Bekir Özcan’dan Ömer Hayyam’a Tokat Gibi Cevap

Ömer Hayyam’ın inanç fikirleri sakat
Edebiyat’ta, şiir’de; hüner ise ‘sanat’
Çıkrığı görüp de, ustasını inkâr edenin
İnsan olduğunu, acaba edilir mi ispat?

Bekir Özcan
……………………………………….

 

Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akıl, bilim yolunu tuttu.
Derken ses geldi karanlıklardan:
Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu!

 

Ömer Hayyam
……………………………..

 

Aklın nuru fen kalbin nuru ise din

Bunları tam doğru öğretende bilim

Aydınlıktan gelen sese sen kulak ver

Dini tasdik eder her doğru tüm ilim

 

Bekir Özcan

……………………………..

 

Ben ne camiye yararım, ne havraya!
Bir başka hamur benimki, başka maya.
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
Ne din umrum da, ne cennet, ne dünya!

 

Ömer Hayyam 

……………………………..

 

İnsanın atası Adem; (a.s) hamuru ise toprak

Maya; insan, hedef; adam gibi adam olmak

Hamuru mayayı suçlamayı, sen; bir bırak

Ebediyeti; insan olarak burada kazanmaya bak

 

Bekir Özcan

Eğitimde Cibilliyet Meselesi

Bir Eğitim-Öğretim dönemini daha yarılıyoruz.Bir dönemin nasıl geçtiğini sorarsanız herkes farklı duygular içinde size cevap verir.Kimisi olumlu Kimisi olumsuz cevap verir. Eskiler Eğitim – Öğretime Talim ve Terbiye derlerdi.Talim öğretimin karşılığı olarak gelirdi.Terbiye ise tam karşılamazsa bile eğitim anlamına geliyor.Öze36679llikle atalarımız terbiyeye daha çok önem verirlerdi.

Eğitim beşikten mezara kadar süren bir serüvendir.Eğitimde bireyin bütün yaşantısında genel bir değişim esastır.Yani eğitimde bireyde olumlu bir davranış kazandırılması esastır.Eğer istenen olumlu davranış kazandırılmamışsa bu eğitim eksik sayılır. Yani ahlaki yönden bir değişiklik yoksa bu eğitim başarısız sayılır.Bu aktardığımız eğitimle ilgili tespitimizi bir hikayeyle destekleyelim.

Padişah vezire sormuş:

– Vezir!
– Eğitim mi önemli soy sop mu (Cibilliyet) ?

vezir düşünmeden cevap vermiş:
– Cibilliyet, padişahım.

… padişah memleketin her yerine tellallar çağırtmış.

– duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın en iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış. padişah hayvan eğiticisine sormuş:

-Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?

-Altı ayda öğretirim padişahım.

altı ay dolmuş, huzura alınmış.

padişah:

-Öğrettin mi?

-Öğrettim padişahım.

saray erkanı toplanmış, kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş:

Vezir! demiş.

– Eğitim mi önemlidir cibilliyet mi?

vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış.

kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış. Tabi altı aylık eğitimde boşa gitmiş.

Vezir cevap vermiş.

– Cibilliyet padişahım…

Evet maalesef bizim eğitim sistemimiz bireye bir çok davranışı kazandırıyorsa da istenen olumlu davranışı kazandıramamaktadır. Yani hikayede anlatıldığı gibi önemli olan davranışını değil cibilliyetini değiştirecek bir eğitimin verilmesidir. Bu sözlerimize en iyi örnek son zamanlarda okullardaki madde bağımlılığından tutun bir çok kötü alışkanlığın fazlası ile yer bulmasıdır.

Sonuç olarak tatili hak eden bütün eğitimci arkadaşlara ve öğrencilere hayırlı tatiller diliyorum.

Hamit Derman

www.NurNet.Org

Dünya Cehenneme Dönüşmüyorsa Eğer…

“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz. İyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, Allah’a hakkıyla iman edersiniz. Eğer Kitap Ehli de iman etseydi, onlar için hayırlı olurdu. Gerçi onlardan mü’minler de vardır; fakat çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.

