London Christmas Holiday Risale-i Nur Reading Programs

There was 20 days Christmas holiday in England as all christian country. We decided to make 2 reading programs with high-school students and Risale-i Nur students who live at Nur Medresseh in order to benefit from this christmas holiday.

We would like to express the importance of high-school services here in London in a few words. That high-school students are good at Risale-i Nur knowledge is very important by 2 sides:

Firstly, this brings us to communicate English people better. Secondly, this brings us to have a well-educated  tradesman community. We made a 7 days long reading program outside London. Some of the members attended willingly, while others attended unwillingly. Unwilling ones were forced by their families. Reading program’s circumstance was very nice and hopefull.

We received many thanks messages from the families of students. Furthermore, students who attended the program by the force of families, changed their opinions! They are waiting the next reading program impatiently! A brother  made a speech on the last day of program and said: “We understood your goals. We are extremely excited. Please tell us what to do in order to live Islamic rules better, to tell people these fine truths and to serve people.”

We created a main group with high-school brothers. A high-school consulting group was created. Some decisions were given related to daily readings, Turkish and English friends to be interested and weekly discussing topics. We are looking for a place for the 15 days long Easter holiday in April.

Best Wishes,

London Risale-i Nur Students

info: ingiltere@www.nurnet.org

yazının Türkçe versiyonu için tıklayın : http://www.nurnet.org/londra-christmas-tatili-okumalari/ 

Balıkesir Okuma Programı ve Hatıralar

Ben ve sınıf arkadaşım üniversitemizin  yarı yıl tatili gelmesi sebebiyle final sınavlarımızın hemen ardından 26 Ocak akşamı Balıkesir’e okuma programımızı yapmak için yola çıktık.

17 Ocak ile 6 Şubat arasında Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde düzenlenen bu okuma programına biraz geç dahil olduk. Fakat bizim için çok istifadeli geçti çok şükür.

Arkadaşım ve ben zaten daha önceki okuma programlarına da katıldığımız için çok heyecanlı değildik. Fakat Balıkesir’e giderken öğrendik ki otobüste bizimle beraber aynı okuma programına giden iki arkadaş daha varmış. İşte bu arkadaşların ikisi de ilk defa okuma programına katılıyorlarmış. Bu yüzden onlar bizden daha heyacanlı idiler.

Biz de arkadaşımla beraber daha önceki tecrübelerimize dayanarak, bu arkadaşlara okuma programlarının nasıl bir şey olduğunu başladık anlatmaya. Onların heyacanlarını yenmeye çalıştık. Anlattığımız bazı şeyleri sizinle de paylaşmak istiyorum ki bu programları hiç bilmeyen ve katılmak isteyebilecek olan kardeşlerimize yardımcı olalım.

Senede iki defa düzenlenen  bu okuma programlarına öğrencilerin katılımı bir kış,  bir de yaz tatili dönemlerinde oluyor. Her üniversitenin tatile giriş dönemleri farklı olduğundan, programların toplam süresi genelde kışın 1 hafta, yazın ise 2 haftaya kadar sürebiliyor. Dersleri farklı zamanlarda biten öğrenciler de bu süreler içerisinde okuma programlarına istedikleri zaman dahil oluyorlar.

Bu programların amacı, okul dönemleri içerisinde derslerden veya başka nedenlerden dolayı Risale-i Nur’lar ile çok iştigal edememiş genç üniversite talebelerini daha çok Risalelere muhatap etmek, istifadelerini arttırmak ve talebelerin başka yerler görmesini, başka arkadaşlar  tanımasını sağlamak ve bu vesileyle talebelerin hem ilmi hem de manevi olarak tecrübelenmesini ve gelişmesini sağlamaktır. Bunlarla birlikte en önemli gayesi elbette Rızay-ı İlahidir.

“Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında yapılan bu programlar ‘Nur Dersanelerinin’  birbirleriyle iletişime geçerek ve o dersanelerde kalan talebe kardeşlerin başka dersanelerde programa katılması suretiyle gerçekleştirilmektedir.” Diye arkadaşlarımıza anlatıyorduk. Ve devam ettik…

“Acaba programların içerisinde neler oluyor? Sadece okuma mı yapılıyor?” diye bize merakla sorular soruyorlardı. Bizde onlara dedik ki; “elbette sadece okuma yapılmıyor. Bunun dışında yaz programlarında daha çok olmak üzere bir çok aktiviteler yaptığımızı söyledik. Mesela, biz geçen yaz programında piknikler yaptık, kaplıca sularına ve su parkına yüzmeye gittik, halı saha maçları düzenledik, sabah yürüşü yaptık ve bunun gibi aktiviteler yaptık” diye  arkadaşlara söyledik.

Söyleşirken bir kardeşin Aydın Üniversitesi Dış Ticaret Bölümün’de, diğerinin ise Marmara İlahiyat Fakültesin’de okuduğunu da öğrendik.

Uzun sohbetimizin ardından sabaha karşı Balıkesir Bigadiç’e ulaştık. Bizi orada hemen karşılayıp kalacağımız Bigadiç Merkez Nur Dersanesi’ne götürdüler ve 1 haftalık kış okuma programımız başlamış oldu.

Oraya gider gitmez geçen yaz programından tanıştığımız tanıdık yüzleri gördük. Bunun için hiç kaynaşma sorunu yaşamadık diyebiliriz. Arkadaşlarla hasret giderdikten sonra hemen programa başladık. Onlar da teheccüd namazına  kalkmışlardı ve sabah namazını bekliyorlardı. Beklerken kimisi Kuran, kimizi cevşen, kimisi de Risale-i Nur okuyordu. Onları görünce biz de teheccüd namazımızı ve sabah namazımı kıldık ve istirahate çekildik.

Bu programda sabah 9’da kahvaltımız oluyordu ama biz yol yorgunu olduğumuz için biraz daha uyuduk. Sonra kahvaltı yaptık ve mutfağın kapısında asılı duran günlük programı gördük ve ona göre hareket etmeye çalıştık.

Hemen eklemeliyim, böyle programlarda kahvaltılar, ikram saatleri, aktivite zamanları gibi zamanlarda muhabbetler o kadar güzel oluyor ki, “anlatılmaz yaşanır” derler ya aynen öyle işte. Ayrıca bu saatler dünyanın dörtbir tarafından gelmiş arkadaşlarla kaynaşmayı çok güzel arttırıyor. Mesela Doğu Türkistan’dan gelen bir kardeşimiz vardı, onunla beraber çok güzel muhabbetimiz oldu. O bizi anlıyordu ama daha tam Türkçe konuşamıyordu.

Gittiğimiz ilk günün akşamı arkadaşlarla beraber otobüsle Balıkesir’de bulunan kaplıca sularına gittik. Orada herkes gönlünce eğlendi ve havuzun keyfini hep beraber çıkardık. Kaplıcalara giderken otobüste çektiğimiz resimlerden birkaçını sizinle paylaşıyorum.

Programımız devam ediyordu, biz de alabildiğine Risaleleri okuyarak kendimizi geliştirmek istiyorduk. Programımızda her zaman olduğu gibi benim çok sevdiğim mütala saatleri de vardı. Bu saatlerde bizim başımızda duran tecrübeli abiler eşliğinde tam bir beyin fırtınası yapıyorduk. Herkes sorular soruyor ve abiler de cevaplarını hemen Kuran’ın bir tefsiri olan Risale-i Nur’daki bölümlerden açıklamalı olarak veriyorlardı. “Arkadaşlar, Risale-i Nur cevap vermek için bize her zaman yeter” diyorlardı. Biz de buna her defasında şahit oluyorduk. “Demek ki daha fazla okuma yapmamız lazım” diye herkes içinden geçiriyordu eminim. Bu şekilde Risalelerin değişik bölümleri irdeleniyor, bilgi dağarcığımız artıyor ve öğrendiklerimiz bizi daha çok okumaya teşvik ediyordu.

