Etiket arşivi: almanya

Almanya Köln’de Gençlik İstişareleri Başladı

Kırk yılı aşkındır Almanya’nın Köln şehrinde hizmet veren dershanemiz bir ilke daha imza attı.

İstişareler ile yürütülen hizmetlerimizin bir alt heyeti olarak gençlik istişare heyeti kuruldu.

Gençlerin çok aktif oldukları Köln şehrindeki bu istişare heyeti, yeni proje ve hizmetler meydana getirebilmek için meydana getirilmiştir.

Artık Avrupa’da hizmetleri yüklenmiş bir nesil mevcut. Bu neslin kendi isişare heyetini kurmaya mecbur olduğunu düşünen Köln medresesi gençliği, bu yolla Avrupa’da gençlik hizmetlerinde daha sağlam adımlar atılabileceği kanaatini taşımakta.

Her bölgede gençlik istişareleri kurulabilmesi dileğiyle..

Selam ve dua ile..

www.NurNet.org

Stuttgart Okuma Programı Ardından

Barla Medresesi Mannheimdan Esselamun aleykum;

Her ne kadar Türkiye’deki hizmetler kadar olmasa da, bizler de Risale-i Nur’dan aldığımız enerji ile Almanya’da Risale-i Nur’ları okumayı ve bu hakikatlere aç olan insanlara okutmayı gaye edinerek, Almanya’daki ara tatillerde okuma programlari düzenlemekteyiz.

Barla Medresesi Mannheim’ da genç ve ögrenci cemaatin yoğunluğu nedeniyle bu tatiller bizler için çok önem taşıyor. Almanya’da ve Avrupa’da her sene 2 haftalik Paskalya Tatilerini firsat bilip 1 hafta büyükler olarak Köln´de, 1 hafta da genç kardeşlerimiz için Stuttgart’ta okuma programı düzenledik. Türkiye Manisa’dan değerli hocamız Rahmi Akman´da programımıza katıldı ve Risale-i Nur bilgisi ile bizlere önemli katkılar sağladı.

Program sonrası yaptığımız değerlendirmede gençlerin okumaya olan ilgisinin arttığını gözlemledik. Cemaatimiz içinde bir Alman müslüman kardeşimiz de bulunmaktadır. Kendisi şu anda Risale-i Nur’lari Almanca olarak okumakta ve Almanca sohbetler yapmaktadır.

Kimileri için bu tür tatiller kayak merkezleri ya da deniz kenarlarinda tatil yapmak iken, bizler için bu tatiller hizmet, mesveret, okuma programı demektir. Önümüzdeki ara tatillerinde okuma programlarımız bir baska şehirde devam edecektir.

Bu arada Almanya’da yaşayan insanimizin ve bilhasa gençlerimizin Risale-i Nur’a karşı olan ilgi ve merakını sevinçle gözlemlemekteyiz. Son bir sene içinde ciddi manada bu konunun üzerinde duruyoruz ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Rabbimizin ihsanı ile önümüzdeki yıllar içerisinde bu nurlu daire Avrupa’da hızla gelişecektir. İstirhamımız şudur ki Avrupada hizmet oldugunu bilin ve bizlere dua ediniz.

Barla Medresesi Mannheim olarak inşallah sizleri bilgilendirmeye devam edecegiz.

Selam ve Dua ile

Barla Medresesi Mannheim / Almanya

www.NurNet.Org

Almanya İnternet Hizmetleri Mektubu

Risale-i Nur‘dan mülhem şevk ve hizmet aşkı bizi nuru İslam‘ı karanlık gönüllere ulaştırmaya yönelik düşüncelere sevk etti…

Bahusus genç dimağlara internet kanalı ile varabilme yolunu keşfettikten sonra kollarımızı sıvayıp almanca dilinde gelmiş geçmiş bin civarında İslami sitenin en büyük ve kapsamlı sitesini – Rabbimizin de özel inayet ve lütfu ile – meydana getirebilmeye muvaffak olduk!