Âl-i İmran – 110

Yedi milyar insanın yaşadığı dünyanın bir buçuk milyarı Müslüman…

Bir an için dünyada hiçbir Müslüman yaşamadığını düşünelim:

İnsanları iyiliğe kim teşvik ederdi?

Kimler kötülükten sakındırırdı?

Allah’a hakkıyla kim iman ederdi?

Ahiret yurduna kim inanırdı?

Evet, belki dünya tam anlamıyla yaşanabilir, tam olarak emniyetli bir yer değil… Ama şu haliyle dahi insanlar dünyada huzur bulabiliyorsa, bunda Müslüman nüfusun çok önemli bir payı olsa gerek…

Günde beş defa gürül gürül okunan ezanlar… Her namaz vaktinde camilere koşan mü’minler… Manevî anlamda günde beş defa nefes alabilen insanlık… Her Ramazan ayında bütün coğrafyalarda açıkça görülen bolluk ve bereket… Okunan Kur’an-ı Kerim’lerle yumuşayan kalpler…

Aslında ahiret alemlerine kıyasla küçük bir bahçeye benzeyen dünyamız, Müslümanlar sayesinde daha yaşanabilir bir hale geliyor.

Alnı secdeli, ağzı dualı mü’minlerle ferahlayan dünyamız, yine iman ve İslamiyet sayesinde gelecek adına ümit vaat edebiliyor.

Mü’minler tarafından verilen zekât ve sadakalarla rahatlayan ihtiyaç sahipleri…

Camilerde, Kur’an kurslarında, Allah ve Peygamber sevgisiyle bir şeyler öğrenmeye gayret eden çocuklar…

İman, tevhid, teslim ve tevekkül sahibi nur yüzlü ihtiyarlar…

Dünyanın manevî kalbi hükmünde olan Mekke-i Mükerreme,

İki Cihan Güneşi’nin aziz hatıralarıyla dolu Medine-i Münevvere…

İslâm sanatlarının şaheserleriyle dolu, Müslümanların ümit kaynağı şehr-i İstanbul…

İslâmiyet ve Müslümanlara ait manevî güzelliklerin olmadığı bir dünyada yaşamak kolay olur muydu?

Öyle bir dünya, nasıl bir anlam ifade ederdi?

Evet…

İslâmiyet ve Kur’an, dünyanın manevî güneşidir.

Mü’minler, dünyayı manevî anlamda ayakta tutan en önemli direktir.

Üç asırdan beri dünyanın dizginleri ne yazık ki koptu…

Dengeler altüst oldu… Hayata sadece maddî yönden bakıldı.

Demokrasi ve insan hakları nutukları atanlar, bunları sadece kendileri için geçerli saydı.

Dengeleri yeniden kurmak isteyenler, Müslüman dünyayı hesaba katmadıkları için, çatışmalara engel olamıyorlar.

Irak’ta, Mısır’da, Suriye’de gerçek anlamda bir barış ortamı kurulmasına izin vermedikleri için, Batılıların farklı coğrafyalarda yaktıkları ateşler, şimdilerde Batıyı yakmaya başlıyor…

Bütün mukaddes kitapları inceleyin.

Bütün peygamberlerin hayatlarını inceden inceye yeniden gözden geçirin.

Medeniyetleri kıyaslayın, karşılaştırın.

Maddî, manevî, ekonomik, sosyolojik ve kültürel analizler yapın…

Şunu göreceksiniz:

İslamiyet’in dışında kalan bütün alternatifler geçerliliğini yitirdi.

İslamiyet’in insana, dünyaya, değerler sistemine, hayata ve geleceğe dair söylediği her şey, hayat kaynağı olmaya devam ediyor.

Zaman ihtiyarladıkça, Kur’an gençleşiyor.

Üstelik İslamiyet, diğer kültür ve dinleri ötekileştirmiyor.