Risale okuma saatlerimiz hakikaten çok huzurlu geçiyordu. Bol bol kainatı tefekkür etme imkanımız oluyordu. Bundaki lezzet bir başka; kainatın efendisini ve sultanını tanımak, sanatlarını okumak, O’nu daha iyi anlamak  ve O’nun yolunda olmak ve o yolda mutlu olmak ne büyük saadet. İşte bunları ve çok fazlasını kazandıran bir eser Risale-i Nur.

Neyse konumuza dönelim… Günlerimiz bir bir geçiyordu. Biz de hem keyif alıyor hem de rızay-ı ilahi yolunda güzel bir şeyler yapmanın verdiği huzurla mutlu oluyorduk.

Daha birçok anlatılacak şey var ama ben biraz kısa tutmak istiyorum. Sizi sıkmak istemiyorum.

Daha sonra o otobüste tanıştığımız iki arkadaşla ve dersanede tanıştığımız diğer kardeşlerle çok güzel dolu dolu bir hafta geçirdik. Elhamdülillah.

Gitme vaktimiz geldiğinde bizden önce programa dahil olup bir haftasını tamamlayan birçok arkadaş memleketlerine dönmüştü bile. Biz dersanede on kişi kadar kalmıştık. Oysa ilk geldiğimizde otuza yakındık. Sayımız azalmıştı ama muhabbetimiz hiç azalmamıştı.

Biz de bavulumuzu hazırlayıp Şubat’ın 2’sinde oradaki arkadaşlarla ve abilerimizle vedalaşarak, İstanbul’a doğru yola çıktık.

Programımızın bittiğine üzülürken yeni haberini aldığımız gelecek yaz programını düşünmeye başlamıştık bile. Abilerin dediğine göre  önümüzdeki 2011 yaz programında Urfa’ya oradan da Suriye’ye gidilecekmiş. Biz de daha şimdiden merakla yaz tatilini beklemeye koyulduk.

Şunu söyliyeyim ki ben dersanede kalmıyorum. Çünkü ailem de okulumda İstanbul’da. Ama elimden geldiğince Nurlarla meşgul olmaya ve okuma programlarına katılmaya çalışıyorum. Yani bu programlara yalnızca Nur dersanelerinde kalan öğrenciler değil isteyen tüm öğrenciler katılabilir. Üniversite gençliği için yapılan böyle programlar olduğu gibi, liseli gençler için de çeşitli okuma programları yapılıyor.

Allah nasip ederse, önümüzdeki yaz programına katılıp Urfa ve Suriye’deki atmosferi de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Allah’a emanet olun… Selam ve Dua ile…

 

 

 

www.NurNet.org

 

Ebediyen içinde kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelesin.

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd O Allah’a mahsustur ki kuluna kitabı indirdi ve onun içine tutarsız hiçbir şey koymadı. Dosdoğru bir kitap olarak gönderdi.

Ta ki Kendi nezdinde inkârcılar için hazırladığı şiddetli azabı bildirerek onları uyarsın.

Makbul ve güzel işler yapan müminleri de ebediyyen içinde kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelesin ve ta ki “Allah evlat edindi” diyenleri uyarsın.

[Kehf Suresi 18,1-4]

..…….

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

Bir kul Allah katında, Allah rızası için yuttuğu bir öfkeden daha faziletli bir yudum yutmamıştır.

(İbni Mace, Zühd)

.…….

Risale-i Nur’dan;

Ancak O’nun kudretiyle, iradesiyle her müşkil(problem) hallolur ve kapalı kapılar açılır. Ve O’nun zikriyle kalbler mutmain(tatmin) olur. Binaenaleyh, necat  ve halas(kurtuluş) Allah’a iltica ile olur.

…….

