içine almaya, O’nu bu kutlu ayda ailenizle birlikte anmaya var mısınız? İşin uzmanlarından, imdadınıza yetişecek öneriler:

Efendimiz’in hayatı ailece okunmalı

PROF. DR. YUNUS VEHBİ YAVUZ: Hz. Peygamber’in mübarek hayatı ailece okunmalı. Bu yapıldığında Kutlu Doğum yalnızca salonlarda kutlanan bir organizasyon olmaktan çıkar ve evlere de girmiş olur. Dışarıdaki kutlamalar aile içinde perçinleneceğinden etkisi kalıcı olur. Sadece Kutlu Doğum Haftası’nda değil, her aile haftada bir gün çocuklarıyla birlikte okuma günü yapmalı. Ama okurken kişi, okuduğuyla amel etmeye niyet etmeli. Çok okumadan ziyade doğru kitaptan okuma ve doğru anlama, anladığı üzerinde düşünme ve bununla amel etmek gerekir.

Kutlu Doğum’u çocuklarınızla da kutlayın

KUDRET EREN YAVUZ (Uzman pedagog): Kâinatın en özel ve en ahlaklı insanının hemen her köşede anıldığı bir haftada çocuklarımızı böylesi bir cennet ikliminden uzak tutmak üzücü olur. Kutlu Doğum Haftası’nda çocuklarınızla birlikte gönüllerinizi Efendimiz’e yakınlaştırabilmek için bazı öneriler:

Çocuğunuza gül hediye edin ve yüzyıllardır insanların Efendimiz’e ‘Kainatın Gülü‘ dediğini söyleyin. O’nun güle benzetildiğini hatırlatın.

Çocuğunuzun bebeklik fotoğraflarına bakarken O’na Efendimiz’in bebekliğinden bahsedin.

Efendimiz’in doğduğu ülkeyi gösterin. Mekke, Medine’nin fotoğraf ve videolarını birlikte izleyin.

Bu hafta yemeklerinizi ailece yiyin ve birlikte yemek duası yapın. Elhamdülillah diyerek yemeğinizi tamamlayın ve çocuklarınıza şükretmek konusunda Efendimiz’in sözlerini hatırlatın.

Çocuğunuzun ve eşinizin yanlış davranışları karşısında bu hafta, Efendimiz gibi öfkelenmeden usul usul konuşmayı deneyin.

Efendimiz, ümmetine hediyeleşmeyi tavsiye ederdi. Bugün çocuğunuzla birlikte aile ve akrabalarınız için küçük hediyeler hazırlayın.

Uyumadan önce sağlıklı ve huzurlu bir uyku için ümmetine yatmadan üç İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okumayı öğütlediğini anlatın.

Yürürken karşılaştığı insanlara selam verirdi. Bu hafta, çocuğunuzla çarşı veya pazarda dolaşırken karşınızdan gelen insanlara selam verin.

Hasta ziyaretine önem verir ve tavsiye ederdi. Çocuğunuzla hasta ziyareti yapın ve Efendimiz’in tavsiyesini hatırlatın.

Elbisesini sağdan giyerdi. Siz de bugün çocuğunuz giyinirken yanına gidin ve onun elbisesini giyerken önce sağından başlamasını söyleyin.

Yeni kıyafetlerini ilk kez cuma günü giyerdi. Çocuğunuza yeni aldığınız bir kıyafeti cuma günü giydirin ve o an Efendimiz’e salavat gönderin.

Sadaka vermeyi tavsiye eder ve sadakayı bizzat kendi eliyle verirdi. Bu hafta çocuğunuzun harçlığından bir miktar sadaka ayırmasını söyleyin ve bunu sadaka kutusuna atmasını sağlayın.