İnsanlık neyi aradı da, Kur’an-ı Kerim’de, Sünnet-i Seniyye’de bulamadı?

Batı dünyası ne söylerse söylesin, Müslümanlar, Allah’a iman etmekten gelen büyük bir kalp huzuruna sahiptir.

İşte Batı’nın her yerde ve her şeyde arayıp da bulamadığı budur.

Kalpler, ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.

Madem ki insanı manevî anlamda besleyen en önemli şey, Allah’a iman etmektir, Allah’ı anmaktır…

Batının hayat tablosunda noksan kalan parça, “iman-ı kâmil”dir.

Dünyayı çok büyük bir ateşin içine düşmekten alıkoyan şey, İslâm dünyasının varlığıdır.

Son sözü Mehmed Akif Ersoy söylesin:

 

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır,

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır…

Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdan’ın…

Ne irfanın kalır te’sîri kat’iyyen, ne vicdanın.

Hayat artık behîmîdir… Hayır ondan da alçaktır;

Ya hayvan bağlıdır fıtratla, insan hürr-i mutlaktır.

Behâim çıkmaz amma hilkatin sabit hududundan,

Beşer hâlâ habersiz böyle bir kaydın vücûdundan!

Meğer kalbinde Mevlâ ‘dan tehâşî hissi yer tutsun…

O yer tutmazsa hiç manâsı yoktur kayd-ı namusun.

Hem efradın, hem akvamın bu histir, varsa, vicdanı;

Onun ta’tîli: İnsâniyyetin tevkî-i hüsranı!

Budur hilkatte câri en büyük kanunu Hallâk’ın:

O yüzden başlar izmihlali milletlerde ahlâkın.

Fakat, ahlâkın izmihlali en müdhiş bir izmihlal;

Ne millet kurtulur, zîrâ, ne milliyyet, ne istiklâl.

Oyuncak sanmayın! Ahlâk-i millî, rûh-i millîdir;

Onun iflâsı en korkunç ölümdür: Mevt-i küllidir.

Olur cem’iyyet artık çaresiz pâmâl-i istilâ

Meğer kaldırmış olsun, rûh-î sânî indirip, Mevlâ.

Evet bir ba’sü ba’de’l-mevte imkân vardır elbette…

Bunun te’mîni, lâkin, bir yığın edvara vabeste!

O cem’iyyet ki vicdanında hâkim havf-ı Yezdan’dır;

Bütün dünyâya sahiptir, bütün akvama sultandır.

Fakat, efradı Allah korkusundan bî-haber millet,

Çeker, milletlerin menfuru, Kıbtîler kadar zillet;

Meâlî meyli hiç kalmaz, şehâmet büsbütün kalkar;

Ne hâkimlik tanır artık, ne mahkûm olmadan korkar.

Şeref hırsıyle istihkar-ı mevt etmişken ecdadı,

Bırakmaz öyle bir pâkîze neslin şimdi ahfadı,

Hayât uğrunda istihfafa şayan görmedik hüsran!

Gebersin tekmeler altında razı… Çıkmasın, tek, can!

Yürekler en mülevves, en sefil âmâl için çarpar;

Sinirler en muhal endîşeden titrer durur par par!

Olur cem’iyyet efrâdınca şahsî menfa’at “ma’bûd!”

Sorarsan kimse bilmez var mı “hak” nâmında bir mevcûd.

O, doymak bilmeyen ma’bûda kurbandır haya hissi,

Hamiyyet, âdemîyyet hissi, ulvî hislerin hepsi!

Bu hissizlikle cem’iyyet yaşar derlerse pek yanlış:

Bir ümmet göster, ölmüş maneviyyâtıyle, sağ kalmış?

N. Kağan Çetin

yazarumitsimsek.com

Kim, Kimdir? Ne, Nedir? Ne Zaman? (2015 Yılı Önemli Günler Listesi)

2015 YILI ÖNEMLİ GÜNLER TAKVİMİ

Aşağıda belirtilen günlerde sağında * bulunanlarla ilgili bilgi almak için yazının üzerine tıklayınız..