Cevşen’den ;

16-
1-Ey her şeyin Rabbi,
2-Ey her şeyin İlahı,
3-Ey her şeyin yaratıcısı,
4-Ey her şeyin üzerinde olan,
5-Ey her şeyden önce olan,
6-Ey her şeyden sonra olan
7-Ey her şeyi bilen,
8-Ey her şeye gücü yeten
9-Ey her şeyin Sanii
10-Ey her şey fenâ bulup, Kendisi bâkî kalan

www.nurnet.org

Almanya-Mannheim Barla Medresesi

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahu ve Berakatuhu,

Almanya’nın Mannheim Şehrinden kıymettar siz Abilerimize binler selam ederiz…

Nur Dersanemizden ve buradaki Kur’an hizmetlerimizden tahdis-i nimet ve şükür suretinde ve siz kıymettar Abilerimizin dualarını istirham niyetiyle bir parça bahsetmek isteriz.

Risale-i Nur Dershanemiz yaklaşik 7 ay önce açıldı ve Mannheim‘in Hochstätt bölgesinde bulunmaktadır. Her Cuma akşamları  14-25 yaş arası yaklaşık 40 kardeşimizle gençlik dersleri olmakta, bu vesileyle Nurlar bu bölgede neşrolunmaktadır.

Cuma derslerimiz vesilesiyle çok hoş nurlu sohbetler olmakta ve Kur’an hakikatlerinin Risale-i Nur vesilesiyle insanlar üstündeki te’sirini bilmüşahede görmekteyiz. Derslerimizde, öncelikle Nurlardan bir parçayı dönerli olarak okuyoruz ve daha sonra paragraf paragraf okuyarak mütalaa ediyoruz. “Risale-i Nur’un hocası yine Risale-i Nur’dur” kaidesiyle takip ettiğimiz bu sistem insanlar üstünde çok güzel tesirler uyandırmakta ve derste herkesi hep aktif tutmaktadır.

Cumartesi günleri umumi, her yaştaki insanın katılabildiği derslerimiz  devam ediyor. Pazar günleri gençlerimize İlmihal, Fıkıh ve Kur’an-ı Kerim dersleri verilmektedir. Hafta içi belirli günlerde ise Almanca Risale-i Nur dersleri yine gençlerimiz tarafından yoğun rağbet görmekte.

Noel ve Paskalya tatillerinde 1 haftalık okuma  programları düzenlemekte ve gençlerimizi Risale-i Nurları daha yakından tanımaları için teşvik etmekteyiz.

Genç cemaatin yoğunluğu sebebiyle sosyal faaliyetler başlatmış ve hız vermiş durumdayız. Piknik, gezi, spor programları ve buna benzer aktivitelerle gençlerimizi meşru dairede muhafaza etmeye çalışıyoruz.

Gayr-ı Müslimler İslamiyet’i Müslümanların ahvalleriyle tanıyorlar. Müslüman kimliğine sahip olan ama İslamiyet’i asla yaşamayan insanların hal ve hareketleri en büyük elemimiz. Biz de buna mukabil en iyi ahlakta İslamiyet’i yaşamaya gayret ederek İslamiyet hakkında oluşturulmuş kötü imajı kırmaya çalışıyor, İslamiyet’i lisan-ı halimizle de anlatmaya gayret ediyoruz.

Allah’a sonsuz hamdolsun. Risale-i Nur hakikaten Kur’an’ın hakiki bir tefsiridir ki her milletten insanın kalbine gayet mükemmel tesir ediyor. Arkadaşlarımızın bu teşekkürleri ve şükranları doğrudan Allah’a aittir ve bu teşekkürler, bu memnuniyet Risale-i Nur’un kıymetini gösteriyor diye telakki ediyoruz. Rabbim, derslerimize katılan bu kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, abilerimizin hakiki birer Nur Talebeleri olmalarını ve derslerimizde, hizmetlerde daim olmalarını nasib etsin. Amin.

Tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı iletir, dualarınızı bekleriz.