PROF. DR. MEHMET EMİN AY: 20 yılı aşkın bir zamandır kutlanagelen Efendimiz’in doğumu, özellikle son birkaç yıldır onu anma ve anlama seferberliğine dönüştürüldü. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, her yıl belirlediği bir ana konunun varlığı da önemli rol oynadı. Mesela evvelki yıl ‘Peygamberimiz ve Kur’an‘, geçen yıl ‘Merhamet‘ bu yıl da ‘Peygamberimiz ve Kardeşlik‘ konusu belirlendi. Konuşmacı olarak katıldığım bu programlarda, önceki yıllara nazaran daha çok şuurlanma ve Peygamberimiz’i hayatımıza dahil etme anlayışının arttığını söyleyebilirim. Ancak bu konuda henüz ideal noktaya ulaşmadığımızı düşünüyorum. Kanaatimce bizler henüz Efendimiz’i yeterince tanıyabilmiş değiliz. O’nu sadece bir Peygamber olarak tanımak ve tanıtmak bizi hataya düşürüyor. Oysa O, hem ‘Son Peygamber‘ hem de hayırlı bir evlat, nezaketli bir eş, şefkatli bir baba ve sevecen bir dededir. Kısaca aile hayatımız için en ideal örnektir bizlere. Aynı zamanda O, dürüst ve güvenilir bir uluslararası ticaret erbabıdır. Yine O, kurduğu devletinde insanları adaletle yöneten bir devlet başkanı ve ordusunu başarıyla yöneten gönlü şefkat ve merhametle dolu bir komutandır. Günlük hayatına baktığımız zaman da hepimiz gibi sade ve sıradan bir yaşantının sahibidir. Kısaca O, herkes için ‘En Güzel Örnek‘ vasfına sahip bir peygamberdir. İşte bu özellikleriyle Peygamberimiz’i tanıyabilmek için de okumamız ve anlamamız gerekir. Unutmayalım: Peygamberimiz bir gül misalidir, açıldıkça kokusu daha çok duyulur. Sevildikçe daha çok tanınır, tanındıkça da kendisine meftun olunur.

Reyhan Gül / Zaman Gazetesi

Peygamber Sevgisi Stadyuma Sığmadı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kalbin yüceliği alıp götüren kibir ve gururun, her şeyi mübah gören acımasız rekabetin, yaratıcıyı yok sayan sorumsuzluğun, kendisinden başkasını yok sayan bencilliğin insanların kalbinde kara delikler açarak bizi kardeş kılan bütün erdemleri talan ettiğini söyledi. Görmez, bu yüzden kardeşlik, kardeşlik ahlakı ve hukuku dediklerini ifade etti.

‘Kutlu Doğum Haftası’ kapsamında Adana İl Müftülüğü tarafından 5 Ocak Stadyumu’nda organize edilen; ‘Kardeşlik Gecesi’ne Adanalılar yoğun ilgi gösterildi. Etkinlik kapsamında stadyum çevresinde bulunan binaların dış cephesine lazerle ‘Allah’ ve ‘Muhammed’ yazısı yansıtılırken, kapalı tribünün üzerine de ‘Hz. Muhammed (SAV)’ ifadesi yansıtıldı. Stadyumda bütün tribünler dolarken, kimi vatandaşlarsa etkinliği televizyon ekranlarında takip etmeyi tercih etti. İstanbul Süleymaniye Camii İmam-Hatibi Ekrem Nalbant’ın ‘Kur’an-ı Kerim tilaveti’ ile başlayan etkinlik, Adana Müftülüğü İlahi Korosu’nun dinletisiyle devam etti.

Gecede bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 5 Ocak Stadyumu’nda bir araya gelen insanları; ‘Muhammed sevgisinin birleştirdiğini vurguladı. Türk toplumunda peygamber sevdasının çok farklı olduğunu dile getiren Görmez, “Yüreğimizde var olan bu peygamber sevgisini, peygamber davranışına dönüştürmek gerekiyordu. Bu nedenle de Hz. Muhammed’i doğum yıldönümünde, onu anlatma noktasında ‘Kutlu Doğum Haftası önemli bir misyon üstlendi. Bu yıl ki ‘Kutlu Doğum Haftası’, ‘Kardeşlik Haftası’na dönüştü. Zaman ilerledikçe insanlar aynı toprak, aynı maya, hamur ve çamurdan yaratıldığını unuttu, insanlar birbirine üstünlük sağlayıp, birbirini hor görmeye başladı” dedi.