Not: Eklenmesini istediğiniz önemli günler için info@www.nurnet.org adresine mail atmanız yeterlidir.

 

OCAK

1 Ocak : Mekke’nin Fethi (630) *

2 Ocak : Gönenli Mehmet Efendi’nin Vefatı (1991)

6 Ocak :  Sultan 4. Mehmed’in Vefatı(1693)

15 Ocak : Akşemseddin’in (K.S.) Vefatı (1459) – (İstanbul’un Manevi Fatihi) *

16 Ocak : Sultan 3. Murad’ın Vefatı (1595)

18 Ocak : Çandarlı Ali Paşa’nın Vefatı (1467) – (İstanbul’u Fetheden komutanlardandır)

20 Ocak : Darül Aceze’nin Kuruluşu (1895) – (2. Abdulhamit tarafından kuruldu)

21 Ocak : Sultan 1. Ahmet’in Vefatı (1617)

21 Ocak : Sultan 3. Mustafa’nın Vefatı (1774)

22 Ocak : Yavuz Sultan Selim Han’ın Ridaniye Zaferi (1517)

24 Ocak : Hazreti Ali’nin (R.A.) Küfe’de Şehid Edilmesi (661) *

27 Ocak : Osmanlı Devletinin Kuruluşu (1299)

29 Ocak : Türkçe Ezanın İlk Defa Fatih Camiinde Okutturulması (1932) *

 

ŞUBAT

1 Şubat : Ayasofya Camii Müzeye Çevrilmesi (1935) *

3 Şubat : Ali Ulvi Kurucu’nun Vefatı (2002) *

4 Şubat : İskilipli Atıf Hocanın İdam Edilmesi (1926) *

6 Şubat : Sultan 2. Ahmed’in Vefatı (1695) *

9 Şubat : Ömer bin Abdülaziz-i Emevi’nin Vefatı (720) *

10 Şubat : 2. Abdülhamit Han’ın Vefatı (1918) *

17 Şubat : Şeyh Şamil’in Vefatı (1871)

19 Şubat : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1.Dünya savaşında Ruslara Esir Düşmesi (1916) *

20 Şubat : Sıddık Sabri Efendi’nin Vefatı (1954) *

23 Şubat : Peygamberimiz(sav)’in Veda Hutbesi’ni İradı (632) *

24 Şubat : TBMM Tarafından Said Nursi Hazretleri’nin İtibarının İade Edilmesi (1993) *

 

MART

2 Mart : Emir Sultan’ın (K.S.) Vefatı (1430) *

3 Mart : Hilafetin Kaldırılması (1924) *

4 Mart : Selahaddin Eyyubi’nin Vefatı (1193) *

5 Mart : Yeşil Ay Cemiyeti’nin Kuruluşu (1920) *

8 Mart : Yıldırım Beyazıt Han’ın Vefatı (1403)

8 Mart : Dünya Kadınlar Günü

10 Mart : İmam Caferi Sadık’ın (R.A.) Vefatı (765)

12 Mart : İstiklal Marşı’nın TBMM ‘de kabulü (1921) *

13 Mart : Bedir Savaşı (624) *

14 Mart : Tıp Bayramı

16 Mart : İstanbul’un İngilizlerce İşgali ve Yağmalanması (1920) *

17 Mart : İslamköylü Hafız Ali’nin Vefatı (1944) *

18 Mart : Çanakkale  Zaferi (1915) *

18 – 24 Mart : Yaşlılar Haftası

23 Mart : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Vefatı (1960)

24 Mart : Harun Reşid’in Vefatı (809)

27 Mart : Uhud Savaşı (625)

28 Mart : Sultan 3. Selim Han’ın Vefatı (1789)

 