Mannheim Nur Talebeleri

 Barla Medresesi Mannheim / Almanya

 

 

www.NurNet.org

Makedonya Saff-ı Evveli Abdulhamit Cup Abimizin Vefatının Hatırlattıkları

Makedonya’da Risale-i Nur Cemaatinin Saff-ı Evveli değerli ağabeyimiz Abdulhamit Cup 12.02.2011 ikindi vakti Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Abdulhamit ağabeyimiz kendi bahçesine Makedonya’nın ilk Nur Dershanesini yaptırdı. Büyük hizmet insanı olan ağabeyimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Abdulhamit ağabey 13.02.2011 ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazından sonra Makedonya Gostivar şehir mezarlığına defnedilecektir. Herkesin dualarını bekliyoruz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Allah’tan geldik ve tekrar O’na döneceğiz)

Bu vesile ile ömrü hizmette geçmiş bir hayatın bize hatırlattıklarını dile getirmekte fayda var. İnşallah Abdulhamit abimiz de günah cihetinde vefat edip, sevap cihetinde yaşamaya devam edenler zümresinde, amel defteri işlemeye devam edecek…

Her yüz yılda bir kuşak ve nesil ölüyor, yerine yeni bir kuşak ve nesil geliyor. Onlar da aynı şekilde yüz yıl içinde ölüp gidiyorlar. Bu süreç kainatın değişmez bir kanunudur. Her canlı mutlaka belli bir müddet yaşar ve sonra ölümle fena bulur.

Madem ölümden kaçış yok, öyle ise “Ölüm bizden ne istiyor?” sorusuna kulak verip, doğru cevaplayıp onun gereklerini yaşamamız iktiza ediyor. Ölüm bize dünyanın bir imtihan ve tecrübe yeri olduğunu, insanların bu dünyadaki vazifesinin iman ve ibadet olduğunu hal dili ile ikaz ve ihtar ediyor.

Yani ölümün bizden istediği şey iman ve ibadettir. Yoksa hayvan gibi zevk ve lezzetler peşinde koşup haramlara girmek ve hayvan gibi çabalamak değildir. İnsana bu manaları en güzel ve tesirli bir şekilde ikaz eden ölümdür. Peygamber Efendimiz (asv)’in ifadesi ile “Nasihat olarak ölüm size kafidir.” Ölüm lisan-ı hal ile hayattan ziyade bu mesajı veriyor.

Allah’ın rızasını arayarak, hizmetle geçen bir ömrün bize anlattığı ise;

Müslümanlar, ihlaslı bir şekilde birlik ve dayanışma içinde olursa, sayısız dünyevi ve uhrevi menfaatler kazanırlar. Üstad Bediüzzaman bu menfaatler içinde ölüm korkusundan kurtulmayı da sayıyor. Yani bir Müslüman ihlas ve samimiyet ile bir Müslüman kardeşine münasebet peyda ederse, onun ile iki ceset bir ruh olurlar. İki cesetten birisi ölse bile, diğer ceset sağ kaldıkça sevap noktasından yaşayabileceğini söylüyor. Demek ihlas ve samimiyette böyle tesirli ve devamlı menfaat ve kuvvetler mevcuttur. Yeter ki biz bu samimiyet ve ihlası kazanalım.

İhlas ve dayanışma duygusu ile şirket-i maneviyeye ortak olan bir Nur talebesi, o şirketin daimi bir hissedarı olur. Bu manevi şirkete ortak olmayı başarmış bir Nur talebesi ölse bile, şirketin hayatta olan diğer ortakları yaşadığı müddetçe şirkete sevap kazandırmaya devam edeceklerdir. Şirketin havuzunda biriken sevaplar dağıtılırken hayatta olma şartı yoktur, ölmüş olsa bile aynı hayatta gibi o sevaplardan hissesini alır.

Olgun bir Mümin, ölümden sadece sevap ve faziletim kesilecek diye korkar, ihlas ve samimiyet bu korkuyu da ortadan kaldırdığına göre; Mümin için artık ölüm diye bir şey yoktur. Yani sevap ve fazilet noktasından değil, sadece günah ve kusur noktasından ölmek vardır ki; bu da Mümin için sevinilecek bir haldir.

Faydalanılan Kaynaklar;

www.sorularlarisale.com

 

Abdulkadir Haktanır abimizin dilinden bir hatıra ;

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu!