“İNSANLAR KARDEŞ OLDUĞUNU UNUTUYOR”

Bu yıl Kutlu Doğum Haftasında kardeşlik ahlakı ve hukukunu ön palana çıkardıklarını hatırlatan Görmez, “Neden kardeşlik dedik? Çünkü zaman ilerledikçe aynı toprak, maya, hamur ve çamurdan yaratıldığını unutuyor insanlık. Çünkü insanlık birbirine üstünlük sağlamaya devam ediyor. Çünkü insanlar birbirini hor görmeye devam ediyor. Kardeşlik dedik. İnsanlar aynı anne ve babadan aynı Adem ve Havva’nın çocukları olduklarını unutuyorlar. Birbirlerinin ırklarını, renklerini, dillerini aşağı görüyorlar. Halbuki aynı anne ve babanın çocuklarıyız ama insanlar bunu unuttu ve unutmaya yüz tuttuğu için kardeşlik, kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukuku dedik.” diye konuştu.

İnsanlığın fakirleştiğini ve yüreğinde kara delikler açıldığını belirten Görmez, bu kara deliklerin bizi kardeş kılan bütün erdem ve faziletleri talan ettiğini, kalbin bütün saflığını, arılığını, duruluğunu söküp atarak kardeşlik duygularını yok ettiğini anlattı. Görmez konuşmasına şöyle devam etti: “Bütün yürekleri işgal eden intikam, kalbin yüceliği alıp götüren kibir ve gurur, her şeyi mübah gören acımasız rekabet, yaratıcıyı yok sayan sorumsuzluk, kendisinden başkasını yok sayan bencillik, ahret yokmuş gibi davranan dünyevileşme, şiddet ve hiddeti üstünlük sayan narsizim, bütün bunlar ve daha sayamayacağım bütün kötülükler, insanların kalbinde öyle kara delikler açtı ki, bizi kardeş kılan bütün erdemleri talan ediyor. Bunun için kardeşlik ve kardeşlik ahlakı ve hukuku dedik.”

“EFENDİMİZ GİBİ BAĞIŞLAYICI OLMALIYIZ”

Müslümanların aynı imanın potasında eriten kardeşliği zaman zaman unuttuğuna dikkat çeken Görmez, “Aynı Allah’a aynı peygambere, aynı kitaba iman etmenin bize kazandırdığı kardeşliği zaman zaman ihmal ediyoruz. Sevgili peygamberimizin bizi bir tek insan cesedine benzettiğini unutuyoruz. Bizi bir tek imanın tuğlasına benzetip, biri çekildi mi hepsinin yıkılacağını anlatan sözlerini unutuyoruz. Zaman zaman millet olarak, aynı tarihi, kültürü ve coğrafyayı paylaşan kardeşler olduğumuz, aynı toprak parçasına vatan dediğimizi, aynı sevinç ve üzüntüleri paylaştığımızı unutuyoruz. Aynı cephelerde birbirimizi müdafaa ettiğimizi unutuyoruz. Bugün bize düşen; tercihlerimizi bazı mesuliyet ve aidiyetlerimizi ve bizi asıl kardeş kılan İslam kardeşliğinin önüne geçirmemektir. Birbirimizi affedip, birbirimizi bağışlamayı bilmeliyiz. Öfkeye öfkeyle, nefrete nefretle, kötülüğe kötülükle asla karşılık vermemeliyiz. Tıpkı sevgili peygamberimiz gibi bağışlayıcı olmalıyız.” diye konuştu.