Sitemizde Risale-i Nur’un yanında Kuran Meallerinden Hadis Külliyatlarına kadar tüm İslami ilim ve manevi marifet huzmelerini sanal dünyaya da yansıttık…

Sanal dünya olsa da gerçek sanılan günlük dünyamıza etkisi göz ardı edilecek gibi değil…

Verilen yoğun emekler, ekilen tohumlar bu dünyada dahi ahiret meyveleri vermeye başladı…

Niye vermeseydi ki! Rabbim kefereye bile sayine terettüp eden mevzularda vehmi ihlasına binaen sebepler dairesinde sonuçlar halk ediyor…

Gün be gün sitemize gelen akış artıyor… Karanlıklar içinde bocalayan kalabalıklar sanal dünyada adeta bir deniz feneri bulmuş gibi bize koşuyor…

Elhamdülillah, şimdi binden ziyade insan sitemize mutad bir şekilde teveccühlerini arz edip, nurani hakikatlere medhü senalar yağdırıyor ziyaretçi defterlerine ve biz de “Haza min fadli rabbuna” deyip tahdisi nimet tepelerinde coşuyoruz…

Hele hakikati arayanlara vesile olup ihtidalarını görünce tüm yorgunluklarımızı bir çırpıda unutuyor, maratonda hedefe varan koşucu gibi durmak yok bu yol cennet yolu deyip daha fazla yok mu mülahazaları ile hel min mezid-kahramanları izinde küheylanlar gibi çatlayıncaya kadar koşturuyoruz…

Son günlerde profesyonel bir sanatçıya – özellikle nurlardan derlediğimiz çiçeklerle -suallerine kalp ve kafayı feth eden cevaplar arz edince, ruhi hastalıklarına Kuran alemi kebirinde risale eczanesinden aldığımız ilaçlar sununca – kendisi bir bayan olan bu Alman – manevi bir gün (Cuma) ve kutsi bir mekanda (mescid) şehadet getirip hemşiremiz oldu

İnternet Aleminde edindiğimiz tecrübe ve intibahlar istikametinde tercümelerin ehemmiyeti ayan-beyan zuhur etmiştir… Ümidimiz odur ki en kısa zaman da yapılacak intizamlı ve sistematik çalışmalarla risalelerin en azından tüm önemli dünya dillerine tamamen tercüme edilmesi…

Risaleler öyle bir hüviyet arz ediyor ki sanki bire bir bugün için yazılmış – o kadar kopyala-yapıştır veya al-ver yapıyoruz ki risalelerden – sırf maddi sebeplerle açıklamak mümkün değil.

Batı dünyası manevi buhranlar yaşıyor – belki hiç yaşamadığı gibi. Hakikatlere o kadar büyük bir ihtiyacı şedit mevcut ki kuru-bayat ekmek mesabesinde olan İslam cereyanlarına bile dalga dalga akıyorlar…

Biz Kuran talebeleride – Kuranın bu asırdaki tefsiri hakikisi ve belki mütemmimi akide-i İslam olan nurları – en güzel bir biçimde ihlas ve uhuvvet gibi manevi değerlere verilen önem çerçevesinde tüm meşru maddi sebeplere de dört elle sarılıp insanlara hem fani hem baki alemlerini kurtaracak iman hakikatlerini ulaştırmalıyız…

Duamız: Ya Rab! Bizi hizmet yolunda son nefesimize kadar sıratı müstakim üzere ihlasla muvaffak eyle! Amin! Amin! Amin!

Site: http://islamaufdeutsch.de/

NurNet.Org Sunar

9. Almanya Bediüzzaman’ı Anma Konferansına Davetlisiniz

Es-Selumu Aleykum Saygı Değer Ağabeylerim,

Evvela hizmetlerinizi tebrik eder, Rabbimden izni ilahide makbuliyeti için niyaz ederim.

Ağabeylerim her sene olduğu gibi bu sene de Almanya’nın kuzeyinde kalan Mönchengladbach şehrinde 9. Almanya BEDİÜZZAMANI ANMA adına hazırlanan konferansımızdan tüm kardeşlerimizi haberdar etmek istiyoruz, inşaallah.

Her sene yapılan bu konferansa Avrupa’nın değişik devletlerinden (Avusturya-Belçika-Fransa-Hollanda-İngiltere) kardeşler katılmaktadırlar. Birbirinden değerli ağabeylerimizden Abdulkadir Badıllı, Ahmed Akgündüz, Servet Armağan, Seyfeddin Bulut ve Avukat Michael Sertsöz konferansa ayrı bir güzellik katacaklar. Konferansda Risale-i Nur Külliyat sergimizde olacaktır. Bayan ve erkek kardeşlerimiz, ayrılmış yerlerde konferansı dinleyebilecekler.

Ayrıca konferansdan bir gün evvel Cuma günü program Mönchenladbah medresesinde başlayip Pazar gününe kadar devam edecektir.

Saygılarımla

Hückelhoven / Almanya Dersanesinden Binler  Selamlar

Dualarınızı  Bekleriz

www.NurNet.org

Cehennem varmış! Müjde!