NİSAN

2 Nisan : Zübeyir Gündüzalp’in Vefatı (1971) *

3 Nisan : Tahiri Mutlu’nun Vefatı (1977) *

4 -10 Nisan : Polis Haftası *

5 Nisan : Gazi Osman Paşa’nın Vefatı (1900)

7 Nisan : Ahmed Davudoğlu Hocanın Vefatı (1983)

9 Nisan : Mimar Sinan’ın Vefatı (1588) *

11 Nisan : Hudeybiye Barışı (628) *

20 Nisan : Kutlu Doğum Haftası (571) – Peygamber Efendimiz (sav)’in Miladi Takvimle Dünyaya Teşrifleri. *

23 Nisan : Regaib Kandili *

23 Nisan : TBMM Açılışı & Egemenlik ve Çocuk Bayramı (1920)

 

 

MAYIS

3 Mayıs : Fatih Sultan Mehmed Han’ın Vefatı (1481) *

4 Mayıs : Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb El Ensari’nin Vefatı (672) *

6 Mayıs : İmam Azam Ebu Hanife’nin Vefatı (767) *

7 Mayıs : Binbaşı Asım Bey’in Vefatı (1935) *

15 Mayıs : Mirac Kandili *

20 Mayıs : Sultan Genç Osman’ın Şehid Edilmesi (1662)

26 Mayıs : Sultan 2. Beyazid’ın Vefatı (1512)

27 Mayıs : Elmalı Hamdi Yazır’ın Vefatı (1942) *

28 Nisan – 4 Mayıs : Kardeşlik Haftası

29 Mayıs : İstanbul’un Fethi (1453) *

31 Mayıs : Dünya Sigarayı Bırakma Günü *

 

HAZİRAN

1 Haziran : Berat Gecesi

4 Haziran : Sultan Abdülaziz Han’ın şehid edilmesi(1876)

8 Haziran : Miladi Takvime Göre Peygamberimiz (sav)’in Vefatı (632)

15 Haziran : Bilali Habeşi’nin (R.A.) İlk Ezanı Okuması (622) *

16 Haziran : Ezanın Aslıyla Okunması (1950) *

17 Haziran : Hazreti Osman (ra)’ın Şehid Edilmesi (656) *

22 Haziran : Nasrettin Hoca’nın Vefatı (1284) *

30 Haziran : Sultan 2. Mahmud’un Vefatı (1839)

 

TEMMUZ

8 Temmuz : Türkiye Radyosunda İlk Kez Kur’an-ı Kerim Okundu (1950)

13 Temmuz : Kadir Gecesi *

13 Temmuz : Hazreti Aişe’nin (R.A.) Vefatı (676) *

17 Temmuz : Ramazan Bayramı *

17 Temmuz : Abdülkadir Geylani (K.S.) Hazretlerinin Vefatı (1166)

25 Temmuz : Hulusi Yahyagil’in Vefatı (1986) *

28 Temmuz : 3. Selim’in Şehid Edilmesi (1808)

30 Temmuz : Prens Bismarck’ın Ölümü (1898) *

31 Temmuz : İmam Ahmed bin Hanbel’in (R.A.) Vefatı (855)

 

AĞUSTOS

1 Ağustos : Kıbrısın Fethi (1571)

22 Ağustos : Ceylan Çalışkan (R.H) Vefatı (1963) *

23 Ağustos : Hazret-i Ebu Bekir (R.A.)’ın Vefatı (634) *

31 Ağustos : İmam Buhari’nin (R.H) Vefatı (870)

 

EYLÜL

2 Eylül : Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (1925)

6 Eylül : Şeyh Edebali’yi Anma Günü *

7 Eylül : Kanuni Sultan Süleyman’ın Vefatı (1566) *

16 Eylül : Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin Vefatı (1959) *

17 Eylül : Adnan Menderes’in İdamı (1960) *

19 Eylül : Son Sahabe Ebu’t Tufeyl Amir bin Vasile’nin (R.A.) Vefatı (718)

22 Eylül : Yavuz Sultan Selim Han’ın Vefatı (1520) *

24 – 27 Eylül : Kurban Bayramı *

26 Eylül : Türk Dil Bayramı *

 