Pek muhterem ve aziz ağabeylerim ve kardeşlerim; 1995 senesinde ilk olarak İsmail ve Nusret kardeşlerimizle hizmet maksadı ile Makedonya Gostivara gittik. Zeki Demir ağabey tarafından tam merhum Abdülhamid Cup Ağabeyin evinin karşısındadershane kiralanmıştı. Yani dershane ile merhum Abdülhamid ağabeyin evini bir yol ayırıyordu. Risale-i Nur hizmeti onun kalbine yerleştiği için kendi avlusunda ders yapılmasi için 30 metre kare civarında bir oda yapmıştı. O günden bugüne kadar hizmet maksadı ile 1-1,5 aylığına her zaman Makedonya’ya gittiğimde genellikle o odada kalıyordum. O oda yalınız erkeklere değil belki kadınlara da çok hizmet görmüştür.Orada kalırken her ne kadar Nurun prensiplerine uyma maksadı ile kendi yemeğimizi yapmaya gayret etsek de, rahmetli Abdulhamit ağabey ve hanımı de çok cömert oldukları için çoğu defa kahv altı ve öğlen yemeğini ikram ediyorlardı.

Ölüm vaya düğün gibi bir cemiyet olduğundaysa ders yapmak için muhakkak bizi de alır ve cemiyete götürürdü. Tebdili hava  etmek maksadıyla çok defa ormanlara gider oralarda ders yapardık. Toplantılarda canımız sıkılmasın diye latifeleşirdi. Allah kendisinin makamını cennet eylesin Aile efradına ve  Nur Ağebey ve kardeşlere sabr-ı cemil ve ecri cezil ihsan eylesin.

İnşaallah  Rabbim bizi ahrette tekrar görüştürür.

Cenab-ı Hak hakkında yapılan duaları kabul, kendisine rahmet eylesin.

Abdülkadir HAKTANIR

 

 

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh!

Pek muhterem ve aziz Nur hizmetinde bulunan  Ağabeylerim ve kardeşlerim 1995 senesinde ilk olarak İsmail ve Nusret kardeşle hizmet maksadı ile gittiğimiz Makedonyadaki Gostivara. Zeki Demir Ağabey tarafından kiralanmış dershane tam merhum Abdülhamid Ağabeyin evinin karşısında idi. Yani Deshane ile merhum Abdülhamid ağabeyin evini yol ayırıyordu. Risale-i Nur hizmeti onun kalbine yerleştiği için kendi Avlusunda ders yapılmasi için 30 metre kare civarında bir oda yapmış. Ondan sonra o günden bugüne kadar hizmet maksadı ile 1-1,5 aylığına her zaman Makedonyaya gittigimde daha fazla o odada kalıyordum. O oda değil yalınız erkeklere belki kadınlara da çok hizmet görmüştür.Orada kalırken her ne kadar Nurun prensiplerine uyma maksadile kendimiz yemeğimizi yapmaya gayret ediyorduk, fakat Rahmetli de hanımı de çok cömert oldukları için çok defa kahve altı ve ölen yemeğini onlar ikram etmiştirler, geri çevirme imkansız imiştir. Ölüm vaya düğün gibi bir cemiyet vuku buldu ise ders yapmak için muhakkak bizide alır cemiyete götürürdü. Tebdili hava  etmek maksadıyla çok defa ormanlara gider oralarda ders yapardık. Toplantılarda canımız sıkılmamak için çok güzel espri yapardı. Allah kendisinin makamını cennet eylesin Aile efradına ve  Nur Ağebey ve kardeşlere Sabri cemil ecri cezil ihsan eylesin. İki-üç ay evvel ben orada iken Hastaneye yatırılmıştı fakat maalesef Doktorların müsadse etmemelerinden dolayı görüşemedik, İnşaallah  Allah bizi ahrette kendisi ile görüştürür. Kendisi hakkında okuduğumuz Hatim ve Yasinleri Allah İnşaalah kabul buyurmuştur Rahmetliyi çok seven birisi de bu fakirdir Tekrer Allah gariki rahmet eylesin der Abdülkadir HAKTANIR

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version