Vücud hem Onun mülküdür, hem O vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fenâ et, fedâ et; tâ bekâ bulsun. Çünkü nefy-i nefiy ispattır. Yani; yok yok ise; o vardır; yani yok, yok olsa, var olur.” Bizleri yokluk karanlığından, zulmetinden, varlık nuruna çıkaran Rabbimize hamd olsun. Hem de öyle bir varlık ki, neticesi ebede uzanıyor hiçbir şeyi olmayan bizler, her şeye sahip şekilde varlık âlemine geliyoruz. Sadece varlık mı? Eğer öyle olsa, taş da olabilirdik, toprakta, çevremizde gördüğümüz herhangi bir şey. Ama bir de hayat vermiş. Üstelik Rabbimiz bizi it yapmamış, bit yapmamış, inek yapmamış, sinek yapmamış. Şuur vermiş insan yapmış, kâinat ağacının en son ve en cemiyetli meyvesi! İnsanlar içinde ise, bizleri ateşe, taşa, ağaca tapanlardan yapmamış. Hz. Muhammed Mustafa (sav) ümmetinden eylemiş, Müslüman bir ailede daha bebek iken kulaklarımıza La ilahe illallah Muhammeden Resulullah sözlerini kulaklarımıza okutturmuş, bizi kendine kul kabul etmiş.

Ne kadar şükür etsek şu nimetlerin hakkını ödeyemeyiz. Diyor ki Üstadımız,”Biz ücretimizi peşin almışız.” ne güzel söylemiş. Böyle nimete, böyle rahmete, böyle şefkate nasıl mukabele edilebilir. İbadetlerimizle karşılığını vermemiz mümkün mü? İnsan bu hakikati akıl ve kalpte tartamaz hale gelince, Yunusvari söylemek geliyor içinden “Bana Seni Gerek Seni.

Yokluk deyince, Merhum Ali Uçar abinin bir Almanya hatırası geldi aklıma.

Ali Uçar abi Almanya’ya eğitim nedeniyle geldiğinde Alman bir aileye misafir olur.

Biraz sohbetten sonra, söz döner dolaşır ölüm, hayat meselelerine gelir.

Alman adam, yaşlarının ilerlemiş olduğunu, öldüklerinde toprakta çürüyeceklerini ve yok olacaklarını söyler.

Ali Uçar abi, şöyle cevap verir “Biz Allaha iman ediyoruz. Allah birdir ve inşallah imanlı vefat edersek Cennete gideceğiz. Yani Allah bizi öldükten sonra yeniden diriltecek, dünyada yaptıklarımızın hesabını soracak.

Peki der Alman adam, biz ne olacağız?

Ali Uçar abi şöyle cevap verir; “Siz toprakta yok olmayacaksınız. Sizi de diriltecek Allah. Siz Allah’a şirk koştuğunuz için, teslis inancınızdan dolayı cehenneme gideceksiniz. Orada Ateş içinde ceza çekeceksiniz.

Alman adam heyecanlanır birden, nasıl yani der. Biz yok olmayacak mıyız? Yani biz başka bir âlemde yaşayacağız? Hemen mutfaktaki kahve yapmakta olan hanımına seslenir. “Koş koş hanım müjde, biz öldükten sonra yok olmayacakmışız. Cehennem varmış! Müjde!”

Bakınız ne diyor Üstad (ki ben burayı okurken her zaman ilk defa okuyor gibi etkilenmişimdir) “Bir zaman (küçüklüğümde) hayalimden sordum: “Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmeyi mi istersin? Yoksa bâki fakat adi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?” dedim. Baktım, ikincisini arzulayıp birincisinden “ah!” çekti “Cehennem de olsa beka isterim.” dedi.

Cehennemin vücudu dahi rahmettir. Hatta cehennem dahi kâfirler için rahmettir. Çünkü o kâfir ya ademe gidip yok olacaktır veya cehennemde de olsa ebedî bir vücuda mazhar olacaktır. Vücut, hayr-ı mahz ve adem şerr-i mahz olduğu cihetle elbette cehennemde de olsa vücut rahmettir. Ayrıca, yaratılış, in’am, ikram, ihsan, şifa gibi sayılamayacak kadar çok olan bütün hayırlar rahmet eseridir.

Allah’ın Rahimiyeti ise ahirette tamamen mü’minlere yönelik olarak “Af ve cennet nimetleri” şeklinde kendisini tamamen gösterecektir.

Varlık ile bizi nurlandıran Rabbimizden, bekamızı da nurlandırmasını niyaz ederiz. Amin

Editörün Notu: Maalesef bu yazıyı yazanı bulamadık ama bu hatırayı daha önce defaatle Ali Uçar Ağabey’den “yukardaki şekilde” rivayet eden ağabeylerden dinlediğimiz için sitemizde yayınlamak istedik.