Adana Müftüsü Mehmet Gökce ise programa gelen binlerce insanı Peygamber sevgisinin gecenin bu vaktinde stadyuma getirdiğini belirterek, “Stadyumu dolduramazsak Efendimize mahcup olurum diye düşünüyordum. Allah hepinizden razı olsun Allahın, Efendimizin adının anıldığı bu gecede bizi yalnız bırakmadınız.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasının ardından Bosna Hersek’ten gelen Fatih Sultan Mehmet İlahi korusu bir konser verdi. Daha sonra semazen ekibinin gösterisi seyirciler tarafından ayakta alkışlanırken gece havai fişek gösterileriyle son buldu.

(CİHAN)

Paris’teki Kutlu Doğum Programına Yoğun İlgi

Fransa’nın başkenti Paris’te, Paris Peygamber Sevdalıları tarafından Medine Camii organizasyonuyla düzenlenen kutlu doğum programı yoğun katılımlı ve heyecanlı geçti.

Bir hafta önceki Belçika’da düzenlenen Kutlu Doğum etkinliğinden etkilenerek İslam’ı seçen Katolik bir bayanın şehadet getirmesi programa damgasını vurdu. Yusuf Hocanın Kur’an tilavetiyle başlayan program, Mücahid hoca tararafından seslendirilen Türkçe ve Vuslat ilahi Grubu tarafından okunan kürtçe mevlitle devam etti.

Vuslat Ilahi Grubu, Medine Cami Kız Çocuk Grubu ve Genç Ilahi Grubu peygamberimize adanmış ilahiler seslendirirken, katılımcılar da ellerinde salladıkları güller ve salavatlarla eşlik ettiler.

Milyonlarca Salavat Teslim Edildi

Sahneye gelen Muhhammed hoca, Medine Camisi ve çevresi tarafindan dört aydır sürdürülen salavat kampanyasının sonuçlarını açıkladı:
– 21 milyon 824 bin 745 salavat,
– 801 bin 727 İhlas suresi,
– 224 bin 784 Felak suresi,
– 231 bin 719 Nas suresi,
– 5 bin 298 yasin suresi – 89 hatim-i Şerif

Büyük bir heyecanla peygamerimizin ruhuna teslim edildi. Program sonuna kadar bu sayılar durmadan yükseldi.

50 Yaşındaki Bir Bayan İslam Dinine Girdi

Bu arada mikrofon, bayanlar tarafında bulunan 50 yaşındaki bir bayana verildi. Belçika’daki kutlu doğuma katılan bayan onun tesirinde kalarak kızı gibi İslam’ı seçti ve herkesin şahitliği önünde Kelime-i Şahadet getirerek müslüman oldu. Salondaki Müslümanların sevinçleri, tekbir, salavat ve gözyaşları olarak yansıdı. Müslüman olan bayan, İslam’a girişini, “islam’ın kadına verdiği değere” dayadı.

Medine Camisi Başkan ve Yardımcısının Konukları Selamlaması

Medine Camii başkanı Orhan Hoca ve yardımcısı, gelen konukları selamladıktan sonra Lübnan kökenli El-Kadir Camii Başkan yardımcısı, Collége-Lycée Réussite (Paris’teki Müslüman kolej-lisesi) müdürü, Paris Milli Görüş teşkilatı temsilcisi ve Torcy Camii başkanına etkinliğe katıldıklarından dolayı teşekkür ettiler.

Mehmet Ali Gönül Hoca Programa Katılanlar Arasındaydı

Kutlu doğum programına katılmak için Türkiye’den gelen Mehmet Ali Gönül, müslümanların peygamberimize besledikleri muhabettin özelliğini dile getirdi. Hz Muhammed ve müslümanlar arasındaki sevdanın hiçbir sevdayla kıyaslamayacağının altını çizen Gönül, “Hz Zeyd ve Eştari kabilesini örnek gösterdi. O Zeyd ki, Resullullah’ı anne babasına tercih ettti, o kabile ki salavatlarla Yemen’den Medine’ye geldi gecelerini Kur’an okumakla geçirdi” dedi.

Gönül, son olarak Peygamber Sevdalılarının serptiği bu muhabbet ağacının, dallarının bugün Türkiye’nin her şehrine, Avrupa’ya ve dünyaya uzandığını anlattı.

İLKHA