EKİM

1 Ekim : Camiler Haftası

10 Ekim : Hz. Hüseyin (ra)’ın Kerbela’da Şehid Edilmesi *

12 Ekim : Sokullu Mehmet Paşa’nın Şehadeti (1579)

13 Ekim : Ömer Nasuhi Bilmen Efendi’nin Vefatı (1971) *

14 Ekim : Hicri Yılbaşı *

2. Hafta : Aile Haftası *

15 Ekim : Şeyhül İslam Hoca Saadettin Efendi’nin (R.A.) Vefatı (1599)

16 Ekim : Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin (R.A.) Vefatı (1628) *

25 Ekim : Uluğ Bey’in Şehadeti (1449)

29 Ekim : Cumhuriyet Bayramı *

29 Ekim – 4 Kasım : Kızılay Haftası 

31 Ekim : Dünya Tasarruf Günü *

 

KASIM

3 Kasım : Hazreti Ömer (R.A.)’ın Şehadeti (644) *

13 Kasım : Mehmet Zahid Kotku Hazretleri’nin Vefatı (1980) *

17 Kasım : Dünya Komşular Günü *

19 Kasım : Bayram Yüksel’in Vefatı (1997) *

22-27 Kasım : Ağız ve Diş Sağlığı Haftası *

24 Kasım : Öğretmenler Günü *

26 Kasım : Dünya Müslüman Kadınlar Günü *

 27 Kasım : Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin Vefatı (1943)

29 Kasım : Filistin Halkıyla Dayanışma Günü *

 

ARALIK

1 Aralık : Mustafa Sungur’un Vefatı (2012) *

4 Aralık : Cemel Vak’ası (656) *

11 Aralık : İmam Rabbani Hazretleri’nin Vefatı (1624) *

15 Aralık : Sultan 2. Selim’in Vefatı (1574)

17 Aralık : Mevlana Celaleddin Rumi’nin Vefatı (1273) *

18 Aralık : İmam Gazali’nin (ra) Vefatı *

20 Aralık : İmam Şafii Hazretleri’nin (ra) Vefatı (820) *

22 Aralık : Mevlid Kandili *

27 Aralık : Mehmet Akif Ersoy’un Vefatı (1936) *

30 Aralık : Yavuz Sultan Selim Han’ın Kudüs’ü Fethi (1517)

31 Aralık : Ahmet Arvasi’nin Vefatı (1988)

 

Derleyen: NurNet.Org

Cumanız Mübarek Olsun

Ey Rahmân ve Rahîm olan Allah’ım!

“Bismillâhirrahmanirrahîm” hürmetine, rahîmiyetine yaraşır şekilde bize merhamet et, Rahmâniyetine yaraşır şekilde, bize “Bismillâhirrahmânirrahîm”in sırlarını anlamayı nasip eyle.

Allah’ım!

“Bismillâhirrahmânirrahîm”in sırları hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin zâta ve onun bütün âl ve ashâbına, Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır şekilde salât ve selâm eyle. Bize de, Senden başka, hiçbir mahlûkunun merhametine ihtiyaç bırakmayacak bir şefkat ve rahmetle merhamet eyle.

Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et. Emânetini kabzetmek zamanına kadar bizi emânette emîn kıl.

Allah’ım, kalplerimizi imân ve Kur’ân nuruyla nurlandır.

Allah’ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et.

Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed’e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle.

Allahım, bizi saadet, selâmet, Kur’ân ve imân ehlinden eyle. Âmin.

Allahım, Efendimiz Muhammed’e, onun âl ve ashâbına, indiği günden itibâren tâ kıyâmete kadar, onu okuyan her okuyucunun her kelimesini okuması esnâsında Allah’ın izniyle hava dalgalarının aynasına yansıyan bütün Kur’ân kelimelerinin bütün harfleri adedince salât ve selâm eyle. Bize, anne ve babamıza, erkek ve kadın bütün müminlere bu salavâtlar adedince merhamet et. Bunu rahmetinle yap, ey merhametlilerin en merhametlisi! Duâmızı kabul buyur. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

Âmin.

www.NurNet.org

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version